Çeviri: bebebiskuvisi

"Böyle bir şey olmuş. Gerçekten talihsizlik, büyük talihsizlik." Ruh Sarayı'nın avlusunda, orta yaşın üstünde bir adam, iç geçirirken kederli bir ifade sergiledi.

"Ai, hepsi astlarımın ihmalkârlığı, Semavi Kristal Dağı'nın gerçek durumunu öğrenmeden gittiler. Doğal olarak Yu Sarayı Efendisi'nin bağışlaması için yalvaracağım." Özenle giyinmiş zarig bir genç de iç geçirdi.

"Kazalar kaçınılmazdır, birkaç gün önce de Semavi Kristal Zirvesi yakınlarında bir ruh hayvanı ayaklanması olduğunun haberleri geldi, muhtemelen bunun yüzünden cesetlri geri getirmek bile çok zor olacaktır. Yu Sarayı Efendisi'nin sakin kalacağını umalım." Dedi yaşlı adam.

"Saray Efendisi Tang, bu olayın nedenini biliyorsun. Korkarım ki bana karşı garezi olan bazı insanlar hikayeyi değiştirip gerçeği çarpıtabilir, bu yüzden umarım ki, Saray Efendisi Tang bu olayı değerlendirirken Yu He'ye adaletli olabilir...Yu Lang Kardeşim, benim de saygı duyduğum bir uzmandı. Renkli Gökyüzü Şehri'ne geldiğimde onunla savaşmayı planlıyordum." dedi kendine Yu He diyen genç adam.

"Bunun hakkında endişelenme, Genç Efendi Yu. Biz, Ruh Sarayı Efendileri her zaman adilizdir ve bunun aksine bir şey yapmayız." diye yanıtladı Saray Efendisi Tang.

Ye He nazikçe başıyla onayladı. Pencereye doğru baktığında gözlerinde eğlendiğine dair bir işaret ortaya çıktı. Saray Efendisi Tang'ın sözleri, düşüncelerine mükemmelce uyuyordu.

"Saray Efendisi, aşağıda sizi görmek isteyen bir genç var." Bir Ruh Sarayu muhafızı geldi, önce selamladı, sonra konuştu.

"Şu anda önemli bir misafirim var, bir süre bekletin." diye yanıtladı Saray Efendisi Tang.

"Oh, Saray Efendisi Tang meşgul olduğuna göre, Yu He sizi daha fazla rahatsız etmeyecek. Lütfen çok fazla üzülmeyin..." Yu He amacına ulaşmıştı zaten, burada daha fazla kalmasına gerek yoktu. Kibarca bunu söyledikten sonra ayrıldı.

"Genç Efendi'yi yolcu edin." Saray Efendisi Tang, muhafızla konuştu. Bunu dedikten sonra, elini sallayarak diğer muhafızın yanına gelmesini söyledi ve sessizce ona fısıldadı: "Genç adam birkaç gün sonra tekrar gelsin. Bu günlerde, ziyaret eden insanlardan dolayı çok meşgulüm. Rahatsız edilmek istemiyorum."

"Emredersiniz!" dedi muhafız.

Chu Mu sabırsızlıkla merdivenlerin aşağısında bekliyordu. Bir süre sonra, yukarıdan inen iyi giyimli bir genç adam gördü. Çok yapmacık bir gülümseme takınmasına rağmen, Chu Mu bu adamın gözlerindeki memnuniyeti hissedebiliyordu.

Yu He doğal olarak Chu Mu'yu görmeyi bekliyordu ama ona karşı sadece gülümsedi ve başıyla selam verdi, pek bir şey söylemedi.

Bir yabancının güzel jestlerine karşı, Chu Mu daima duygusuzluğunu korurdu, bu yüzden yanıt vermedi, sadece onu izlemekle yetindi. "Bir tane daha. Kibirli ve erdemli bir Ruh Sarayı genci." Ye He kibirli pek çok Ruh Sarayı üyesi görmüş gibiydi, bu yüzden içinden soğukça güldü ve gülümsemesini koruyarak binadan dışarı çıkmak için yürümeye devam etti.

"Beyefendi, çok üzgünüz, ama Saray Efendisi şu an acil şeylerle ilgileniyor ve rahatsız edilmemeyi istiyor, bu yüzden lütfen şimdi gidin, birkaç gün sonra geri gelin." Muhafız nezaketle ve hızla aşağı indi.

Yu He, Chu Mu'nun muhafız tarafından reddedildiğini duyunca duşarı çıkmak üzereydi. Gülümseyerek dedi ki: "Kimliğin sıradanmış gibi görünüyor."

Chu Mu kaşlarını çattı ve yanına gelen muhafıza bakarak soğukça konuştu: "Ona, onu görmek isteyen kişinin kim olduğunu söylemedin, değil mi?"

"Bu...çünkü kimliğinizin doğrulanması gerekiyor, bu yüzden..." Muhafız nasıl tepki vereceğini bilemiyormuş gibi baktı.

Chu Mu soğukça homurdandı, böyle insanlarla vaktini harcayamayacak kadar tembeldi. Önündeki muhafızı kenara itti ve merdivenlerden yukarı doğru yürümeye başladı!

"Nasıl cesaret edersin?" Muhafız hemen kaşlarını çattı ve Chu Mu'ya doğru bağırdı.

Chu Mu konuşarak vaktini ziyan etmedi. Bir büyü okudu ve uğursuz beyaz şeytan alevleri yandı ve aniden muhafızın zihinsel menzilinden kayboldu.

“Huhuxiexie”

Uğursuz beyaz şeytan alevleri üst katta yanmaya başladı. Üzgün Saray Efendisi Tang biraz şaşkınlıkla yukarı baktı ve soğuk şeytan alevlerini izledi.

Şeytan alevleriyle yanan Chu Mu'nun bedeni yavaşça ortaya çıktı. Uzun boylu ve yakışıklı bedeni belirginleşti ve buna gizemli ve şeytani bir cazibe de eklendi.

"Bu benim Ruh Sarayı Fermanım. Diyecek bir şeyin varsa, bunu gördükten sonra söyle." Chu Mu Ye Qingzi'nin endişe içinde beklediğini bildiğinden beklemeden bir Genç Efendi'nin tavrını takındı.

Saray Efendisi Tang boş boş bakarken Chu Mu'nun attığı Ruh Sarayı Fermanı'nı yakaladı ve kendine doğru çevirdi.

Yu Lang ve Feng Ya'nın ölümünden dolayı baş ağrısı çekiyordu zaten. Kuralları bilmeyen bu genç onu öfkelendirmişti ama Ruh Sarayı Fermanı'ndaki rütbe sembolünü görünce ifadesi hemen değişti.

Başını hafifçe eğerek saygıyla konuşmadan önce birkaç saniye boş boş baktı: "Genç Efendi olduğunuzu bilmiyordum, binlerce kez ölmeyi hak ediyorum..."

"Yu Lang ve Feng Ya aşağılık insanlar tarafından tuzağa düşürülüp öldürüldü. Oradan kaçan biri oldu ve size yalan haberler getirmiş olmalılar. Şimdi Elemental Tarikatı tarafından tutsak edilmiş bir arkadaşım var ve onu kurtarmam için yanıma bazı insanlar vereceksin." Chu Mu birkaç cümleyle söylemek istediği her şeyi söyledi.

Saray Efendisi Tang yine boş boş baktı. Daha bir süre önce Yu He tarafından, Yu Lang ve Feng Ya'nın kazara öldükleri haberi getirilmişti. Ama şimdi, onlarla Elemental Tarikatı'nın ilgilendiğini söyleyen isimsiz bir genç efendi gelmiş ve Elemental Tarikatı'yla savaşmak için emrine insanların verilmesini talep etmişti!

"Genç Efendi, Elemental Tarikatı'ndan Genç Efendi Yu, bunun hakkında daha demin bilgi vermiş ve buna tamamen zıt şeyler söylemişti. Bu konu çok komplike, lütfen acele etmeyin." Saray Efendisi Tang'ın bir anlığıan kafası karıştı ve Chu Mu'dan yavaşça açıklamasını istedi.

Bunu duyunca, Chu Mu hemen kaşlarını çattı. Komplocunun bu kadar kurnaz olduğunu ve ondan önce açıklama yapacağını düşünmemişti. Buna birkaç gün önceki Semavi Kristal Zirvesi'nde vuku bulan ruh hayvanı ayaklanması da eklenirse, hikayesini yutturması kolylaşmıştı.

"Hemen onu tutuklamak için birilerini gönder!" Chu Mu'nun ses tonu sertleşti. Bu olay belli ki Elemental Tarikatı'ndan Genç Efendi Yu He'nin tasarısıydı ve o, Ye Qingzi'nin daha önce bahsettiği kişiydi.

"Genç Efendi, Yu He'nin kimliği sıradan değil. Onun gibi birini tutuklamak kesinlikle münasip olmayacaktır..." dedi Saray Efendisi Tang.

Ruh Sarayı Genç Efendisi Chu Mu çok ani ortaya çıkmıştı ve Saray Efendisi Tang henüz Genç Efendi Chu Mu'nun kim olduğunu anlayamamıştı, bu yüzden nasıl olurdu da, o söylediği için bir müttefikin genç nesil üyesini tutuklama emri verebilirdi? Üstelik, Yu He'nin pozisyonu düşük değildi ve bir Saray Efendisi'nin bile istediği zaman tutuklayabileceği biri değildi.

"Açıklayacak vaktim yok, önce onu yakalayın!" dedi Chu Mu öfkeyle.

"Genç Efendi, bu gerçekten hiç uygun değil. Eğer emredebileceğinize dair bir fermana sahipseniz, daha fazla tereddüt etmeyeceğim." dedi Saray Efendisi Tang zorlukla.

Chu Mu kaşlarını çattı ve hiçbir Ruh Sarayı uzmanını sevk edemeyeceğini anladı. Yu He'nin kaçmak üzere olduğunu görünce,  gecikmeden bir ültimatom verdi. "Sen cesaret edemezsen ben ederim!"