Çeviri: bebebiskuvisi

“Yakalayın onu!” Qing Li soğuk bir şekilde güldü ve Buz Kanatlı Kaplanı’na ona saldırmasını emretti. Sarp dağ boyunca dokuz kuyruklu gümüş tilkiyi kovaladı.

Zhang Qin de arkasından takip etti. Sekizinci evrede bir Nadir Kan Hayvanı sürüyordu. Bu Nadir Kan Hayvanı’nın hareketleri oldukça çevikti ve Qing Li’yi yakından takip ediyordu.

“Qing Li, yanlış görmediysem, o veledin sürdüğü ruh hayvanı Kraliyet Alevli Dokuz Kuyruklu Cehennem Tilkisi olmalı!” Zhang Qin’in bakışları onlardan yüz metre ötede ilerlemeye devam eden ruh hayvanına odaklandı ve sakin bir sesle Qing Li’yle konuştu.

Qing Li’nin ifadesi de iyi değildi. Cahil biri değildi; komutanları aşan bir ruh hayvanı olan Kraliyet Alevli Dokuz Kuyruklu Cehennem Tilkisi’nin hükümdarlara denk korkunç bir savaş gücüne sahip olduğunu biliyordu ve bu da, Chu Mu’nun gücünü hafife aldığı anlamına geliyordu.

“Önce öldürelim, sonra konuşuruz!” Qing Li burnundan soluyordu. Yavaşça bir büyü okudu, Ejderha Rüzgarı Binişi’ni Buz Kanatlı Kaplan üzerinde kullanıp hızını biraz arttırdı.

“Tamam, ama dikkatli ol. Elinin altında bazı hileler olmasından korkuyorum.” Zhang Qin düşüncesini söylerken onu da uyardı.

……………..

Mo Xie’nin hızı aşırı yüksekti. Hiçbir engelle karşılaşmadan, az önceki savaşın olduğu geçide vardı çabucak.

Geçit, savaş ve yıkım izleriyle doluydu. Ye Qingzi, girişi Ağaç Ruhu’nun doğa aurasıyla kapatılmış, kayaların içindeki bir oyukta saklanıyordu. Chu Mu oradan geçerken kasıtlı olarak Ye Qingzi’nin olduğu yere doğru bir bakış attı ve gizlenmeye devam etmesini, ortaya çıkmamasını işaret etti.

Ye Qingzi’nin saklandığı kayada bir çatlak vardı. Bu çatlaktan, elli metre uzaktan Mo Xie’yi sürerek geçen Chu Mu’nun daha yüksek bir noktaya doğru ilerlediğini görebildi!

Ye Qingzi, kalbinde huzursuzluk yükselirken dudaklarını ısırdı. Sonuçta, Chu Mu’nun böyle bir şey yapması çok tehlikeliydi…

Chu Mu geçtikten sonra, beş figür daha önünden geçti. Dikkatleri tamamen Chu Mu üzerindeydi ve yıkılmış geçitte saklanan Ye Qingzi’yi tamamen gözden kaçırdılar.

“Zeze, bizi keşfedememeleri iyi oldu!” Çatlağın yanında saklanan Yaşlı Li yavaşça doğruldu ve uzaklaşan Elemental Tarikatı insanlarına baktı ve kedi yüzünde kurnaz bir gülümseme ortaya çıktı!

…………….

“Hu hu hu hu~~~~~”

Soğuk rüzgar kulaklarında uğuldadı ve soğuk bıçaklar gibi yüzüne vurdu!

Semavi Kristal Zirvesi, beş bin metre yüksekliğindeydi. Chu Mu ve Mo Xie şu anda üç-dört bin bandıydalar ve bulut katmanına girmiştiler bile.

Sis çok yoğun değildi ve Chu Mu aşağı baktığında, Elemental Tarikatı üyelerinin peşinde olduğunu görebiliyordu. Chu Mu kasten Mo Xie’yi biraz yavaşlattı ve Qing Li ile diğerlerinin ona biraz yetişmesini bekledi. Ondan sonra Mo Xie’nin hızını tekrar arttırarak Hayalet Kral’ın bölgesine girdi.

Hayalet Kral’ın bölgesi aynı bir patika gibiydi. Ama bu patika on metre genişliğindeydi ve dağ zirvesine uzanan yolun üç bin-dört bin metreleri arasındaki bir merdiven gibiydi, soluk kesiciydi. Daha yukarı çıkmak, daha ince ve daha yüce dağ zirvesine ulaştıracaktı. Yukarı bakan birinin görebileceği tek şey, yoğun siyah bulutlardı, dağ zirvesi artık görülemiyordu.

Chu Mu yukarıyı taradı ve patikanın üç yüz metre yukarısında bir mağara buldu. Muhtemelen Hayalet Kral o mağaranın içindeydi.

“Devam et.” Chu Mu, Mo Xie’ye Hayalet Kral’ın bölgesinin yanına gelmişti.

Mo Xie çok cesurdu. Kütah bir tavırla ileri atıldı ve dokuz kuyruğu patikada dans etti…

Çok geçmeden, takipçiler de patikaya ulaştı. Chu Mu’yu önlerinde gördüklerinde, düşünmeden ruh hayvanlarını onun peşinden ilerlettiler.

“Hmph, nereye kaçacaksın görelim bakalım!” Buz Kanatlı Kaplan ileri çıktı ve Mo Xie’nin önüne uçup yolunu kesti.

Zhang Qin arkadan geldi ve sekizinci evre Nadir Kan Hayvanı’nı patikanın yanına sürerek, Chu Mu’ya patikadan kaçma fırsatı vermedi. Diğer üçü de Chu Mu’nun geri çekilme yolunu kesti.

“Kaçmak mı? Ben sadece savaşmaya uygun bir yer buluyorum!” Chu Mu beş kişiyi incelerken sakin ve aklı başında bir şekilde konuştu.

“Aslında ölmek zorunda değildin ama işgüzarlığınla kendi ölümünü hazırladın.” Qing Li’nin gözlerinde baskın bir öldürme niyeti ortaya çıktı. Altındaki Buz Kanatlı Kaplan, çılgınca bir çığlık attı!

Buz Kanatlı Kaplan’ın kükremesi, oldukça büyük bir gözdağı gücüne sahipti. Chu Mu’nun yüzüne çarpan şiddetli bir rüzgar dalgasına dönüştü. Patikadaki kaya parçalarını da dağ duvarına çarptı…

“Zaman kaybetmeyin, işini bitirin!” Zhang Qin Chu Mu’ya baktı. Gördüklerine göre, ilgilenmesi zor Kraliyet Alevli Dokuz Kuyruklu Cehennem Tilkisi dışında, Chu Mu’nun diğer iki ruh hayvanının özel bir yanı yoktu. İçten içe, daha önceki tahmininde muhtemelen onu gözünde çok büyütmüştü.

Chu Mu sakince orada durdu. Ye Qingzi’nin bedenine yerleştirdiği Koruyucu Su Zırhı, durmaksızın su gibi parlıyordu.

Chu Mu Zhan Ye’yi çağırmıştı ve çağırma deseni ortaya çıktığında, Buz Perisi tarafından Gizemli Kristal Zırhı eklenmişti.

Gizemli Kristal Zırhı, Zhan Ye’nin savunmasını yedinci aşamanın geç seviyesine taşıdı. Zhan Ye’nin inatçı yaşam gücü bu savunmayla birleştiğinde, dokuzuncu aşama bir teknik olmadıkça, Zhan Ye’yi tek seferde öldürmeyi imkansız kıldı.

Zhan Ye altıncı evrenin birinci seviyesindeydi sadece. Chu Mu onu çağırdığında, Elemental Tarikatı’nın beş üyesinin yüzlerinde hor gören gülümsemeler ortaya çıktı. Altıncı evrede bir komutan sınıfı, onlara göre çöpten başka bir şey değildi. Onlar için herhangi bir teknik oluşturamazdı.

“Öldürün!” diye bağırdı Qing Li soğukça. Buz Kanatlı Kaplan önden atıldı. İnanılmaz keskin pençelerini gökyüzüne savurarak Parçalayan Pençe’yi ortaya çıkardı!

Boşluk ve dağ duvarları parçalanmaya başladı. Mo Xie kuyruğunu hafifçe savurdu. Bedeni, gümüş renkli Dokuz Kuyruk Şaşırtması’nın altında yakın bir bölgeye ışınlandı. Parçalayan Pençe onu ıskalayarak dağa çarptı!

“Sıyrılma yeteneğin güçlüyse ne olmuş yani!” diyerek güldü Qing Li. Toplam beş kişiydiler. Hepsi birer ruh hayvanı çağırsa bile rahat rahat onu öldürebilirdiler!

Zeng Linshan Buz Perisi’ni çağırdı ama Buz Perisi’nin aurası, Ning’den daha zayıftı zaten.

Ning yedinci evreye ulaşmıştı ve zirve komutanları aşan buz tipi kontrol yeteneği, bu adamların elemental ruh hayvanlarına yukarıdan bakmak için yeterliydi. Üç elemental ruh hayvanıyla karşı karşıya gelse bile etkileyici bir heybet sergileyebilirdi.

“Donmuş Yağmur!” Zeng Linshan kıskanmış olduğundan öfkeyle Buz Perisi’ne bir teknik kullanmasını emretti.

Zeng Linshan’ın Bu Perisi büyüyü okumaya başladı. Donmuş Yağmur’un büyüsü uzun olmadığından çabucak tamamlandı.

Ama büyü tamamlandığı anda, Zeng Linshan aniden yanındaki kayanın üzerinde ortaya çıkan bir çift göz tespit etti. Bu gözler onun Buz Perisi’ne sabitlenmişti ve korkunç bir düşmanlıkla bakıyordu!

Aniden ortaya çıkan gözler kaya duvara gömülüydü. İfadesini büyük ölçüde değiştiren bu garip fenomenle karşı karşıya geldiğinde, Zeng Linshan ondan beş metre bile uzakta değildi.

“Pu pu~~~~~~”

Dağ duvarı aniden ayrıldı. Dağ duvarından yaklaşık yarım metrelik bir pençe uzandı. Buz Perisi tam büyüyü tamamladığı anda, pençe göğsüne vurdu. Bir anda Gizemli Kristal Buz Zırhı yere düştü. Buz Perisi geriye uçtu ve patikadaki kaya parçasına çarptı.

“Bu da ne?” Zeng Linshan korku dolu bir çığlık attı. Yüzü korkuyla dolarken yakındaki dağ duvarında bir anda bir sürü göz ortaya çıktı.

Dağ duvarındaki gözlerin sayısı, duvar göz resimleriyle doluymuş gibi arttı. Qing Li ve Zhang Qin, Chu Mu’nun ruh hayvanlarına yeni saldırı başlatmıştı ki, dağdan çıkan pençe saldırılarıyla karşılaşıp ürkmüş bir şekilde ruh hayvanlarını geri çağırdılar.

Yüzlerce göz ortaya çıkmış ve dağ, çamura dönmüştü. Kahverengi kaya bedenlerini çamur duvardan dışarı çektiler…

Kurnaz Kaya Muhafızları’nın ilk dalgası kaya duvarı üzerinde ortaya çıktı. Toplam elli Kurnaz Kaya Muhafızı vardı.

Bu Kurnaz Kaya Muhafızı duvara tırmanıp bakışlarını yabancılara diktiğinde, dağ duvarında ve kayalıklarda bir grup göz daha ortaya çıktı. Birbirlerine çok daha yakındılar ve sayıları ilk dalgadan daha fazlaydı!

Yüce ve dik dağ duvarı şekil değiştirmişti. Yüzden fazla Kurnaz Kaya Muhafızı farklı yerlerden çıkarak bedenini dışarı çekti; bazıları ayağa kalkıp olduğu yerde kaldı, bazıları tırmanmaya başladı. Çok geçmeden, davetsiz misafirlerin etrafında aşılmaz bir çember oluşturdular.

“Kurnaz Kaya Muhafızları. Neden bu kadar çoklar?” Zhang Qin’in ifadesi değişti. Belli ki, Chu Mu onları Kurnaz Kaya Muhafızları bölgesine kasten çekmişti.

“Endişe edecek bir şey yok!” Qing Li soğukça homurdandı. Sakindi ve ona göre, yüz, iki yüz Kurnaz Kaya Muhafızı bir tehdit yaratamazdı. Sonuçta bu Kurnaz Kaya Muhafızları altıncı ya da yedinci evrede olsalar bile, güçlendirme geçirmemişseler, savaş güçleri kesinlikle onların ruh hayvanlarının güçlerine erişemezdi.

“Kıdemli Qing Li, daha fazlası...varmış gibi görünüyor…” Zeng Linshan’ın yüzü çoktan solmuştu. Yabanda bir şeyler yapmanın en korkunç yanı, yenmesi çok zor bir ruh hayvanıyla karşılaşmak değildi. Kazara bir ruh hayvanı grubu bölgesine girmekti. Şimdi de, Kurnaz Kaya Muhafızları’nın bölgesine girmiştiler…

Gerçekten de, Kurnaz Kaya Muhafızları’nın ortaya çıkışı durmadı. Yüzden fazla sayıda olan ikinci dalga Kurnaz Kaya Muhafızı’nın patikanın üstünde ortaya çıkmasından sonra, dağ duvarından onlara düşmanlıkla bakan ve sayısı daha da fazla olan üçüncü dalga ortaya çıktı!

En az iki yüz göz. İki yüz göz bir bölgeye sabitlendi ve dikkatle onlara baktıklarında, Elemental Tarikatı üyeleri kanlarının donduğunu hissetmeye başladı!

İki yüz Kurnaz Kaya Muhafızı bedenlerini dağdan ayırdı ve dağ duvarının yanında büyük bir kaya katmanı oluşturdu!

Ama daha da korkuncu, iki yüz Kurnaz Kaya Muhafızı ortaya çıktığında dördüncü dalganın başlamasıydı!

Bu sefer ortaya çıkan gözlerin sayısı daha da fazlaydı. Dağ duvarının yan tarafı tamamen bu gözler tarafından işgal edilmiş gibi görünüyordu. Sanki dağ, gözlerden oluşmuş gibiydi.

“Dört yüz...Dört yüz Kurnaz Kaya Muhafızı…” Elemental Tarikatı üyeleri tamamen afalladılar. Dördüncü dalganın dört yüz Kurnaz Kaya Muhafızı’ndan oluşacağını beklemiyorlardı!

Tüm dağ onlarla doluydu. Kurnaz Kaya Muhafızları birbirlerine çok yakındı ve bazı yerlerde, o kadar dip dibeydiler ki, bazıları birazcık daha tırmanmak zorunda kaldı.

On metre genişliğindeki patika tamamen işgal edildi ve beklenmedik bir şekilde sıkışık hissettirmeye başladı!