Çeviri: bebebiskuvisi

Gün batımının son demlerindeki kızıllığın içinde büyüleyici ay ışığı Chu Mu’nun üzerine düştü ve siyah gözleri daha şeytani göründü.

Göz bebeklerinin rengi yavaşça değişti ve uğursuz beyaz şeytan alevleri Chu Mu’nun bedeninde yanmaya başladı. Uğursuz beyaz şeytan alevleri, ay ışığının altında daha da korkunç görünüyordu.

“Mo Xie, Ayışığı!”

“Wuwuwu----”

Mo Xie, Yükselen Buz Lanetli Şeytan Tilkisi’nin pençelerinden kurtulmak için Dokuz Kuyruk Şaşırtması’nı kullandı. Ardından ay ışığında yıkanmak için Chu Mu’nun olduğu yere sıçradı.

“Beyaz şeytan, geri çekil.” Chu Mu hemen Beyaz Kabus’a emir verdi.

Beyaz Kabus, soluk beyaz göz bebeklerinde kederle Prenses’in Beyaz Kabusu’na baktı ama şu anda onun dengi olmadığını bildiğinden bir çığlık atıp Şeytan Silüeti’ni kullandı ve Prenses’in Beyaz Kabusu’nun uğursuz beyaz şeytan alevleri saldırısından sıyrılarak Chu Mu’nun yanına geri döndü.

“Mo Xie, Semavi Alev Ayini, beyaz şeytan, onu koru!” dedi Chu Mu.

Prenses’in Beyaz Kabusu’nun beyaz şeytan alevleri onları yakından izledi, güçle bedeni ve ruh yakan alevlerinin saldırıları dalga dalga Chu Mu ve iki ruh hayvanına doğru geldi.

“Nie!!!” Beyaz Kabus, Chu Mu’nun ateşten bir kopyasıymış gibi Chu Mu’nun önünde durdu ve öfkeli bir kükremeden sonra uzun kollarıyla havada bir çizgi çizdi.

Uğursuz beyaz şeytan alevi işareti havayı yırttı. Bu yırtık garip bir şekilde büyümeye devam etti ve Prenses’in Beyaz Kabusu’nun tüm tekniklerini emen diğer dünyaya açılan bir geçide dönüştü.

Beyaz şeytanın koruması altında, Mo Xie’nin gözleri kızıla ve ay ışığından dolayı gümüşe boyandı ve içlerinde şeytani bir parıltı ortaya çıktı!

Şiddetli Kan Göz Bebekleri’nin etkisi, Mo Xie’yi yedinci evreye yaklaştırmıştı. Ayışığı Özü Tekniği’yle de altıncı evre bariyerini geçip doğrudan yedinci evrenin dördüncü seviyesine ulaştı.

Kızıl Şeytan Ateşinin Uğursuz Alevleri ve Kan Alevleri şiddetli bir şekilde yanmaya başladı. Sıcaklıkları, kaynatacak noktaya ulaşmıştı. Uğursuz beyaz şeytan alevleriyle diğer dünyanın soğukluğunun çarpışması, dağ zirvesinde korkunç bir aura ortaya çıkardı!

Mo Xie, Semavi Alev Ayini’ni yoğunlaştırırken Chu Mu’nun göz bebekleri soluk beyaza dönüştü. Uğursuz beyaz şeytan alevleri sessizce Chu Mu’nun gözlerinde yandı ve diğer dünyanın şeytaniliğini hissettirdi.

“Chong Mei - Semavi Alev Ayini!”

Uğursuz beyaz şeytan alevleri çılgınca Chu Mu’nun bedeninde yandı ve büyünün son sözlerini de bitirmesiyle birlikle tüm dağ zirvesi sessizliğe gömüldü.

Bulutların arasından şafağın ilk ışıkları düşermiş gibi, gece göğünde aniden soluk beyaz şeytan alevi sütunu ortaya çıktı ve ortaya çıkan enerji ışınları, başka bir dünyadan gökyüzünü delip düşüyormuş gibi göründü.

“Wuwuwu-----”

Mo Xie’nin çift Kraliyet Alevi’nden oluşan Semavi Alev Ayini tamamlanmıştı. Uzun bir tilki ulumasından sonra, kızıl ışık hüzmeleriyle soluk beyaz şeytan alevleri birleşti ve düşmeye başladılar.

“Beng!”

Büyük bir patlamanın ardından, savaş alanının Beyaz Kabus ve Yükselen Buz Lanetli Şeytan Tilkisi’nin olduğu bölge paramparça olarak toz hâline geldi ve tüm dağ zirvesi birkaç inç alçaldı!

Bir sonraki an, üç adet alev ejderhası gece göğündeki devasa ve korkunç alev enerjisiyle dönerek dikey ışıkları izledi. Gece göğündeki alev ışıkları göz kamaştırıyordu ve dağ zirvesine yakın bölgeleri bile aydınlatıyordu.

Bir Ruh Lordu olan Chu Mu’nun Semavi Alev Ayini sekizinci aşamadaydı. Uğursuz beyaz şeytan alevleri de etkilerini daha belirgin yapıyordu.

Şiddetli Kan Göz Bebekleri ve Ayışığı Özü, Mo Xie’nin savaş gücünü zirveye çıkarmıştı. Çift Kraliyet Alevleri’ni kullanarak yaptığı Semavi Alev Ayini, Mo Xie’nin en güçlü Semavi Alev Ayini’ydi. Chu Mu’nun uğursuz beyaz şeytan alevinden Semavi Alev Ayini’yle birleştiğinde gücü dokuzuncu aşamanın kıyısına ulaşmıştı.

Korkunç tekniklerin Bindirilme’si, neredeyse dokuzuncu aşamada yıkıcı güç, dağları sarsan güç, gökyüzünde süzülen alev ejderhaları, bu gerçekten genç nesiller arasında bir karşılaşma mıydı?

Tüm dağın şiddetle sarsılmasının yanı sıra, görüş açılarını dolduran üç renkli alevler de insanların kalplerini sarstı!

……….

Savaş alanının kenarındaki Ye Qingzi, bu güçlü enerji ona doğru yayılırken çabucak sekizinci evredeki Su Ayı’nı çağırdı ve kendi üzerinde Koruyucu Su Zırhı’nı kullandı.

Ama bu savunma bile, Chu Mu’nun Semavi Alev Ayini’nden sızan enerjinin yanında çok cılız görünüyordu. Ye Qingzi başka bir büyü daha okudu ve kendine başka bir savunma daha eklediğinde enerjiyi zar zor engelleyebildi.

Kaynatıcı sıcaklık ve dondurucu soğukluk, Ye Qingzi’yi başka bir savunma tekniği yapamayacak kadar şaşırttı. Chu Mu’nun böyle yıkıcı bir tekniğe sahip olacağını düşünmemişti. Bu teknikleri ve Bindirme’yi yapacak zaman bulabildiği sürece, aynı nesildeki ruh hayvanı eğitmenlerinin ana ruh hayvanlarının çoğunu bir anda öldürebilir, hatta üst nesildekilere karşı bile savaşabilirdi.

Enerjinin merkezindeki Yükselen Buz Lanetli Şeytan Tilkisi, üç katmanlı alevlere dayanmak için yoğunlaştırdığı Yükselen Buzları bedenine ekledi.

Ama yedinci seviye bir ruh zırhına ve Yükselen Buz Zırhı’na sahip olsa bile, neredeyse dokuzuncu aşamaya ulaşan tekniğe dayanması çok zordu. Buz rengi bedeni hafifçe yandı ve Chu Mu’nun uğursuz beyaz şeytan alevleri ruh savunmasını kırarak ruhunu yakmaya başladı.

Beyaz Kabus ise kollarını bağlayarak Prenses Jin Rou’nun yanında durdu. Ayaklarının altında uğursuz beyaz şeytan alevleri yanıyor, hem kendini hem de Prenses’i koruyan bir şeytan alevi savunması oluşturuyordu.

Prenses’in Beyaz Kabusu’nun neredeyse sekizinci aşamaya ulaşan savunması ve alevlere karşı direnci oldukça şaşırtıcıydı ve Prenses’in kendi koruyucu ruh teknikleriyle bu dokuzuncu aşamaya yaklaşan saldırı ona gerçek bir zarar veremedi!

Prenses Jin Rou’da, en iyisinden yedinci seviye ruh zırhı vardı. Tüm o savunma katmanlarının altında, bedeni sadece birazcık sıcaklamıştı.

Ama bu korkunç teknikle karşılaştığı için, gözleri şaşkınlıkla doluydu. Chu Mu’nun gücü, daha önceki tahminlerini tamamen aşmıştı!

………..

Sarsılan dağ, uzun bir süre sakinleşmedi. Dağ zirvesinde oluşan çatlak, düzinelerce metre uzamıştı. Uzaktan bakıldığında, devasa bir balta darbesi inmiş gibi görünüyordu ve bu görüntü de insanı korkutmak için yeterliydi!

Bir süre sonra, nihayet sarsılmalar durdu. Savaş alanı tamamen yok edilmişti ve burada bir savaş alanı olduğunu hatırlatacak birkaç küçük ayrıntı kalmıştı sadece. Bu da, insanların kalbinin dayanamayacak duruma getirdi.

Bu savaş, beklenmedik şekilde olmuştu, ama savaş sırasında yaşananlar daha da şaşırtıcıydı. Kraliyet Alevli Dokuz Kuyruklu Cehennem Tilkisi ve Yükselen Buz Lanetli Şeytan Tilkisi’nin kaderlerine yazılı savaştan bu yana, izleyicilerin heyecanları bir türlü azalmamıştı.

Mükemmel ruh hayvanı vs. mükemmel ruh hayvanı. Chu Mu’nun Beyaz Kabusu vs. Prenses’in Beyaz Kabusu. Ruh Lordları arasındaki bu savaş, genç neslin seviyesini fazlasıyla aşmıştı. Eşsiz şaşkınlıkları, izleyicilerin değerlendirme yapmak veya tartışmak için ağızlarını açmalarını unutmalarını sağladı; tek yapabildikleri şaşkınlıktan açılmış ağızlarıyla savaş alanını izlemekti.

Ve sonunda, Chu Mu’nun neredeyse dokuzuncu aşamaya ulaşan bir Semavi Alev Ayini kullanarak savaşı zirveye taşımasından sonra ortaya çıkan sessiz bekleme süresinde bile, seyirciler sessizliği bozacak hiçbir şey yapmadı…

…………

Koruyucu alev katmanı yavaşça geri çekildi ve Prenses’le Beyaz Kabusu ortaya çıktı!

Yüzündeki peçe hafifçe dalgalanıyordu ve güzel gözlerinde hafif bir kayıtsızlık vardı. Prenses Jin Rou, Beyaz Kabusu’na saldırmasını emretmek yerine yavaşça ondan çok da uzakta olmayan ve yerde yatan Yükselen Buz Lanetli Şeytan Tilkisi’ne doğru yürüdü.

Bir ruh tekniği okumaya başladı ve berrak kaynak suyu şeritleri ortaya çıkarak Yükselen Buz Lanetli Şeytan Tilkisi’ni sarmaladı ve hem bedenindeki hem ruhundaki yanıkları iyileştirmeye başladı.

“Wuwuwu----”

Yükselen Buz Lanetli Şeytan Tilkisi mırıldandı. Prenses onu iyileştirdikten sonra tekrar küçük ve sevimli buz tilkisi görünümüne geri döndü ve yaralanmış bir çocuk gibi Prenses’in kucağına sıçradı.

Prenses küçük buz tilkisini kucaklayıp Chu Mu’ya baktı ve yavaşça ona doğru yürümeye başladı…

Beyaz Kabus, Prenses’in koruyucusu gibi yanındaydı. Kayıtsızca ve gururla onu takip ederken ellerinde uğursuz beyaz şeytan alevleri tutuyordu.

“Jie Jie----”

Prenses’in ve Beyaz Kabusu’nun yaklaştığını görünce, beyaz şeytan ağzını açtı ve hem garip hem de uğursuz bir şekilde güldü.

Mo Xie’nin çift Kraliyet Alevleri yavaşça soldu ve Acınası Görünüş’e geri döndü. Chu Mu’nun omzuna sıçradı ve gümüş gözlerini yaklaşan Prenses’e dikti.

Chu Mu olduğu yerde durup Prenses’in yürüyüşünü izledi, ama Prenses’in ne isteyeceğini bilmiyordu.

Prenses Jin Rou’nun savaşı durdurmasının sebebini, Chu Mu anca tahmin edebilirdi.

Prenses Jin Rou’nun Yükselen Buz Lanetli Şeytan Tilkisi, Semavi Alev Ayini tarafından yaralanmıştı. Prenses iyileştirici bir teknik kullanmamış olsaydı, savaş gücü büyük ölçüde azalacaktı.

Bu koşullar altında, Mo Xie Prenses’in Beyaz Kabusu’nu oyaladığı ve Beyaz Kabus’a öfke özümseyerek güçlenme zamanı kazandırdığı sürece, Chu Mu bu savaşta üstün taraf olacaktı.

Prenses Jin Rou bu durumu değiştirmek isterse, ya güçlü bir ruh tekniği kullanmak zorunda kalacaktı ya da üçüncü ruh hayvanını çağırmak zorunda kalacaktı.

Prenses Jin Rou elbette üçüncü ruh hayvanını çağıracaktı ve üçüncü ana ruh hayvanı ortaya çıktığı an, Chu Mu yenilginin kıyısına gelecekti, zira Prenses’in ana ruh hayvanına direnebilecek üçüncü bir ruh hayvanı yoktu.

En yüksek güç seviyesine sahip ruh hayvanı, yedinci evrenin birinci seviyesindeki Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’ydı. Güçlendirilmiş olsa da, Prenses’in üçüncü ruh hayvanının savaş gücüne ulaşamazdı. Yani, yenilgi sadece zaman meselesi olacaktı.

Kaldı ki, Chu Mu bir ruhunu kaybetmişti; Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı Prenses’in üçüncü ruh hayvanına ayak uydurabilse bile, Prenses dördüncü ruh hayvanını çağırdığında Chu Mu hiçbir şey yapamayacaktı.

Chu Mu bu karşılaşmayı kaybetmeye mahkumdu ve kendini bu kayba da hazırlamıştı.

Savaşmaya devam ederlerse, Chu Mu Yarı Şeytan durumuna girmekten başka bir şey yapamazdı.

Ama tekrar Yarı Şeytan’ı kullanmaktansa teslim olmayı yeğlerdi. Sonuçta bu ölüm kalım savaşı değildi. Chu Mu’nun ruhu da hâlâ anormal bir durumdaydı. Yarı Şeytan durumuna tekrar girerse, ne tür fenomenler ortaya çıkardı kim bilir! Bu, kendi hayatını riske atmak olurdu!