Çeviri: bebebiskuvisi

“Dondur!”

Kan her yana saçılırken Buz-Ateş Şeytan Perisi büyüsünü tamamladı. Bir anda yayılan korkunç soğukluk, sıcaklığın düşmesine ve zeminin donmasına neden oldu!

Yedinci aşama güce sahip Dondur Tekniği doğrudan Ateş Perisi’ne gitti. Ateş Perisi tam Tutuştur kullanarak Mor Senluo’yu kurtaracaktı ki, korkunç teknik bedenine girdi ve alevlerinin hızla sönmesine neden oldu!

Siyah Buz Kristalleri havaya yayıldı. Buz-Ateş Şeytan Perisi’nin buz tipi kontrol yeteneği, Chu Mu’nun Buz Perisi’nden bile daha yüksekti. Korkunç Dondur Tekniği sadece Ateş Perisi’nin alevlerini söndürmekle kalmadı, aynı zamanda yayılıp şaşkınlık içindeki Chu Yue’yi de tehlike içinde bıraktı.

Buz-Ateş Şeytan Perisi’nin büyük savaş gücü tüm izleyicileri hayret içinde bıraktı. Chu Mu bile Ye Qingzi’ye daha fazla saygı duymaya başladı. Chu Yue ve Chu Zhengfan’ın ise, yüzleri donup kalmıştı. Ruh hayvanlarının birbiri ardına ağır bir şekilde yaralanmasını izlediler ama savaşacak güçleri yoktu.

Savaşın değişimi, sadece hızlı ve tuhaf olarak tanımlanabilirdi. Buz-Ateş Şeytan Perisi’nin Buz-Ateş Yok Edici Diyagramı’ndan itibaren, Chu Yue ve Chu Zhengfan’ın ruh hayvanları çok kısa sürede ağır yaralanmıştı. Tüm süreç muhtemelen yarım dakikadan az sürmüştü.

Mor Senluo, Mor Kaftanlı Düş Hayvanı’nın Hayal Bölgesi tarafından sınırlandırıldığında, geride sadece Chu Mu ve Ye Qingzi’nin ruh hayvanları kaldı. Ama Chu Yue ve Chu Zhengfan da dahil, Chu Ailesi öğrencilerinin hiçbiri bu savaşın nasıl sona erdiği hakkında bir fikre sahip değildi.

“Onlar…Chu Yue ve Chu Zhengfan’ı yendiler bile…” Chu Xi tamamen afallamıştı. Chu Mu ve Ye Qingzi’nin ardı ardına üç karşılaşmayı kazanabilmeleri onun için çok şaşırtıcıydı zaten. Ama üst düzey uzmanlar olan Chu Yue ve Chu Zhengfan’ı yenebileceklerini hiç düşünmemişti.

Üst düzey genç uzman, kendi bölgelerinde neredeyse hiç rakibi olmayan kişilere denirdi. Bir bölge ise, sayısız şehir ve on binlerce ruh hayvanı eğitmeni demekti. En tepeye çıkabilmek, kesinlikle basit bir iş değildi. Chu Qian sekizinci seviye bir şehirden geldiğinden, Chu Xi doğal olarak Chu Mu’nun sadece ufak bir şehirde uzman olduğunu düşünüyordu. Ama bu savaşa bakarak, Chu Mu’nun üst düzey bir genç uzman olduğu söylenebilirdi!

Chu Xi’nin yanında duran Chu Qian, henüz Chu Mu’nun kazanmasının şaşkınlığından kurtulamamıştı. Wangluo Şehri’nin maskarasının bir gün Büyük Chu Ailesi’nin üst düzey bir uzmanını yeneceğini hayal bile edemezdi.

Aslında, Chu Qian bu havalı ve yakışıklı adamın Chu Mu olup olmadığını bile sorgulamaya başlamıştı…

Savaş alanı sessizdi. Bu kadar hızlı sonuç alan kişiler, teoride, Chu Yue ve Chu Zhengfan olmalıydı. Ama tam tersi olmuş; iyi bir sıra kapacakları düşünülen Chu Yue ve Chu Zhengfan, isimsiz insanlar tarafından çabucak yenilmişti!

Bu sahne, iki aslanı öldüren iki tavşan görmek gibiydi. Şaşkınlık bir kenara bırakılırsa, tam bir kara mizah örneğiydi, yine de bu garip sahne yüzlerce kişinin önünde gerçekleşmişti.

“Hehe, senin acemiler rakiplerini çok hafife aldı.” Yaşlı Tu’nun kahkahaları savaş alanına yayıldı ve sessizliği bozdu.

O zaman bile, Chu Yang’ın ifadesi ölü gibiydi. Aslında, Mo Xie Semavi Asma Şeytanı’nı kontrol ettiği andan itibaren bu savaşın kazanılamayacağını tahmin etmişti ama yine de gurur duyduğu iki öğrencisinin bu kadar çabuk yenileceğini düşünmemişti. Saate baktığında, beş dakika bile geçmemiş olduğunu gördü.

Çiftler savaşında, savaşın on dakika içinde bitmesi, taraflar arasında büyük bir fark olduğu anlamına gelirdi. Beş dakikada bitmesi, aynı seviyede bile olmadıkları anlamına gelirdi!

Üst düzey genç uzman? İki isimsiz tarafından yenildikten sonra, Chu Yue ve Chu Zhengfan insanların yüzüne nasıl bakacaklarını bile bilmiyordu. Şu an içinde bulundukları durum, geçen seferki üçe bir durumundan bile daha aşağılayıcıydı. Chu Yue gözlerini Chu Mu’ya dikmişken kinini gizleyemedi.

“Sen...Sen...Sen sadece bu kadının gücünden faydalanarak kazandın. Gerçekten savaşırsak hiçbir şey değilsin. Kendini bir bok sanıyorsan düello yapalım!” Chu Yue sonunda öfkesini kontrol edemedi ve bunun, utancını temizleyebilmesinin tek yolu olduğunu düşündü.

Chu Yue hatalı değildi. Birçok kişi savaşın kazanılmasının Chu Mu sayesinde değil, Ye Qingzi’nin ana ruh hayvanı Buz-Ateş Şeytan Perisi sayesinde olduğunu düşünüyordu.

Buz-Ateş Şeytan Perisi’nin buz tipi kontrol yetenekleri, Chu Mu’nun Buz Perisi’ni aşıyordu ve ateş tipi teknikleri de sekizinci evredeki Ateş Perisi’nden daha güçlüydü. Buz-Ateş Yok Edici Diyagramı’yla yedinci evredeki Kılıç Kanatlı Yıldırım Aslanı’nı bir anda öldürecekti neredeyse!

“Ana ruh hayvanım olmasa bile seninle bir bahis savaşı yapmak istiyorum!” Chu Yue, Chu Mu’yu işaret ederek öfkeyle kükredi.

“Bahis savaşlarımda standartlarım yüksektir!” Chu Mu sakinliğini korumakta zorlanan Chu Yue’ye bakarak yavaşça konuştu.

“Chu Yue, kes sesini, kaybettin, neden arenadan çıkmıyorsun?” Chu Yang öfkelendi. Chu Yang o ikisinin basit olmadığını ve muhtemelen Yaşlı Tu’yu temsil ettiklerini tahmin etmişti zaten.

“Ai, İhtiyar Chu Yang, gençlerin işine karışmamak gerek. Bahis yapmak istiyorlarsa bırak yapsınlar!” Yaşlı Tu hemen Chu Yang’ı engelledi.

Yaşlı Tu, Chu Mu’nun gerçek kimliğini biliyordu elbette. Chu Yue’nin mal gibi Chu Mu’ya bir bahis savaşında meydan okuduğunu görünce içinden gülmeye başlamıştı. “Chu Yang’ın çırağı gerçekten talihsiz!” diye düşündü.

Chu Yang içinden küfrederken yüzü tekrar kasvetlendi. “Kıdemli gerçekten kibar değil. Yarışmaya gizlice dışarıdan insanlar sokmakla kalmadı, öğrencilerimle konuşmama bile müsaade etmiyor. Yarışma kurallarını kasten bozuyor gibi görünüyor.”

Yaşlı Tu aslında yarışma kurallarını bozuyordu. Onun gibi Kıdemliler’e ve öğretmenlere saygı duyulurdu ama şimdi baskı altına alınmış ve bir kenara itilmişti. Yaşlı Tu bu saygısızlara bir ders vermek istiyordu.

“Bu, ateş ve hayvan olmak üzere çift tip bir kristaldir ve değeri iki milyon altındır. Geçen sefer kaybettiğim beşinci seviye ruh zırhını ortaya koy. Ana ruh hayvanını çağırabilirsin. Ana ruh hayvanım yaralandı, bu yüzden seninle savaşmak için diğer ruh hayvanlarımı kullanacağım!” Chu Yue o öfke anında öğretmeninin sözlerini dikkate almadı.

“İlgilenmiyorum.” diye yanıt verdi Chu Mu.

Konuşurken bir büyü okudu ve kendi giydiği altıncı seviye ruh zırhını çıkarıp yanına bir de yedinci seviye buz tipi ruh kristalini ekledi. Bu iki hazineyi önemsizmiş gibi yere attıktan sonra tekrar konuşmaya başladı: “Ortaya altıncı seviye ruh zırhı ve daha önce kaybettiğin yedinci seviye buz tipi ruh kristalini koyuyorum. Senin bahsinse, altıncı seviye ruh zırhı ve Ebedi Kan Meyvesi olacak. Savaşa gelince, ben tek ruh hayvanı çağıracağım, sen istediğin kadar!”

Tek ruh hayvanı çağıracağım, sen istediğin kadar!

Bu sözün söylendiği ilk sefer değildi, ama arkasında tamamen başka bir anlam vardı!

Chu Jia zar zor bir uzman sayılırdı. Ama Chu Yue üst düzey bir uzmandı. Tüm Batı Krallığı’nda ona böyle bir söz söylemeye cesaret edebilecek pek kimse yoktu!

Arş-ı âlâya ulaşan bir kibir!

Chu Mu’nun kibirli sözleri, tüm Chu Ailesi öğrencilerini ateşlemişti, Chu Yang bile onun bu kadar kibirli olmasını beklemediğinden şaşırmıştı!

Yaşlı Tu ağzını açtı. Başlangıçta, Chu Tianmang’ın oğlunun sadece fazladan kâr elde etmek istediğini düşünmüştü. Bu çocuğun Chu Yue’yi tamamen mahvetmek isteyecek kadar zalim olmasını beklememişti.

Bu noktada iç geçirerek düşündü ki: “Chu Yue, oh Chu Yue. Bu bir tuzak değil, kara delik. İyi düşün. İçeri girdikten sonra tekrar tırmanamazsın.”

Ölçüsüz bir bahis! Chu Mu yedi milyon altın değerinde hazine atmıştı ortaya, bu, tamamen abartılı bir miktardı!

İzleyen Chu Klanı öğrencileri tekrar ateşlendi. Bu bahis savaşının ilginç olup olmaması önemli değildi, ortaya sürülen yedi milyon, onları şok etmek için yeterliydi!

Üst düzey uzman olan Chu Yue’nin üç ruh hayvanına karşı, isimsiz birinin tek ruh hayvanı kullanacak olması bile önemli değildi!

“Kabul et veya etme, seçim senin. Ebedi Kan Meyvesi kolayca elde edebileceğim bir şey zaten, ama kuzenime zorbalık etmeni cezasız bırakmam!” Chu Mu buz gibi gözlerle Chu Yue’ye baktı!

Ebedi Kan Meyvesi, üç milyon altın değerindeydi. Chu Jia gibi bir çöp muhtemelen ona sahip olamazdı, muhtemelen onu sadece Chu Yue’den alabilirdi. Yaşananlar Chu Yue’den ayrı tutulamayacağından, Chu Mu onun hiçbir bedel ödemeden kurtulmasına müsaade etmezdi.

“Chu Mu…” Ortaya çıkan bir sürü şaşırtıcı olay, Chu Qian’ın beynini yakmıştı. Özellikle Chu Mu Ebedi Kan Meyvesi’nden bahsettiğinde, Chu Qian’ın kalp atışları hızlanmıştı…

Beklenmedik bir şekilde kazanması ve üst düzey bir uzmana karşı gücünü sergileyecek olması, Chu Qian’ın aklını başından almıştı ama bu cümlesi, onu tamamen kendine getirmişti. Bunların hepsi, Chu Mu’nun onu korumaya çalışmasından dolayıydı!

Chu Yue, Chu Mu’nun etkileyici tavrıyla tamamen bastırılmıştı. Ebedi Kan Meyvesi meselesi gerçekten onun başının altından çıkmıştı ama bu durumda bunu nasıl kabul edebilirdi ki?

“Ne...Neden cesaret edemeyecekmişim? Ben, Chu Yue ne zaman korkup kaçmışım? Tek ruh hayvanı çağırmana bile ihtiyacım yok…” Onca Chu Klanı öğrencisi izlerken, Chu Yue bunu nasıl gururuna yedirebilirdi? Hemen Chu Mu’ya üçe üç teklif etmeye çalıştı.

“Chu Yue savaşı olduğu gibi kabul et.” Chu Yang kararlı bir şekilde andacını kullanarak sesini Chu Yue’ye iletti.

“Öğretmenim...ama...tek ruh hayvanıyla, kazansam bile…” Chu Yue hemen açıklama yapmaya çalıştı.

“Aptalca konuşmayı bırak ve savaşı olduğu gibi kabul et. Üçe üç olursa kesin kaybedersin!” dedi Chu Yang sertçe.

Chu Yang’ın sözlerinden sonra, Chu Yue ne diyebilirdi ki? Öfkesini içinde tutarak düşündü ki: “Ye Qingzi’nin desteği olmadan, Chu Mu’nun üç ruh hayvanına karşı yan ruh hayvanlarım üç dakika içinde işi bitirebilir. Üçe bir olmasına gerek yoktu.”

“Tamam, ben, Chu Yue ne zaman korkmuşum? Bahis savaşını şu anda yapalım!” Chu Yue itibarını kurtarma konusunda takıntılıydı, bu yüzden hemen kahramanca bir tavır takındı!