Bölüm 224: Yıldızışığı Ruh Hayvanı, Asil Kadın

avatar
5548 21

Charm of the Soul Pets - Bölüm 224: Yıldızışığı Ruh Hayvanı, Asil Kadın


 

Çeviri: bebebiskuvisi

 

 

Chu Mu’nun üçüncü ruhunda sadece Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı ve Mo Ye vardı. Dokuzuncu ruh sözleşmesi boştu ve Ruh Lordu’na geçtiğinde elde ettiği onuncu ruh sözleşmesi de boştu. Bu ikisinden birini kullanarak Mo Xie ile ruh sözleşmesi imzalayabilirdi.

 

Bir yıl geçtikten sonra dördüncü ruh sözleşmesi de iyileşmiş olacaktı.

 

Chu Mu yavaşça büyüyü okumaya başladı ve dokuzuncu ruh sözleşmesini açtı…

 

Büyünün ışıkları Chu Mu’nun etrafında ortaya çıktı ve durmaksızın dalgalanan muhteşem bir parlaklık oluşturmaya başladı.

 

“Dokuzuncu ruh sözleşmesi, açıl!”

 

Ruh sözleşmesi hâlesi yavaş yavaş Mo Xie’nin bedeninde dönmeye başladı. Mo Xie ile ruh sözleşmesi yaptığı ilk sefere çok benzeyerek yavaşça bir araya gelmeye ve Mo Xie’nin ruhunu damgalamaya başladı!

 

Mo Xie’nin şu anki ruhu, o zamanki Ayışığı Tilkisi’ninki gibi kırılgan ve zayıf değildi. Direnmek isterse, Chu Mu’nun ruh sözleşmesi hâlesi bir anda paramparça olurdu!

 

Ama Mo Xie zihinsel direniş göstermedi. Oldukça sakin bir şekilde Chu Mu’nun ruh sözleşmesini kabul etti ve en baştaki dördüncü ruh sözleşmesi yerine dokuzuncu ruh sözleşmesine yerleşti.

 

Ruh sözleşmesi kuruldu ve ruhları birbirine bağlandı. Chu Mu, Mo Xie’nin kalp atışlarını hissettiğinde, muazzam kederi keyfe dönüştü. Ruhları ayrıyken sadece bir savaş yapmıştılar ama bu süre Chu Mu’ya çok uzun gelmişti. Sonuçta dört yıllık ruh iletişimi bir alışkanlığa dönüşmüştü ve şimdi ruhları tekrar birbirine bağlandığında, o eksiklik duygusundan kurtulmuştu. Chu Mu bunun üzerine rahat bir nefes aldı.

 

“Wu Wu Wu Wu---”

 

Savaş sona ermiş olduğundan Mo Xie Acınası Görünüş’e geri döndü. Dört küçük ve güzel kuyruğu etrafta dalgalanırken küçük ve çevik bedeniyle Chu Mu’nun kucağına atladı.

 

“Wu Wu Wu---” Ruh sözleşmesi yeniden kurulduktan sonra, Mo Xie canı yanmış küçük bir çocuk gibi davrandı ve mırıldanmaya başladı.

 

Chu Mu onun yumuşak kürkünü nazikçe okşadı ve başını kaldırıp önce gökyüzü ormanını aradı, sonra Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nun yerini bulup ona odaklandı.

 

Burası, Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nun bölgesiydi. Xia Guanghan ile olan savaşları onu rahatsız etmişti ve o da Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nu öfkesinden nasibini alabilirdi. Bu yüzden burada kalmaya daha fazla cesaret edemedi ve dokuzuncu seviye Yanıltıcı Dünya’dan ayrılmak için kendine bir yön seçti.

 

“Fei----”

 

Ama Chu Mu ayrılmaya hazırlanırken, gizemli ses tekrar kulaklarında çınladı!

 

Chu Mu şaşırdı. Bir an sonra, bedenini hareket ettirmesini engelleyen güçlü bir zihinsel baskı yaşadı!

 

Bu, Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nun baskısıydı!

 

Chu Mu’nun kalbinde, Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nun hükümdar sınıfını aştığına dair bir korku ortaya çıktı. Dokuzuncu evre Şiddetli Kan Havuzu Hayvanı’nı bile kolayca öldürmüştü. Böyle bir canlı, Chu Mu’nun savaşabileceği bir canlı değildi. Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nun zihinsel baskısı aşırı dehşet vericiydi ve Chu Mu’nun birazcık bile direnememesine neden oluyordu!

 

Garip ve güçlü! Chu Mu Ruh Lordu seviyesine ulaşmıştı ama Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nun önünde, ruh andacının esamesi bile okunmazdı!

 

Bu, Chu Mu’nun hükümdar sınıfını aşan bir ruh hayvanının zihinsel baskısını hissettiği ilk seferdi. Bu baskı altında, nefes almak bile çok zordu!

 

Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nun zihinsel baskısını hissedince, Chu Mu’nun kucağındaki Mo Xie’nin bedeni, çift Kraliyet Alevleri’yle tutuştu. Gümüş gözleri, gökyüzündeki gizemli şeytan figürüne odaklandı.

 

Chu Mu elini kullanarak Mo Xie’nin kürkünü okşadı ve onu dürtüsel davranmaması için yatıştırdı.

 

Güçlü ruh hayvanlarının çoğunun çok yüksek bir zeka seviyesi vardı. Bu bölgenin hükümdarı olarak, zayıf ve güçsüz yaratıklar onu öfkelendirmediği sürece onları tamamen görmezden gelirdi.

 

Chu Mu, Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nun ne kadar güçlü olduğunu biliyordu, direnmeye çalışırsa sonu Şiddetli Kan Havuzu Hayvanı gibi olurdu, hayatta kalma imkanı bile olmazdı.

 

Bu yüzden direnmemeye karar verdi, belki bu sebepten Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru ona saldırmamaya karar verirdi.

 

“Fei----”

 

Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nun sesi bir kez daha yankılandı. Ama bu sefer Chu Mu’nun zihinsel dünyasına aktarılmamış, başka bir şeye yöneltilmişti.

 

Zihinsel baskının aniden ortadan kaybolması Chu Mu’yu meraklandırdı ve gökyüzünde Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nu aradı. Onun uzak bir bölgede ortaya çıktığını keşfetti.

 

Chu Mu afalladı. Zira bir sonraki an, aydnlanmış ufukta, Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nun yakınında yıldız ışıklarıyla dalgalanan bir ruh hayvanı ortaya çıkmıştı!

 

Yıldızışığı ruh hayvanı, yıldız ışığı silüetindeydi ve Chu Mu bu ruh hayvanının gerçek şeklini göremiyordu. Chu Mu’yu asıl şaşırtan şeyse, yıldız ışıkları içinde dalgalanan bu güçlü ruh hayvanının sırtında zarif ve gururlu bir kadının oturmasıydı.

 

Ormanın o bölgesi, dokuzuncu seviye Yanıltıcı Dünya’nın merkezi gibi görünüyordu! Orası tamamen yasak bölgeydi. Ama bu kadın, yıldızışığı ruh hayvanını o bölgenin üzerinde sürüyordu. Dahası, kanat tipi ruh hayvanı grupları ona saldırmıyordu. Aşırı güçlü Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nun Chu Mu üzerinde baskısını kaldırmasının sebebi de oydu, ona yönelmişti.

 

Chu Mu, daha önce hiç karşılaşmamış olduğu Kabus Sarayı’nın zirvesindekiler dışında, bu kadar cesur bir ruh hayvanı eğitmeni duymamıştı ve daha da önemlisi, bu ruh hayvanı eğitmeni bir kadındı!

 

………….

 

“Fei!!!!” Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru, bölgesine giren gerçek bir uzman olduğunu hissetti. Buna çok sinirlendi ve insanları garip hissettirir bir şekilde korkunç bir hızla ona doğru ilerledi.

 

Yıldızışığı ruh hayvanı hiç ses çıkarmadı. Sadece rengarenk ve ışıl ışıl muazzam kanatlarını salladı ve yavaşça Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’na yaklaştı!

 

“Şeytan İmparatoru, bugün sorun çıkarmak için gelmedim. Etrafta dolaşan şeytani bir Kabus gördün mü?” Güçlü Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru önüne geldiğinde, kadın hâlâ sakin ve aklı başındaydı. Zerre kadar korkmuyordu.

 

“Fei------” Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru bu uzmandan biraz korkmuş gibi göründü ve bir şeytan çığlığı attı. Daha sonra, bakışlarını uzaktaki Chu Mu’ya doğru çevirdi.

 

Yıldızışığı ruh hayvanını süren kadın, hemen ağaç tepesinde duran Chu Mu’yu fark etti.

 

“Teşekkürler.” Kadın kayıtsızca Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’yla konuştuktan sonra ruh hayvanını, bedeninde hâlâ beyaz şeytan alevi kalıntıları olan Chu Mu’ya doğru sürdü.

 

Chu Mu, kucağında Mo Xie ile birlikte ağaç tepesinde duruyordu. Bakışları, Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’na rakip olabilecek kadar güçlü ruh hayvanı üzerindeydi ve şaşkınlığı büyümüştü.

 

Yıldızışığı ruh hayvanı biraz bile aura salmıyordu. Önüne uçtuğunda, tüm alan yıldız ışıkları tarafından kaplanmış gibi göründü…

 

Yıldızışığı ruh hayvanının Chu Mu’yu şaşırttığı söylenirse, o hâlde onu süren kadının Chu Mu’nun aklını başından aldığı söylenmeliydi.

 

Kadın, yıldızışığı ruh hayvanıyla ağaç tepesine indi. Hiçbir dala dokunmadan Chu Mu’nun önünde durdu. Kadının duruşu zarifti ve verdiği üstünlük hissi, tüm varlığının saygıdeğer ve gururlu görünmesini sağlıyordu. Ama buz gibi güzel yüzü, karşısındaki insanlara bin mil öteye itilmiş gibi hissettiriyordu.

 

Chu Mu böylesine güzel iki kadın görmüştü. İlki, onu kandırıp ihanet eden mükemmel genç kızdı. Onun güzelliği boğucuydu ve insanın kalbini paramparça edebilecek seviyedeydi.

 

İkincisi, puslu hatıralarındaki annesiydi. Chu Mu on yaşındayken onunla ilk gerçek temasını kurmuş ve beraber bir yolculuğa çıkmışlardı. Chu Mu, annesinin görünüşünü o zamandan hatırlıyordu. Öylesine büyüleyici ve şaşırtıcı bir güzellikti ki, ince ince işlenmiş bir sanat eseri gibiydi.

 

Ama annesinin ne kadar güzel ne kadar tesirli olduğu önemli değildi, Chu Mu, annesinin her zaman kayıtsız ve kibirli olduğunu hissetmişti. Kendi oğluna karşı bile! Bu yüzden annesi ne kadar güzel olursa olsun, Chu Mu ondan hoşlanmıyordu ve ona karşı reddedici bir tavır geliştirmişti.

 

Chu Mu’nun gözleri önündeki yıldız ışıklarıyla yıkanan kadın da Chu Mu’ya bu benzer ve çarpıcı hissi veriyordu. Chu Mu, onun nefes kesici varlığının kalbinde ortaya çıkardığı duyguları düşünürken, birden kadının buz gibi kibirli aurası ona vurdu. O anda, tüm düşünceleri donup kaldı.

 

“Sen Xia Guanghan mısın?” Asil kadın, Chu Mu’ya kibirli bir şekilde baktı. Gözleri yıldız gibi büyüleyiciydi ve bakışları sarhoş ediciydi. Ama gözleri o kadar duygusuzdu ki, hiçbir şeyi umursamıyormuş gibi görünüyordu.

 

Chu Mu’nun kalbinde hâlâ dev dalgalar inip çıkıyordu. Chu Mu’nun annesi ile olan birkaç hatırasının hepsi belirsizdi ama bu kadın ortaya çıktığı zaman kesinleşmişti. Her şeye tepeden bakan bu kibirli kadın onun annesiydi. Aynı güzellik! Aynı kibir!

 

“Sana soruyorum! Xia Guanghan sen misin?” Kadın sözlerini tekrarladı.

 

Chu Mu’nun kalbi bir türlü sakinleşmedi. Chu Mu, her zaman insanlara buz gibi bir his veren ve diğerlerini onun emirlerine uymak zorunda bırakan annesinin sesini tanıdı.

 

“Değilim.” Chu Mu başını salladı ve kalbindeki duyguları saklamak için elinden geleni yaptı.

 

“Kabus Sarayı’ndansın. Kesinlikle o da bu bölgede. Beni ona götür.” dedi kadın.

 

“O yöne kaçtı.” Chu Mu konuşurken parmağıyla Xia Guanghan’ın kaçtığı yönü işaret etti.

 

Kadın başını kaldırdı ve Chu Mu’nun işaret ettiği yöne baktı. Önündeki genç adamın garip bir ruh hâli içinde olduğunu hissetti. Bakışlarını tekrar Chu Mu’ya çevirdi.

 

“Seni daha önce nerede gördüm?” diye sordu asil kadın.

 

Chu Mu ve annesi, birbirlerini en son beş ya da altı yıl önce görmüştü. Chu Mu üç yılını Hapis Adası’nda geçirmişti ve fiziksel özellikleri çok büyük bir değişim geçirmişti. On üç ve on dokuz yaşları arasındaki dönem, bir gencin yüz özelliklerinin en çok değiştiği dönem kabul edilebilirdi. Bu yüzden annesi, bir bakışta Chu Mu ve önündeki genç adam arasında bir bağ kuramamıştı.

 

Annesinin davranışlarını görünce, Chu Mu hem onu hem kendisini hakir gördü. Ne tür bir anne kendi oğlunu tanıyamazdı? Korkunç Mavi Galaktik Şeytan İmparatoru’nu korkutacak kadar güçlü olsa bile, Chu Mu için, bu kadın bir yabancıydı.

ÇN: Chu Mu’nun hayatını mahveden kadın sonunda geldi. Benim bu seride en çok nefret ettiğim kişidir kendisi. Ne kadar iğrenç bir insan olduğuna siz karar verin.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr