Bölüm 211-1: Antik Gökyüzü Ağacı, Bir Hükümdarın İhtişamı

avatar
5528 18

Charm of the Soul Pets - Bölüm 211-1: Antik Gökyüzü Ağacı, Bir Hükümdarın İhtişamı


 

Çeviri: bebebiskuvisi

 

 


“Şeytan festivalinin tadını çıkarın!” Chu Mu, şeytan grubu karşısında yüzündeki gülümsemeyi silip yutkunmaya başlayan Xia Guanghan’a baktı. Ağacın tepesinden aşağı atladığı anda, peşindeki şeytan grubunu başından savan Mo Xie altında belirdi ve ormanın derinliklerine doğru ilerlemeye başladılar!


Xia Guanghan hemen üç ruh hayvanına çağırdı. Onu ve Gizli Katil Görevlileri’nin ruh hayvanlarını çevreleyen şeytan grubuna bakarken ifadesi tamamen karardı. Chu Mu’nun kaçtığı yöne doğru başını çevirdiğinde, bakışlarında utanç, öfke ve garez vardı!


Bu sefer yanlış bir hesap yapmıştı ve bu yanlış hesap, Xia Guanghan’ın kalbindeki öfke alevlerini yelleyip azdırıyordu. Kabus Sarayı’nın Acımasız Celladı’nın gerçekten öfkelenmesinden bu yana çok uzun zaman geçmişti!


Xia Guanghan tuzak kurabiliyorken Chu Mu neden aynı şeyi yapamayacaktı ki? Güçlü Xia Guanghan’la başa çıkabilmek adına vahşi ruh hayvanlarını çekebilmek için oldukça tehlikeli ormana girmişti.


Xia Guanghan, Chu Mu’nun tüm bir şeytan grubunu öfkelendirmek için müthiş Kraliyet Alevli Dokuz Kuyruklu Cehennem Tilkisi’ni kullanmasını beklememişti. Büyük bir cesaretle tüm grubu çekerek Xia Guanghan’ın Chu Mu’ya tuzak kurduğu yere götürmüştü.


Chu Mu elbette yüzden fazla şeytan tipi ruh hayvanının Xia Guanghan ve astlarının karşısında en fazla birkaç Gizli Katil Görevlisi’ni öldürebileceğini, Xia Guanghan’ı öldüremeyeceklerini biliyordu. Bu yüzden orada kalmadı ve Mo Xie’nin sırtına binerek hızla şeytan grubunun geldiği mavi renkli iç ormana doğru ilerlemeye başladı!


En başta, bu mavi ve şeytani dünyayı gördüğünde, içinde bulunduğu ormanı aştıktan sonra oraya varacağını düşünmüştü. Ama gerçekte uzun bir yolculuk olmuş ve Mo Xie’nin oldukça yüksek hızıyla bile, bu garip bölgeye varması neredeyse bir günü bulmuştu.


Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’na satın aldığı altıncı seviye bir yenileyici ilaç vermişti ve bu bir gün boyunca, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı fiziksel gücünün çoğunu geri kazanmıştı.


Mo Xie’nin aurası çok güçlüydü, yedinci evre ve yukarısındaki komutan sınıfı ya da altıncı evre ve yukarısındaki hükümdar sınıfı ruh hayvanlarını kızdırması çok muhtemeldi. Chu Mu bu yüzden oldukça dayanıklı olan Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nı sürmeye başlamıştı ve Mo Xie de Acınası Görünüşü’nü sürdürerek tekrar omzuna uzanmıştı!


Mola verdiği yerde gizemli mavi dünyaya bakarken hoş bir sürprizle karşılaştı. Zira üç devasa bitkiden birine yaklaşmıştı ve bu durumdayken şaşkınlığını bastırmakta zorlanıyordu.


Chu Mu uzaktan, oldukça garip olan Gökyüzü Ağaçları’nın devasa olduğunu fark etse de, onların ne kadar büyük olduğunu anlayamıyordu. Ama şu anda, bu bitkinin ne kadar muazzam olduğunu görebiliyordu!


Aslında, Chu Mu bu devasa bitkinin altına varmıştı zaten. Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı bu muazzam bitkinin gölgesine girmişti. Chu Mu’yu asıl şaşırtan şey, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nın olanca hızıyla koşmasına rağmen bir dakikanın ardından bile ağacın gölgesini aşıp gövdenin altındaki kıvrılan köklere varamamasıydı!


Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nın koşarak geçirdiği bir dakika, bin metreyi aşmasına yeterdi. Devasa Gökyüzü Ağacı’nın yarıçapı bin metreyi aşarken, Chu Mu doğanın bu mucizesinin karşısında nasıl sakin kalabilirdi?


“Buraya girmeseydik, yanıltıcı hâlenin içinde böylesine hayret verici, izole bir dünyanın gizli olduğunu bilemezdik!” Chu Mu derin bir nefes aldı. Kadim bir rüzgarın burada hâlâ esmekte olduğunu hissetti. Yeterli zamanı olsaydı, bir süre boyunca burada kalmak ve bu özel dünyanın gizemlerini araştırmak isterdi.


Chu Mu daha çocukken, babası bu dünyadaki çeşit çeşit gizemli bölgeden bahsetmişti ki, sayıları binlerceydi; Chu Mu o yerleri görmeyi arzulamaya başlamıştı. Şu anda böyle bir bölgedeydi ve burası, insan dünyasında oldukça nadir olan yaratıklar için gizemli bir sığınak gibiydi. Bir ruh hayvanı yakalama arzusu, kalbinde sıcak bir tutkuya dönüşüyordu…


“Hui---------Hui----------”


Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı, Chu Mu’yu bir şey hakkında bilgilendirmek için bir ses çıkardı. “Bu dünyanın özünü oluşturan bu bitkilerin sizin için Koruyucu Tanrılar olduğunu mu söylüyorsun?” diye sordu Chu Mu.


“Hui-----Hui------” Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı hemen başıyla onayladı ve Chu Mu’ya başka bir bilgilendirmede bulundu.


Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı şeytan dilinde konuşmasını bitirdikten sonra Chu Mu afalladı. Chu Tiancheng’in daha önce bir kere bahsettiği şeytanlarla ilgili antik bir töreni hatırladı.


Şeytanlar, dünyadaki en ruhani yaşam formalarıydı. Varlıkları doğa ile yakından ilişkiliydi ve yemyeşil ormanlarda, antik semavi ağaçların tepelerinde ve dünyadan izole olmuş vadilerde yaşamaktan keyif alırlardı…


Şeytanların çoğunun dış müdahalelerin ya da kısıtlanmaların olmadığı kendi dünyalarında yaşamaktan keyif aldıkları söylenebilirdi. Savaşmaktan hoşlanmazlardı. Bu yüzden tüm ruh hayvanı tipleri içinde, en zayıf savaş gücüne sahip olanlar olarak kabul edilirlerdi.


Bununla birlikte, şeytanların savaş güçleri zayıf kalsa da, her ruh hayvanı eğitmeninin bir şeytan tipi ruh hayvanına sahip olması zorunluluktu. Üstelik, güçlü ruh hayvanı eğitmenlerinin çoğunun ana ruh hayvanı, saf şeytan tipi bir ruh hayvanı olurdu. Bunun nedeni, şeytan tipi ruh hayvanlarının, diğer ruh hayvanı tiplerinin ulaşamayacağı bir hıza ve sıyrılma yeteneğine sahip olmasıydı.


Şeytanlarla ilgili en özgün şey, onların garip şeytan tipi teknikleriydi. Doğrudan zihni hedef alan birçok şeytan tipi teknik vardı. Chu Mu da bugüne kadar birkaçıyla karşılaşmıştı ki, onlar da, Cazibe, Gizlenme, Şaşırtma, Şeytani Korku, Rüya gibi tekniklerdi. Bunlar, şeytan tipi zihinsel tekniklerde, buzdağının görünen kısmıydı. Güçlü şeytan tipi ruh hayvanları daima çok garip tekniklere sahip olurdu ve bunlar da her zaman diğer ruh hayvanları için büyük sıkıntılar yaratırdı.


Saf şeytan tipi ruh hayvanlarını elde etmek çok zordu, çünkü daima kendi hâllerinde yaşar, nadiren kendilerini gösterirlerdi. Genellikle sık sık yer değiştirirler, neredeyse her zaman da Bitki Dünyası’nın ruh hayvanlarının korudukları bölgelerde yaşarlardı.


Şeytan tipi ruh hayvanlar sık sık yer değiştirse de, aralarında tam manasıyla göçebe olanlar çok azdı. Bu göçebe şeytan türleri de sessiz ve izole yerlerde yaşamaktan hoşlansa da, daima dolaşır, bir süreliğine yaşayabilecekleri şeytani ortamlar ararlardı.


Bu özel şeytan tipi ruh hayvanlarının durmaksızın dolaşmalarının nedeni, bedenlerinde şeytani ruhani aurayı özümseyebilecek özel bir enerji dolaşımı olmasıydı. Bu ruhani aurayı kolayca özümsedikten ve uzun bir süre boyunca onu sindirdikten sonra şeytan güçleri daha da artardı.


Göçebe şeytan türleri, şeytanlar arasında nadir ve özel bir durumdu. Savaşmakta iyiydiler ve bir bölgede uzun süre boyunca kalmayı sevmezdiler. Bundan dolayı, yeni şeytan evlerini aramak için binlerce topluluğun dünyası boyunca seyahat eder, buldukları ve özümsedikleri özel şeytani auranın etkisiyle güçlerini arttırırdılar.


Vardıkları bölgede güçlerini daha fazla arttıramayacakları duruma geldiklerinde oradan ayrılır ve yeni bir bölge aramaya başlarlardı.


Bu fantastik şeytan özelliğinden, kitaplarda pek bahsedilmezdi, Chu Mu da bunu Chu Tiancheng’in anlattıklarından biliyordu. Ama Chu Mu’yu şaşırtan şey, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nın göçebe şeytan tipi ruh hayvanlarından biri olmasıydı!


Düş Hayvanı türleri göçebe şeytan türlerinden değildi ama göçebe şeytanlar bireysel olarak da ortaya çıkabilirdi. Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı yoğun şeytan aurasını özümseyip şeytan gücünü arttırabileceğini ifade ettiğinde, Chu Mu’nun hayrete düşmesi de bu yüzdendi.


“Hui--------Hui---------” Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı oldukça sabırsız görünüyordu!


Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nın savaş gücü sınırlıydı, zira şeytan tipi tekniklerinin etkisi, güç seviyesinin az olmasından dolayı düşük olduğundan, Chu Mu, savaşırken onu daima kenarda bekletmişti.


Şeytanlar arasında iyi savaşçılar pek yoktu. Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı, Düş Hayvanları arasında özel bir göçebe türü olduğuna göre, asil ve kibirli bir kalbe sahip demekti. Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı her zaman kenarda tutulmayı ve sadece binek olarak kullanılmayı nasıl kendine yedirebilirdi? Mo Xie gibi düşmanlarla savaşmak, onun da arzusuydu!


Böylesine yoğun bir şeytani aura bulmuş bir göçebe şeytan olarak, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı fazlasıyla heyecanlanmıştı. Hemen muazzam Gökyüzü Ağacı’nın üzerine çıkmak ve saf şeytani aurayı özümsemek istiyordu!


“Gidelim öyleyse.” Chu Mu, Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’yla zihinsel bir bağa sahipti ve onun duygularını anlayabiliyordu. Muazzam antik ağacın üzerinde güçlü bir ruh hayvanı olup olmadığını bile düşünmeden ileri atıldılar ve Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı, kalbinde güçlü duygularla zikzak çizerek yukarı doğru tırmanmaya başladı.


Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı dallar arasında oldukça kıvrak bir şekilde zıplıyor, havada yürümek için gölgeli bölgeleri de kullanıyordu.


“Si Si------Si Si-------”


Chu Mu’nun kulağına garip bir ses geldi ve Chu Mu hemen bu sesin geldiği yeri bulmak için ruh andacını kullandı…


“Çift Başlı Kızıl Ağaç Pitonu!”


Chu Mu sesi çıkaran ruh hayvanını hemen fark etti ve bakışları ağaç gövdesinden pek de farklı bir renkte olmayan ruh hayvanına sabitlendi.


Çift Başlı Kızıl Ağaç Pitonu, savaşçı sınıfı bir ruh hayvanıydı ve tür seviyesi iyi sayılmazdı. Yine de yedinci evrenin beşinci seviyesine ulaşmıştı ve bu bile güçlü bir ruh hayvanı sayılmasına yeterdi.


“Karanlık, Ölüm Işını!”


Chu Mu, yedinci evre Çift Başlı Kızıl Ağaç Pitonu’nun onlara pusu kurma niyetinde olduğunu fark etti ve bu yüzden avantaj elde etmek için ilk saldıran olmak istedi.


Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı başını kaldırdı ve çatal boynuzları arasında siyah bir yıldırım ışını ortaya çıktı. Yıldırım ışını kaybolduktan sonra, boğazının derinliklerinde karanlık bir enerji birikmeye başladı!


“Hui---------” Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı, oldukça iyi saklandığını düşünen Çift Başlı Kızıl Ağaç Pitonu’na odaklandı ve bir anda Ölüm Işını’nı fırlattı!


Ölüm Işını hemen yukarı doğru püsküren bir ışık hüzmesi boyunca parladı. İsabetli şekilde Çift Başlı Kızıl Ağaç Pitonu’nun kafalarının birleştiği yere vurdu ve bu tez canlı ruh hayvanını aşağı doğru düşmeye başlamadan önce havaya doğru fırlattı!


Çift Başlı Kızıl Ağaç Pitonu çevik sayılırdı ve düşerken kafalarından biriyle ağaç gövdesine tutundu. On metrelik bedenini kamçı gibi geriye doğru savurdu ve ağaç gövdesinde kalmaya devam etti.


“Görmezden gelip tırmanmaya devam et. Buradaki şeytani aura çok yoğun. Belki şeytan özniteliğini komutan sınıfının zirvesine çıkarabilir.” Chu Mu elli metre aşağı düşmüş Çift Başlı Kızıl Ağaç Pitonu’na baktı. Ama onu daha fazla önemsemedi. Zira Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nın hızıyla, onu geride bırakmak çok kolaydı.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr