Çeviri: bebebiskuvisi

Chu Mu ve Mo Xie’nin ortak hareket edebilmesi için, çoğu zaman konuşmalarına bile gerek yoktu. Hem Mo Xie, Chu Mu’nun ilk ruh hayvanıydı, Chu Mu onu terk edip nasıl kaçabilirdi?

Öfkenin soluk alevleri yandı ve Chu Mu’nun uzun ve dimdik figürünü açığa çıkardı!

Alevler sessiz olsa da, soğuk aurası, isimsiz yaşlı hizmetçinin ruh alevlerinin etkisi altında titremesine neden oldu!

Chu Mu Beyaz Kabus’u besledikten hemen sonra sekizinci andaç Ruh Öğretmeni seviyesine ulaşmıştı ve ruh gücü, tam kapasitesine kadar dolmuştu. Mo Xie üzerinde Şiddetli Kan Göz Bebekleri’ni kullandıktan sonra, hâlâ Eriyik Gazap kullanabilecek ruh gücü vardı!

“Wuwuwu----”

Mo Xie’nin Eriyik Gazap’ı tamamlanmıştı zaten. Kızıl uğursuz alevler, Mo Xie’nin baktığı yere doğru şiddetle patladı ve şehrin gökyüzünde şok edici bir alev nilüferi oluşturdu. Kızıl alevler dalga dalga yanarken bir ısı dalgası yayıyordu!

Kızıl Şeytan Ateşinin Uğursuz Alevleri’nin içinde, soluk beyaz bir alev nilüferi ortaya çıktı. Şeytani beyaz, uğursuz kırmızı ve ruh alevleri tamamen birleşti!

Altıncı aşama bir teknik olan Eriyik Gazap, sekizinci andaçta olan Chu Mu’nun büyüsü altında yedinci aşamaya ulaştı. Soluk beyaz ruh alevleriyle birlikte sekizinci aşamaya yaklaştı.

Ama tam gücü bu değildi. Mo Xie’nin Şeytan Ateşinin Uğursuz Alevleri’yle birleşince, tekniğin gücü sekizinci aşamaya ulaşmıştı!

Yedinci aşama ile sekizinci aşama arasında sadece bir seviye vardı ama bu, sayısız ruh hayvanının aşamayacağı bir mesafeydi. Ve bu fark, muazzam bir güç farkı demekti.

Chu Mu ve Mo Xie’nin Eriyik Gazapları bir araya geldiğinde, sekizinci aşama tekniğin gücü ikiye katlanmıştı. Böyle bir saldırı, isimsiz yaşlı hizmetçinin dandik yedinci aşama savunmasını geç, sekizinci aşama bir savunmada bile ciddi yaralar bırakırdı!

“Honghonghong!!”

Soluk beyaz ve parlak kırmızı!

Küçük şehir üzerinde muhteşem bir şekilde uçtular ve dışa doğru korkunç bir enerji dalgası gönderdiler. Elli metre yarıçaplık bir alandaki her şey yıkıldı ve korkunç alev dalgaları yüzlerce metreye uzanarak şehir sakinlerinin korku dolu çığlıklar atmasına neden oldu!

İsimsiz yaşlı hizmetçi, beşinci seviye ruh zırhı giyiyordu. Yedinci aşama teknik olan Mücevher Zırhı’nın etkisi altında, savunması güç bela sekizinci aşamanın sınırlarına ulaşıyordu. Ama Chu Mu’nun ruh gücünün yarısından fazlasını kullanarak yaptığı Eriyik Gazap muazzamdı. Yedinci evre Mo Xie’nin Eriyik Gazabı ile de birleştiğinde, gücü sekizinci aşama bir saldırı tekniğinin çok ötesine ulaşıyordu!

Sekizinci aşama bir saldırı, sadece sekizinci evre yüksek nitelikli bir komutan sınıfının ya da yedinci evre hükümdar sınıfının kullanabileceği bir şeydi. İsimsiz yaşlı hizmetçi, Chu Mu’nun ondan kaçtıktan sonra geri döneceğini ve elinde böyle korkunç bir teknik kombinasyonu bulunduracağını hiç düşünmemişti.

Tavsiyede, Yang Luosen ile teke tek kontrol savaşı yapmışlardı. Neredeyse her ruh hayvanını çağırmış ve onların tüm güçlerini kullanmış olsa da, Chu Mu’nun teke tek kontrol savaşında sergilediği güçle şu an sergilediği güç arasında muazzam bir fark vardı. Yeterli ruh gücü olduğu sürece, hiç endişelenmeden Beyaz Kabus’un alevlerini ödünç alabiliyordu!

Öfke alevleri, isimsiz yaşlı hizmetçinin bedenini yuttu. Şaşkınlıkla onu yakan alevlere bakarken gözleri sonuna kadar açıldı ama yine de bu alevlere direnemedi.

Eriyik Gazap yandı. İsimsiz yaşlı hizmetçinin kendini korumak için kullanmaya çalıştığı üç ruh hayvanı da alevlerin etki alanı içinde kaldı. Yüz metre yarıçaplık bir alan içindeki tüm sokaklar, evler, dükkânlar iki farklı alev tarafından yakıldı…

Tozlar havaya yükseldi, her şey birbirine girdi. Şehirde yaşayan binden fazla kişi büyük bir şaşkınlık içinde şehirlerinin yanışını izledi…

Bu küçük şehrin en güçlü ruh hayvanı eğitmeni, beşinci evre yüksek savaşçı sınıfı Coşkun Alev Perisi’ne sahipti. Eriyik Gazap’ı bile öğrenememişti ve en güçlü tekniği en fazla bir binayı yakabilirdi.

Ama şimdi, bu korkunç Eriyik Gazap ile karşılaştırıldığında, Coşkun Alev Perisi’nin en güçlü ateş tipi yeteneği, azgın alevlere kıyasla küçük bir mum gibiydi. Bu yüzden bu korkunç alevleri gördükten sonra, şehirdeki ruh hayvanı eğitmenleri şaşkınlıktan başka bir şey hissedemezdi. Tüm şehri mahveden Chu Mu’ya karşı tepkilerini göstermek için bir araya gelmeye bile cesaret edemediler.

……

Her yana yayılan alevlere bakarken bir sokağın kenarında duran Chu Mu, ateşten biraz korkan ve sokağın sonundaki gizli figüre bakan Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nı geri çekti!

Dalgalanan gümüş kürküyle, Mo Xie yıkıntılar arasından atladı ve yavaşça Chu Mu’nun önüne gelerek şeytani gözleriyle dehşet içinde titreyen gölgeyi izledi.

“Saldırmadığın sürece seni tespit edemeyeceğimi mi sandın?” Chu Mu’nun gözlerinde aniden şeytani bir gümüş parıltı ortaya çıktı.

Chong Mei - Uğursuz Parıltı!

Ruh gücünün neredeyse yarısını kullandıktan sonra, şimdi sadece düşük ruh gücü tüketen teknikler yapabilirdi!

Uğursuz Parıltı! Her ne kadar beşinci aşama bir zihinsel teknik olsa da, Chu Mu, Yang Luosen’den dört andaç daha güçlü olduğu için, şeytan tipi zihinsel saldırı, Yang Luosen için karşı koyması çok zor bir şeydi!

Sokağın öteki ucundaki Yang Luosen’in yüzü bembeyaz oldu! Tavsiyede, ruhu Mo Xie’nin Şeytan Ateşinin Uğursuz Alevleri tarafından yakıldığından yaralanmıştı. Diğer iki ruhu sağlam olsa da, ruh hayvanlarını çağıracak olursa, ruhu üzerindeki yük kesinlikle çok artardı. Ve güçlü ruh hayvanlarının, Chu Mu’nun ruh hayvanları tarafından yaralandığından bahsetmeye bile gerek yoktu…

Yang Luosen, isimsiz yaşlı hizmetçiye güvenmiş, onun kolayca Chu Mu ile başa çıkabileceğini düşünmüştü. Ama üç güçlü ruh hayvanını çağırmasına rağmen Chu Mu tarafından yakılarak öldürüleceğini hiç düşünmemişti!

Tüm bedenine derin bir ürperti yayıldı. Bu noktada, isimsiz yaşlı hizmetçinin yaralanmış ve uzaklara uçurulmuş ruh hayvanlarının gelip Chu Mu’yu oyalaması için dua etmekten başka yapabileceği bir şey yoktu…

Ama gücü sekizinci aşamayı fazlasıyla aşmış Eriyik Gazap, üç ruh hayvanını yüz metreden daha uzağa uçurmuştu! Ateşten korkan Gezgin Gözlü Hayalet ve Şeytan Asma yaklaşmaya cesaret edemiyorken, Fırtına Kartalı ise, yıkıntıların altında kalmıştı!

“Mo Xie!”

Chu Mu elini salladıktan sonra Mo Xie’nin sırtına bindi.

Chu Mu çifte Eriyik Gazabı güçlü bir rakibe karşı kullandığında, bunu kesinlikle hafife almaz ya da sadece yaralama amacı gütmez, en kritik anda bu tekniği kullanırdı. En önemli şey, bu tekniğin rakip bunu beklemezken ya da buna hazırlıklı değilken kullanılmasıydı. Ölmeden önce şaşıracak zaman bile bulamamalıydılar. Yang Luosen bu tekniği görmüşken, Chu Mu onu nasıl canlı bırakabillirdi?

“Wuwuwu----”

Chu Mu otururken Mo Xie kafasını kaldırıp uludu. Ölüm Saldırısı kullandı ve hızı iki katına çıktı.

Meşum Alev Pençesi!

Alevler küçük şehri aydınlatıp kızıla boyadı!

Kıpkırmızı alevler savruldu ve bir an sonra ortadan kayboldu. Ardından Yang Luosen’in bedeninin içinde yanmaya başlayarak onu geriye sadece külleri kalana kadar yaktılar!

Luo Bölgesi Kabus Prensi, Luo Bölgesi Tarikatı uzmanları dışında, Luo Bölgesi’ndeki en güçlü gençti. Ama bugün varlığı son bulmuştu. Luo Bölgesi’nde bir daha asla onun güçlü bir uzmanı yendiği haberleri duyulmayacaktı. Yok olacak ve insanların hafızasından yavaş yavaş silinecekti.

Ama kısa süre önce, Hapis Adası Kralı’nın Luo Bölgesi Kabus Prensi Yang Luosen’i yendiği haberleri yayılmaya başlamıştı bile. Birkaç gün içinde, Hapis Adası Kralı Chu Mu, Luo Bölgesi’nde yaşayan herkes tarafından bilinmeye başlamıştı!

………

Wangluo Şehri’ndeki tavsiyeye tanık olan binlerce insan vardı. Bu yüzden Hapis Adası Kralı Chu Mu’nun, Luo Bölgesi Kabus Prensi Yang Luosen’i yendiği haberleri hızlıca yayıldı. Haberler bir ay içinde Kabus Şehri’ne ulaştı ve Kabus Sarayı’nın güçlü insanlarının hayranlığını uyandırdı.

Chu Mu’nun Tian Ji’yi yenmesi, Kabus Sarayı’nda ve yakın bölgelerde ününü hızla yükseltmesine sebep olmuştu. Ama Wangluo Şehri’ndeki savaşla birlikte Chu Mu’nun ünü daha da artmış ve onu gerçek birinci sınıf uzmanların arasına taşımıştı. Kuşkusuz birçok bölgenin birinci sınıf uzmanı, yarım yılda ünü çok yükselen Kabus Prensi ile karşılaşıp onunla savaşmak için kollarını sıvamaya başlamıştı!

Luo Bölgesi Kabus Prensi Yang Luosen, sadece Chu Mu’yu duyduğu için onunla rekabet etmek istememiş, bunu yapması için bilhassa Mavi Kabus Sarayı Efendisi’nden emir almıştı.

Ama Tian Ji’den daha güçlü olan Luo Bölgesi Kabus Prensi Yang Luosen’in Chu Mu’ya kaybettiğinin haberlerini alınca, Mavi Kabus Sarayı Efendisi’nin yüzü daha çirkin bir hâl almıştı.

Mavi Kabus Sarayı Efendisi, şimdi Prenses Jin Rou’nun Xia Guanghan’a geri planda kalmasını ve Göklerin Altındaki Savaş’ta savaşacak bir yedek üye olacak bir kavalye seçmesini söylemesinin nedenini daha iyi anlıyordu. Chu Mu birinci sınıf uzmanlara layık bir güç göstermişti; bundan sonraki on yılını iyi değerlendirirse, kesinlikle Xia Guanghan’ın pozisyonuna denk olabilecek bir pozisyon elde ederdi.

Xia Guanghan zaten Mavi Kabus Sarayı Efendisi için bir baş ağrısıydı. Bir de Chu Mu ortaya çıkıp büyük güç elde ederse, daha önce de denemiş olan Xia Guanghan, kesinlikle Mavi Kabus Sarayı Efendisi unvanını ondan çalardı!

Camgöbeği Kabus Sarayı, Mavi Kabus Sarayı, Beyaz Kabus Sarayı! Bu üç saray efendisi de onuncu seviye bir unvana sahipti. Xia Guanghan son yıllarda durmaksızın yükselmiş, dokuzuncu seviye bir unvan kazanmıştı zaten. Bir hata, Xia Guanghan’ın Kabus Sarayı Efendileri’nden birinin yerine geçmesine neden olabilirdi.

“Bu Chu Mu böyle başıboş bırakılamaz. Ondan kurtulmak için bir yol düşünmem gerekiyor!” Mavi Kabus Sarayı Efendisi dişlerini sıktı. Xia Guanghan’a saldırmaya cesaret edemezdi ama genç nesilden Chu Mu ile ilgilenmek daha kolaydı. Chu Mu’nun gelişmeye devam etmesine kesinlikle izin veremezdi!

“Efendim, tavsiye edebileceğim biri var. Bu kişi, sizi bu endişeden kurtarabilir!” Mavi Kabus Sarayı Efendisi’nin yaşlı hizmetçisi dalkavukça konuştu.

“Genç nesilden biri olmalı, yoksa herkes beni suçlayacaktır!” dedi Mavi Kabus Sarayı Efendisi. Genç nesil uzmanlar arasında ölümler ve yaralanmalar çok yaygındı. Pozisyonu, Xia Guanghan tarafından zorlanmaktaydı zaten, bu yüzden de onun hakkında kötü bir haberin yayılmasını ve Kabus Sarayı Kıdemlileri’nin kulaklarına gitmesini istemiyordu!