Çeviri: bebebiskuvisi

“Bak, çabuk, bak, biliyordum! Dördüncü Kardeş’in herkesten daha güçlü olduğunu biliyordum! Bu kibirli insanlar, kimse söylediklerime inanmadı, şimdi görüyorsunuz! Buz Perisi...ve Şeytan Ağacı Askeri…” Chu Mu’nun sonunda gerçek gücünü göstermesinden sonra, Chu Ning büyük bir heyecana kapıldı.

Bu dönemde, Chu Ning, ailedekiler Chu Mu’ya yeterince değer vermediği için Chu Mu için üzgün hissediyordu. Şimdi tüm gözler şaşkınlıkla Chu Mu’ya bakarken nasıl heyecanlanmazdı ki? Chu Ning’e göre, Zhou Ailesi’in de Yang Ailesi’nin de bir numaralı uzmanları, Chu Mu karşısında çöpten başka bir şey değildi, bir duvar kenarına çömüp istedikleri kadar ağlayabilirlerdi!

Chu Ying, Chu Xing, Chu He ve Chu Lang’ın da ağızları sonuna kadar açılmıştı. Ne kadar muhteşem olsalar da kendini sade gösteren insanlar görmüşlerdi ama bu kadarını hiç görmemiştiler. Sonunda tek bir başarıyla tüm dünyayı şaşırtmanın nasıl bir şey olduğuna tanık oldular!

“Güzel! Çok güzel!” Sonunda Chu Xing şaşkınlığından kurtuldu. Kalbini böylesine bir coşku doldurmuşken kendini bağırmaktan alamadı.

Chu Mu’nun zaferi, Chu Ailesi’nin zaferiydi!

Her zaman sessiz olan Chu He orada öylece duruyordu ama gözlerinden şaşkınlığı ve mutluluğu okunabiliyordu!

Chu Mu’nun güçsüz yeteneklerinden sürekli şikayet eden Chu Ying ise, aralarında en canlı ifadeye sahip olandı. Savaş alanında heykel gibi duran yakışıklı gencin Chu Mu olduğuna bir türlü inanamıyordu!

……….

“Böyle bir koza sahip olduklarını düşünmemiştim. Chu Ming o çöpü eğitmek için bir servet harcamış.” Yang Kuo kasvetli bir yüzle,tatsız bir şekilde konuştu.

“En, bu gerçekten beklenmedikti. Zhou Ailesi’nin şansı yokmuş gibi duruyor!” Yang Luobin garip bir şekilde güçlü Chu Mu’ya bakarken, gözlerinde garip bir duygu ortaya çıktı ve dudakları garip bir şekilde seğirdi.

Konuştuktan sonra yanındaki uzun, mavi bir rüzgarlık giyen adama baktı.

Adam yakasını kaldırmıştı, yaka çenesini kapatırken sadece burnu ve gözleri görülüyordu. Gerçi gözleri de uzun saçlarının gölgesinde kalıyordu ve adam uzun uzun düşünüyormuş gibi görünüyordu.

“Ne düşünüyorsun?” Yang Luobin bu gizemli gence karşı bir bağlılık göstererek sordu.

Genç adam dudağının bir köşesini kaldırsa da bir şey söylemedi, ama ifadesine bakılırsa bir şeyi anlamıştı.

……….

“İkinci tur, Chu Mu, Zhou Shengcheng’e karşı!”

Zhou Ailesi üyeleri, güçlü Chu Mu’ya karşı kimi göndereceklerini bilemediklerinden kaşlarını çattı. Sonunda güç bakımından Zhou Pan’ın hemen ardından gelen Zhou Shengcheng’de karar kıldılar!

“Ruh hayvanlarını çağır!” Hakem Zhou Shengcheng’e bakarak konuştu.

Zhou Shengcheng, Chu Mu’nun iki ruh hayvanıyla uğraşmanın çok zor olacağını bildiğinden üç ruh hayvanı birden çağırdı!

Her biri farklı bir renkte olan üç sembol ortaya çıktı.

Kara bir gölge, yavaşça savaş alanının bir bölümünde etkin hâle geldi. Güneşli bir öğleden sonrasının o boşluk tarafından bozulması çok garip hissettirdi.

“Gölge!”

Gölge: Şeytan Dünyası’ndan - şeytan tipi - Karanlık türü, Gölge alt türü, yüksek hizmetçi sınıfı bir ruh hayvanıydı.

Oldukça nadir bir ruh hayvanıydı. Yüksek hizmetçi sınıfı olarak sınıflandırılsa da, gücü aslında savaşçı sınıfıydı. Ayrıca, Zhou Shengcheng’in çağırdığı Gölge, altıncı evrenin dokuzuncu seviyesindeydi ve neredeyse yedinci evreye ulaşmış sayılırdı.

“Tek bakışta bu Gölge’nin karanlık tip ruh kristaliyle güçlendirildiği anlaşılıyor! Aurası gerçekten korkutucu!”

“Gölge, kontrolü güçlü bir ruh hayvanıdır, onunla uğraşması zor olacak!”

“Altıncı evrenin sekizinci seviyesindeki Göktaşı Ruhu da oldukça güçlü ve Buz Perisi’ne karşı avantajı var.”

Zhou Shengcheng’in üçüncü ruh hayvanı, şaşırtıcı bir çiçek tipi olan Hayalet Tırpan Çiçek Şeytanı’ydı.

Hayalet Tırpan Çiçek Şeytanı: Bitki Dünyası’ndan - çiçek tipi - Çiçek Şeytanı türü, Hayalet Tırpan Çiçek Şeytanı alt türü, düşük komutan sınıfı bir ruh hayvanıydı.

Altıncı evrenin birinci seviyesindeydi ve dış görünüşüne bakılırsa, beşinci seviyenin üzerinde bir çiçek tipi ruh kristaliyle eğitilmemişti ve bu yüzden savaş gücü pek güçlü değildi.

“İki garip ruh hayvanı, Chu Mu’yu yenmek için bu yöntemi mi kullanmak istiyor?”

“Ruh hayvanlarını değiştirmek ister misin?” Hakem, Chu Mu’ya bakarak ona ruh hayvanlarını değiştirmek için zaman verebileceğini söyledi.

Chu Mu başını sallayarak gerek olmadığını ifade etti.

Ruh hayvanlarını değiştirmek ruh gücü israfıydı ve Chu Mu’nun ruh gücü çok kısıtlıydı, bu yüzden böyle savaşlarda ruh hayvanlarını değiştirmesine gerek yoktu.

“Savaş başlasın!”

Hakem savaşın başladığını duyurduktan sonra, hemen arenadaki sütunlardan ateş püskürdü!

Chu Mu, Camgöbeği Kabus Adası’nda Gölge’nin yeteneklerini görmüştü ve böyle bir karanlık tipi hayvanın, daha farkına varmadan onun yanında bitebileceğini bildiğinden hemen geri çekildi.

Beklendiği gibi, altıncı evrenin dokuzuncu seviyesindeki Gölge, savaş başlar başlamaz gölgeye dönüştü ve sütunların altında gözden kayboldu. Hemen birçok sütunun altında birçok gölge belirmeye başladı.

“Ning, Buz Duvarı!”

“Ling-------”

Buz Perisi uzun bir çığlık attı. Bir hedef belirlemeksizin arenanın muhtelif yerlerinde bir sürü Buz Duvarı yarattı!

Buz Duvarları bir düzene bağlı olarak yerleştirilmemiş gibi görünüyordu ama Chu Mu onları güneş ışınlarını yansıtarak çevresinde bir gölge bırakmayacak şekilde yerleştirmişti!

Beklendiği gibi Buz Duvarları yerleştirildikten sonra, Chu Mu’nun ve ruh hayvanlarının etrafındaki gölgeler kaybolmuştu ve sinsi Gölge, Buz Duvarları yüzünden Chu Mu ve ruh hayvanlarının yanına yaklaşamıyordu.

“İlk kez birisinin Buz Duvarları’nı bu şekilde kullandığını gördüm...”

“Doğru, bu sayede bugün yeni bir hareket öğrendim!”

Chu Mu’nun Buz Duvarları’nı kullanmakta gösterdiği zeka, hemen seyircilerden övgü topladı.

Koltuğunda oturan Qin Menger bu taktiği görünce hafifçe gülümsedi, Chu Mu’nun çocukken ona anlattığı ışığı kullanma şekillerini hatırlamıştı.

Qin Menger, Chu Mu’nun çocukken farklı teknikler ve yetenek kullanımları konusunda konuşurken, sanki kendisi savaş alanında savaşıyormuş gibi gözlerinin parladığını hatırlıyordu. Ama gerçekte, bunları gerçekte hiçbir zaman yapamayacağını düşünüyordu.

Şimdi herkesin bakışları altında, bir savaş alanında o taktiklerden birini gerçekleştirmişti ve Qin Menger, bundan dolayı Chu Mu adına çok mutlu oldu.

…….

Zhou Shengcheng bunu gördüğünde, Buz Perisi’nin yarattığı Buz Duvarları’nı yıkması için Göktaşı Ruhu’na emir verdi.

“Beng! Beng!”

Sağlam buz duvarları, onlardan daha güçlü kaya tipi teknikler tarafından yıkılmaya başlarken savaş alanına buz parçaları dağıldı!

Buz Duvarları’nın yıkıldığını görünce, Chu Mu Buz Perisi’ne durmaksızın Buz Duvarları yaratmasını söylerken geri çekildi. Bununla beraber, Şeytan Ağacı Askeri ve Hayalet Tırpan Çiçek Şeytanı birbirleriyle mücadeleye başladı.

“Denklermiş gibi görünüyor…”

Chu Mu ve ruh hayvanlarının sürekli geri çekildiğini gördüklerinde, Chu Ailesi üyeleri Chu Mu için endişelendi.

Aslında mevcut durumda, Chu Mu sürekli geri çekiliyor ve Buz Perisi’ne, Gölge’nin ona saldırmasını engellemek için sürekli Buz Duvarları yaratmasını söylüyordu ama Göktaşı Ruhu da bir yandan hızla Buz Duvarları’nı parçalıyordu…

“Geri çekilemeyecek noktaya geldiğinde ne yapacaksın?” Zhou Shengcheng ruh hayvanlarına onu geri çekilmeye zorlamaları için emir verdi ve Buz Duvarları’nı parçalamak için kendisi de kaya tipi bir ruh tekniği kullanmaya başladı.

Chu Mu çok sakin davranıyordu, savunmasını sağlam tutarken bir yandan da geri çekiliyordu.

Zhou Shengcheng’in ruh hayvanlarının uyumu, Chu Mu’nun iki korkunç ruh hayvanına mükemmel bir baskı yapıyordu. Zhou Shengcheng ruh hayvanlarını değiştirmek istiyormuş gibi görünmüyor, bu yüzden ruh gücünü kullanarak ruh tekniği kullanıp duruyordu.

Yavaşça bir büyü okumaya başladı. Bu sefer, Chu Mu’nun ruh hayvanlarının ikisine de ağır bir darbe vurmak için Meteor Patlaması’nı kullanmayı planladı!

“Beng!”

Bir başka Buz Duvarı daha parçalandı ve Chu Mu’ya giden yolda hiç Buz Duvarı kalmadı. Buz Duvarları’nın ışığı yansıtma etkisi ortadan kalktı ve korkunç Gölge, hemen Buz Perisi’nin altında ortaya çıkan gölgeleri kullandı!

Gölge Kavrama Ruh Bağlaması!

Gölge’nin uzmanlığı, Gölge Kavrama Ruh Bağlaması’ydı! Bu teknikten sonra ruh hayvanı hiçbir şey yapamaz, bedenini hareket ettirmekte bile çok zorlanırdı!

Herhangi bir engelle karşılaşmayan Gölge, çabucak siyah bir kafes gibi Buz Perisi’nin bedenini bağladı…

Zhou Shengcheng hemen gülümsemeye başladı. Chu Mu’nun Buz Perisi kısıtlandıktan sonra, zafer bir zaman meselesiydi. Belki de bu ruh tekniğini yapmak için devasa miktarda ruh gücünü kullanmasına bile gerek yoktu.

Buz Perisi’ni saran gölge, Chu Ailesi’ndekilerin kalbini de sarmış gibiydi. Herkes hüzünlüydü, çünkü Buz Perisi kısıtlandığında savaşın sonu öngörülebilirdi.

Ama herkes kaşlarını çatarken Chu Mu gülümsedi.

Şeytani ve acımasız gülümseme ortaya çıktığında, siyah gözlerinden titrek bir öldürme niyeti yayılmaya başladı.

“Ning, öldür!”

Chu Mu hemen yüksek sesle Buz Perisi’ne emretti.

“Ling----”

Buz Perisi’nin sesi, garip bir şekilde başka bir yerden geldi.

Bu ses duyulduğunda, Buz Perisi’nin gölgelerle sarılmış bedeni yavaşça bükülmeye başladı!

Gölge’nin yarattığı Gölge Kavraması Ruh Bağlaması’nın ardından ışık noktaları karanlığın içinde kayboldu ama Buz Perisi’nin bedeni orada değildi!

Buz Perisi’nin aniden yok olması herkesi şaşırttı. Herkes şaşkınken, Buz Perisi’nin ışıltılı bedeni, karışık savaş alanında fark edilmeyecek bir Buz Duvarı’nın içinden çıktı!

Buz Aynası!

Kimse, Gölge’ye karşı savunma yaparken Chu Mu’nun bir Buz Aynası kapanı kurmuş olduğunu fark etmemişti. Şimdi Buz Perisi, Zhou Shengcheng’in sadece otuz metre önünde ve onun üç ruh hayvanının da arkasında ortaya çıkmıştı.

“Ling!”

Bir peri sesiyle birlikte, Buz Perisi herkesin bakışları altında, gökyüzünde on altı tane altı metrelik kılıç oluşturdu!

Güzel güneş ışıkları düşerken onlar sayesinde parıltılar her yana yansıyordu!

Korkunç Buz Kılıçları, doğrudan Zhou Shengcheng’e doğru fırladı!

Buz Perisi, Mikro Kontrol kullanmadan hepsini Zhou Shengcheng’e doğru fırlattı. Zhou Shengcheng daha önce Buz Zırhı kullanmış olsa da, bu saldırılara karşı savunma sağlayamazdı ve başka bir savunma hazırlayacak kadar zamanı yoktu!

“Beng!!!”

“Beng!!! Beng!!!”

“Beng!!! Beng!!! Beng!!!”

Bir ses patlaması tüm savaş alanına yayıldı!

Bu yoğun saldırılarla birlikte, Zhou Shengcheng’in durduğu yer paramparça oldu!

Derin, kılıç şekilli çukurlar, parçalanmış buz, kırılmış zemin…

Ama arenadaki on bin seyirciyi şok eden şey bunlar değildi! Zhou Shengcheng’in herkesin gözleri önünde, on altı kılıç tarafından etli hamura döndürülüşüydü!