Bölüm 151: Varlığıyla Tüm Wangluo Şehri’ni Sarsacak Olan

avatar
6343 21

Charm of the Soul Pets - Bölüm 151: Varlığıyla Tüm Wangluo Şehri’ni Sarsacak Olan


 

Çeviri: bebebiskuvisi

 

 


Chu Ailesi Avlusu…


Chu Ailesi Muhafızları, Chu Si ve diğerleri yere diz çöktü. Kafalarını eğerek Chu Ming’in konuşmasını beklediler.


“Sizi kuşatmadan kurtardı ve sonra Çökmüş Orman’dan çıkardı, öyle mi?” Bir sürelik sessizliğin ardından Chu Ming nihayet sordu.


“Evet...Genç Efendi Chu, artık eski Genç Efendi Chu değil. Büyük bir değişim geçirmiş.” dedi Chu Si kıpkırmızı bir yüzle.


Chu Ailesi Muhafızları’na, Chu Mu’yu korumaları ve onu güven içinde geri getirmeleri emredilmişti.


Ama sonunda tam tersi olmuştu. Tecrübeli Chu Mu onları kuşatmadan kurtarmış ve güven içinde eve geri getirmişti.


Chu Si, uzun yıllardır Chu Ailesi’nde kalıyordu ve deneyimli bir ruh hayvanı eğitmeni olarak kabul ediliyordu. Yine de, yüzünü kaybetmesine neden olan bu olay, onu çok utandırıyordu…


“Aile Lideri, Chu Mu’yu görmeyecek misiniz?” diye sordu Chu Si, Chu Ming’e bakarak.


“Güven içinde geri dönmesi çok iyi. Onu görüp görmemek ise, o kadar önemli değil. Chu Si, geri çekilebilirsiniz.” dedi Chu Ming.


Chu Si başıyla onayladı ve avludan ayrılmadan önce selam verdi.


“Baba, Chu Mu gerçekten değişmiş gibi görünüyor. Ona sadece kısa bir süre baktım ve onun içine kapanık mizacını hissettim. Oldukça gizemliydi ve onu tam olarak çözemedim.” dedi en büyük oğul Tianheng.


“Öyleyse, şimdiki gücüyle onu tavsiye katılımcısı yapabileceğimizi düşünüyor musun?” Chu Ming, Chu Tianheng’e baktı.


Chu Tianheng, Chu Ming’in en büyük oğluydu ve bu yüzden, Chu Ming onun doğasını çok iyi biliyordu. Chu Tianheng genelde pek konuşmayan, sessiz, sakin biriydi ama başkalarını değerlendirme konusunda kusursuz bir yeteneği vardı. Bu nedenle, Chu Tianheng, Chu Mu’yu tam olarak anlayamadığını söylediğinde Chu Ming biraz şaşırmıştı.


“Şu an için Chu Mu’nun gerçek gücünü göremedim. Yang Jie’yi öldürdüğü bilgisi kesinlikle yanlış olmamalı ama hem Chu Xing’in hem de Chu He’nin gücü Yang Jie’nin üzerinde. Onu tavsiye katılımcısı yaparsak büyük tehlikede olur. Chu Mu hâlâ genç ve kolayca hata yapabilir, bu yüzden bununla Chu Xing ve Chu He’nin başa çıkmasına izin vermeliyiz. Sonuçta bunun için uzun süre hazırlandılar ve bununla başa çıkmak için daha iyi planlara sahip olacaklardır.” dedi Chu Tianheng.


“Mhm, öyleyse en başta planladığımız gibi devam edelim.” diyerek başını salladı Chu Ming.


Chu Mu’nun avlusu, Chu Ailesi arazisinin doğu ucundaydı. Sabah pencerelerini açtığında güneşin ufukta doğuşunu ve kuşların uçuşunu görebiliyordu. Hemen ardından sabah güneşinin ışıkları, Chu Mu’nun penceresine dökülmeye başlıyordu…


Chu Mu bu duyguyu hissedeli beri uzun zaman geçmişti. Chu Mu uyandığı anda dört yıl öncesine geri dönmüş, son dört yılda yaşadıkları bir kabusmuş gibi hissetti.


“Wu Wu Wu”


Hâlâ uyumaya devam etmek isteyen Mo Xie, güneş ışıklarının üstüne düşmesinden rahatsız olduğundan yerini değiştirdi. Chu Mu ufaklığın kürkünü okşadı ve onu yana kaydırdı. Ardından hizmetçisi odaya girdi ve giyeceği kıyafetleri hazırladı.


Daha önceki hizmetçisi çoktan değişmiş olduğundan Chu Mu buna alışamadı. Yüzünü yıkayıp ağzını çalkaladıktan sonra, temiz giysilerini giydi. Tembel Mo Xie sonunda uyandı ve sevimli yüzünü yıkamak için lavaboya koştuktan sonra kafasını sallayarak kendini kurutmaya çalıştı.


“Hava fena değil.” Eve döndükten sonra, Chu Mu’nun ruh hâli çok iyi olmuştu. Tek sıkıntısı babasının burada olmamasıydı.


Dün aileye döndüğünde Chu Ailesi insanlarının çoğunu görmüştü. Etrafta tanıdık yüzler görmek, Chu Mu’nun kalbinin duygu seline boğulmasına neden olmuştu.


Elbette saf bir genç adam değildi. Geçmişte ona kimin iyi davrandığını kimin davranmadığını biliyordu. Onu ihmal edenlere orada yokmuşlar gibi davranmıştı.


“Genç Efendi, Aile Lideri sabah çayından sonra Büyük Salon’a gelmenizi istedi.” dedi hizmetçi, Chu Mu’ya.


Chu Mu başıyla onaylayıp hizmetçiyi gönderdi. Kendisi de bir şeyler yemeden önce ruh hayvanlarını besledi.


Büyük Salon’da, Chu Mu, Chu Ailesi üyelerinin çoğunun burada olduğunu hissedebiliyordu. Büyük bir aile toplantısı olacakmış gibi görünüyordu.


“Chu Mu, büyükbabanın yanına gel.” Chu Ming, Chu Mu’yu herkesin önünde yanına çağırdı ve kendi koltuğunun yanındaki koltuğa oturttu.


Chu Ming, dün gece Chu Mu’yu görmüştü ve bu, Chu Mu’nun bu yaşlı adamı gözleri yaşlı bir şekilde gördüğü ilk sefer olmuştu.


“Aslında büyükbaban uzun süre sonra geri dönüşünü kutlamak için büyük bir ziyafet hazırlamak isterdi. Ama Chu Ailesi zor zamanlar geçiriyor ve tavsiye zamanı geldi. Tavsiye bittiğinde, büyükbaban senin için büyük bir yetişkinlik töreni yapacak.” dedi Chu Ming.


Chu Mu başıyla onayladı ve başka bir şey söylemedi. Burada olan aile üyelerini taradı.


Chu Ailesi iki kola ayrılmıştı. İlk kol Aile Lideri Chu Ming’den, ikinci kol İkinci Aile Lideri olan Chu Nan’dan geliyordu.


Chu Ming’in toplam altı oğlu vardı. En büyüğü Chu Tianheng, ikincisi Chu Tianlin’di. Chu Mu onları görmüştü zaten. Chu Tianlin çabuk parlayan ve en sıcakkanlı amcasıydı. Chu Mu’yla en çok ilgilenen kişi de oydu.


Oğlu, Chu Ning de aynı kişiliği miras almıştı. Sıcakkanlı ve adil davranan, kurnazlığa tahammül edemeyen biriydi.


Chu Mu’nun büyük amcası, Chu Tianheng, içine kapanık ve sakin bir kişiliğe sahipti. Küçük ya da büyük tüm aile işleriyle ilgilenirdi. Chu Xing isimli bir oğlu ve Chu Qian isimli bir kızı vardı.


Chu Xing, Chu Ailesi’nin üçüncü nesildeki en büyük oğluydu ve Chu Ailesi’nin genç nesli arasında en güçlü olan kişiydi. Chu Qian en büyük kızdı ama Büyük Chu Ailesi tarafından beğenilmişti. Büyük Chu Ailesi’nin iç ailesinde öğrenciydi ve görünüşe göre, oldukça da ünlüydü.


Chu Ming’in üçüncü oğlu, birkaç yıl önce yabanda ölmüş Chu Tianqi’ydi.


Oğlu, Chu He, Chu Ailesi genç neslinin ikinci uzmanıydı ve oldukça dikkat çekiciydi.


Chu Mu’nun dördüncü oğlu, Chu Mu’nun da babası olan Chu Tiancheng’di. Chu Tiancheng Büyük Chu Ailesi’nden gelmişti ve Büyük Chu Ailesi varisiyle ters düştüğü ve yetersiz gücü nedeniyle uzaktaki Wangluo Şehri’ndeki Chu Ailesi’ne gönderildiği yönünde söylentiler vardı…


Chu Ming’in beşinci oğlu, Wangluo Şehri dışındaki aile işleriyle ilgilenen Chu Tianren’di. Kızı, Chu Yishui, ailede Chu Mu’dan küçük olan tek kızdı.


Chu Ming’in altıncı oğlu, Chu Ailesi’nin hizmetçilerinden sorumlu Chu Tianjue’ydi. Gücü, Chu Tianheng’in ardından ikinci sıradaydı. Kızı, Chu Ying, güç bakımından Chu He’nin hemen ardında geliyordu. Ailenin içinde nispeten zorba bir genç kızdı.


Chu Ailesi’in bu kolunda, Chu Lang isimli başka bir genç uzman da vardı. Gücü, Chu Ailesi’nin genç uzmanları arasında ilk beşteydi ve aile içinde oldukça önemli biri olarak değerlendirilirdi.


Aşağı inen diğer kol ise, İkinci Aile Lideri Chu Nan’dan geliyordu. Chu Nan’ın pek mirasçısı yoktu. Chu Nan’ın tek oğlu, Chu Yi’nin babası olan Chu Tianjing’di.


Chu Yi, Chu Ailesi’nin en kibirli genç efendisiydi ve gücü, güç bela da olsa Chu Ailesi genç uzmanları arasında ilk beşte sayılabilirdi.


Chu Yi saygısız bir tabiata sahipti ve Chu Ailesi’ne sık sık bela getirirdi. Diğerlerine kaba ve saygısız davranırdı. Chu Mu ruh hayvanı çağırmayı başaramayıp ruh hayvanı eğitmeni olma yeterliliğini kaybettiğinde sık sık Chu Mu’yla alay etmişti.


Hatta dün, Chu Mu Chu Ailesi Muhafızları’yla birlikte döndüğünde Chu Mu’yla alaya etmek için, “Haşarat yine aileye döndü.” demişti.


Chu Yi, Chu Nan’ın tek torunuydu ve Chu Nan’ın onu çok şımarttığı söylenebilirdi. Bu yüzden de, kimse onun yaptığı pislikleri yüzüne vurmaz, ona müdahale etmezdi.


Onu kontrol edebilen tek kişi, Chu Mu’nun en büyük kardeşi Chu Xing’di. Chu Xing en güçlü kişi olduğundan, Chu Yi haddini aşan bir şey yaptığında, Chu Xing büyükbabası Chu Nan’ın ona düşkünlüğünü görmezden gelir, bir temiz sopa çekerdi.


Chu Mu dün geri döndüğünde, Chu Xing kardeşlerin tekrar bir araya gelme atmosferini bozmak istemediğinden, Chu Yi’yi görmezden gelmişti ama aşırı davranmasına da müsaade etmemişti.


Bu sabah, Chu Ailesi Büyük Salonu’nda yapılan toplantıda, Chu Mu, Chu Yi’nin küçümser bakışlarını görebiliyordu. Chu Mu dört yıl önce olsa öfkelenirdi ama şimdi bu aşağılık adam burada değilmiş gibi davranıyordu.


Sabah toplantısında, üç ay sonraki tavsiye tartışılıyordu.


Tavsiye, Wangluo Şehri’nin en önemli yarışmasıydı. Her büyük aile, bu tüm Wangluo Şehri insanlarının izlediği yarışma için beş kişi gönderirdi.


Tavsiyenin asıl amacı,büyük aileler arasındaki rekabeti gençlere yansıtmak değildi. Her büyük aile olağanüstü insanlar gönderir ve katılımcıları Luo Bölgesi’ne tavsiye etmek ve en güçlüsünün kim olduğunu görmek için mücadele ettirirdi.


Ama Wangluo Şehri’ndeki büyük aileler arasındaki çatışmaların boyutu yükselirken, Wangluo Şehri’nin genç uzmanlarının tavsiyesi de ikincil bir mesele olmuştu. İlk olarak, Wangluo Şehri’nin büyük ailelerinin genç uzmanlarının diğer şehirlerden toplanan sayısız uzmana karşı mücadele etmesi çok zordu. İkinci olarak da, tavsiye edilecek insanları sık sık şehrin egemeni olan Yang Ailesi önceden seçerdi. Sonuçta tüm Luo Bölgesi, esasen Büyük Yang Ailesi’nin bölgesiydi.


Bu nedenlerden dolayı tavsiye, bu bölgedeki büyük ailelerin genç neslinin arasında bir rekabete dönüşmüştü.


Bir ailenin refahını sağlayan en önemli faktör, sermaye ve derin bağlantılardı. Ama bunlardan da daha önemlisi vardı ki, o da sahip oldukları arazilerdi.


Bir ailenin yoksun olamayacağı en önemli şey, güçlü ruh hayvanı eğitmenleriydi. Ruh hayvanı eğitmenleri de ruh hayvanlarını ya satın alırdı ya da arazilerinden yakalardı.


Bir ailenin arazisi, en göz önündeki alametifarikasıydı ve yabancıların bu bölgelerde ruh hayvanı yakalamaları ya da öldürmeleri yasaktı.


Bu bölgeler, ruh hayvanı eğitmenlerinin farklı ihtiyaçlarını karşılayacak zengin çeşitlilikte ruh hayvanları içerirdi genelde. Fazla gelirse, diğer oluşumlara satıp muazzam kârlar elde edebilirlerdi.


Normalde, altıncı seviye sıradan bir bölgeden, her yıl dört oldukça iyi komutan sınıfı ruh hayvanı elde edilirdi. Ayrıca pek çok savaşçı ve hizmetçi sınıfı ruh hayvanı da olurdu ki, dikkatlice seçilirse, yetenekleri komutan sınıfından daha aşağıda olmazdı. Aileler bu şekilde komutan sınıfı ruh hayvanlarına sahip uzmanlar yetiştirebilirdi.


Bu nedenle, araziler bir ailenin en değerli varlığıydı ve ailenin devamlılığı ve gelişimi için de zaruriydi.


Bu toplantının amacı, tavsiye yarışması için beş genç seçmekti. Ama aslında oradaki herkes neler olacağını biliyordu.


“Bu kez takımı Chu Xing yönetecek ve takım üyeleri, Chu He, Chu Yi, Chu Ying ve Chu Lang olacak.”


“Umarım ailenin birkaç toprak parçası elde edebilmesi için iyi savaşabilirsiniz.”


Chu Ming ciddi bir şekilde konuşurken bakışları bu beş kişi üzerinde dolaştı.


“Emredersiniz!”


Beş kişi ciddiyetle başlarını salladılar ve Chu Ailesi tarafından verilen bu önemli görevi kabul ettiler.


Chu Mu’nun isminin bu beşi arasında olmadığını duyunca, Chu Ning ve Chu Tianlin’in yüzlerinde sorgulayıcı ifadeler ortaya çıktı. Chu Mu’nun gücü hakkında Chu Ming ile konuşmuştular ama Chu Ming, yine de Chu Mu’yu takıma dahil etmemişti.


“Büyükbaba, neden Chu Mu’nun da katılmasına izin vermiyorsun?” dedi aniden Chu Ning.


Chu Ning, Chu Mu’nun Yang Jie ile olan savaşına şahit olmuştu ve onun sadece iki ruh hayvanı çağırabilmesine rağmen gücünün Ruh Lordları’na denk olduğunu düşünmüştü. Chu Mu da katılırsa, bu tavsiyeyi kazanma umudu daha büyük olurdu.


“Aynen baba. Chu Mu epey güçlü. Şeytani Altı Kuyruklu Alev Şeytanı Tilkisi beşinci evreye ulaşmış zaten. Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı da beşinci evrenin beşinci seviyesinde. Bunlara sahipken bile mi bu neslin ilk beşine giremiyor?” dedi Chu Tianlin, Chu Ming’in duyurusu yüzünden şaşırarak.


“Şeytani Altı Kuyruklu Alev Şeytanı Tilkisi! Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı!”


Chu Tianlin, Chu Mu’nun ruh hayvanlarından söz ettiğinde aniden büyük bir kargaşa koptu.


Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı ve Şeytani Altı Kuyruklu Alev Şeytanı Tilkisi, oldukça nadir ruh hayvanlarıydı. İyi yetiştirilmişseler, Chu Mu gerçekten de Chu Ailesi’nin ilk beşine girebilecek kadar güçlü demekti!


“Chu Mu aileye daha yeni döndü ve muhtemelen çok yorgundur. Böyle tehlikeli bir yarışmaya katılmasına gerek yok.” dedi Chu Ming.


“Ama…” Chu Tianlin ve Chu Ning onu ikna etmeye çalışmak istedi.


Chu Ming kaşlarını çatıp onlara daha fazla konuşmamaları gerektiğini söylemeye çalıştı.


“Büyükbaba, madem Chu Mu artık ruh hayvanlarını çağırabiliyor, öyleyse ailemize yardım etmeli. Ne yazık ki, birkaç gün önce genç kız kardeşim, onu bir ruh hayvanı yakalayabilmesi için aile bölgemize götürmem konusunda benden yardım istedi. Buna ne dersiniz? Neden kız kardeşimizi bölgemize götürme konusunda Chu Mu yardımcı olmasın? Bunu yaparsa ben de ruh hayvanlarımı eğitmek için zaman bulabilirim!” dedi Chu Yi densizce.


“Evet, olur tabii. Chu Mu önümüzdeki birkaç günü neden dinlenerek geçirmesin? Zamanı varsa, genç kız kardeşini bölgemize götürsün. Bir sorun olmayacaktır, değil mi?” İkinci Aile Efendisi Chu Nan, Chu Ming’in yanıtını bile beklemeden kafasıyla onayladı ve Chu Mu’ya söz hakkı bile vermedi.


Chu Mu, Chu Nan’a baktı ama kayıtsız bir şekilde başıyla onayladı. “Sorun olmaz, götürürüm!”


Chu Mu daha yeni bir ruh hayvanı, Mo Ye elde etmişti. Küçük Mo Ye üçüncü evrenin beşinci seviyesindeydi ve hem savaş tecrübesi edinmek hem de güç seviyesini arttırmak için savaşması gerekiyordu.


Chu Ming, Chu Mu’ya özel bir bakış attı ve onun memnuniyetsiz bir ifade sergilemediğini gördü. Sonra başıyla onayladı ve salondaki diğer insanlara baktı.


“Öyleyse bugünkü toplantıyı burada bitiriyorum. Herkes çıkabilir.” dedi Chu Ming.


Herkes başını salladı ve ayrılmadan önce saygılarını sundu. Çıkarlarken, görünüşe göre, Chu Mu’nun Şeytani Altı Kuyruklu Alev Şeytanı Tilkisi’ni ve Karanlık Yıldırım Düşü Hayvanı’nı tartışıyorlardı.


Çok geçmeden herkes ayrıldı ve geri kalanlar sadece Chu Ming, Chu Mu, Chu Tianheng ve mağdur hisseden Chu Tianlin’di.


“Baba, ne yapıyorsun? Chu Mu artık eski Chu Mu değil. Ailemiz için bu önemli görevi üstlenebilir. Neden onu bu işin dışında bırakıyorsun?” Chu Tianlin tek nefeste tüm düşüncelerini söyledi.


Chu Ming, Chu Tianlin’i görmezden gelerek Chu Mu’ya baktı. Yavaşça dedi ki: “Chu Mu, büyükbabanın neden buna katılmanı istemediğini anlıyor olmalısın, değil mi?”


Chu Mu başıyla onaylayıp dedi ki: “Büyükbabam bana bir şey olmasını istemiyor; ayrıca, birkaç yıl daha eğitim yapmamı ve bir sonraki tavsiyeye katılmamı istiyor, öyle değil mi?”


Chu Ming ve Chu Tianheng övgüyle başlarını salladı.


İkisi de Chu Mu’nun şu anki gücünün durumu tersine çevirebilecek kadar müthiş olduğunu tahmin ediyordu zaten.


Ama Chu Mu sadece iki tane ruh hayvanı çağırabilirdi ve yaşı, diğer beşinden daha küçüktü. Yani, tehlike olasılığı daha fazlaydı.


Bunun yerine, oldukça ümit veren Chu Mu’nun biraz daha gelişmesinin ve beş yıl sonraki tavsiyeye katılmasının en iyisi olacağını düşünüyorlardı. O zaman, kesinlikle Wangluo Şehri’nin tüm uzmanlarını ezip geçebilirdi!


“Büyükbaban, böyle bir kalbe sahip olduğun için sana minnettar. Büyükbabanın sana omuz çevrdiğini düşüneceğinden korkmuştum. Şu anda, ailemizin hazinesi olduğun söylenebilir. Eminim ki beş yıl içinde, tüm Wangluo Şehri’ni varlığınla sarsacaksın!” Chu Ming, Chu Mu’nun omzunu sıvazlayarak ciddi bir şekilde konuştu.


Chu Mu sadece kafasıyla onayladı ama içinden geçenler, Chu Ming’in düşündüklerinden tamamen farklıydı.


“Öyleyse Yishui’ye aile bölgemize kadar eşlik etmeni rica edeceğim. Sen de orada eğitim yapabilirsin, ihtiyacın olan bir şey varsa çekinmeden büyükbabana söyleyebilirsin. Büyükbaban senin için elinden geleni yapacak.” dedi Chu Ming.


“Teşekkür ederim, büyükbaba.” dedi Chu Mu.


“Peki, çıkabilirsin öyleyse. Büyük amcan ve ikinci amcanla birkaç şey tartışmam lazım.” dedi Chu Ming, Chu Mu’ya.


Chu Mu basit bir selam verip yavaşça salondan ayrıldı.


Chu Mu’nun soğukkanlı bir şekilde ayrıldığını görünce, Chu Tianheng’in ifadesi biraz değişti. Dedi ki: “Chu Mu gerçekten büyümüş. Bu koşullar altında bile bir şey söylemedi. Dahası, ifadesi de hiç değişmedi. Zekası ve sakinliği, sıradan bir insanın sahip olamayacağı seviyede.”


Chu Ming bu değerlendirmeleri kabul ederek dedi ki: “Umarım Chu Ailemiz’e umut getirir!”


Salondan ayrıldıktan sonra, Chu Mu geniş eve bakarak durdu. Tam olarak hareketsiz bir heykel gibiydi.


Bir süre sonra yüzünde yavaşça bir gülümseme oluşurken düşündü:


“Beş yıl mı?”


O kadar uzun zamana gerek yoktu. Üç ay içinde, tüm Wangluo Şehri’ni varlığıyla sarsacaktı.


Kabus Sarayı’nın muazzam gücü, Luo Bölgesi’nin yarışabileceği bir şey değildi. Dahası, Kabus Sarayı’nda oldukça yüksek bir pozisyona sahip olan Chu Mu, zirve uzmanlardan biri sayılıyordu. Tüm Luo Bölgesi’nde, belki de sadece hem Kabus Sarayı’nda hem de dışarıda ünlü olan Luo Bölgesi Kabus Prensi onun rakibi olabilirdi. Başka kimse rakibi olamazdı.


Chu Mu şu anda da Wangluo Şehri’ni ezip geçmek için yeterliydi. Beş yıl sonra, sadece kendi neslini değil, Luo Bölgesi’ndeki herkesi ezip geçebileceğini düşünüyordu.


Chu Ming, Chu Mu’nun gerçek gücünü anlamadı. Ama Chu Mu da anlatmadı. Bu üç ayda, kendi ailesini de, Yang Ailesi’ni de, tüm Wangluo Şehri’ni de varlığıyla sarsacağı yarışma gününe kadar göze batmamaya çalışacaktı.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44325 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr