Çeviri: bebebiskuvisi

“Ah!!”

Vadi boyunca bir kez daha sefil bir çığlık yayıldı. Göz alıcı taze kan vadideki yeşil yosunlara dökülünce daha da belirgin hâle geldi.

Çok Renkli Şeytan Kaplanı, uzun zamandır pervasızca birilerini öldürmemiş gibi görünüyordu. Shang Shi’nin boynunu ısırdıktan sonra, Shang Shi’nin ruh sözleşmeleri kesilmiş diğer iki ruh hayvanını da öldürdü.

Kanları her yana saçılırken hayvanların kükremeleri durmaksızın yankılandı. Shang Shi’nin emirleri olmaksızın, Çok Renkli Şeytan Kaplanı’nın tek saldırısına bile dayanamazlardı. Böylece onun tarafından parçalara ayrıldılar ve kanlı ruh çekirdekleri de kaplanın midesine gitti.

Yakındaki Chu Mu da yaralı Yang Jingli’ye baktı. Onun zar zor nefes alışını izlerken yüzünde vahşi ve zalim bir gülümseme ortaya çıktı. Daha sonra ayağıyla yerde yatan Yang Jingli’nin yanağına acımasızca bastı.

“‘Ayağımın altında hayatın için yalvarıyor olacaksın!’ sanırım böyle demiştin, ama şimdi, ayağımın altında olan sensin! Nasıl hissediyorsun?”

“Yeteneğin varsa...öl...öldür beni. Bu...Bu Hapis Adası’nda...hayatta...hayatta kalabileceğini aklından bile geçirme!” Konuşurken Yang Jingli’nin ağzında kan vardı.

“Neden Hapis Adası’nda olduğumu biliyor musun?” Chu Mu, Yang Jingli’ye bakarak umursamazca konuştu.

Yang Jingli’nin gözlerinde utanç vardı. Wangluo Şehri’nin en büyük şakası tarafından yenilmekten daha utanç verici bir şey olabilir miydi ki?

“Bu adaya herkesi öldürmeye geldim. Endişelenme, Yang Ailen’den de tek bir kişi bile kaçamayacak!” Chu Mu’nun gözleri buz gibi oldu.

Chu Mu’nun sözlerini duyunca, Yang Jingli sonunda onda geçmiştekinden farklı olan şeyin ne olduğunu anladı; acımasızlık ve öldürme arzusu!

Mo Xie efendisinin açık emri olmadan da onun düşüncelerini anlayabildi.

“Shua!”

Oldukça keskin pençeleriyle çabucak Yang Jingli’nin boynuna vurdu. Bir anda kan fışkırmaya başladı ve Yang Jingli, gözlerinde aşağılanma ve öfkeyle öldü!

Chu Mu bir cesedi asla öylece terk etmezdi. Çabucak Yang Jingli’nin çantasını karıştırdı. Ama hiçbir değerli eşyası yoktu. Bu genç yaşından dolayı Chu Ailesi ona değerli şeyler vermemişti.

“Hou”

Bir süre sonra, kanla kaplanmış Çok Renkli Şeytan Kaplanı, Chu Mu’nun önüne yürüdü. Koyu renkli gözleriyle Chu Mu’ya baktı ve onun kalbinin pırpır etmesine neden oldu.

Ardından Çok Renkli Şeytan Kaplanı başını salladı ve bir parmak tükürdü.

Çok Renkli Şeytan Kaplanı’nın tükürdüğü parmak elbette Shang Shi’nindi. Chu Mu’yu şaşırtan şeyse, parmağın üzerinde bir uzamsal yüzük olmasıydı.

“Onun eşyalarını bana mı veriyorsun?” Chu Mu, Çok Renkli Şeytan Kaplanı’na bakarak sordu.

“Hou--” Çok Renkli Şeytan Kaplanı başıyla onayladıktan sonra gururla arkasını döndü ve sarp vadiye atlayarak hızla uzaklaştı.

Güçlü ve soğuk Çok Renkli Şeytan Kaplanı’nın ayrılışını izleyen Chu Mu bir pişmanlık hissetti. Düşüncesi şuydu ki: Çok Renkli Şeytan Kaplanı gibi bir ruh hayvanına sahip olsaydım, adada tek hayatta kalan olmak hiç sorun olmazdı.

Sonrasında başını salladı ve kendine bunun çok da gerçekçi olmadığını hatırlattı. Mo Xie bir tür mutasyonu daha geçirdiğinde, muhtemelen gücü Çok Renkli Şeytan Kaplanı’ndan çok da aşağı kalmayacaktı. Ama onun bir sonraki tür mutasyonunu ne zaman geçireceği belirsizdi.

Uzamsal yüzüklerle ruh hayvanı yüzükleri arasında farklar vardı. Ruh hayvanı yüzüklerinin alanları çok kararlı değildi. Ruh hayvanlarını tutabilirlerdi ama ruh hayvanları çok güçlüyse, kendi güçleriyle ruh hayvanı alanını parçalayabilirlerdi.

Aynı şekilde ruh hayvanı eğitmenlerinin ruh hayvanı bölgeleri de kararsızdı. Ruh hayvanının gücü ruh hayvanı eğitmenini çok aşarsa, aralarında ruh sözleşmesi olsa dahi, ruh hayvanını geri çağırma büyüsünü okumak ve ruh hayvanını oraya kilitlemeye çalışmak beyhude olurdu. Ruh hayvanları, ruh hayvanı bölgesinin kısıtlamalarını kendi güçleriyle kırabilirdi.

Ruh hayvanı alanları, gerçek uzay değildi. Tam olarak belirlenmiş boyutlar değillerdi, ruh hayvanının yapısına ve ruh gücüne göre yaratılırlardı.

Ama uzamsal yüzüklerin içindeki boyut, gerçek bir boyuttu. Eşya depolamak için kullanılabilirdi. Uzamsal yüzüğün alanı yeterince büyükse, ruh hayvanlarını oraya koymak bile sorun olmazdı.

Shang Shi’nin uzamsal yüzüğü o kadar büyük değildi; yaklaşık bir metreküplük alana sahipti. Gerçi bir metreküp pek çok eşyayı saklamak için yeterliydi. Dahası, piyasa fiyatı bin altındı.

“Ruh Zırhı! Bu adamın böyle bir hazinesi varmış!”

Chu Mu uzamsal yüzükteki ilk eşyayı çıkardığında hemen kendinden geçti.

Ruh zırhı, ruh hayvanları ve ruh hayvanı eğitmenleri için olan bir eşyaydı. Ruh hayvanı eğitmeni, ruh andacını kullanarak özel bir koruyucu zırh oluşturabilirdi. Saldırıya uğradığında sadece zihinsel iletişimini kullanarak ruh zırhını bedenine geçirebilir ve onu savunma için kullanabilirdi.

Chu Mu büyük bir ailedendi ve bu sebepten pek çok şey biliyordu. Shang Shi’nin uzamsal yüzüğündeki ruh zırhı, dördüncü seviyedeydi. Savunma yetenekleri de, bir ruh hayvanının dördüncü aşama koruyucu cildine eşitti.

Ruh zırhının şekli, ruh andacı kullanılarak değiştirilebilirdi. Ağırlığı ya da fiziksel kısıtlaması yoktu. Ruh hayvanı eğitmenleri arasında lüks bir eşya olarak kabul edilirdi. Chu Mu da, Shang Shi’nin uzamsal yüzüğünden böyle bir hazine çıkacağını beklememişti!

“Bu eşya, en az yüz bin altın eder. Shang Shi kendi giymediğine göre, bu eşya defolu olmalı!”

Ruh zırhını kullanmak çok kolaydı. Kişi sadece ruh andacını ona işlemek zorundaydı, bundan sonra ruh zırhındaki enerji kristalleri ile kişi arasında zihinsel bir bağ kurulurdu. Ruh zırhı, kendiliğinden kişinin ruhuna entegre olurdu. Tek bir zihinsel iletişimle de, tehlike anında hemen ortaya çıkardı. Ruh zırhını donanan Chu Mu, şimdi iyi bir hayat sigortası bulmuş oldu.

Yang Ailesi’nin Hapis Adası’na gelmesi, Chu Mu’nun hayatta kalma şansını arttırmış gibiydi.

Chu Mu tereddüt etmeden ruh andacını ruh zırhına işledi. Ruh andacı ile ruh zırhı çabucak kaynaştı.

Ruh zırhını çağırmak, çok az miktarda ruh gücü gerektiriyordu. Chu Mu sabırsızlık içinde yeni savaş zırhını çağırdı.

Chu Mu’nun bedeninin çevresinde derin, yıldızlar gibi parlak desenleri olan zırh döndü. Chu Mu onu kontrol etmek için ruh andacını kullandıktan sonra desenler yoğunlaştı. Bir saniye bile geçmeden masmavi, saydam ışıklı zırh, Chu Mu’nun bedenini kaplayarak ona oldukça etkileyici bir aura bahşetti!

“Wuwuwu” Mo Xie güzel gözlerini kıstı ve yeni ekipmanını kuşanmış Chu Mu’ya heyecanla uludu.

Chu Mu, Mo Xie’nin pofuduk kulaklarını cimcirerek dedi ki: “Ruh hayvanları için de ruh zırhları var. Belki diğer Yang Ailesi mensuplarında hayvan tipi ruh zırhları vardır!”