Bölüm 94: Eski Yara, Kaçan Ruh Hayvanı

avatar
5670 26

Charm of the Soul Pets - Bölüm 94: Eski Yara, Kaçan Ruh Hayvanı


 

Çeviri: bebebiskuvisi

 

 


“Ning, Buz Kılıcı!”


Buz Perisi’nin buz kontrol yetenekleri, diğer ruh hayvanlarını fazlasıyla aşıyordu. Arada otuz metre olsa bile, yoğunlaştırdığı Buz Kılıcı’nı büyük isabetle Yang Jinglian’ın kafasına doğru savurmayı başardı.


Böylesine acımasız bir saldırının altında, sonunda Yang Jinglian tehlikenin büyüklüğünün farkına vardı. Doğal içgüdüleri, ölümcül Buz Kılıcı’ndan çok korkmuş bir şekilde kendini yere atarak kurtulmasını sağladı.


“Ning, devam et!”


Yang Jinglian’ın kafasının üzerinde, bir kez daha donmuş Buz Kılıcı yoğunlaşmaya başladı. Ama bu sefer, birbiri ardına inen üç Buz Kılıcı vardı.


Yang Jinglian ileri doğru yuvarlanmaya devam ederken sırtından soğuk terler dökülüyordu. Aynı anda da, Rüzgar Perisi’ne Rüzgar Bağlaması’nı kullanmasını emretti.


Üç Buz Kılıcı, Rüzgar Bağlaması’nın etkisi altında hemen parçalandı. Ama Buz Kılıçları parçalandığı anda yeni bir buz tipi teknik ortaya çıktı.


Buz Bıçağı Kükremesi!


Yang Jinglian’ın da içinde bulunduğu çatlakta hızla kaotik Buz Bıçakları ortaya çıktı. Kendi etraflarında dönerken, vahşi bir hayvanın korkunç kükremesine benzer bir ses çıkarttılar!


Bu kadar dar bir alanda, Yang Jinglian bundan kaçınamazdı, diğer ruh hayvanını bile çağıramazdı. Sadece korku içinde geri çekilebilirdi!


Rüzgar tipi teknikler güçlü savunma özelliklerine sahip değildi. Rüzgar tipi tekniklerle, Buz Bıçağı Kükremesi’nin anca yönü değiştirilebilirdi. Ne yazık ki, içinde bulundukları alan çok dardı, bu darlık sebebiyle saldırının yönünü değiştirmek mümkün olmadığı gibi, bu saldırıdan kaçınmak da neredeyse imkansızdı!


Yang Jinglian, Rüzgar Perisi’ne onun önüne geçerek saldırıyı engellemesini emretti. Çabucak bir büyü okudu ve kendi bedenini kalın bir taş tabakası kapladı!


Son aşamada Taş Cilt. Bu tekniğin savunma kabiliyeti, bir ruh hayvanının üçüncü aşamadaki cildiyle kıyaslanabilirdi.


Chu Mu, Yang Jinglian’ın savunmasını çoktan tamamladığını görünce yüzünde şaşırtıcı bir gülümseme ortaya çıktı ve sessizce bir büyü okudu.


“Rüzgar Ejderhası Bağlaması!”


Chu Mu çabucak büyüyü okumayı bitirdi ama tekniği kendi üzerinde kullanmak yerine Yang Jinglian’ın üzerinde kullandı.


Yang Jinglian’ın ayaklarının altında, hızla yükselen bir hava akımı oluştu ve hemen Yang Jinglian’ın bedenini yuttu.


Rüzgar Ejderhası Bağlaması, Rüzgar Bağlaması’ndan çok daha güçlüydü. Ejderha Rüzgarı’nın güçlü fırtınası dönerken dağ duvarlarını bile etkiledi.


Dar alanda dönerek esen güçlü rüzgar, hava akışını kaotik hâle getirdi. Kalın bir taş katmanıyla kaplı Yang Jinglian’ın bedeni bile kaotik hava akışı tarafından sarsılmaya başladı. Ve onu bir kez daha geri çekilmek zorunda bıraktı…


“Şerefsiz, kimsin lan?”


Yang Jinglian, Rüzgar Ejderhası Bağlaması’nı oluşturan Chu Mu’nun yerini hemen buldu. Çukurun üzerinde saklanmış Chu Mu’ya bakan gözlerinde öfke vardı.


Bakışları buluştuğunda bedenine soğuk bir niyet sızdı. Yang Jinglian afallamıştı ve bir aşinalık duygusuna sahipti; ama o buz gibi bakışlara oldukça yabancıydı.


“Kimsin?” diye bağırdı öfkeyle Yang Jinglian.


“Sen ölüsün zaten. Bilmene gerek yok.” Chu Mu umursamazca cevap verdi.


Chu Mu’nun sözleri Yang Jinglian’ı kendine getirdi ve hemen aşağı bakmasına neden oldu.


Aşağı baktığında, aniden Rüzgar Ejderhası Bağlaması’nın onu Çok Renkli Şeytan Kaplanı’nın ulaşabileceği bir yere taşıdığını fark etti.


Bir anda yüzü bembeyaz oldu. Soğuk bir his tüm vücuduna yayıldı ve tepeden tırnağa titremekten kendini alamadı.


Parçalayan Pençe!


Çok Renkli Şeytan Kaplanı bir şimşek çakması gibi atıldı ve vahşi pençeleri doğruca onu engelleyen kayaya çarparken, Yang Jinglian’ın bedenini kaplayan taş katmanına da vurdu.


Üçüncü aşamadaki Taş Cilt, Çok Renkli Şeytan Kaplanı’nın karşısında kağıt gibiydi. Tek vuruşa bile dayanamadı.


“Hou!”


Çok Renkli Şeytan Kaplanı pençelerini sertçe geri çekerken Yang Jinglian’a doğru öfkeyle kükredi. Kükremeyle birlikte, Yang Jinglian’ın karnının altında açılan delik genişledi. Karnının altındaki deliğin etrafında çok sayıda çatlak ortaya çıktı!


“Beng!”


Taze kan fışkırdı ve etler her yana dağıldı. Öfkeli kükremenin altında, Yang Jinglian’ın bedeni patladı. Hemen havayı ağır bir kan kokusu sardı.


Çok Renkli Şeytan Kaplanı kayıtsızca çatlağın içinden sızan kana doğru adım attı. Ardından yavaşça dönüp başını kaldırdı ve yukarıda saklanan Chu Mu ile karşılaşarak ona doğru kükredi!


“Burada kalmaya devam edersen bir grup insanın senin için geleceğini söylemiştim zaten.” dedi Chu Mu, Çok Renkli Şeytan Kaplanı’na.


Yang Jingli dağ duvarlarındaki çatlağın ve Buz Duvarı’nın önünde duruyor ve kardeşinin sefil cesedini görebiliyordu. Yüzü çarpılmıştı!


“Kimsin? Ortaya çık!” Yang Jingli öfkeden kudururken iki ruh hayvanı çağırmıştı bile.


“Yang Ailen tarafından öldürülmüş intikam peşinde bir hayalet!” Çatlaktan Chu Mu’nun sesi çıktı ve ardından çatlağın içindeki Buz Duvarı patladı.


Chu Mu yavaşça çatlaktan dışarı çıktı ve dışarıda bekçilik yapan Yang Jingli’ye baktı.


Yang Jingli de Chu Mu’ya baktı. Chu Mu dışarı çıkarken ruh hayvanlarına ona saldırmalarını emretmeyi planlamıştı ama Chu Mu’nun yüzünü görünce donup kaldı!


Chu Mu’nun onun üzerinde böyle bir izlenim bırakmasının tek sebebi, son festivalde aralarında yaşananlardı.


Ama Yang Jingli farklıydı. Chu Mu’yu bir süredir tanıyordu zaten. Wangluo Şehri’nin klanları, sürekli birbirleriyle rekabet içinde olmuştu. Klanlar arasındaki düşmanlık zaten olabildiğince yüksek bir seviyedeydi ve Chu Mu da onu öldürme arzusuna sahipti.


“Sensin! Çoktan...medin mi…” Yang Jingli yavaş yavaş figürü büyüyen Chu Mu’ya bakıp kaldı. Yüzündeki dehşete kapılmış ifade daha da büyüdü.


Yang Jingli’ye göre, Chu Mu sadece tanıdık bir figürdü. Wangluo Şehri’ndeki herkes Chu Klanı’nın kötü bir şakaya sahip olduğunu bilirdi ve bu şaka da, Chu Mu’ydu!


“Benimle karşılaşmayı beklemiyordun! Bu ölü adam buraya nasıl geldi, değil mi? Yang Zhide beni gördüğünde, onun da ifadesi aynı seninki gibiydi!” Chu Mu’nun yüzünde soğuk bir gülümseme ortaya çıktı.


Yang Jingli’nin ifadesi değişirken dedi ki: “Onu öldüren kişi sendin!”


“Çok geçmeden Yang Ailenin diğer üyeleri de karşıma çıkacak. Yang Jingli’den bahsettiğimde onlar da senin gibi şaşırıp öfkelenecekler, ve diyecekler ki: ‘Onu öldüren kişi sendin!’” dedi Chu Mu.


“Saçmalama. Temelin bile yok. Sen ruh hayvanı eğitmeni bile sayılmazsın neredeyse. İki andacını ve Ruhları’ndan birini mahveden bir salaksın! Senin gibi bir çöp beni öldürmekten mi bahsediyor?” dedi Yang Jingli.


Tüm Wangluo Şehri’nde herkes bilirdi ki, Kıdemli’nin en büyük oğlunun en büyük oğlu olan Chu Mu, dördüncü andaç Ruh Öğrencisi’yken yüksek tür seviyesine sahip bir ruh hayvanıyla ruh sözleşmesi yapmıştı. Bu yüzden Ruh Öğrencisi seviyesindeyken hak edilen ilk iki ruh sözleşmesi yapma hakkını kaybetmekle kalmamış, son ruh hayvanı da ondan kaçmıştı!


Bir ruh hayvanı kaçtığında, kaçan ruh hayvanı her zaman çağrılmış durumda kalırdı!  Bu da, ruh hayvanı eğitmeninin Ruhları’ndan birinin, o ruh hayvanı tarafından daima işgal edileceği anlamına geliyordu.


Böylece Chu Mu’nu ilk Ruhu, o sahipsiz ruh hayvanı tarafından devamlı işgal edilir durumda kalmıştı. Bu, aynı zamanda Ruh Askeri seviyesindeyken tek ruh hayvanı çağırabilmesinin de sebebiydi.


Sağduyuya sahip olan herkes, yetişim seviyesi düşükken çok güçlü bir ruh hayvanıyla ruh sözleşmesi imzalanmaması gerektiğini bilirdi.Bu, büyük klanlarda bir kural olarak uygulanırdı ve böyle olaylara karşı çok dikkatli olurlardı. Ama bu elim olay, yine de dört büyük aileden biri olan Chu Ailesi’nin başına gelmişti.


Chu Mu’nun başına gelen bu olay, Wangluo Şehri’nde herkesin ibret alacağı beklenmedik bir kaza olduğu gibi, aynı zamanda da absürt bir şaka olmuştu!

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr