Çeviri: bebebiskuvisi

Kamp alanının üzerinden şiddetli bir rüzgar eserek siyah ve uğursuz aurayı dağıttı.

Ama savaş alanında açığa çıkan manzara şaşırtıcıydı. Üç metre uzunluğundaki Pullu Yılan, boğazından kuyruğuna kadar ikiye ayrılmıştı! Sanki durdurulamaz bir güce sahip keskin bir bıçak yılanı ikiye bölmüştü!

Tüm kamp aniden sessizleşti! Herkes afalladı ve tüm gözler birer birer kanla sırılsıklam olmuş, vahşi Ayışığı Tilkisi’ne döndü.

Ayışığı Tilkisi güzel görünümüyle tanınan ve asil, genç hanımların favorisi olan bir hayvandı. Ama önlerindeki Ayışığı Tilkisi hepsini ürpertiyordu! Özellikle de vahşi bir parıltı yayan gümüş gözleri!

“Öldür onu!”

Herkes gözlerinin önündeki sahne yüzünden sersemlemişken Chu Mu Mo Xie’ye emir verdi.

Ge Qing’in daha önceki aşağılar davranışı ve kışkırtması da, Mo Xie’nin öfkesini uyandırmıştı. Chu Mu emri verdiği anda Mo Xie dönüp yeteneklerini kullandı!

Karanlık Saldırı!

On metrelik mesafe, kana bulanmış gümüş kürk tarafından bir anda kapatıldı!

Geç aşamadaki Karanlık Saldırı o kadar hızlıydı ki, Ge Qing onu göremiyordu bile. Ge Qing şaşkınlığını üzerinden atamadan evvel, ölümcül pençe boğazına doğru harekete geçmişti.

“Shua!”

Ge Qing hazırlıksız yakalandığından bundan kurtulamazdı. Boğazından kan gelmeye başlarken ellerini boğazına götürdü ve birkaç adım geri çekildi.

“Senin...Senin tilkin...nasıl...nasıl…” Ge Qing boynunu tutuyor olsa da, şah damarı kesilmişti zaten. Kan durmuyor, durmaksızın parmaklarının arasından akıyordu…

“Anlıyorum, Acınası Görünüş, bu çöp tilkinin gizlenme yeteneği...İyi gizlenmiş, çok iyi gizlenmiş. Haha, ilginç, haha!” Cao Yi sonunda ilginç bir savaş görebilmiş gibi yüksek sesle gülmeye başladı.

Cao Yi’nin sözleriyle birlikte herkes durumu fark etti. Ayışığı Tilkisi bir gizlenme yeteneğine sahipti. Ayışığı Kesişi gibi ileri seviye bir yetenek kullanabildiğine bakılırsa, bu Ayışığı Tilkisi en az dokuzuncu seviyedeydi.

Ge Qing’in yüzü giderek soluyor, hatta hafifçe mavileşiyordu. Kan hâlâ boynundan akmaya devam ediyordu.

Eşsiz bir korkuyla Mo Xie’ye bakarken birkaç kelime fısıldadı. “Giz..Gizlenme…”

“Nasıl ölmek istersin?” Chu Mu yavaşça Ge Qing’in önüne doğru yürürken gözlerinde şeytani bir parıltı vardı.

Ge Qing’in elleri kesilmiş boynuna yapışmıştı, başı dönüyor, yüzü seğiriyordu.

Chu Mu elini uzattı ve duygusuzca Ge Qing’in kafasını itti. Ölümün eşiğinde olan Ge Qing, bu itmeyle birlikte sertçe yere düştü!

Ardından sarsılmalar ve spazmlar geçirirken tüm hayat belirtileri kayboldu. Gözleri beyazladı, ağzı açıldı, ama boğazından kan gelmeye devam etti…

Gizlenmiş bir dokuzuncu seviye Ayışığı Tilkisi! Ge Qing’in eceline susamış davranışları olmasaydı, kimse Chu Mu’nun böyle bir güce sahip olduğunu anlayamazdı.

Dokuzuncu seviye! Bu, Chu Mu’nun Feng Gu’dan daha kötü olmadığı anlamına geliyordu. Chu Mu hiç göze çarpmadan Feng Gu ile yarışabilecek bir eğitmen olmuştu!

Chu Mu yorgun düşen Mo Xie’yi geri çağırdı ve yavaşça savaş alanından ayrıldı.

Chu Mu diğerlerinin ona olan şaşkın bakışlarını umursamıyordu, ama Cao Yi’nin bakışları ayrı meseleydi.

Cao Yi’nin yüzünde korkunç bir gülümseme vardı. Bu gülümsenin varlığı insanları rahatsız ediyordu, her an zalim bir kabadayıya dönüşebilecekmiş gibi…

Aniden Cao Yi’nin korkunç gülümsemesi kayboldu ve ağzından birkaç fısıltı çıktı!

Chu Mu kaşlarını buruşturdu, çünkü Cao Yi’nin zihinsel gücünde bir dalgalanma olduğunu hissedebiliyordu!

“Zihinsel Kısıtlama!” Cao Yi bu sözleri söylediğinde ifadesi heykel gibi oldu.

Ruh tekniği!

Zihinsel ruh tekniği!

Garip bir zihinsel dalga, patlamanın ardından gelen şok dalgası gibi Chu Mu’yu buldu ve aklına yerleşti!

Chu Mu’nun adımları aniden dururken yüzü soldu. Kafasındaki şiddetli acı çığlık atmak istemesine neden oldu!

Bu ani, beklenmeyen olay herkesi şaşırttı. Dehşete düşmüş şekilde Cao Yi’ye bakarken Cao Yi’nin neden Chu Mu’yu tuzağa düşürdüğünü anlayamadılar. Chu Mu kazanmamış mıydı?

“Chu Mu, çok cesursun!” Cao Yi buz gibi sesle bağırdı.

Zihinsel Kısıtlama’nın gücü, zihinsel gücünün, Herkül’ün elleri tarafından kafası sıkıştırılıyormuş gibi bastırılmasına ve bundan dolayı acı çekmesine sebep oldu.

Chu Mu yere yarı yarıya diz çöktü ve durdurulamaz zihinsel güç yüzünden nefes almakta zorlanmaya başladı!

“Sana son bir şans vereceğim, en ufak bir yalan söylersen bile seni parçalara ayırırım!” Cao Yi kibirli ve soğuk gözlerle Chu Mu’ya baktı.

Chu Mu kafasını tutuyor, zorlukla nefes alıyordu. O anda ölüm tehdidini hissetmeye başlamıştı.

“Wuwuwuwu!!!” Chu Mu’nun tehlikede olduğunu hissedince, Mo Xie hemen Chu Mu’ya onu çağırmasını söyleyen ulumalara başladı.

“Mo Xie, endişelenme. Onun ruh tekniği beni fazla etkilemez. Endişelenme, iyi olacağım!” Chu Mu öfkeli Mo Xie’yi telepatiyle teskin etti.

“Zhou Shengmo’yu, Tang Xian’ı, Luo Chen’i ve diğer iki kişiyi sen mi öldürdün?” Cao Yi öfkeyle bağırdı.

Bu sözler ağzından çıktığı gibi kalan dokuz kişinin ve iki reisin, Gu Lei ve Zeng Ze’nin, yarı yarıya diz çökmüş olan Chu Mu’ya olan bakışları donup kaldı!

Bir gecede beş kişiyi öldüren kişi Chu Mu olabilir miydi?

İnanılmaz! Kimse Chu Mu’yu ve onun Ayışığı Tilkisi’ni güçlü katille ilişkilendiremezdi. Ama Cao Yi’nin gazabı ve Chu Mu’nun az önce yaptıkları, herkesin içlerine korku salmış katilin Chu Mu olduğunu düşünmelerine neden oldu.

“Konuş!” Cao Yi tekrar bağırdığında gözleri öldürme niyetiyle doluydu!

Chu Mu yavaşça başını kaldırdı ve güçlükle yanıt verdi: “Hayır!”

“Hâlâ yalan söylemeye cesaret edebiliyor musun?” Cao Yi’nin öfkesi daha korkunç bir hâl aldı. Zihinsel Kısıtlama’yı tekrar uyguladı. Bu sefer, kenarda duran dokuz kişi de beyinlerine işleyen garip soğukluğu hissedebildi.

Chu Mu şimdiye kadar buna dayanabilse de, Cao Yi Zihinsel Kısıtlamayı tekrar uyguladığında gözlerinde karanlık bir ışık parladı!

Bir sonraki an ağzından inlemeler çıkarak hafifçe sarsılmaya başladı!

“Wuwuwu! Wuwuwu!!”

Chu Mu’nun harap bir hâlde olduğunu hisseden Mo Xie, hemen kalp parçalayan bir feryat kopardı. Çılgına dönerek kendi gücüyle bölgenin kısıtlamalarını aşabilmek için narin bedenini ruh hayvanı bölgesine çarpmaya başladı.

Ama Mo Xie sadece dokuzuncu seviyede olan bir Ayışığı Tilkisi’ydi. Ruh hayvanı bölgesinin sınırlarını kırması imkansızdı!