Bölüm 28: Gecenin İçinde Şeytanın Feryadı

avatar
6702 24

Charm of the Soul Pets - Bölüm 28: Gecenin İçinde Şeytanın Feryadı


 

Çeviri: bebebiskuvisi

 


Ruh hayvanı eğitmenleri, ruh hayvanlarını besleme konusuna çok ilgi gösterirdi. Mesela, Chu Mu yapması kesinlikle gerekmedikçe Mo Xie’nin şeytan ya da hayvan tipi ruh çekirdeklerden başka bir tip ruh çekirdeği yemesine kesinlikle izin vermezdi.


Ruh çekirdeğiyle besleme konusu, bir anda görünür sonuçlar göstermese de, ruh hayvanının erken aşamalarda beslenme şekli, ruh hayvanı yüksek seviyelere ulaştığında belirgin etkiler gösterirdi.


Dahası, ruh çekirdeği tercihlerinin uzun süreli tüketilme etkisinin bir değişime neden olacağı söylenirse, ruh kristallerinin ruh hayvanının özniteliğini güçlendireceği muhakkaktı, aslında ruh hayvanının özniteliğini geliştirebileceği gibi ruh hayvanının özniteliğini değiştirebilirdi de.


Chu Mu’nun Ayışığı Tilkisi hem hayvan hem de şeytan tipiydi ve hem hayvan hem de şeytan özniteliklerine sahipti. Zhou Shengmo’nun Avcı Kurdu ise, sadece hayvan tipiydi, yani başka bir deyişle, sadece hayvan öznitelikliydi. Alevkuyruk ise, hayvan tipi ve hayvan öznitelikli olmasının yanında destekleyici ateş özniteliğine de sahipti.


Mo Xie’nin saldırıları çok boyutluydu; şeytan yetenekleri rakibinin kafasını karıştırabilirdi ama tek saldırı yeteneği Yırtan Pençe’ydi. Bu, tür seviyesi düşük olan ruh hayvanlarının ortak problemiydi. Mo Xie’yi daha güçlü hâle getirmek için, onun özniteliğini güçlendirmek çok önemliydi!


Ateş özniteliği, Chu Mu için oldukça doyurucuydu. Onu Mo Xie’nin yardımcı özniteliği hâline getirebilirse, savaş gücü kesinlikle bir seviye daha yükselirdi. Dahası, Mo Xie’nin gelecekteki mutasyonu da ateş özniteliğine yönelirdi.


Chu Mu gülümsedi. Bu ardışık savaşlarda en güçlü rakiplerini yok etmekle kalmamış, en büyük faydayı da elde etmişti. Buna kesinlikle değmişti!


“Mo Xie tamamen iyileştiğinde eğitimine başlayabilirim. İleride Mo Xie’nin ana yemekleri, hayvan, şeytan ya da ateş öznitelikli olacak. Bu ruh kristali sadece birinci seviyede. Daha sonra bu tür çift öznitelikli ruh kristalleri elde edebilirsem Mo Xie’nin özniteliklerinin doğal becerilerini daha da güçlendirebilirim.”


Bu tür çift öznitelikli ruh kristallerinin iki tip kullanımı vardı. İlki, Mo Xie’nin karakterini değiştirerek hayvan özniteliklerini daha yüksek bir seviyeye çıkarmaktı. Gelecekte, gelişmesi sırasında, gücü, hızı ve savunması katlanarak artardı. İkincisi ise, Mo Xie’nin ateş özniteliği elde etmesiydi.


Chu Mu bu ruh kristalini onu geliştirmek için kullandıktan sonra, Mo Xie’nin gücü kesinlikle bir seviye artacaktı!


Chu Mu ruh kristalini dikkatle sakladıktan sonra sık ormanın merkezine doğru yürüdü ve Zhou Shengmo’nun cesedini buldu.


Mo Xie’nin Zhou Shengmo’ya karşı büyük bir öfke beslediği açıktı. Boynu, sırtı, hatta kafatasının arka kısmı şaşırtıcı pençe izleriyle doluydu, onu tamamen parçalamıştı. Cesedi, oldukça acıklı bir durumdaydı.


“Sadece birkaç ruh çekirdeği, başka hiçbir şeyi yok...” Chu Mu uzun süre üstünü arasa da, Mo Xie’ye tatlı niyetine birkaç eşyadan fazlasını bulamadı.


Zhou Shengmo’nun ruh çekirdeklerinin hepsi hayvan öznitelikliydi. Bunları Avcı Kurt’u yetiştirmek için kullandığı barizdi. Toplam üç taneydiler ve kaliteleri de kötü değildi. Chu Mu’nun Mo Xie’ye verme kriterlerine uyuyorlardı; Avcı Kurt ile Çelik Diş’inkileri de çıkardıktan sonra toplam beş tane hayvan öznitelikli ruh çekirdeği olmuştu.


Ruh gücünün bir kısmını geri kazandıktan sonra, ruh gücünü kullanarak bu beş hayvan öznitelikli ruh çekirdeğini kaynaştırarak daha yüksek seviyeli bir tane elde etti. Böylece Mo Xie’ye en lezzetli yemeği verebilecekti.


Gece ilerlerken sık orman daha da ürkütücü, daha da korkutucu bir hâl aldı, ama Chu Mu tek başına yürümeye devam etti.


Chu Mu ahşap evine dönmeyi planlamıyordu. Hem kendisi hem de Mo Xie şu an için güçsüz durumdaydı ve kampa geri dönerlerse, birilerinin onlara karşı harekete geçme olasılığı yüksekti.


Bu yüzden ormanın dışına doğru yürümeye devam etti ve daha önce rahatlamak için geldiği uçuruma ulaştı. Önünde, kapkara okyanus uzanıyordu…


Kara bulutlar da okyanus suyu gibi gökyüzünde hızla akıp geçiyordu. Gümüş, soğuk ay ise bulutların üzerinde duruyor, ışığı Chu Mu’nun bedenine düşüyordu.


“Öyle görünüyor ki...bu şeytanın...zamanı neredeyse geldi.” Chu Mu başını indirdi ve hızla akan okyanus suyuna bakarken kendi kendine mırıldandı.


Soğuk esen deniz esintisinin etkisi altında, Chu Mu gözlerini kapattı ve sessiz bir yetişim durumuna girdi. Bedenindeki şeytana karşı durmak için kendini hazırlıyordu.


Beyaz Kabus’un gereksinim duyduğu yemek miktarı çok fazlaydı. Chu Mu Kabusu’nu her iki günde bir beslemek zorundaydı. Dahası, bunu her yaptığında ruh gücü tükenmenin eşiğine geliyordu.


Chu Mu’nun ruh gücünü o tükenmiş hâlden tamamen yenileyebilmesi için de iki gün gerekiyordu. Chu Mu’nun şeytanıyla böyle ölümcül bir denge kurduğu söylenebilirdi; Chu Mu ruh gücünün birazını bile boşa harcasa ya da Beyaz Kabus bir seviye daha ilerlese bu ölüm kalım dengesi paramparça olurdu.


Chu Mu’nun bedenini yıkayan gümüş ayışığı, onun gümüş bir muslinin içine dalmış gibi görünmesine neden oluyordu.


ÇN: Muslin, parlak, ince, yumuşak bir kumaş türü.


Biri dikkatli bakacak olursa, ayışığından örülmüş gümüş muslinin içindeki Chu Mu’nun bedenini kuşatan belli belirsiz siyah hayaleti fark edebilirdi. Bu hayalet, Chu Mu’nun ruh gücünü aç bir bebek gibi, hayır, daha ziyade tamahkâr bir şeytan gibi içine çekiyordu.


“Nie!”


Birdenbire Chu Mu’nun bedeninden dokunaklı ve korkutucu bir ses yükseldi. Bu kalp titreten feryat, gürleyen okyanus dalgalarına ulaştı ve sisi aşarak okyanus yüzeyi boyunca yankılandı.


“Ne kadar iğrenç! Birazcık daha az ruh gücü yesen ölür müsün?” Chu Mu onu payladı. O anda yüzü bembeyazdı ve tüm bedeninde dayanılmaz bir acının dalgalandığı barizdi.


“Nie!!” Kabus’un feryadı bir kez daha yankılandı.


Chu Mu, ruh yeteneği Chong Mei’yi kullandığında ruh gücünün dörtte birini harcamıştı. Ama Beyaz Kabus’un yemek miktarı, Chu Mu’nun ruh gücünün %90’ıydı!


“Nie!!” Kulak delici bir feryat daha yankılandı. Şeytanın her feryadı, Chu Mu’nun ruhuna bir iğne saplanması gibiydi, başına ağrılar giriyordu!


“Nie!!” Ahenksiz sesin bir kez daha duyulması Chu Mu’nun sinirlenmesine neden oldu!


“Kapa çeneni lan şerefsiz! Sessizce yetişim yapmama izin vermezsen sana ruh gücümü nasıl verebilirim!” Chu Mu acı içinde öfkeyle bağırdı.


Dayanılmaz bir acı çekerken çıkardığı ses, okyanus boyunca yankılanmıştı. Ama bu öfkeli bağırışın gerçekten de etkisi olmuştu. Açlık çeken Beyaz Kabus aniden sessizleşmiş, Chu Mu üzerinde baskı kurmayı bırakmıştı.


Beyaz Kabus’un sessiz kalmasını fırsat bilen Chu Mu hemen konsantre olmuş ve bir kez daha sessiz yetişim durumuna girerek ruh gücünü hızla yenilemişti.


Ruh gücü yenilenmesi nispeten yavaştı ve ekseriyetle, tamamen yenilenmesi için iki güne ihtiyacı vardı. Ama sessiz bir yetişim durumuna girecek olursa bir günde bunu başarabilirdi.


Sırtından aşağı soğuk terler süzülürken kalbi güm güm atıyordu. Beyaz Kabus’un öfkelenerek onun ruhunu yemeyi düşünmeye başladığını hissetmişti. Eğer onun öfkesini yatıştırmak için az önce ona bağırmamış olsaydı, gerçekten de Chu Mu’nun ruhunu yutmak için büyük bir şansı vardı. Ve öyle bir acı, basitçe söylemek gerekirse dayanılmazdı!

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44325 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr