Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer

“Bu küçük arkadaş bir mutasyona uğramış olamaz, değil mi?” Chu Mu önündeki küçük tilkiyi yakaladı ve dikkatle sağını solunu inceledi.

“Mutasyona uğramış olsa bile, sadece Kızıl Bulut Tilkisi’nden Mavi Yıldız Tilkisi’ne dönüşmüş olmalıydı. Neden birdenbire Ayışığı Tilkisi’ne dönüştü? Öyleyse bu küçük arkadaş bu süre zarfında iki kez mi mutasyona uğradı?”

Chu Mu sesli düşünmeye devam etti ama sesi gitgide daha yumuşak olmaya başladı.

Aslında ciddiyetsizce konuşuyordu, zira bu gezegende devamlı dönüşüm geçirebilen bir ruh hayvanı olduğuna inanmıyordu. Sonuçta tür mutasyonları çok çok nadirdi. Sürekli tür mutasyonları ise...tür seviyesi yükselme sınırını ortadan kaldıran inanılmaz güçlü bir ruh hayvanı olması demekti.

Ama kendi kendine rahat bir şekilde konuşan Chu Mu, çok önemli bir sorunun da farkındaydı. Bu da, Kızıl Bulut Tilkisi ile Mavi Yıldız Tilkisi’nin alnındaki gümüş ay işaretleriydi!

“Ruh Hayvanı Dönüşüm Kitabı’nda, özel mutasyonlara sahip ruh hayvanlarının, orijinal türlerine ilişkin işaretlerin bedenlerinde kalmaya devam edeceğine dair bir açıklama vardı!”

Chu Mu’nun ifadesindeki ilgisizlik, yerini ciddiyete bırakmıştı. Ve yavaş yavaş şaşkınlıkla dolmaya başlamıştı!

“Mutasyona uğramış...mutasyona uğramış...mutasyona uğramış ruh hayvanları, yoksa bu bir...sürekli mutasyona sahip ruh hayvanı mı?”

Chu Mu, Kızıl Bulut Tilkisi’ni ilk gördüğünde, kuyruğunda bir yara izi olduğunu hatırladı. Tahminini doğrulamak için çabucak tilkinin kuyruğunu yakaladı ve kürkünü okşadı.

Yüzeysel bir yara!!! Chu Mu afallamış bir şekilde kalakaldı. Yaranın aynı noktada olduğuna inanmakta gönülsüzdü.

“Devamlı mutasyona sahip bir ruh hayvanı...bu, gerçekten de devamlı mutasyona sahip bir ruh hayvanı...Rüya mı görüyorum…”

O anda Chu Mu’nun kalbinde bir ihtiras ortaya çıktı ve kanı kaynamaya başlamış da tüm vücudunu bir ısı dalgası sarmış gibi hissetmeye başladı.

Çoğu ruh hayvanı için, bir kez dönüşme yeteneği bile bir lükstü. O ise, kazara devamlı dönüşme yeteneğine sahip bir ruh hayvanıyla karşılaşmıştı. Paha biçilemez bir hazineyle!!!

Devamlı mutasyona sahip bir ruh hayvanı, sınırsız bir potansiyele ve gücünü arttırmak için sınırsız fırsata sahipti!

Yüksek seviyeli ve yüksek yetenekli bir Camgöbeği Kuş, hatta aşırı yüksek seviyeli Gila Canavarı bile, devamlı mutasyona sahip bir ruh hayvanıyla kıyaslanamazdı!

Chu Mu daha önce hiç gülmediği kadar çok ve daha önce hiç gülmediği kadar tasasız güldü!

“Mutasyona uğramış ruh hayvanı, devamlı mutasyona sahip ruh hayvanı, hahahahahaha!”

Tutkulu göz yaşları yanaklarını ıslattı.

Geçtiğimiz yıl boyunca, Chu Mu’nun iç dünyası kıyaslanamaz bir şekilde karamsardı. Bunun nedeni de, hayatının başkalarının eline düşmüş olmasıydı. O kişiler buna karar verirse, Chu Mu en korkunç ölümle karşı karşıya kalırdı!

Adadaki her insan, yaşamın ve ölümün kıyısında bir mücadele içindeydi. Chu Mu zaten cehennemin kapılarından içeri girmişti ve bedenindeki şeytan hiç durmadan güçleniyordu.

Ölümünün çok uzak olmadığının farkındaydı.

Diğerlerinin ölümü karşılamaları cesaret gerektiriyordu ama Chu Mu için o kadar fazla cesaret gerektiriyordu ki, bunu tarif edebilecek bir kelime yoktu!

Bir ölüm yolunda yürümeye zorlanmıştı ve hayatta kalabilmek için savaşmaktan başka çaresi yoktu!

Bunun hayatta kalabilmesi için tek fırsat olduğunu düşünmesinden dolayı da adanın oldukça tehlikeli olan iç bölgelerine girmişti.

Beklendiği gibi, tehlikenin içinde, hayatta kalabilmesi için en büyük umudu elde etmişti!

Devamlı dönüşebilen bir ruh hayvanı! Onu yapabildiği kadar özenle yetiştirdiği sürece, kolayca dünyayı dolaşabilecek kadar özgür olabilirdi!

Chu Mu gözlerinden akan yaşları sildi ve kalbinde körüklenen tutkuyu bastırdı.

Mutlu olmanın sırası olmadığını biliyordu. Devamlı dönüşebilen bir ruh hayvanına sahip olmuş olsa bile, hâlâ onu yetiştirmek ve her adımda daha da güçlendirmek zorundaydı!

Yapması gereken ilk şey de, bir ruh sözleşmesi imzalamaktı!

Chu Mu, küçük tilkinin yüzüne baktı ve bu küçük arkadaşın, beyaz iplikle tamamen kısıtlanmış olsa bile hâlâ özgür kalmanın bir yolunu aradığını fark etti. Küçük Ayışığı Tilkisi’nin gözlerinden, Chu Mu’nun gözlerine azimlilik ve isteksizlik yansıyordu.

Ama Ayışığı Tilkisi’nin nasıl bir mizaca sahip olduğunun önemi yoktu, Chu Mu kesinlikle onu yakalamak zorundaydı!

Chu Mu gözlerini kapattı ve ruhunu çıkarmaya başladı. Bedenindeki ruh gücünü kullandı ve ruh sözleşmesi enerjisini açtı.

“Dördüncü ruh sözleşmesi, açıl!”

Chu Mu’nun elinde açık mavi, tuhaf bir hâle ortaya çıktı; sürekli deveran eden, görkemli bir parıltı şeklindeydi.

Chu Mu avucunu usulca Ayışığı Tilkisi’nin bedenine yerleştirdi. Açık mavi hâle, hemen Ayışığı Tilkisi’nin bedenini sardı.

Ayışığı Tilkisi’nin gözlerinde dehşete düşmüş bir ifade ortaya çıkarken umutsuzca çırpınarak kendini kurtarmaya çalışmaya başladı. Ama camgöbeği böceğin tükürdüğü esnek ağ, oldukça güçlüydü. Küçük ve güçsüz tilki kendini kurtaramadı.

Ruh sözleşmesi hâlesi, akan su gibi parlak bir şekilde dönmeye devam etti. Ama Ayışığı Tilkisi’nin mücadelesinin ardından, açık mavi hâle kararmaya başladı.

Işık hüzmeleri durmaksızın karardı ve sonunda, açık mavi ruh sözleşmesi hâlesi ortadan kayboldu.

Açık mavi hâlenin ortadan kaybolması, ruh sözleşmesinin başarılı olmadığını gösteriyordu. Bu ruh hayvanı, çok güçlü bir direnme niyeti ortaya koymuş ve Chu Mu’nun ruh sözleşmesini kabul etmemişti.

Chu Mu da ilk denemesinde başarılı olma şansının çok yüksek olmadığının farkındaydı. Neyse ki, Beyaz Kabus şu an uykudaydı ve bedenindeki ruh gücü on kez denemeye yetecek kadardı.

Chu Mu ruhunu çıkarmaya ve bedenindeki ruh gücünü tüketmeye devam etti. Açık mavi ruh sözleşmesi hâlesini bir kez daha ortaya çıkardı.

Hâle, Ayışığı Tilkisi’nin bedenini sardı. Ruhuna müdahale edilmesinden dolayı acı çeken Ayışığı Tilkisi, hemen öfkeli ve acı dolu bir ifade sergiledi. Tekrar mücadele etmeye çalıştı ve çok geçmeden açık mavi ruh sözleşmesi hâlesi tekrar ortadan kayboldu.

Chu Mu’nun bu fırsattan kolayca vazgeçmesinin hiçbir yolu yoktu ve bu yüzden ruh sözleşmesi gücünü kullanmaya devam etti.

Bir ruh sözleşmesi yapmak için birkaç kez daha girişimde bulunsa da, bu ruh hayvanına boyun eğdirmeyi başaramadı.

Altıncı denemenin ardından ise, yedinci denemeye başlamadı ve inatçı Ayışığı Tilkisi’ne dikkatle bakarak şunları söyledi: “Küçük arkadaşım, kimse tarafından yakalanmak istemediğini biliyorum, ama şu anda çok güçsüzsün. Adanın iç bölgelerinde hayatta kalmak çok zor ve bu kadar küçükken öldürülme ihtimalin çok yüksek. Muhtemelen bu kadar kötü bir sonla karşılaşmak istemiyorsundur, değil mi? Güçlü olmak istiyorsun ve ben de, seni bu dünyanın zirvesine çıkarabilirim!”

“Ruh sözleşmemi kabul et!”

Chu Mu çok nazik bir şekilde konuştu, çünkü ruh hayvanlarının insanların dilini anlayabildiğine inanıyordu.

Konuştuktan sonra yedinci ruh sözleşmesi denemesine başladı. Avucunu Ayışığı Tilkisi’nin bedeninin üstüne koydu ve açık mavi hâle, bir kez daha onun bedenini sarmaya başladı...