34.Bölüm

avatar
615 0

Brian - 34.Bölüm


İğrenç bir koku yükselen bataklıkta hâlâ üzerinde bir kilotla oturan Brian sabah olana kadar meditasyon yapacaktı. Yanında 4 kişi daha vardı ve hepsi kokudan rahatsız olmuyormuş gibi yatıyordu. Brian buna katlanamazdı. Sabaha kadar etrafındaki horlamaları duymamaya çalıştı ve meditasyonda aklına gelen basit soruların cevaplarını aradı.

Bambu kulübeye hızla giden Brian kapıdan girdiği gibi "günaydın, dikiş için istediklerim geldi mi?" Dedi. Kadın tekrar tebessüm ederek "sana da günaydın evet geldi burda." Dedi. Brian tezgahtan tüm malzemeleri alıp bir masaya oturarak yüzüğünden ayı postunu çıkarttı. Dışarıdaki çamurdan temiz suyu ayırarak içeriye getirdi ve ayı postunu iyice temizledi. Ardından postu bir kenara koyarak iğnelerden birine bir ip geçirdi ve kalan bir düzine ipi bu ip ile birleştirmek için örgü tekniğini kullandı. Kadın, çocuğun bu kadar ustaca bu işi yapmasını beklemiyordu. Ağızı açık onu izlerken Brian örgü işini bitirmişti. Ayı postu da kurumuştu. Hemen postu alıp fazla kısımlarını makasla kesti ve onları bir kenara bırakıp küçük cübbe şeklini alan ana kısımda ipin geçmesi için delikler açtı. Deliklerden tekrar ustaca örgü olmuş ipleri geçirdi ve birkaç deneme yaptı. İpler yeterince sağlamdı. Bir kez daha bataklıktan temiz suyu çekerek ipin üzerine işledi. Ardından iplerin üzerine deriyi dikti bu sayede ipin yanma ihtimalini iyice düşürdü. Kalan ayı postuna şekil vermek için uzun bir uğraş verdi ve güzel bir pantalon yaptı. Pantalon için de kemer olarak ip kullandıktan sonra üzerini deriyle kapattı. Kalan birkaç parça postla da cepleri yapan Brian ayının kafa kısmından güzel bir şapka çıkarttı. Kadın onu hâlâ dehşetle izliyordu. "Bir çocuk nasıl bu kadar yetenekli olabilir?" Kendi yaptığı kıyafetleri giyen Brian makası ve iğneyi yüzüğüne attı. Dikiş takımı için teşekkür etti ve ormana tekrar açıldı.

Bir süre koşudan sonra ayının mağarasına girdi ve ayıdan aldığı kemiklerin en sağlamını eleyerek bulduktan sonra gözüne en sivri gelen dişini mızrağın sonuna yerleştirdi. Zehir özelliği olan çekirdeği yere koydu ve ardından tüm kemikleri enerjiye dönüştürerek çekirdeğin güçlenmesini sağladı. Burada ölmüş olan onca canavarın ve insanın kemikleri çekirdeği oldukça güçlendirmişti. Kalan birkaç pençeyi de çekirdekle birleştiren Brian mızrağın en altında bulunan kemik açıklığına çekirdeği yerleştirdi. Artık çok zehirli bir mızrağa sahipti. Mağaradan mutlulukla çıktı ve bir süre etrafa bakındı. Ağaçlarda bir karartı gördüğüne emindi. Yavaş yavaş geri çekildikten sonra hızla koşmaya başlayan Brian elindeki mızrağı her türlü saldırıya karşı hazır tutuyordu. Gezegene daha yeni gelmişti ve gerçekten zayıftı. Saldırılara karşı koyabileceğine emin değildi. Sağdan birden bir ok gelmiş ve Brian'ı teğet geçerek kolunda yara açmıştı. Kaçabileceğinden emin değildi. Birden arkasından çelme yiyen Brian yere düştü. "Alın şunun kıyafetlerini." Brian karşı koymak için hareketleneceği sırada yoğun bir baskı altına girmişti. Auraları çok güçlüydü. Saniyeler içinde tüm emeğini kaybeden Brian elinden postunu alan çocuğun yüzünü son bir kez görmüş ve bayılmıştı.

Kalktığında hâlâ aynı yerde yatıyordu ve mızrağı da elindeydi. "Cahil çocuklar mızrağın değerini bilselerdi post umurlarında olmazdı." Hızla yükselen Brian hava elementini kullanarak koşuyordu. Normalde tek adımında metreleri kat ederken şuan çok daha fazlasını yapıyordu. Hem arkasında hiç iz bırakmıyor hem de küçük bir ses bile çıkarmıyordu. Önünde gördüğü hiçbir canavar umurunda bile olmuyordu. 3.seviye katmanı hemen önüdeydi ve tam girmek üzereydi ki yanından bir kuyruk darbesi ile yere yapıştı. Brian zirve 2.seviye olan canavara nasıl yakalanmıştı anlamıyordu. Yere sertçe basarak toprağı hareketlendirdi ve canavarı yukarı fırlatmayı dendi fakat 2.seviye zirve olan canavar daha Brian ayağını yere vuramadan onun kaldıracağı toprağın üstünden ayrıldı. Ardından bir kuyruk darbesi daha indirerek yerden kalkmak üzere olan toprağın üzerine Brian'ı fırlattı. Yukarıya son hızda giderken bilincini hâlâ kaybetmeyen Brian kalan tüm enerjisini arkasına doğru vererek kendini oradan uzaklaştırabilmek için havayı büktü. Bu dünya korkutucuydu. Okula kadar süzüldü ve yere baygın bir şekilde düşerek çamuru bir süre delerek ilerledi. Herkes başına toplandıktan bir süre sonra keskin koku yüzünden hızla ayılan Brian okula indiğini gördü. Ayağa kalktığında herkes ona gülüyordu. Toprak bükücülüğü ile her yeri eski hâline birkaç saniyede getirip hemen oradan uzaklaştı. Bu sırada onu okula kayıt ettiren yaşlı adam, bambu kulübedeki kadın ve birkaç kişi daha Brian ile ilgili konuşuyordu...

"Bu dünya çok garip. Kendi dünyamda 1.seviye ile 5.seviyeyi ayıran fark, burada sadece bir seviyenin ortasıyla zirvesini ayıran farkla eşit. Korkutucu." 2.seviyenin ortasına kadar gelmenin bile çok büyük bir şey olduğunu o an anlayan Brian bir süre daha kendi seviyesi ile ilgilenmesi gerektiğini anladı. Savaşa gitmeden önce yaralarını iyileştirmeli ve zihnini dinlendirmeliydi. Ormanda 2.seviye bölmesine dikkatle girdikten sonra yerde bulduğu şifalı bitkileri toplayan Brian önceki boyutunda bu kadar fazla bitki bilimiyle uğraştığı için çok mutluydu. Bir taşı alıp bitkileri ezerek karıştırdı ve ardından yaralarına sürdü. Yanma hissi başlasa da hiç acı hissetmiyordu. Bir süre daha gezip yerden topladığı güzel kokulara sahip bitkileri burnuna serpti ve meditasyon duruma geçti. İğrenç bataklık kokusundan kurtulmanın hazzını yaşıyordu. Öylesine kendini kaptırmıştı ki 2 gün boyunca bulunduğu yerde meditasyon yapmıştı.

----------------

"Kimliği postunda kalmış. Nerede olduğunu bilmiyoruz." Brian'dan postu çalan çocuklar kimliğin üzerindeki iz sürücü yüzünden yakalanmıştı. Okul görevlileri Brian'ı bulamadıkları için büyük bir üzüntü yaşarken postu çalan çocuklara da çok sinirliydiler. "Ben de aramak için çıkıyorum."

----------------

Brian habersiz bir şekilde sadece birkaç saat meditasyon yapmış olduğunu düşünerek ayağa kalktı ve akşama kadar ormanda avlanmaya devam etti. Zehirli mızrak ona büyük bir avantaj getirmiş ve 2.seviye ortasındaki canavarlar ile uzun savaşların ardından her zaman galibiyet ile ayrılmıştı. Buradaki 2.seviye çekirdekler kendi dünyasında paha biçilemez hazineler gibiydi. Çok büyük bir enerjiye sahiplerdi. Akşam olmak üzereyken onlarca farklı hayvanın sadece postunu alan Brian okula dönmek için koşmaya başladı. Çekirdeklerin, kemiklerin ve pençelerin hepsini mızrağın zehir kaynağına vermişti. Kendine sadece postlar kalmıştı. Dakikalar sonra okula vardığında görevlilerden biri Brian'ı gördüğü gibi tutup okulun müdürüne götürdü. "Bunca gündür neredesin?" Müdür öfkeyle bağırmıştı. Odada tüm görevliler vardı. Brian sadece birkaç saat meditasyon yaptığını düşünmüştü fakat günlerce sürdüğünü yeni anlamıştı. "Ben sadece aldığım hasar iyileşene kadar meditasyon yapmak istemiştim." Sözlerini net fakat saygıyla söylemişti. "O haklı, çocuklar onu bayağı bir hırpalamış." Bambu kulübesindeki kadın Brian'a hak vermişti. Onu bir süredir inceleyen yaşlı adam müdüre döndü. "Önce sivri bir şey ile kolundan yara almış. Ardından bacağına vurularak dengesini yitirmesine sebep olunmuş ve üzerindeki hafif auraya bakarsanız birisi tarafından baskılanmış. Bir süre sonra güçlü bir canavar onu iyice hırpalamış ve uzunca bir yol savrulmuş. Sanırım buraya düştüğünde aldığı hasardı. Enerjisini toparlayabilmek için yaralarını 2.katmanda bulunan en yararlı bitkiler ile kapayarak meditasyona başlamış. Bu da onun bitkiler hakkında çok fazla bilgisi olduğunu gösterir. Bence çocuk haklı bu seferlik affedilmeli." Brian yaşlı adamın gözlem yeteneğine hayran kalmışken müdür elinin tersi ile gidebilirsin işareti yaptı. Brian zorunda kalarak odadan çıkmıştı. Bir an önce o yaşlı adam gibi güçlü bir gözlemcilik yeteneğine sahip olmak istiyordu.

Kalması için sahip olduğu yere giden Brian burnuna buraya gelmeden önce serptiği kokulu bitkiler sayesinde daha rahattı. Çamurun üzerine rahatla uzanarak meditasyona başladı. Uyuyamazdı fakat uyuyor gibi gözükerek meditasyon yapabilir ve mızrağının zehrini güçlendirebilirdi. Tüm elementlerini bu mızrağa katarken çekirdeğe yeni bir özellik katması gerektiğine karar veren Brian tüm gücü ile aydınlık elementini ve zihninin gücünü koyu yeşil çekirdek sıvısı ile eşitlemeye çalıştı. Sabaha kadar süren uğraş o kadar zorlu geçti ki Brian en sonunda dengesini kaybetti ve seviyesi düştü. Artık her iki alanda da 1.seviyeydi fakat mızrağına istediği özelliği katmayı başarabilmişti. Çekirdeğin yarısı açık yeşil diğer yarısı beyaz bir şekilde parlıyordu. Sabah olduğu anda hemen bambu kulübesindeki kadına "duelloya kadar dışarıda kalabilir miyim?" Dedi. Kadın çocuktaki değişikliği anında sezmişti. Brian seviye düşmüştü. Bunu her ne kadar merak etse de sorarak onu daha fazla üzmek istememişti. "Gel benimle" kadın çocuğu alıp 3 katlı tamamen ahşap ve görünüşü gayet hoş olan binaya girdi. Merdivenlerden çıktılar ve müdürün odasına girdiler. "Brian 4 gün dışarıda kalmak istiyor. Ona izin vermeli miyiz?" Dedi. Müdür sessizce bir süre çocuğa baktıktan sonra Hera'nın boşuna kendini sinirlendirmeyeceğine olan inancı daha da güçlenmişti. "Kalabilir." Müdür gayet ciddi bir tonda izin vermişti. Brian tebessüm edip teşekkür ettikten sonra müsade alıp müdürün odasından çıkmıştı. Hera dayanamayıp Brian'a "neden seviyen düştü?" Diye sordu. Herşey Brian'ın planladığı gibi gitmişti bu yüzden hiç üzgün değildi. "Saklamam gereken bir şey üzgünüm ama bunu telafi etmek için çok çalışacağım." Hera bunu duyunca bu çocuğun saklaması gereken gerçekten çok fazla şey olduğunu anladı ve daha fazla uzatmadan yanından ayrıldı. Brian hâlâ üzerinde kilota geziyor olmaktan çok rahatsızdı.

Hızla bataklığa giren Brian ilk testini yapışkan yeşil canlıların üzerinde yapacaktı. Kimsenin bulunmadığı bir yerde aurası ile birkaç tane çıkardığı gibi üzerine mızrağı ile iki darbe vurdu. Canavar önce zehir ve mızrağın gücü ile ölümün kıyısına gelmiş ardından aydınlık enerji ile iyileşmiş ve Brian'ın güçlü zihninin bir parçası ile Brian'a bağlanmıştı. Brian test edebilmek için bir adım geri attığında yapışkan yeşil canlı hiç gitmediği kadar hızlı bir şekilde Brian'a yaklaşmıştı. Brian ilk testini başarılı geçirdiği için dışarı çıkan diğer 20 canlının hepsini öldürüp cesetlerinin ve çekirdeklerinin güçlerini yöneterek evcil canavarı ile birleştirdi. Küçücük yeşil canlının boyu 3 kat arttı ve yoğunluğu gözle görülür şekilde değişti. "İsminin Pars olmasını istiyorum. Gel benimle." Pars Brian'ın adımlarına yetişemese de önceki halinden çok daha hızlı ilerliyordu. Brian bu şekilde saatler sonra ancak ormana varacağını anladı ve Pars'ı kucağına alarak koşmaya başladı. Kucağındaki canlı garip bir şekilde titremişti ve Brian bir kez daha bir canlı ile aralarında oluşan zinciri hissetmişti.

Sonunda kucağındaki ağır şeyle ormana girmeyi başaran Brian bir süre nefes aldıktan sonra tekrar hareketlendi. Karşısına bir canlı çıkması için aurasını hafifçe saldı. Tam o sırada bir kurt hızla Brian'a atıldı ve Pars kurdun ağızına sıçradı. Kurt neye uğradığını şaşırırken Brian iki bacağını yukarıya kaldırıp 2 ayak üzerinde durarak ağızındaki şeyden kurtulmaya çalışan kurdun kalbine mızrağı sapladı. Hızla ölen kurdun vücuduna giren Pars kendi eski vücudunu kurdunkine dağıtarak derisini sertleştirdi. Artık çok daha güçlüydu. Brian Pars'ı da alıp ormana iyice girdi.

-Saatler sonra...-

Brian 1.seviyenin ortasına çıkmayı başarmıştı ve Pars artık zararsız tatlı bir köpeğe değil de yere sağlam basan güçlü bir kurda benziyordu. Az önce yere onlarca yaban domuzu cesedi seren Brian, etleri hafifçe ateşledi ve hava yoluyla 1.seviye ormanında büyük bir alana yaydı. Pars ayaklarını toprağa iyice bastıktan sonra gelecek olan canavarları beklemeye başladı. Birkaç dakika sonra Brian'ın planı gerçekten işe yaramaya başladı. 1.seviye başlangıç, orta ve zirve canavarlar ortadaki yemekler için savaşmaya başlamıştı. Bu büyük savaşta Brian sadece yapılan her saldırıdan ortaya çıkan enerjiyi alarak savaşçılık seviyesini arttırmakla kalmıyor, ölen her bir canlının çekirdeğindeki gücü de emiyordu. Pars'ı bir süre geliştirmek istemiyordu. Saatler sonra savaş bitmiş ve oraya gelen 2.seviye başlangıcındaki büyük yaralara sahip bir kurt zafer ifadesi ile yerdeki cesetlere ve pişmiş domuz etine saldırmak üzereydi ki Brian çalıdan elindeki mızrağı kurdun açık yaralarından birine attı. Savaşçılık gücü 2.seviyenin neredeyse ortasına gelmek üzere olduğu için gayet yeterli bir güce sahipti ve kurdun da kaçacak gücü kalmamıştı. Yerdeki tüm cesetleri toplayıp mızrağına işleyen Brian Pars'ı büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştı.

2.seviye ortasında savaşçılık ve 1.seviye zirveisndeki büyücülük gücü ile bir sonraki kademeye giren Brian 2.seviye bir çekirge sürüsü ile karşılaştı. Mutluluktan neredeyse havaya uçmak üzereydi. Hemen enerjisinin yüksek çoğunluğunu mızrağına verdi ve çekirgelerin üzerine salladı. 2.seviye enerji hepsinin üzerinde eşit oranla yayıldığı için çok hızlı kaybetmişlerdi. Brian neredeyse tüm enerjisini kaybettiği için üzgün değildi artık 20 kişilik bir çekirge sürüsü vardı. "Tüm çekirgeler bulabildiğiniz kadar çok pamuk ve sarmaşık getirin." Çekirgeler etrafa dağıldıktan sonra 2.seviye ormanda gezinen Brian karşısına çıkan ilk başlangıç düzeyde olan canavarı kısa süren bir savaştan sonra öldürüp çekirdeğini özümsedi ve enerjisini yeterince arttırdı. Cesedi aynı planı uygulamak için yüzüğüne atıp ilerlemeye koyuldu. Orta düzeye gelene kadar herkesi kolayca yenen Brian orta seviyede Pars ile beraber düşe kalka birkaç canavar öldürmeyi başardı. Öldürdüğü 10 tane 2.seviye orta canavarın hepsini Pars'a tamamen veren Brian 2.seviye başlangıçtaki 23 tane canavarı bir açıklıkta yakarak olacakları beklemeye başladı. Pars değişim geçirerek neredeyse Brian'ın boyuna gelmişti. Dişleri, pençeleri ile birlikte çok sivri ve sağlam duruyordu. Brian ise büyücülükte 2.seviye olmayı sonunda başarmıştı.

Her yerden gelen canavarlar kokuya karşı koyamıyordu. Cesetlerin etrafını çevirdikleri sırada büyük bir savaş başladı. Çekirgeler bu sırada arkadan dolanıp Brian'ın yanına gelmişti. Brian çekirgelerin getirdiği her şeyi yüzüğe attıktan sonra çekirgeleri enerjiye çevirerek Pars ile birleştirdi. Bu sırada savaşta canavarların her birbirine vuruşu Brian'a enerji olarak akıyor, savaşçılığını güçlendiriyordu. Kısa süre sonra zirve savaşçılığa adım atan Brian çok heyecanlıydı. Bir süre sonra ortaya 3.seviye başlangıcında,  2 buçuk metre boyunda kırmızı bir kurt çıktı. Brian'ı hırpalayan canavar ile bir süre savaştıktan sonra kazandı ve diğerleri ile savaşa girdi. Birkaç dakika boyunca ölen herkesin çekirdeğindeki enerji ile büyücülüğünü 2.seviyede zirveye çıkaran Brian, 3.seviye canavarın vuruşlarının gücü ile öylesine büyük bir enerji alıyordu ki savaşcılıkta 3.seviye olmak üzereydi. Herkes öldüğünde ortada kalan kırmızı kurt vücudundaki büyük yaralar ile çalılıklara doğru yürümeye başladı. Brian'ı fark etmişti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44562 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr