37.Bölüm Tartışma

avatar
301 1

Beyaz Yazgı - 37.Bölüm Tartışma


"Sikeyim, neyini beğenmediniz be orospu evlatları!"

 

Aaric’in düşüncelerini çadırdan söve söve çıkan bir demircilik öğrencisi bozdu.


Çocuktan çok koca bir adama benzeyen bu eleman, elinde iki tane sarı renkte muşta tutuyordu. Ancak sert görünüşünün aksine gözleri dolu doluydu, sanki her an ağlamaya hazır bir bebek gibi...  Anlaşılan çadırdakiler silahlarını beğenmemişti.

 

Aaric yavaşça onun peşine takıldı. Kendine ait bir silah yaptırmak istiyorsa bu çocuğa ihtiyacı vardı. Ağlamamak için kendini zor tutan çocuğun arkasından batı bahçesine kadar takip etti.

 

Bir süre ilerledikten sonra bozuk taş yolların, büyümüş yaban otlarının olduğu bir yere gelmişlerdi. Ortamın sakin ve sessiz olduğunu gören Aaric konuşmak için uygun zaman olduğunu düşünerek adımlarını hızlandırdı.

 

 

"Merhaba. Ben Aaric, şifacılık bölümündenim. Çadırdan çıktığından beri seni takip ediyordum da anlaşı-"

 

 

"Siktir git başımdan şuan kimseyle konuşacak havamda değilim ! BİRAZ DAHA BENİ TAKİP EDERSEN ANANI S*KERİM!"

 

 

İnsan gibi verdiği selamı medeniyet görmemiş, vahşi bir hayvan gibi karşılanınca Aaric sinirlendi. Hem de fazlasıyla sinirlenmiş olacak ki bu siniri yerden aldığı kırık taşı önündeki çocuğun kafasına güzelce geçirmesine neden oldu.

 

Bu sürpriz saldırıya hazırlıksız yakalanan çocuk Aaric'in düşündüğü kadar etkilenmemiş olacak ki bir anda öfkeyle arkasını döndü. Ustalar tarafından reddedilen muştalarını yumruklarına geçirerek Aaricin suratına doğru sağlam bir kroşeyle karşılık verdi.

 

Normal insan yumruklarıyla rahatça başa çıkabiliyorken nasıl tek yumrukla sarsıldığını anlamayan Aaric, yediği sağlam kroşe ile ayakları yerden kesilerek patikanın öbür tarafına fırladı. Bu lanet demirciler hep bu kadar güçlü müydü? Yoksa o muştalarda mı bir bokluk vardı?

 

Aaric'in kafası dönüyordu ancak yerde keyif çatacak vakti yoktu. Üzerine doğru tekrar bir yumruk gelince hızlı davranarak ayağıyla çocuğun kafasına sertçe vurdu ve saldırıyı saptırmayı başardı.

 

Boynundan aldığı darbeyle afallayan demirci çocuk toparlanmak için biraz geri çekilmeye karar verdi. Saldırma sırası ise bunu fark eden Aaric'e geçmişti. Geri çekilmeye çalışan çocuğu bir anda olduğu yerden fırlayarak belinden tuttu. Amacı onun dengesini bozup yere düşürmekti.

 

Az daha da başarıyordu ama bu cüsseli çocuğa karşı gücü yetersiz kalmıştı. Darbe yeme sırası kendisine gelen Aaric, aldığı çok sağlam dirsek darbesiyle bir anlığına bilincini kaybetti ve tekrardan yere yapıştı.

 

Yediği bu dirsek, karşısındaki çocuğa karşı nasıl dövüşmesi gerektiğini anlamasını sağlamıştı. Bu çocuktan sağlam bir darbe yerse hiç şansı yoktu. Sadece iki darbe almış olmasına rağmen bütün gece içmiş bir ayyaş gibi kafası dönüyordu. Kesinlikle kaçamak dövüşmeliydi.

 

Aaric elinin tersiyle dudağını sildi ve ağzında biriken kanı tükürdü. Kanın dışında ağzından üç tane de diş çıkmıştı. Aldığı yaralar ve kırık dişleri kendisi için çok sorun değildi, çarşıda seksen gümüşe satılan bir iksirle hiçbir şey olmamış gibi normale dönebilirdi. Ancak bu sefer gerçekten sinirlenmişti.

 

Demirci de yumruklarını kaldırarak kendisinin ayağa kalkmasını bekledi. Tekrar aynı tuzağa düşmeyecek gibi duruyordu. Düz yumruk savaşında Aaric'ten çok daha iyi olduğu belliydi ama onun tekmelerine ve kavrama yeteneğine dikkat etmezse başı büyük belaya girebilirdi.

 

Bir kez daha kafasına yakın darbe alırsa devrilecek gibi hissediyordu. Orospu çocuğu sürekli kafasına vurduğundan görüşü de bulanıklaşmaya başlamıştı. İki, karşısındaki çocuğu cehennemin dibine yollamak için sadece iki sağlam yumruğa ihtiyacı vardı.

 

Aaric ayağa kalktı ve bu sefer plansız atılmak yerine kısaca gözlem yaptı. Tekrar kafasına sağlam bir darbe indirirse onu devireceğinden emindi. Rakibinin hareketlerini izledi ve onun sağa sola doğru istemsizce sallandığını fark etti. Anlaşılan kendi darbeleri şimdilik daha etkili olmuştu.

 

Şu anda tek sorun o çekiçten farksız yumruklardı. Birazcık geri çekilmeli ve araya mesafe koymalıydı. Bu sayede uçarak piçin suratına tekme geçirecek ve burnunu kıracaktı. Yine de oldukça dikkatli olmalıydı çünkü rakibi bu hamlesini anlarsa Aaric kendi kendini bitirmiş olacaktı daha fazla bu dövüşü uzatmaya niyeti de yoktu.

 

Ufak ufak, çaktırmadan sanki kaçmaya yer arıyor gibi dört adım geri çekilince, cüsseli çocuk kendisine doğru koşmaya başladı. Aralarında toplam yedi adım vardı. Zaman Aaric için adeta yavaşlamışken derin bir nefes aldı ve sakince rakibinin daha fazla yaklaşmasını bekledi.

 

Sadece iki adım kala önündeki çocuğa doğru zıpladı. Tekmesini gerdi ve kazandığı ivmeyle karşısındaki çocuk daha ne olduğunu bile anlayamadan ayağını onun suratına geçirdi.

 

Demirci çocuk, Aaric'in kaçmaya çalıştığını düşündüğü için tüm dikkatini ona atılmaya vermişti ve bu yüzden de gardını indirmişti. Aldığı bu darbeden sonra hiç şansı kalmamıştı.

 

Bayılmadan önce hatırladığı tek şey son bir küfür savurduğuydu. Sanki bugün tanrılar kendisiyle dalga geçiyorlardı...




























Not: Sınavlar bitti geri döndüm. Bölüm biraz kısa oldu farkındayım ama daha bolca bölüm geleceği için önemsiz sayılır ve bu bölümde uzun bir aradan sonra editör dokunuşu olduğunu fark edebilirsiniz. Yazım hataları ile cümlelerimi toparlaması için bir arkadaştan yardım almaya başladım ve umarım bölümlerin kalitesi gün geçtikçe artamaya devam eder. Hepinize iyi okumalar.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44450 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr