29.Bölüm Kaçış

avatar
469 4

Beyaz Yazgı - 29.Bölüm Kaçış


" AURORA GİTMEMİZ GEREK MUHAFIZLAR MERDİVENLERDE ! "


Aaric, balkondan aşağıya bakınca ellerinde kılıçlarla şehir muhafızlarının mekana girdiğini görmüştü. Bu tarz taveranalar normalde kendi korumaları ile bu meselelere müdahale ederlerdi. Tabi kavga edenler sıradan, düz vatandaş olduğu sürece...

Aarici uyarısını duyan Lucy, gülerek muhafızlara bağırmış, konumlarını belli ederek Aaricin yakalanmasına yardım ediyordu. Aurora kaçmadan hemen önce kızın çeneye sağlam bir yumruk indirerek 3 tane dişini ağzından ayırmıştı.

Her ne kadar ruhu 3 tane diş dökerek rahat etmeyecek olsa da şehrin nezarethanesinde de sabahlamak istemiyordu. Şimdilik bu kadar olsun diyerek Aarici takip etti. Aaric ve ekibi terasın balkonundan aşağıya, çamur zemine doğru kendilerini atarak muhafızlara yakalanmamayı başardı.

Aşağıya ilk atlayan George önce Aaricin yere düştüğünde zarar görmesini engellemiş sonra diğerlerine yardım etmişti.

Şimdi tüm ekip burada olduğuna göre kaçabilirlerdi eh onlar 4 kişi, muhafızlarsa sadece 2 kişiydi. Biraz beraberce koştuktan sonra 4'lü yol ayrımına gelince herkes farklı bir yöne giderek kaçmasına devam etti.

Aaric yolundan hiç sapmamış dümdüz koşmaya devam etmeyi seçmişti çünkü böyle yaklaşık 300 metre daha koşarsa çarşının ortasına çıkacak ve izini kolayca kayıp ettirecekti.

50 metreden daha az mesafede, kulaklarına çarşıda ki insanların sesi gelirken son dönemece girmeden hemen önce biri ayağına çelme takıp onun dengesini bozarak düşmesine neden oldu.

Hızlı olduğundan dengesini koruyamadı ve 2 kere takla atıp bir evin duvarına çarparak anca durabildi. Hafif kanlı öksürüp ayağa kalktığında karşısında korkup kaçtığı dedikleri o çocuk duruyordu.

Çocuğun boyu 2 metreden fazla kilosu ise azman bayır domuzdan az kalır değildi Aaric ile arasında çok rahat 3 sıklet farkı vardı. İçgüdüleri hemen alarma geçti bu yenebileceği veya yaptığı saldırılardan kaçabileceği biri değildi 3 kişi bir araya gelip ona dalsalar bile yenemezlerdi lanet olsun ailesi bu çocuğu neyle beslemişti böyle ?


" Hey küçük ! Eğer çok direnmez ve rahatça vurmama izin verirsen kemiklerini kırmayacağına dair söz verebilirim ama olur da direnirsen... Tanrı sana merhamet etsin çünkü ben etmeyeceğim."


Aaric çocuğun sanki 30 yaşındaymış gibi çıkan kalın sesini de duyunca küçüklüğüne ormanda gümüş sis domuzları ile karşılaştığı an geldi. O zamanda böyle çıkmaz bir durumda kendini korumaya çalışıyordu.


"Benim de sana bir teklifim var eğer benim gitmeme izin verirsen seni ileride rahat bırakacağım okul hayatın boyunca. Nasıl teklifim ? "


Bu sözlere bırak gülmeyi kaşlarını bile çatmayan domuz bayırı, aynı onlar gibi kısaca bir homurdanarak boynunu kütletti ve Aaricin bacaklarına doğru atıldı. Annesinin ona verdiği cehennem benzeri eğitim sağ olsun böyle alttan gelen saldırılarda rakibin sizin kavrayarak yere ya da duvara vuracağını biliyordu ve ona göre pozisyon aldı.

Hızlıca 3 adım geri çekilerek öndeki sol bacağıyla bi güzel tam suratının ortasına tekme savurdu. Çocuk karşısındakinin normal bir şifacı olmadığını zaten aldığı gard da anlamış ona göre tedbirli hamleler yapıyordu.

Tekme atacağını tahmin ettiği için sol eliyle tekmeyi durdurup sağ yumruğuyla Aaricin denge kurduğu sağ ayağının baldırına bir güzel geçirdi. Daha aldığı darbenin acısını anlamadan bu sefer onu tuttuğu ayağından çekerek havaya kaldırıp yere vurmaya çalıştı.

Durum ciddileşiyordu olur da kafasını vurursa ölme ihtimali vardı. Hava da elinden kurtulup takla atarak yere düzgünce inmeyi başardı ve aldığı hasarın boyutunu o zaman fark etti.

Piç herif tam diz kapağının ortasına vurduğu için ne tekme atabiliyordu ne de üstüne düzgünce basabiliyordu hatta iddasına bile girerdi ki normal bir şifacı onun yerinde olsa çoktan kemiği parçalanmıştı.


" Nasıl yani ilginç... O darbe benim bile kemiği çok rahat kırmalıydı hala nasıl tek parça çok ilginç tam vurmadım galiba ? "


Aaric laf dalaşında geri duracak değildi tek ayağının üstüne geçerek çocuğun lafına karşılık verdi.


" Yemişsin ama boşuna yemişsin o kadar vücud yapmışsın ama benim gibi bir şifacının rakibi olamıyorsun. Yazık çok yazık senin gibiler kendine bu devirde savaşçı diyorsa bende sizin çavuşunuz olmalıyım ! " 


Lafları duyunca sonun da yüzüne mimik gelen domuz kaşını kaldırıp tıslayarak eskisinden daha hızlı Aaricin üstüne doğru koştu ve peş peşe yumruk atmaya başladı. Yumruklarının hızı annesinin ki kadar hızlıydı ve 3 yumruk atıyorsa en iyi 1 tanesini karşılamak zorunda kalıyor kaçamıyordu.

Sonunda azıcık yorulup yumruk atması biraz yavaşlayınca Aaric ateş bükerek çocuğun suratına bir güzel alev topu attı ve diğer eliyle de hızlıca yerden aldığı kumu gözlerine atarak onu kör etti. Bu ona en fazla 10 saniye kazandırırdı.

Hızlıca bacağının hemen üstüne belli basınç noktalarına vurarak oradaki acıyı azalttı ve göğsünde 3 tane noktaya vurarak -sıfır nefes- tekniğini aktif hale getirdi.

Bu tekniği sıradan bir insan bile uygulayabilirdi ve kişiye 10 dakika boyunca nefes almadan hareket etme şansı tanırdı. Yan etkisi ise 10 dakika sonra bedenin oksijensiz kaldığı için çökmesiydi.

Aaric ise bu tekniği evindeki o taş kapısı olan oda da bulunan kitabın birinden öğrenmişti. Kitabın ismi zamanla yok olmuştu ama bu tekniği bulan kişinin kendi atalarından biri olduğunu biliyordu.

Hızlıca çarşıya doğru koşmasına başladı artık zamanla da yarış içerisindeydi eğer olur da 10 dakika sonra hala bu adamdan kurtulamamışsa o zaman cidden Tanrıların merhametine kalmış olacaktı.

Akşam vakti çok insan olmadığı ve devriye ekiplerinin bizimkilerinin peşinden gittiğini bildiği için pazar alanından çıkarak eve gidecek ve annesinin eteklerine sığınacaktı. Erkekti evet ama ölüm korkusu erkekliğine üstün çıkıyordu.

Çarşısın ortasında tek aydınlatma kaynağı 10 metre aralar ile dikilmiş kamp ateşleri ile bazı insanların taşıdığı gaz lambalarıydı. Karanlıkta o hayvandan çok da iyi görüyor olmanın avantajını kullanarak hızını artırdı ve adımlarını daha hafif atarak izini yok etmeye çalıştı.
























Not: Uzun süredir bölüm atamadığımın bende farkındayım ama sık sık bölüm atınca da bölümlerin kalitesi düşüyor. Üstelik bir hayatım var ve çalışıyorum yazmak içinde çok boş zamanım olmuyor. Bu yaz elbette 1-2 bölüm daha gelecek ama daha fazlasını beklemeyin. İyi okumalar






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44441 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr