7.Bölüm: Zincir Vadisi Köyü

avatar
403 0

Betsu No Sekai De Muteki O Sokushin Suru - 7.Bölüm: Zincir Vadisi Köyü


Uzun ve tehlikeli bir yoldan sonra dinlenmek isteyen Yoshio, ormanın büyük dev ağaçlarının sımsıkı saran yapraklarının arasından, usulca ilerleyerek korkunç gösterişli; Buseon Ormanından sonunda çıkmayı başarmıştır. Ama dinlenmesi gereken yerin neresi daha güvenli olduğunu bilmediği için, cadının verdiği haritadan en yakın kasaba doğru yer alır. Adım attıkça kasabaya istemsiz bir ürperti gelmeye başlar içine ama Yoshio soğuk kanlığıyla.


Yoshio: Biraz ürperti gelse de yapacağım pek bir şey yok görevimi tamamlayıp, evime dönmeliyim.


Adım adım köye giderken harika manzaralar eşliğinde, sonunda Zincir Vadisi Köyü’ne ulaşır. Dağ üzerinden köye karşı bakarken sakin insanların gülüşlerini, onların eğlenceli çığlıklarını duyarak içine hafif bir huzur girerken bir yandan bir şeylerin ters gittiğini farkeder. Yavaş yavaş dağdan aşağı inip köyün girişine doğru adamını atmaya başlar, birini adım, ikinci adım ve üçüncü adımla, Yoshio’nun fark ettiği terslik.


Yoshio: Bu köyde, herkes çirkin. Bu çok tuhaf buraya gelene kadar, yaşlılar hariç kimseyi çirkin görmemiştim.


Evet bu biraz garip olsa’da başka bir dünya olsa’da, herkesin çirkin olması garipti. Köye girince farkeden Yoshio, köyün pek de karşıdan göründüğü kadar büyük olmadığını fark etti, adeta bir ’’Texas’’ andıran bir kovboy köyüne benziyordu. Etrafa dikkatlice bakarken hafif bir sis çökmeye başlamıştı.


Evli Çift Erkek: Hadi hayatım evimize gidelim.


Evli Çift Kadın: Tabii hayatım, bir an önce gitmeliyiz, ama önce oğlumuza tarladan bir şeyler toplayalım.


Evli Çiftin Çocuğu: Oley, Teş-şe-kü-r Ed-eri-m Anne...


Yoshio evli çifti görmüşken onlara kalacak bir yer sormak için aceleyle.


Yoshio: İnsanlarla konuşmayı sevmem, ama başka çarem yok. Affedersiniz, bakar mısınız?


Evli Çift Erkek: Ha! Kim seslendi.


Yoshio: Buradayım, hemen arkanızda.

Evli Çift Erkek: Buyurun bayım, sizi tanıyamadım, sanırım yabancı olmalısınız.


Yoshio, cevap vermek istese de normal insanlardan daha çok çirkin oldukları için duraksayarak bir iç geçirdi ve sorması gerektiği için, bunu yapmak zorundaydı.


Yoshio: Evet, yabancıyım. Buraları pek bilmediğim için, kalacak bir yer arıyorum. Bildiğiniz bir yer var mı?


Evli Çift Erkek: Size yardımcı olmak isterdim ama, benim evimde eşimle çocuğum var.


Yoshio istemsizce çirkin eşine bakarak tuhaf bir yüz ifadesiyle içinden.


Yoshio (iç sesi): Benimle dalgamı geçiyor, çocuğu anlarımda. Dünyada tek kalsam, yine de karısına dokunmam.


Evli Çift Erkek: Değim gibi işte, size bir söyleyeceğim orada kalabilirsiniz, ev sahibi yaşlı bir teyze, sizi kabul edeceğine eminim.


Yoshio evin tarifini aldıktan sonra yola doğru koyuldu köyden 120metre uzaklık da küçük bir kulübeydi. Biraz duraksadıktan sonra tahta kulübenin kapısını çalmaya başladı, cevap gelmeyince, iki, üçkere daha çaldı.


Yoshio: Sanırım kimse yok? Belki de ölmüştür, adam yaşlı olduğunu söylemişti.


Tekrar köye dönmek için geri doğru adımını atmaya başlayınca kapı yavaşça açıldı, Yoshio kapı gıcırtısını dinleyerek kafasını kapıya yönelti birden ufak bir şaşırma geldi, soğukkanlı olması tepkisini belli ettirmiyordu, şaşırmasının sebebi.


Yoshio (iç sesi): Ama bu teyze çirkin değil, normal yaşlı bir kadın.


Evet, şaşırması sebebi, yaşlı kadının çirkin olmamasıydı, içine şüphe düşen Yoshio burada bir şeyler döndüğünü sezmişti.


Yaşlı Kadın: Kim O?


Yoshio: Pardon rahatsızlık veriyorum ama, kalacak bir yer arıyorum eğer uygunsanız beni bugünlük misafir eder misiniz?


Yaşlı Kadın : Uzun zamandır kimse buraya gelmemişti, en son misafirim yıllar önceydi. Tsuyoshi, adında genç biriydi.


Yoshio: Tsuyoshi’mi?


Yoshio fark etmişti geçmişte cadının söylediği o isimdi ‘’Üç Yıldızlı Tanrı Sınıfı Tsuyoshi’’.


(Hatıra Düşünceler) Alice: Bu dünya’nın Kralı çok güçlü biri ve en üst sınıfa çıkan bilinen ilk ve tek kişi‘’Üç Yıldızlı Tanrı Sınıfı Tsuyoshi’’.


Yoshio, biraz şaşırmış olsa da bunun vakti değildi hava kararmaya başlamıştı ve kalacak yeri yoktu Yaşlı kadına tekrar kalmak istediğini söyledi.


Yaşlı Kadın: Tamam evladım, bana misafir olabilirsin ama bir şartla, ben yaşlı bir kadınım artık eskisi gibi enerjim yok. Bana hava kararmadan odun getirirsen seni kabul ederim.


Yoshio: Haa! Tabii.


Tek çirkin olmayan bu kadın olduğu için yüzene bakarak konuşabildiği tek kişide yaşlı teyzeydi. Diğer insanların yanında kalamayacağını bildiği için isteğini kabul etti. Odun kırmayı da eğitim olarak düşünen, Yoshio kılıcıyla çok hızlı bir şekilde yeterinden fazla kırmıştı. Bunu gören yaşlı kadın, sevinmişti.


Yaşlı Kadın: Artık içeri gelebilirsin yemeği hazırladım aç olabilirsin.


Kimse güvenmese de midesi gurulduyordu, bu dünyada ne yenir onu da tam bilmiyordu Buseon ormanında olanlardan sonra temkinli yaklaşsa da başka çaresi yoktu. Kılıcı kınına sokarak hafif bir rüzgâr esintisiyle evin için adımını attı ve yemeğe oturdu. Yaşlı kadın keyifle yemeğini yerken, Yoshio temkinli şekilde yemeğe bakıyordu, kaşığına daldırdığı çorba benzeri turuncu suya yansımasına bakarak, çaresiz bir şekilde yemeği yedi.


Yoshio: Haa! O kadar da kötü değilmiş, beğendim.


Yoshio yemeği bir yandan yerken aklında takılan bir soru vardı ve sormak için kararsız kalmıştı bu nedenle emin olamıyordu, ama yeniden sordu.


Yoshio: Yaşlı teyze, merak ettiğim bir şey var, bu köyde siz dışında diğer herkes neden çirkin.


Birden bir sesizlik çöktü, Yoshio, yaşlı kadına gözlerini dikerek bakıyordu ama yaşlı kadın başın eğerek hüzünlü bir ses tonuyla kekelemeye başlamış bir yandan da, gözünden yaşlar gelmeye başlamıştı, buna anlam veremeyen Yoshio, sadece yaşlı kadına bakıyordu.


Yaşlı Kadın: Demek fark ettin. Bundan 3 yıl önce, bir iblis köyümüzü lanetledi. Köyümüzde herkes kadınından, erkeğine, erkeğinden çocuğuna herkes yakışıklı ve güzeldi. İblis’de buna dayamayıp herkesi çirkin bir canavar virüsüne çevirdi, bu canavarlarda kısa sürelide olsa insanların bedeni bunu kaldıramayacak kadar zayıf, ve istediği zaman bu virüs sayesinde onları kontrol edebiliyor her 3 ayda bir buraya gelir. Ben köyün tek yaşlısı olduğum için beni bıraktı, ama artık buna dayanamıyorum, bütün halkım göstermese de keder içinde onları düzeltmenin bir yolunu bulamak istiyorum. Tüm yemeğimizi bazen çocuklarımızı alarak kendine yemek yapıyor.


Yaşlı kadın konuştukça daha da ağlamaya başladı, ağladıkça oturduğu sandalye tutunamaz oldu ve yere düşerek ağlamaya devam etti. Yoshio soğuk kanlığıyla yaşlı kadına sadece bakıyordu bir yandan düşünüyordu, yapabilir miydi. Belki bilmiyordu. Yaşlı kadına aniden sordu.


Yoshio: üç ay sonra geldiğini söylemiştin bir daha ki gelişi ne zaman?


Yaşlı kadın göz yaşları silmeye başlarken birden bu soru eşliğinde yavaşça ayağı kalmaya başladı salon ortasında olan tek odalı kulübesinin sandalyesi yerden alarak düzelti ve yavaşça oturdu.


Yaşlı Kadın: Birdaha’ki gelişi, 3 gün sonra. Bunu neden sordun?


Yoshio: Sizin için onu öldüreceğim, demek üç gün sonra. Sanırım bir planım var, ama herkesin yardımına ihtiyacım.


Bunu duyunca sevinen yaşlı kadın, Yoshio yatağını gösterdi tek bir yatak olduğu için, Yoshio yaşlı kadına yatmasını söyledi, kapıdan dışarı çıkarak biraz gökyüzüne bakan, Yoshio düşünmeye başladı, tekrar kulübeye dönüp yere yatarak, düşünceleriyle uykuya daldı sabah olduğunda, gürültüye uyanan Yoshio, birden dışarı evden çıktı, gürültünün sebebi yaşlı kadın, erkenden kalkıp köylüleri bir araya toplamasıymış.


Yoshio: Sanırım hepiniz, hazırsınız?






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44375 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr