37. Bölüm - Liderlik Savaşı

avatar
820 0

Yeryüzünün Hakimi - 37. Bölüm - Liderlik Savaşı


 

Kalabalığı yararak gelen genç kız Ceyna'ydı, sarılmak için kollarını genişçe açmıştı ama çıplak üzerini görünce aniden durdu, biraz utanmıştı. Adel'in yanına ulaştığında yüzünde buruk bir sevinç vardı.
"İyi olduğuna sevindim, geri gelmeyince başınıza bir şey geldi sandım."

Adel onun çocuksu yüzünü gördüğünde hafifçe gülümsedi,
"Ben de sağ olarak buraya gelmenize sevindi---"

Adel sözlerini bitiremeden bir ses yükselmişti,
"Liderlik için benimle savaş Adel.!"

---------

 

Tüm insanların gözü sesini yükselten gencin üzerine dikilmişti, genç dimdik ve gururlu bir şekilde kalabalığın önünde dikiliyordu. Fena olmayan vücut yapısı, siyah hafif uzun saçları ve yüzünde sert bir mizacı vardı. O sırada Luan Adel'in yanına gelmişti, kulağına yaklaştı ve bir şeyler fısıldadı.

"Bu Anton, en büyük 2. grubun yeni lideri. Kısa zamanda en iyi dövüşçülerden biri oldu ve eski liderin yerini aldı. Dün de onun grubundan birkaç kişi tecavüz olayına karıştı."

Bunu duyduğunda Adel'in kaşları çatılmıştı,
"Ve sen ne yaptın?"

- Mağdur gruptan gençlere infaz ettirdim.. Sonra Anton bana liderlik için meydan okudu ama liderin ben olmadığımı söyledim.

 

"Anladım.. İyi yapmışsın" Adel olayı az çok kavramıştı. 'Bu lale hem cezadan kaçmak istiyor, hem de yukarıları hedefliyor.' diye düşünürken sinsice gülüyordu. Kamp kurallarında belirtildiği gibi, eğer grubunuzdan biri ağır suçlar işlerse bunun sorumluluğu grup liderini de etkiliyordu.

Bunun dışında Adel için bulunmaz bir fırsat daha ayağına gelmişti, eğitim alanının çevresindeki yüzlerce kobold ve insan onları izleme şansı yakalamıştı. Bu da Adel'in insanlara liderliğini, koboldlara da varlığını kanıtlamak demekti.

Eğer iyi bir izlenim yaratırsa koboldlar insanları daha kolay kabul edebilirdi, 1 - 2 saattir çalışan Adel yüzündeki teri sildi.
"Meydan okumanı kabul ediyorum Anton, kalanlar sahanın dışına çıksın.."

 

"Dikkatli ol Adel.." Ceyna turuncu saçlarının kapattığı çilli yüzündeki endişeli ifadeyle konuşmasının ardından alanın dışına çıktı, sahada kimsenin kalmamasıyla ikili başbaşa kalmıştı. Çevredeki seyirciler de insanlar ve koboldlar olarak iki ayrı gruba bölünmüş, birbirlerinden uzak şekilde olan biteni izliyorlardı.

Çevreden izleyen insanlar kendi aralarında konuşuyorlardı, "Bak sıçan avcısı o." , "Sıçan avcısı yener mi?" vsvs.

Adel konuşulanları duydukça 'onları getirmemeli miydim acaba?' düşüncelerine kapılıyordu.

 

Alanda ikisinden başka kimsenin kalmamasıyla Anton ileri atıldı, düelloya başlama işareti bile verilmemişti ama onun hırsı ve karakteri böyle şeyler yapmaya yatkın görünüyordu. Atılmasıyla mızrağını hemen Adel'e saplamaya çalıştı.

Adel oldukça sakin görünüyordu, hiç tereddüt etmeden kendi mızrağıyla Antonun saldırısını savuşturdu. 'Çok acelecisin..' Saldırıyı kolaylıkla savuştursa da henüz saldırmamıştı, Adel'in kafasında küçük bir plan dönmekteydi.

Bunun ardından Anton'un birkaç saldırı girişimi daha olsa da Adel tarafından kolaylıkla karşılanıyordu. Anton keşif ekibinin kamptan ayrılmasıyla, kalan insanlarla sürekli eğitim yapıyordu. Çok hızlı şekilde gelişmişti ve kampta karşısında duracak kimsenin olmadığından kendini bulutların üzerinde görüyordu.

 

Bu güç ona en büyük 2. grubun liderliğini bile getirmişti ama o yetinmeyip kamp liderliğini istedi. Bilmediği bir şey vardı ki bu da Adel'in kamptaki insanlardan savaş zekası ve yeteneği en yüksek olanları toplayıp gittiğiydi.

Yani karşısındakilerin çoğu sıradan insanlardan fazlası değildi ve şimdi Anton kendini bölüm sonu canavarının karşısında bulmuştu.Adel'in güçlü olacağını bilse de sadece onu zorlayacağını düşünüyordu ama şimdi Adel onun için fazladan çaba bile harcamıyordu.

"Ehh, büyük bir gelişim gösterdiğini duydum. Büyük gruplardan birinin başına bile geçmişsin, büyük umutlarım vardı ama zararsız bir böcekten farkın yok. Böyle mi yeneceksin beni?"

 

Anton bulutların üzerinde uçarken yere çakılma hissini tatmıştı, Adel'in karşısında çocuktan farkı yok gibiydi. Bu onu sinirlendirmişti ama asıl sinirlendiren Adel'in kibirli ve onu böcekten farksız hissettiren sözleriydi. Ayrıca bu savaşı kaybettiğinde artık kazandığı koltuğunda olup olamayacağı muammaydı.

Anton kendini öfkesinin ele geçirmesine izin verdi ve düşüncesizce saldırmaya başladı, çevreden izleyenler çok vahşi olduğunu anlayabiliyordu. Adel de sert darbeleri hissetmeye başlamıştı, onun da istediği tam olarak buydu. Onun vahşileşip elinde olan her şeyiyle saldırmasını istiyordu ki bunun için onun gururuna saldırıp kışkırtmıştı.

"İstersen vazgeçip en elit askerlerin arasına girebilirsin, bugünden itibaren insan ordusu kuracağız. Hatta iyi performans gösterirsen kendi takımın bile olabilir?" Adel henüz ciddileşmeden önce bir şans vermek istemişti, ne kadar ona denk olamasa bile yeteneği keşif ekibindekilere yakındı.

- S*kerm ordunu.. senin altında olmaya niyetim yok.

 

Adel mızrağını sıkıca tuttu, 'Öyle olsun.. beni suçlama bunun için. Artık ciddileşmenin zamanı geldi, küçük bir şovdan sonra..' Antonun sert saldırılarına aynı şekilde karşılık vermeye başlamıştı, ilk darbeyi vurduğunda Anton elinin uyuştuğunu hissetti. Bir anlığına afallamış Anton kendini toparlayıp saldırmaya devam etti.

Adel de onun bu vahşiliğini kullanıp sanki başabaş giden çetin bir savaş izlenimi verse de gerçekte hala kendini tutuyordu. Bunu kenardan izleyen keşif ekibi de fark edip rahatlamışlardı ama o anda beklenmedik bir şey oldu. Anton sert darbeler karşısında artık kazanacağına olan güvenini kaybetmişti ve mızrağının ucunu toprak zemine geçirip toprağı Adel'e doğru fırlattı.

"WOooo" Kalabalıktan bir gürültü yükselmişti.

 

Dağılan toprak yüzüne çarptığında, gözüne kaçan kum ve toz yüzünden Adel kendini gözlerini açamaz halde bulmuştu. Hızlıca düşünüp hiç durmadan geriye doğru adımlamaya başladı, biliyordu ki Anton böyle bir durumu lehine kullanmak için acele edecekti ama mızraktan uzak durduğu sürece sorun yoktu.

Anton'un hızlanan adımlarını duyduğunda yönünü hızlıca değiştirip, gözlerini açabileceği ana kadar onu böyle oyalıyordu.

"Hahah, Koskoca lider böyle kuyruğunu kıstırıp kaçıyor mu?" Anton yaptığı korkakça hareketten sonra hala konuşacak yüzü bulabiliyordu.

"Bağırmayacaktın Anton, artık ağzının yerini biliyorum." Adel sözleri biter bitmez belindeki hançeri hızlıca çekip Antona fırlattı. Anton bir anda yüzüne uçan hançeri görünce refleksle yana doğru kafasını eğdi, son anda kaçınsa bile yanağına boydan boya bir yara almaktan kurtulamamıştı.

Ani bir saldırıyla yaralanan Anton kısa bir süre afalladı, bu tam da Adel'in ihtiyacı olan şeydi. Hemen gözlerini temizleyip düelloya yeniden ortak oldu, bu sefer kızmıştı da.



Niyeti sadece pataklayıp kimin patron olduğunu göstermekti ama savaş boyu Anton'un yaptıkları ve açıkça belli olan öldürme niyeti onu affedemeyeceğini, affederse arkasından bıçaklanabileceğini ona fısıldıyordu.
'Artık zamanı geldi.. zaten yorgunum daha fazla uzatamam.' Adel hızla öne atıldı ve mızrağıyla birkaç sert vuruş yapıp Anton'un direncini kırdı, hemen ardından mızrağı onun çenesinin altına sapladı.

Anton'un şaşkın gözleri eşliğinde çenesinin altından akan kanlar yere damlıyordu. Ağzından bir avuç kan boşalmasından hemen sonra gücü kesilen kolları kendini serbest bırakmıştı. Kalabalık bir anda çığlık ve uğultulara boğuldu, önlerinde böyle kanlı bir sahne beklemiyorlardı.

 

Adel çenesinden sapladığı mızrağı Anton'la birlikte havaya kaldırdı, böylelikle zaferini kutluyordu. İnsanları biraz korkutsa da kobold tarafında ulumalar yükselmeye başlamıştı, bu olay şüphesiz onların hoşuna gidiyordu.

Bununla birlikte Anton çok işe yaramıştı, insanlara birazdan yapacağı konuşma için Adel'in yerini ve otoritesini sağlamlaştırmıştı. Diğer taraftan koboldların saygısını kazanmaya başlamıştı ve bir konuşma sonra onları da yanına çekebileceğini düşünüyordu.



Adel kalabalığa seslendi, daha doğrusu Anton'un lideri olduğu büyük grubaydı.
"Lideriniz öldü.. gömecekseniz cesedini alın."

Kalabalıktan kimse sesini çıkartmamıştı, Adel 'Galiba pek sevilmiyordu..' diye düşünürken Ceyna yine kalabalığın arasından fırlayıp Adel'e koştu. Yüzünde yine o endişeli bakış vardı, koca gözleri titrerken parlıyordu.
"İyi misiin?"

"Evet, merak etme. Gözüme kum kaçtı sadece.." Adel gözünü ovuştururken konuşuyordu. Adel Ceyna'nın bu kanlı sahneden korkacağını düşünüyordu ama o umursamamıştı bile. 'Onu hafife aldım galiba..'

 

Ceyna'nın görüş açısının dışından kalın bir ses yükselmişti,
"Benimle dövüş.."

Hemen ardından tüm köyde yankılanan bir çığlık duyuldu, Ceyna arkasından gelen Şef Gert'i görünce ölümüne korkup çığlığı basmıştı. Ceyna çığlığı bastığı gibi kaçıp Adel'in arkasına gizlendi. Dahası çığlıkla birlikte Şef Gert de ürküp hafif bir titremeyle geriye adımladı.

Adel ise olan biteni görünce kendini kahkaha atmaktan alıkoyamamıştı. Onun gibi keşif üyeleri de kahkahalara boğulmuştu. Ceyna titrer halde Adel'e yapışırken, onun kahkaha atmasına kızmıştı.
"Niye gülüyorsun!?"

Onun olduğu gibi Şef Gert'in yüzünde de kızgın bir ifade vardı.
"Komik olan ne insan şefi?"

"O.. konuşabiliyor." Ceyna onu korkutan koca cüsseli yaratığın ağzından çıkanları duyunca şaşırmıştı.

 

Adel zorlukla gülmeyi bırakırken bir nefes aldı,
"Kızmayın.. sadece koca bir alfanın bile korkutamadığı seni, küçük bir kız çocuğunun korkutması komik geliyor."

Kızgın kobold şefinin çevreye yaydığı bu huzursuz hava herkesin endişelenmesine sebep olmuştu, keşif ekibi bile dikkatle onun yapabileceği herhangi bir hareketini izliyordu.

"Hah-Hah Gerçekten de.. küçük insan dişisi beni ürküttü." Şef Gert'in gergin ve kızgın yüzü aniden yerini sert olmayan bir ifadeye bıraktı. Böylelikle bu ortamdaki uğursuz hava dağılmıştı.

 

"Bu kişi.. koboldların ve bu köyün şefi Gert, korkmana gerek yok onlar bizim müttefiğimiz." Arkasında gizlenen Ceyna'yı sakinleştirdikten sonra konuşmaya devam etti.  "Seninle daha sonra tekrar konuşalım, şimdi biraz işimiz var." demesiyle Şef Gert'e döndü.

"Şef Gert seninle de şimdi dövüşemeyiz, zaten o koca baltana karşı küçük bir sopayla mı dövüşmemi istiyorsun?" derken gülümsüyordu.

 

 

37. BÖLÜM SONU






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44260 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr