- Gruuw, insan şefi zayıf değil.. HAHAH

Şef Gert şevke gelmişti, arkadan izlemeyi bırakıp baltasını kaldırdı ve kalabalığa doğru ağır ve sert adımlarla koştu. Baltasını iki yöne her savurduğunda iki üç goblinin havaya savrulduğu görülüyordu. Adel, 'Ne güç ama, gerçek bir patrondan beklendiği gibi..'

Koboldlar savaşa baskınlığını koymaya başlamıştı ama hala mağaradan goblinler çıkmaya devam ediyordu, dahası büyük bir şeyin ayak sesleri duyulmaya başlandı..

-------

Şef Gert önündeki küçük goblinleri dağıtıp savaşın gidişatını eline aldığı anda mağaradan çıkan dev gibi goblin savaştaki tüm yaratıkların durmasına neden olmuştu. Koboldlar onu gördüğünde birkaç adım geriye çekildiler, goblinler de ondan korkuyordu ve önünde durmaya cesaret edemediler.

Gobline benzeyen bu koca yaratık Şef Gert kadar cüsseliydi, sert ve delici bakışları hiç dost görünmüyordu. Dışarı çıktığı gibi hırladı, hırlarken ağzından dışarıya fırlayan iki dişi rahatça görünüyordu. Üzerinde ise göğsünü tamamen kapatan metal bir levha duruyordu, Adel bunu gördüğünde şaşırmıştı. 'Çok kötü.. Ağır zırhı var, onu geçmek kolay olmayacak.'

Adel hızlıca sordu,

"Goblin şefi mi?"

Şef Gert,

"Çok yakın ama henüz değil.."

Dahası bu yaratık iki elinde de çok da büyük olmayan baltalar tutuyordu, kobold şefini gördüğünde hafif bir gülümseme takındı.

- Gi-Gaar gabal ga-guur gaah.. gill gabal guhreh (Geri dönmeyenler şimdi anlaşılıyor artık koboldlar.. Hepsini gebertememişiz. )

- Gruuw.!

Keşif ekibi alfa goblinin söylediğini anlamamıştı ama Şef Gert çok net anlıyordu, o anda gözlerinden ateş fışkıran Gert bir anda alfa gobline atıldı. Yaklaştığı gibi dev baltasını sertçe savurdu, havada savrulurken kestiği rüzgarın sesi işitiliyordu. Gert'in baltası alfa gobline ulaştığında çarpma sesi tüm alanda yankılandı.

 - GÜMM

..

Hemen ardından da iğrenç, kulak tırmalayan bir sürtünme sesi herkesin içini ürpertmişti. Alfa goblin dev baltayı elindeki iki baltayla engellemiş, çarpışmayla yer bile titremişti. Adel, 'Gert'in insan üstü gücüyle savurduğu dev baltayı, sadece iki küçük baltayla savuşturdu. Sanırım sandığımdan da zor olacak..'

Meydan savaşı bitmişti ama bu iki alfa arasındaki savaş devam ediyordu, iki ırk arasındaki derin nefret gözlerinden okunmaktaydı. Gert kendini kaybetmişçesine dev baltasını savuruyorken, alfa goblin çevik hareketleri ve iki elindeki baltalarla saldırıları savuşturuyordu.

Gert tekrar baltasını hışımla savurdu. Alfa goblin gözleriyle takip ettiği baltayı, elindeki küçük baltaya sürterek hafifçe havaya kaldırdı. Sürtünmenin iğrenç sesiyle beraber kıvılcımlar havaya süzülüyordu. Şefin kullandığı gücün birden boşa çıkmasıyla, Gert kendi baltasının ağırlıyla cebelleşmek zorunda kalıyordu. Böyle bir andaysa alfa goblin için saldıracak birçok açık bırakmış oluyordu.

Alfa goblin küçük baltasıyla çevik hareketler yaparak birkaç kesik bırakıyor, daha sonra tekrar dev baltayı savuşturup tekrar Şef Gert ile oynuyordu. Alfa goblinin öldürmeden önce iyice acı çektirmek istediği o anda anlaşılmıştı, Gert'in kürkünde çoktan birkaç yara açılmıştı bile.

Hiç şüphesiz bu yaratık Gert'den çok daha çevikti ve elinde ağır silah olmaması onu daha da avantajlı kılıyordu. Hepsinin dışında ağır bir zırh giyiyordu, bu ağır zırhla bile böyle hızlı hareket edebiliyorsa normalde nasıl bir canavardı bu böyle!? Gert de yorulmaya başlamıştı bile, elindeki dev baltayı sallayıp durmak onun için bile zordu.

Gert böyle devam edemeyeceğini anlamıştı, vücudundaki kesikler gücünü tüketmeye devam ederse sonunda karşı koyacak gücü bile kalmayacaktı. Alfa goblinin vücuduna yaptığı saldırılar kolayca savuşturuluyordu, goblinin kafasıysa çevikliğinden dolayı hiç kolay bir hedef değildi. Baltasını havaya kaldırıp gövdeye doğru saldıracağı izlenimi verip goblinin ayaklarını hedef aldı ama Alfa goblin bunu beklemese bile hafifçe sıçrayıp baltanın altından geçip gitmesini izledi.

Gert baltayı savuruşunda durmayarak ağırlığın ivmesiyle bir tur daha etrafında döndü ve saldırıdan kurtulduğunu düşünen goblinin göğsüne yapıştırdı. Herkes gibi goblinin yüzü de şaşkınlık içindeydi, balta goblinin demir zırhını delmeyi başarmıştı ve baltanın üzerinden akan kan yere damlıyordu. Gert tekrar bir saldırı yapabilmek için zırha saplanan baltasını çektiği anda goblin, olan gücüyle çığırdı.

- Gi GuuuuRw

Goblinin çığırışı bu bölgede yankılanırken Adel'in kafasında bir şeyi canlandırmıştı. Köşeye sıkışmış bir hayvanın çığlıkları, öldürdükleri ilk sıçanda olanlar.. dahası yardım çağrısıydı. Bu demek oluyordu ki yakında başka goblin sürüleri de vardı ve bu çığlığı duyar duymaz buraya geleceklerdi. Geldiklerindeyse koboldlar iki goblin sürüsünün arasında kalacaklardı, bunun iyi sonuçları olmayacağını herkes anlayabilirdi. Adel bağırdı,

"Goblinleri öldürün.!"

Bağırdığı gibi kenarda savaşı izleyen goblin sürüsüne atıldı, hemen arkasından Mertens ve Emila da ona katılmıştı ama diğer üçlü hala ormanın dışındaki alanda duruyordu. Adel üzerine doğru koşan gobline bir tekme çıkarttı, goblin yediği tekmeyle arkasındaki iki goblinin üzerine yığıldı. Yerde yatan üç goblinin işini bitirmek hiç zor olmamıştı, hızlıca mızrağını saplayıp çıkarttı ve yoluna devam etti.

Mertens ve Emila da artık tereddüt belirtileri göstermiyordu. Savaşa, kana ve öldürmeye alışmış gibiydiler, ayrıca dövüş yeteneklerinin biraz gelişmiş olduğu belli oluyordu. Onlar da birkaç goblini yere yığmışken, koboldlar goblinlerle savaşanların sadece insanlar olmasını gururlarına yediremeyip bağırışlar içerisinde savaşa katıldılar. Bu sırada alfaların savaşı hala sürüyordu, göğsünden büyük bir yara alan alfa goblin önceki kadar iyi dövüşemiyordu.

Kobold sürüsü goblinlere üstün gelmeyi başarmıştı. Son goblin de Adel'in ayaklarının dibine düşerken ormandan ayak sesleri gelmeye başladı. Adel bitkin görünüyordu, 'Ahh bir rahat verin de nefes alalım.' Yerde onlarca goblin ve kobold cansız yatarken, hala ayakta kalabilenler ölü bedenlerin arasında nefes nefeseydi. Ölü bedenlerin yanlarında birçok sahipsiz silah duruyordu, birkaç tane ok göze çarpıyordu.

Adel, 'Şükür kullanmak için zaman bulamamışlar..'

Biraz sonra koboldların geldiği yönün tam tersi yöndeki ormandan birkaç goblin görünür olmuştu, hemen arkalarından deliler gibi koşturan goblin sürüsü alana dalmıştı. Adel nefeslenmeye vakitleri olmadığından ofluyorken, tiz bir sesle birlikte göğsünde bir şey hissetti. Gözleri aşağıya düştüğünde göğsüne saplanmış oku gördü, neyse ki şefin verdiği deri zırh hala üzerindeydi ve onu delememişti. Adel hışımla hala ormanın içinde saklanan üçlüye bağırdı,

"Okçuları indirin.!"

Ormanda saklanan üçlü hala isimlerini hatırlamayan beyaz saçlı neşeli genç, siyah dağınık saçları ve ifadesiz yüzü olan yetenekli genç ve bir kişiden daha oluşuyordu. Adel onların oklara hedef olup ölmesini istemese de şu an zor bir durumdalardı, ayrıca ormanın içinden görünmeden goblinlerin işlerini bitirebilirlerdi. Adel'in bağırmasının ardından onun göğsündeki oku görmüşlerdi, hemen ardından da birkaç isabetsiz ok atışı olduğu gibi ormanın içinden okçulara doğru koşmaya başladılar.

Adel hemen yerden iki kobold cesedi alıp Mertens ve Emila'ya fırlattı, onlar ne olduğunu anlamadan yerden bir tane daha ceset alıp kendine kalkan yapmıştı bile. Üzerlerine gelen durmak bilmeyen okları görünce onlar da cesetleri kendilerine kalkan yapmak zorunda kaldı, çok fazla ok gelse de isabet oranı ciddi derecede kötüydü ama koboldlardan birkaçı yaralanmıştı.

Diğer tarafta görünmeden okçu goblinlere yaklaşmaya çalışan isimsizler çok yaklaşmıştı, elinde yakın dövüş silahı olanlar çoktan uzaklaşmışken geride sadece 5 okçu goblin kalmıştı. Son birkaç metre kalmışken içlerinden biri üzerlerine koşan insanları fark edip hızlıca bir ok salladı. Siyah dağınık saçlarının üzerinden geçip giden okla gözleri genişçe açılan genç, mızrağıyla goblinin elindeki yayı havaya fırlattı ve goblinin göğsünü tek darbeyle delip öldürdü.

Diğer okçular da o anda insanları fark etmişti ama artık çok geçti, yaylarını geremeden birer birer yere yığılmışlardı. Ok atışlarının kesildiğini fark eden Adel, elindeki cesedi ona ulaşmak üzere olan goblinlerin üzerine fırlattı ve o anlık boşluktan faydalanıp mızrağını önündeki gobline sapladı. Böylelikle savaşın ikinci turu başlıyordu..

32. BÖLÜM SONU

----------------------------------------------------------------------------------