Bölüm 139: Büyük Yol Nedir?

avatar
15344 41

Against The God - Bölüm 139: Büyük Yol Nedir?


 

Çeviren: Useless – Düzenleyen 1ghostdreamer – Yayıncı: Useless

     

Uyarı! Birazdan okuyacağınız yerler yoğun beyin fırtınası içerir!##

 

Kaynak Toplam Kulesindeki oda Yun Che’nin beklediğinden çok daha büyüktü ve o güçlü bir kaynak enerjisi mührü ile çevriliydi. Odaya girdiğinde sanki dışarıdaki ile karşılaştırıldığında yeni bir dünyaya girmiş gibi hissetti. Dışarıdaki atmosfer ve ses odanın içinden duyulmuyordu.

 

Kaynak enerjisi aurasının atmosferi de şok edici şekilde doygundu.

 

Yun Che’nin önünde kırmızı bir figür sallandı ve Jasmine ortaya çıktı. O etrafa baktı ve yavaşça başıyla onayladı. ” Fena değil. Burası dış dünyadan tamamen izole edilmiş bir yer. Dışarıdaki herhangi bir sesten yada hareketten etkilenmeyiz. Burası alışılmadık biçimde gelişim yapmak için iyi bir yer.”

 

“3 ay sonra Murong Yi ile düzenlenmiş olan savaşın var. Eğer Kötülük Tanrısının kaynak damarlarının 54 açık kaynak girişine güvenirsen ve kaynak gücünü yükseltmek için 3 ay sıkı çalışırsan Kötü Ruh’un ve Anka Alevlerinin gücünün desteği ile Murong Yi’yi zar zor yenebilirsin. Ancak bu 3 ay içinde Buda’nın Büyük Yolunda 1. aşamaya ulaşabilirsen o zaman bu zar zor bir galibiyet olmak yerine ezici, sıralamaları aşan ve mutlak bir zafer olur!”

 

“Ancak ‘Buda’nın Büyük Yolu’ gelişim yapmak için çok zor bir şey. Eğer birinin kavrama yeteneği yetersizse biraz anlaması bil çok büyük bir zaman alacaktır. Abim gibi mutlak bir dâhinin bile başlangıçta onu kavrayabilmesi tam 33 gününü aldı. Bu nedenle senin için 3 ay içinde 1. aşamayı elde etmek zor bir görev olabilir ama imkansız değil. Anka Testinde sen Anka tekniklerinin ilk 4 tanesi olmadan 5.ve 6. tekniği zorla kavrayabildin bu senin kavrama yeteneğinin zayıf olmadığını kanıtlıyor.”

 

Jasmine konuşurken hassas ellerin hassas figürünün arkasındaydı ve Yun Che’nin önünde dik duruyordu. Onun aşırı sevimli yüzünün arkasında bir soğukluk vardı ve ses tonu da yaşlıydı. “Şimdi yere otur ve gözlerini kapa. Ben Buda’nın Büyük Yolunun 1. aşamasının kaynak formülünü zihnine sokacağım. Onu anlayabilip geliştirme yöntemlerini bulmanın ne kadar süreceği tamamen senin kavrama yeteneğine bağlı.”

 

Yun Che kaynak odasının merkezine oturup kendini sakinleştirdi ve gözlerini kapadı.

 

Jasmine  ilerleyip ince genç parmaklarını uzattı ve Yun Che’nin kafasına yavaşça dokundu.

 

Sessizliğin içinde Buda’nın Büyük Yolunun 1. aşamasının kaynak formülü Yun Che’nin zihnine girdi.

 

Yun Che kasten kaynak formülü ile etkileşime girdiğinde genişletilmiş bir karmaşa durumuna girdi. Her ne kadar kaynak formülü zihninde çok açık olsa da hala çok belirsiz gibi görünüyordu. Kalbini, konsantrasyonunu, kaynak gücünü….neyi kullanırsa kullansın onu anlayamıyordu ve ona dokunmaya çalışsa onun açıkça görülen ama yine de dokunulamaz bir sis olduğunu hissediyordu. Daha çok inceledikçe o daha belirsiz ve dağınık bir hale geliyordu.

 

Yun Che’nin kalp atışlar ve nefes alışı yavaşlayıp hafifleşti. Sanki çok daha sakinleşmiş gibiydi. 5 durusu dış dünyadan tamamen izole edildi ve tüm bilinci sadece kaynak formülünü yakalamaya odaklandı. Ancak daha çok odaklandıkça o daha çok belirsiz hale geliyordu….O zihninin engin bir okyanusun merkezinde olduğunu hissediyordu ve kıyıyı bulmak için ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

 

Ardından zihninin içinden yaşlı bir ses yankılandı.

 

“16 yaşındaki genç sen gerçekten Buda’nın Büyük Yolunu kavramak için yeteneğe sahip misin?”

 

Bu ses onun kulaklarından gelmiyordu bunun yerine ruhunun derinliklerinden geliyordu.

 

“Evet!” Yun Che cevapladı.

 

“O zaman senin anlayışın nedir?” Yaşlı ses sormaya devam etti.

 

“Ben güç istiyorum. Herkesi aşan bir güç. Korumak istediğim tüm herkesi koruyabileceğim bir güç Benim anlayışım budur.” Yun Che dürüstçe yanıtladı.

 

“Çok iyi.” Yaşlı ses biraz taktir içeriyordu. “Ruhunun en derin parçalarındaki anlayış gerçekten bu. Sen yeterince dürüstsün. Ancak eğer sen gerçekten ‘Buda’nın Büyük Yolunu’ pratik yapmak istiyorsan o zaman ilk olarak ‘Büyük Yolun’ ve ‘Buda’nın’ ne olduğunu anlamalısın. O zaman ben senden ‘Büyük Yolun’ ve ‘Buda’nın’ ne olduğu hakkındaki anlayışını bana söylemeni isteye bilir miyim?”

(Ç.N: Kibar amca çıktı :D )

 

Büyük Yol nedir? Buda nedir?

 

Yun Che yavaşça cevaplamadan önce bu konuda uzun ve sıkıca düşündü. “Büyük Yol yeryüzünü ve gökyüzünü yöneten temel kanunlardır. Yol doğada ve tüm varlıklarında bulunur. O yeryüzü ve gökyüzü arasındaki her yerde ve her zamanda bulunur.”

 

“Bir kişi büyümeden önce bir bebek olarak doğar. Eğer o normal bir insan olsaydı ömrü yüz yılı geçmeyecekti. Ve bu tam olarak Yoldur. Suyun ateşi söndürmesi, çimin bir ağaçtan uzun olamayacağı, dünya da sadece yeryüzünün değil gökyüzü ve denizlerinde olduğu gerçekleri…..bunların hepsi Yoldur. Bu dünyayı yöneten en temel kanundur. Bu Yollar bir araya geldiğinde bu dünyanın temeli haline gelirler ve dünyanın içeriğini tamamlarlar. Bu dünyanın ‘Yol’a’ dayalı çalışmasını sağlayarak Bu dünyada kanunların ve düzenin olmasına neden olur.

(Ç.N: Benim kavrama yeteneği bu kadar yüksek değil :D Sorsan büyük yol nedir diye BUNUN gibi bir şey derdim :D :D )

(Narutonun bir bölümünde onun hikayesini anlatırken çok eski bir zaman teriminin yanında bir başka bölümde ninjaların iyileşip iyileşmediklerini dizüstü bilgisayarlardan bakmaları gibi o zaman da böyle bir yolu ( otoban) nerede bulacaktın ey f5 tarikatının lideri….? demek ki sen o zaman da böyle bir yolu düşünebiliyorsan bu zamanda  uzayı aşan bir düşünce sistemine sistemine sahipsin :D tam da F5 tarikatının liderinden beklenildiği gibi.. hmph o cennnet tarafından kutsanmış bir varlık dikkatli olun okurlarımıssssss)

 

“Bu benim Büyük Yol hakkındaki anlayışımdır.”

 

“Buda’ya gelince oda iyiliğin, yardımseverliğin, bağışlayıcılığın ve buna benzer diğer nitelikleri somut olarak temsil eden bir semboldür.”

 

“Heheheheh.” yaşlı ses sakince güldü. “Genç adam senin yaşında sen ‘Büyük Yol’ hakkında böyle bir anlayışa sahipsin. Bu gerçekten nadir. Seni hayatında bir yolculuğa çıkarmama ne dersin?”

 

Yun Che: “!?”

 

Yun Che’nin önündeki karanlık yok oldu ve yavaş yavaş canlı renkli bir görüntüyle yer değiştirdi.

 

Burası doğal dağların ve ırmakların olduğu bir yerdi. Çimler yeşildi ve nehir gürültüyle akıyorlardı. Yaklaşık 50 yaşında ve nazik bir görünüşü olan bir adam nehrin kıyısında bir bebek görene kadar küçük nehrin kıyısında yürüdü. Bebek en fazla birkaç günlüktü ve boynunda asılı duran bir aksesuar hariç tamamen çıplaktı…

 

“Usta…..” Adamın bebeğe doğru yürüdüğünü ve ardından onu dikkatlice aldığını görünce Yun Che bir ses çıkardı.

 

Yaşlı ses yeniden yankılandı. “Burası Masmavi Bulut Kıtası. Bu zaman senin doğumundan 3 gün sonrası. Bu karşılaştığın Yol nedir?”

 

Yun Che cevaplamadan önce bir süre sessiz kaldı. “Yol, kuraldır….Ben terk edildim ama orada ölmedim. Kaderimde Ustamla karşılaşmak vardı. Bunların hepsi Büyük Yolun hareketleri. Bunların hepsi ‘Yol'”

 

“Çok iyi.”

 

Önündeki manzara aniden değişti ve çok geçmeden önünde gördüğü şey Yüzen Bulut Şehrinin Xiao Klanıydı. O sert bir ifadeyle bir kapıdan çıkıyordu. Diğerleri onunla alay etmiş, onu küçümsemiş, ona hakaretler etmiş ve kınamışlardı.

 

Bu Xiao Klanından atıldığı zamanki sahneydi. Şuan bile o zaman kalbinde olan büyük öfkeyi ve büyükbabası ile küçük halası için duyduğu endişeyi açıkça hatırlıyordu. O ayrıca kendi yetersizliğine kızgın hissetmişti.

 

“Burası Kaynak Gökyüzü Kıtası. Sen çoktan 16 yaşındasın ama yine de herhangi bir şey başaramamışsın. Klan üyelerin tarafından kovulmuşsun ve yakın akrabaların hariç herkes sana aşağılayarak bakıyor. Onların hepsi senin atılmana alayla gülüyor ve çok geçemden seni unutacaklar. Sen o zamanlar hatırlamaya layık olmayacak kadar içler acısıydın….Peki o zaman senin için ‘Yol’ neydi?”

 

“Belki de bu Cennet’in Yolu tarafından gönderilen bir test ve denemedir.” Yun Che hafifçe yanıtladı.

 

“Hehe, senin ‘Büyük Yolu’ için olan anlayışından yola çıkarak ‘Büyük Yol’ doğanın içinde yaşayan kurallardır. Bu da demektir ki sen bu hayatta hatta geçmiş ve gelecek hayatlarında ne yaparsan yap ‘Büyük Yolun’ planlarından ve kontrolünden asla kaçamayacağını düşünüyorsun. Çünkü ne yaparsan yap, ne söylersen söyle ve kiminle etkileşime geçersen geç bunların hepsi ‘Büyük Yol’ tarafından planlanmış. Bunlar ‘Büyük Yolun’ yasaları ve kontrolünün içinde. Doğru muyum?”

 

“…..”  Bu Yun Che’yi sersemletti ve uzun süre sonra bile buna cevap veremedi.

 

Gözleri önündeki manzara yine değişti. Şimdi yeşillikli bir orman görüyordu ama bu ormandan bir fırtına geçmişti ve şuan orman darmadağınıktı. Kırılmış ağaçlar her yerdeydi ve bunların ortasında o sessiz zayıf bir kızı taşıyıp harap edici bir şekilde ağlıyordu. Ancak o kız çoktan ölmüştü ve artık ona cevap veremezdi…

 

“Ling’er……”

 

“Bu senin Masmavi Bulut Kıtasında sevdiğin tek kişi olan Su Ling’er. Ruhunun tamamındaki en acı verici anı bu. Şuan bile ruhunun derinliklerine kazınmış bu acı tamamen yok olmamış. Eğer sen gerçekten bu dünyadaki hiçbir şeyin ‘Büyük Yoldan’ kaçamayacağına inanıyorsan o zaman eğer ikinci bir şansın olsaydı hala senin ve onun ‘Büyük Yoldan’ kaçmanızın mümkün olmayacağına ve onun senden aynı yerde ve aynı zamanda ayrılacağına inanır mıydın?”

(Ç.N: Getirin felsefecileri bu dede onlarla sohbet etsin. :D )

( D.N:liderimisss bu dede ağır trolll… onunla sohbet etmeyi bırak ona seslenmeye bile kadir değilisss)

 

Yun Che: “…………”

 

Sahne yeniden değişti. Şimdi şimdi birisinin zirvesini yada abisinin dibini göremeyeceği bir uçurum gözüküyordu. Ve o umutsuzluğun içine düşmemişti…

 

“Bu Masmavi Bulut Kıtasındaki son anın. Sen umutsuzluğa sokulmaya zorlanmışsın ve Gökyüzü Zehir Sedefini yuttuktan sonra bu dipsiz uçuruma atlamışsın. Sen bunun hayatındaki son an olduğuna inanıyordun. Ancak uyandığında yeniden doğduğunu fark ettin. Üstelik sen başka bir kıtada çoktan ölmüş olan birinin içinde yeniden doğmuştun. Senin yaşadığın bu yeniden doğuş bu ‘Yolun’ içinde miydi? Eğer sadece ölseydin ‘Yola’ ne olurdu? Öldükten sonra ‘Yol’ sana ne verirdi?”

 

Yun Che: “……”

 

Çok geçmeden önündeki sahne kayboldu ve yaşlı ses durdu. Yun Che’nin zihni şuanda kaotik bir karışıklıktaydı. Bilinci kıvranıyordu ve ruhu karmaşa içindeydi. Daha önce düşündüğü şeyler bilinçsizce değiştirilemeyeceğini bildiği doğru şeylerdi. Tüm bunlar zihninin içindeki kaostaydı…. Tüm bilinç altı bir fırtınanın azgın dalgalrı haline gelmişti ve sakinleşemiyordu. ‘Buda’nın Büyük Yolunun’ kaynak formülü dalgalar ile yıkanıyor ve bu kaosun arasında kayboluyor gibi görünüyordu.

 

Bu kaos bir süre devam etti….Yun Che’nin düşünceleri sonunda sakinleşmeden önce belirsiz bir zaman geçti. Bir süre sakin kaldıktan sonra aniden güldü. O aşırı rahatlama ve memnuniyet ile gülüyordu. Kalbinin içinden büyük bir kayayı atmış ve kalbinin duygusal kilidini serbest bırakmış gibiydi.

 

“Nasıl oldu, ne fark ettin?” Yaşlı ses konuştu.

 

“Anladım.” Yun Che hafifçe gülümsedi. O anda bedeninin ve ruhunun çok rahatladığını hissediyordu. Hatta dış dünyaya bakışı bile çoktan değişmişti. Sanki bir dünyadan tamamen farklı bir dünyaya atlamış gibiydi. “Bu dünyada ‘Büyük Yol’ diye bir şey yok. Eğer birisi olduğunu ısrar ederse o zaman ‘Büyük Yol’ kendimdir.”

 

“Çünkü ben doğdum. Kalbimdeki ‘Büyük Yolun’ konuşabilmesinin nedeni budur. Eğer ben bu dünyada var olmasaydım o zaman ‘Büyük Yol’ benimle ilgilenmeyecekti. İşte bu sebeple ben ‘Büyük Yol’ nedeniyle doğmadım. Aksine ‘Büyük Yol’ benim varlığım nedeniyle doğdu. Bu dünyadaki tüm elementler: Ateş, Su, Yıldırım, Toprak, Karanlık, Aydınlık, Zaman, Uzay….Onların hepsi benim için varlar ve benim hayatta kalmam şartıyla bulunuyorlar. Benim hayatımı geliştiren karşılaştığım insanları hayvanlar ve diğer şeyler de benim için varlar. Sevdiklerim ve benim için önemli olanların hepsi benim duygularımı tamamlıyor ve tutkumla kararlılığımı tutuşturuyorlar. Benzer şekilde onlar benim için varlar….Ve ben, tüm bunların ortasındaki kişi tüm bunlarım hakimiyim!”

 

“Bu dünyadaki her şey benim kullanmam için ve bu dünyadaki her şey benim sayemde var. Bu benim ‘Büyük Yolum’ ve bu tek ‘Büyük Yol’. Ve ‘Buda’ da benzer şekilde benim içimde bulunuyor. Ben onu istediğim zaman oluşturabilir ve istediğim zaman yok edebilirim. Tüm bunlar benim arzularım tarafımdan kontrol edilir ve başka bir şey tarafından müdahale yapılamaz. Çünkü ben ‘Büyük Yolum’.”

 

“HAHAHAHA!” yaşlı ses yürekten güldü. “Ufaklık sen beni şaşırttın. 2 hayatın, hayır 3 hayatın olmasına şaşmamalı! Sen aslında bu kadar çabuk fark ettin. O zaman bundan sonra yeryüzünün ve gökyüzünün senin kontrolünde olmasına izin ver, bu dünyadaki tüm varlıkların sadece senin sayende olmasına izin ver. Git ve kendi ‘Büyük Yolun’ ile ‘Buda’nı’ ara.”

 

Kaynak Toplama Kulesinin 101 numaralı Kaynak Toplama Odasının merkezinde tam 3 gündür oturan Yun Che aniden güldü. O güldüğünde aniden bedeninin yüzeyinde zayıf gümüş bir ışık ortaya çıktı. Aynı anda inmeden önce kafasının üzerinde minyatür gümüş bir pagoda çıktı ve Yun Che’nin bedenine girdi.

 

Jasmine usulca ses çıkarmadan önce büyük bir şok halinde sessizce önündeki manzaraya baktı.

 

“O yıl bunu kavramak için abim tam 33 gün harcadı ama o sadece…..3 gün harcadı!”

——ÇEVİRMEN NOTU——

Bu bölümü çevirirken ben :D ATG de gelmiş geçmiş anlaması ve çevirmesi en zor bölümü okuduğunuz için tebrikler :D

Bu bölüm wp grubundaki felsefik hasan kardeşimize  girsin  gelsin.

Jasmine neler diyecek? Yun Che ve Jasmine arasında nasıl konuşmalar geçecek? Diğer bölümlerde neler olacak? Sıralamada 1 numarada olan çocuk gözükecek mi? Merak mı ediyorsunuz? O zaman bekleyin okuyun ve öğrenin…

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46036 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr