Bölüm 701 : Yarı Devaya Haddini Bildirmek

avatar
3025 32

A Will Eternal - Bölüm 701 : Yarı Devaya Haddini Bildirmek


Çevirmen : Clumsy 

 

“Bileği taşım olduğun için çok teşekkürler, Bai Hao. En sonunda yetişim ilerlememi tamamladım ve bir yarı deva oldum. Bayağıdır aynı noktada takılıp kalmıştım, sayende başardım. Bu yüzden yalnızca yetişim basamağını bozmakla yetineceğim, seni öldürmeyeceğim!” diyen Gongsun Yi hem heyecanlı hem de gururlu görünüyordu. Başını arkaya atarak çılgınca bir kahkaha patlattı. Sahiden de bugünü çok ama çok uzun zamandır bekliyordu.

 


Mücadele esnasında Bai Xiaochun’dan gelen baskı inanılmaz yoğundu. Ölmeyen İmparator Yumruğunu ilk görüşünde onu mağlup edemeyeceğini anlamıştı. Fakat gururu ve özgüveninden ötürü bunu kabullenememişti. Ayrıca bu durumu fırsat bilerek ilerleme ihtimali de söz konusuydu!

 


Bu yüzden Bai Xiaochun’u bileği taşı olarak kullanma ve hem savaşçı ruhunu maksimuma çekmek hem de ölüm kalım anında ilerleme kaydetmek için ondan gelen baskıdan faydalanma kararı almıştı.

 


Birinci ihtimal gerçekleşirse Deva Alemine yarı yarıya girer ve on beş kat veya üzeri ruh güçlendirme geçirmiş bir nesne bularak onun verdiği aydınlanmayla gerçek bir deva olurdu!

 


İkinci ihtimal gerçekleşirse de başarısız olur, mücadeleyi kaybederdi. Ama kaybetse bile…. Bai Xiaochun’un kendisini öldürmeyeceğinden emindi. Hazmetmesi zor bir mağlubiyet olsa da bu, ödemeyi göze aldığı bir bedeldi. Ve şu anda delice kahkahalar atarak iki elli bir büyü hareketi gerçekleştirmekteydi. Gümbürtülerle birlikte tam 200,000 büyü sembolü belirtmiş ve onları da Ölmeyen İmparator Yumruğuna doğru ilerleyen devasa bir anafora çevirmişti.

 


Bu sırada Bai Xiaochun’un gözleri neredeyse yuvalarından çıkacaktı; Gongsun Yi’nin tam da şu anda ve burada bir ilerleme kaydedeceğini hiç düşünememişti…

 

“Ehh, bu gidişat gerçekten işine yaradı…” diye düşünerek derin bir nefes aldı, birazcık kıskanmıştı. Kendisi Ruhun Başlangıcının ortasına ulaşmak için bir sürü zorluğa katlanırken rakibinin bir ölüm kalım anından faydalanarak yarı deva olması çok kötüydü.

 


Bu gerçek başlı başına sinir bozucuyken bir de Gongsun Yi’nin delice kahkahalarını işitince kendisi de delirmeye başlamıştı.

 

“Seni pis nankör!” diye bağırdı. “Dev Hayalet Kraldan farkın yok! Sana yardım edip ilerlemeni sağlayan bendim ama sen gelmiş yetişim basamağımı bozacağını söylüyorsun, öyle mi!? Gerçekten seni besleyen eli ısıran tiplerdensin, ha…?” Bai Xiaochun Gongsun Yi’nin gösteriş yapmaya devam etmemesi gerektiğinin farkındaydı. Ona güzel bir ders vermeli ve kendisine bir damla suyla gelene bir pınarla karşılık vermesi gerektiğini öğretmeliydi!

 



“Kim takar ilerlemiş olmanı? Lord Bai’nin seni kaçıracağı gerçeği değişmedi!” Bu sözlerden sonra gözleri kanlanarak elini hafifçe gevşetti, salladı ve bir kez daha sıktı!

 


İkinci bir Ölmeyen İmparator Yumruğu salmamıştı; az önce kullanmadığı gücün bir kısmını da mevcut saldırısına eklemişti! Öncesinde gücünün yalnızca yüzde ellisini kullanırken yüzde otuz daha katmıştı.

 


Böylece Ölmeyen İmparator Yumruğunun siyah anaforu şok edici siyah ışıltılar saçmaya ve daha da iri bir şekilde, tamamen dominant bir tavırla Gongsun Yi’ye doğru ilerlemeye başladı!

 

“Bu kadar saldırgan olabileceğini kim söyledi!?” diye bağırdı Bai Xiaochun. “Haddini bildirmenin zamanı geldi!” Gök gürültüsünü andıran sesi Gongsun Yi’nin az önceki heyecanını yerle bir etmişti. Sonra da gözlerine inanamayan bir ifadeye büründü. Çünkü altın anaforu karadelikle temas eder etmez 200,000 büyü sembolü de darmadağın oldu ve yumruğu andıran devasa karadelik göz açıp kapayıncaya dek Gongsun Yi’nin önüne ulaştı.

 


“İmkansız! Ben bir yarı devayım! Kaybetmem mümkün değil!!”
Gongsun Yi bu şekilde sızlanarak iki elli bir büyü hareketiyle yetişim basamağını kendisini koruyacak şekilde yönlendirdi.

 


“Yarı deva mı? Ha! Lord Bai çoktan dört gerçek devayı yendi! Sen kendini ne sanıyorsun? Geri çekil, duydun mu? Kıçının kaderi benim elimde, seni nankör!” Bu şekilde bağıran Bai Xiaochun karadeliği patlayıcı bir şekilde savurdu. O sırada Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcının içerisinde beş elementin ilahi ışıltısı görüldü.

 


Ve göğü patlamalar doldurdu!

 


Tüm Ruh Büyücüsü İbriği kulak tırmalayıcı, sağır edici patlamaların esiri olmuştu. Gongsun Yi ağzından fışkıran öbek öbek kanla ipi kesilmiş uçurtma misali uçurulmuştu. Göğsü kanlı bir kütleye dönmüş, uzuvları tuhaf açılarda bükülmüştü. Ruhunun başlangıcı bile kötü durumdaydı. Fakat en derin yara gururundaydı.

 


“Bu nasıl mümkün olabilir…?”
Yetişim ilerlemesinin verdiği çılgınca neşenin sonucu ağır bir şekilde yaralanmak olmuştu. Bu kafa karışıklığını yaşarken görüşü bulanıklaşmaya, bilinci yitmeye başladı. Fakat o daha bayılamadan yanına atılan Bai Xiaochun sağ elini kaldırarak suratına tokadı geçirdi.

 


Şlaak! Ve Gongsun Yi mühürlenerek Bai Xiaochun’un çantasına fırlatıldı.

 


Bai Xiaochun da öfleye püfleye tepeye tünedi ve beti benzi atık şekilde bağdaş kurdu. Ölmeyen İmparator Yumruğu gücünü yüzde seksen oranında kullanmak beden gücünü minimuma çekmişti. Ayrıca her yeri acıyla karıncalanıyordu.

 

Neyse ki fiziksel bedeni güçsüzleşmiş olsa da Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcındaki yetişimi hala iyi durumdaydı, zaten bu gücü kullanmaya cesaret etme sebebi de buydu.

 


“Sizi zorbalar. Eeh, Lord Bai sinirlenince kendini bile korkutur! Gerçekten uğruna o kadar çalıştığım Ölmeyen Bedeni ve Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcını o kadar güçsüz mü sandınız?!”
Kendi kendine bu şekilde homurdanırken Ruh Büyücüsü İbriğine girdi gireli yaşananları düşündü ve tüm bu inanılmaz gelişmeler yüzünden kendisini takdir etmeden geçemedi.

 


“Son zamanlarda bayağı cesaretlendim cidden…” diye mırıldandı. Önce Bai Klanı macerası, sonra klan şefini kaçırışı derken bu işe bayağı tutulmuştu. Ardından Dev Hayalet Kralı kaçıracak kadar ileri gitmişti, şimdiyse çantası Yaban Arazilerin sözde seçilmişleriyle doluydu.

 

Bu olanlar işitilince Yaban Arazilerdeki ününün daha da artacağı kesindi…

 

“Hepsi o Dev Hayalet Kral piçinin suçu!” diye düşündü canı çok sıkkın şekilde. Sonra da kısıtlayıcı büyünün beyaz kalkanı tarafından korunan Hayalet Kral Orkidesine baktı. Çiçeğin tamamen açmasına çok az kalmıştı. Ayrıca ortasında büyüyen ve olgunlaşmaya giderek daha da yaklaşan meyveyi görmek de mümkündü.

 


Çiçeğe bakıp bir müddet daha suratsız suratsız homurdandıktan sonra Dev Hayalet Kraldan alacağı intikamı düşündü. Ardından ikinci prensi, Gongsun Yi’yi ve en son kaçırdığı seçilmişleri çantadan çıkarttı.

 


Bilinçlerini yitirmeye yaklaşmış olsalar da Bai Xiaochun’a sersem bakışlar atabiliyorlardı. Suratları anında solgunlaşmış, gözleri dehşetle ışıldamıştı. İkinci prens bir şeyler söylemek ister gibi ağzını açacak olduğundaysa Bai Xiaochun pis bakışlar eşliğinde Ebedi Şemsiyesini çekerek, “Benimle konuşmayı aklından bile geçirme. Bende mikrop fobisi var…” dedi.

 


“Bai Hao, dinle, ben--”
Fakat ikinci prensin suratı daha bu cümleyi tamamlayamadan asıldı ve ağzından kaçan acınası bir çığlıkla birlikte yaşam gücü Ebedi Şemsiye tarafından çekildi, bir deri bir kemiğe döndü.

 


Bai Xiaochun bu işi tamamladıktan sonra da her biri çığlıklar atan ve lanetler okuyan diğer seçilmişlerin yaşam güçlerini çekmeye başladı.

 


“Bu ne cüret, Bai Hao!!”

 


“Babam bu işten paçayı sıyırmana izin vermez!!”

 


“Bu yaptığından sonra canını kurtaramayacaksın, Bai Hao!!”

 


Ama insanların hakaretleri canlandıkça Bai Xiaochun’un çektiği yaşam gücü de artıyordu. Bunu fark eden ve kafası çalışanlar sessizce bakmakla yetiniyor, kendisini kötü hisseden Bai Xiaochun ise onlardan daha az yaşam gücü çekiyordu.

 

En sona karmaşık duygularla Bai Xiaochun’a bakan Gongsun Yi kalmıştı. Fakat gözlerindeki savaşma arzusu hala tükenmemişti.

 


İşin doğrusu Bai Xiaochun Gongsun Yi’ye saygı duyuyordu ve onun yaşam gücünü alıp almama konusunda kararsızdı.

 


“Bir daha karşılaştığımızda bana yine saldıracak mısın?”
diye sordu.

 

Gözleri savaşçı bir ruhla ışıldayan ve öldürücü bir aura saçan Gongsun Yi, “Tabii ki saldıracağım! Bir gün mutlaka karşılaşacağız ve seni bizzat ayaklarımın altına alacağım!” diye yanıtladı.

 


“Saçmalığa bak!" dedi Bai Xiaochun. "Senin ağzından iyi bir şey çıkmaz mı hiç? Tüm bu savaşma ve öldürme muhabbetleri de neyin nesi!?” Sonra da Ebedi Şemsiyeyi genç adamın göğsüne sapladı.

 


Herkesten yaşam güçlerini topladıktan sonra da ‘savaş ganimetlerini’ çantasına kaldırıp bağdaş kurdu, ilahi hisleriyle defansif bir bariyer oluşturarak Ölmeyen Kemik yetişimine başladı.

 


Altı saatin sonunda içerisinden çatırdama sesleri yükseldi. Açılan gözleri altın ışıklar saçıyor, bedeni bir ılıklıkla doluyordu. Beden gücü tamamen onarılmış olmasa da defansif kabiliyeti yeni bir sıçrama yapmıştı!

 


“Sertleştirilmiş Kemiklerin yedinci katmanı…” diye heyecanlı bir şekilde mırıldandı. Fakat tam yeni gücünü deneyecekken ifadesi değişti, bakışları Hayalet Kral Orkidesine çevrildi.

 


Yükselen siyah ışıltıya bakılırsa çiçek, açmak üzereydi!

 

#Eveeet çiçek açmak üzere, yani ibrikteki maceramızı tamamlamak üzereyiz. İnanılmaz karlı bir aktivite oldu. Hem çırağımızın ruhunu bulduk hem de bir sürü seçilmişin gücünü çekerek misler gibi güçlendik. Gerçi yüz küsür seçilmişi çantamıza atıp buradan çıktığımızda bizi neler bekliyor olacak onu pek hayal edemiyorum ama olsun, biz neleri atlattık 
E bakalım bizi neler bekliyormuş, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr