Bölüm 695 : Herkesi Ezip Geçmek!

avatar
3175 31

A Will Eternal - Bölüm 695 : Herkesi Ezip Geçmek!


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun içerisinde bulunduğu dünyanın özelliklerinin son derece bilincindeydi. İnsanlar öldükten sonra ruhları Yeraltı Nehrine girer, sonra da Yaban Arazilerin herhangi bir noktasında belirirdi.

 

Bai Hao’nun ruhunun Yaban Arazilerin neresine düştüğünü de sık sık merak ederdi… Ama onu bulma ihtimalinin imkansız olduğunu düşünmüştü. Okyanusta iğne aramak gibi bir şeydi, bir yarı tanrı bile bu işin altından kalkamazdı.

 

Arada bir Bai Hao’nun ruhunu geri getirme fikri aklına gelir ve o fikir çabucak pişmanlık dolu bir iç çekişe çevrilirdi.

 

Peki tamamen beklenmedik bir şekilde Bai Hao’nun ruhuna Ruh Büyücüsü İbriğinde denk geleceğini nereden bilebilirdi ki!?!?

 

O artık bir kinci ruhtu. Delilik ve açgözlülük doluydu, hayatta taşıdığı görünümle birebir aynı değildi, uğursuz bir ölüm aurasıyla doluydu. Fakat Bai Xiaochun onun Bai Hao olduğunu ilk bakışta anlamıştı!

 

Sonuçta Bai Xiaochun, ona bu dünyadaki herkesten daha yakındı. Hem kendisinin çırağıydı hem de Yaban Arazilerdeki şu anki mevki ve statüsüne ulaşmak için onun kimliğini kullanıyordu.

 

Bai Xiaochun sersemlemiş durumdaydı. Aslında insanların kendisine hücum ettiğini unutmuş değildi ve bir an olsun yavaşladığı takdirde etrafının sarılması mümkündü.

 

Ama yerinde kalakalmıştı. Bu fırsatı pas geçemezdi. Sonuçta Bai Hao’nun ruhunun Ruh Büyücüsü İbriğinde olduğunu bilmek tek başına işe yaramazdı. Normal şartlarda onu belli bir alanda aramak bile zor bir işti. Ayrıca ruhu burada ölecek olursa ömrünün geri kalanı boyunca bunun pişmanlığını taşırdı.

 

Tabii ki Bai Hao’nun ruhunun inanılmaz bir tehlike arz ettiğinin de farkındaydı. Herhangi biri gerçeği öğrenecek olursa kimliği ifşa olur, herkesin tanıdığı Bai Hao’nun aslında Bai Xiaochun olduğu açığa çıkarsa da çok büyük bir problem doğardı.

 

Muhtemelen şu anda yapılabilecek en iyi seçim Bai Hao’nun ruhunu görmezden gelip buradan ayrılmaktı. Sonuçta birinin onu fark edebilme ihtimali olsa da son derece düşüktü.

 

Bir başka seçenekse o ruhu yok etmekti. Bu sayede Bai Xiaochun’un hikayesinde hiçbir pürüz çıkmayacağı garantiye alınmış olurdu. Ama Bai Xiaochun bu seçeneği değerlendirmeye dahi almamıştı.

 

Şu anda aklında tek bir düşünce dönüyordu. O ruh kendisinin çırağıydı! Ömrü boyunca edindiği ilk çıraktı! Ve ona rastlamışken onu kurtarma fırsatını bir kenara atmasına imkan yoktu!

 

Bu yüzden hiç tereddütsüz yerinde dönerek Bai Hao’nun ruhunun bulunduğu noktaya sıçradı. Tabii ki ruhlar tarafından fark edilmiyordu, bu yüzden bir kargaşa yaratmadan içlerine daldı. Bai Hao’nun da dahil olduğu ruhlarsa açgözlü bir şekilde Yabani seçilmişlere doğru ilerlemekle meşguldü.

 

Fakat Bai Hao’nun ruhu daha hızlanamadan Bai Xiaochun tarafından yakalanarak ruh istifleyen pagodaya atıldı.

 

Ve Bai Xiaochun iyice gergin bir şekilde kendisine hızla yaklaşmakta olan iki ışık huzmesine döndü.

 

Yani Zhou Hong ve Li Tiansheng’e!

 

“Bai Hao!!” diye kükreyen Zhou Hong, Ruhun Başlangıcının büyük çemberi gücüyle dört bir yana yayılan yıkıcı dalgalanmalar doğurdu. Ardından tutmakta olduğu yeşim kağıdı ezerek etrafı kaosa sürükledi, tüm ışınlanmaların önüne geçti.

 

Eylemleri akıcı bir tecrübeyle gerçekleşmiş, sesiyse gök gürültüsü misali yükselmişti.

 

Ardından bir anda Bai Xiaochun’un önünde belirerek etrafında siyah ışık huzmeleri savurdu. Bu huzmeler de korkutucu bir deva aurasıyla Bai Xiaochun’a doğru hareketlendi. Bunun babası, yani Dokuz Dingin Kralı tarafından kendisine sağlanan bir koz olduğu ortadaydı.

 

Arkasındaki Li Tiansheng ise gözlerinde uğursuz bir soğuklukla kasten yavaşlamıştı. Parmağını sallayarak yaydığı beş renkli zehirli gaz, dokunduğu ruhları bile ıstırap çığlıkları eşliğinde yok etmekteydi.

 

Alandaki diğer yetişimcilerse Zhou Hong’u görmenin verdiği mutlulukla çabucak Bai Xiaochun’u çevrelemeye, uzaklaşmasını engellemeye çalışmaya koyulmuştu. Tek yapmaları gerekenin onu birazcık geciktirmek olduğunu biliyorlardı, diğer seçilmişlerin yetişmesini sağladıkları takdirde öldürme işini onlar üstlenebilirdi.

 


Bai Hao şu ana dek sergilediğinden daha güçlü olsa bile sorun yoktu. Sayı üstünlüğü onlardayken bir deva bile karşılarında güçlü kalamazdı.

 

Bai Xiaochun da bu gerçeğin en az onlar kadar farkındaydı. Zhou Hong’un silah olarak kullandığı ışık huzmeleri son derece tehlikeli görünüyordu. Bu yüzden hem beden hem de yetişim gücüne başvurarak yumruğunu savurdu. Çıkan borayla alandaki her şey titremeye başlamış, Zhou Hong’un ifadesi de titreşmişti. Kendisini savunmak için siyah ışıklarını çabucak geri çekti. Ve gerçekleşen patlamanın ardından bir ağız dolusu kan kustu, olup bitenlere inanamamıştı.

 

“Nasıl bu kadar güçlü olabilir!?” Zhou Hong’un gözleri tamamen kan çanağına dönmüş ve meydan okuma dolu bir delilik taşımaya başlamıştı. Bai Xiaochun’u kesmeleri için yeraltı dünyasına ait ışıltılar taşıyan yeni siyah ışık huzmeleri gönderdi. Fakat Bai Xiaochun bu defa yana kayarak Zhou Hong’u aştı ve arkasındaki bir orta seviye Ruhun Başlangıç yetişimcisine yöneldi.

 

Aynı zamanda Ebedi Şemsiyeyi çıkarttı ve hiç tereddütsüz Miao Lin’er’e sapladı.

 

Yaşam gücünün çekilişi karşısında çığlıklar atan kızın güzel yüzü ufalmaya başlamıştı. Bai Xiaochun’un Ölmeyen Kemikleriyse gümbürdüyordu, Xiaochun yeni yaşam gücü kaynağı sayesinde neredeyse Sertleştirilmiş Kemiklerin ikinci katmanının büyük çemberine dek ulaşmıştı.

 

Miao Lin’er’in tek başına buna kadir olması Bai Xiaochun için büyük bir şoktu. Belli ki kızın yaşam gücü diğerlerinin fazlasıyla ötesindeydi.

 

“Acaba bu küçük hanım hangi tekniği yapıyor da bu kadar çok yaşam gücü var?” diye mırıldandı. “Kıyafetlerinin açıklığına bakılırsa şeytani bir teknik olmalı!”

 

Tabii ki her şey bir kıvılcım çakacak sürede gerçekleşmiş, Miao Lin’er’i çantasına atan Bai Xiaochun orta seviye Ruhun Başlangıç yetişimcilerine doğru ivmelenmişti. Onlar ilahi kabiliyet bombardımanına başlarken de Ebedi Şemsiyeyi açarak önce kendisini savundu, sonra da şemsiyeyi etraftaki yetişimcilerden birine sapladı.

 

Bedeni kurumaya başlayarak çığlıklar atan yetişimciyi işi biter bitmez çantasına fırlatan Bai Xiaochun bir sonraki hedefine geçti. Bu sırada öfkesi iyice alevlenen Zhou Hong onu takip ediyor ama onun kadar hızlanamıyordu. Fakat Bai Xiaochun’un dört yetişimcinin yaşam gücünü çekişinin ardından bir büyü hareketiyle tüm siyah ışık huzmelerini birleştirerek koca bir mızrak şeklinde Bai Xiaochun’a gönderdi.

 

Bir deva aurası içeren mızrağı gören Xiaochun ise soluğu kesilmiş bir şekilde kendisini savunmak adına kaplumbağa tavasını çekti. Bir patlama işitilirken yirmi otuz metre kadar geriledi, sonra da Ebedi Şemsiyeyi kaçınacak kadar hızlı hareket edemeyen bir seçilmişe sapladı.

 

Seçilmişi çığlıklar eşliğinde kurutarak çektiği yaşam gücü sayesinde de Sertleştirilmiş Kemiklerin mevcut katmanının büyük çemberine dek ulaştı.

 

Her şey öyle hızlı gerçekleşmişti ki etraftaki seçilmişlerin doğru düzgün nefes alacak vakti dahi olmamıştı. Ayrıca hiçbiri Bai Xiaochun’a yaklaşmaya cesaret edemiyor, hepsi geri çekiliyordu. Xiaochun’un eşsiz mücadele metotları herkesi bütünüyle sarsıyordu.

 

“Benimle teke tek dövüşmeye cesaretin var mı, Bai Hao?!?!” diye kükreyen Zhou Hong ona giderek yaklaşmakta, Li Tiansheng ise beti benzi atık bir şekilde geri çekilmekteydi, Bai Xiaochun’un tuhaf şemsiyesinden korkmuştu.

 

“Sakin ol. En güçlü yumruk saldırımı deneyebilmek için seni sona bırakacağım.” Bai Xiaochun bu sözlerin ardından Zhou Hong’u hiçe sayarak kaçmakta olan Li Tiansheng’e döndü ve dudakları bir sırıtışla şekillenirken ayağını kaldırarak harekete geçmeye hazırlandı. Zhou Hong’un ezmiş olduğu yeşim kağıt yüzünden Ölmeyen Uğursuzluk kullanamayacak olsa da beden gücü ışınlanma seviyesinde bir hız sağlamaya yeterdi. Böylece ayakları yere değer değmez ardışık imgeler halinde doğruca Li Tiansheng’e atıldı!

 

Az önceki sırıtışı Li Tiansheng’in kafatasını karıncalandırmıştı. Zihni uyuşan genç adam daha da hızlı bir şekilde kaçıyor, bir yandan da ellerini sallayarak yeni zehirli gazlar saçıyordu. Bu gazlar da çabucak yedi renkli bir kafatasına dönüşerek tüketme niyetiyle Bai Xiaochun’a atıldı.

 

Lakin Bai Xiaochun yedi renkli kafatasını hiç umursamadı ve on dört kat ruh güçlendirme geçirmiş birkaç nesnenin yardımıyla aşıp geçti. Sonra da doğruca Li Tiansheng’in önünde belirdi.

 

“Zehirle oynamak gerçekten bu kadar eğlenceli mi…?” derken Ebedi Şemsiyeyi Li Tiansheng’in göğsüne doğru savurdu. Adamın bağırışıyla birlikte bedeninde kırmızı bir ışıltı oluştu ve sayısız defansif büyülü nesne kendisini gösterdi. Fakat tam da o anda Bai Xiaochun’un gözlerinde beliren renkli ışıltı Li Tiansheng’in yetişim basamağını kaosa sürükledi. Ve adam bir anda yavaşlarken dehşet verici bir şekilde… Ebedi Şemsiye bedenine saplandı. 

 

Bedeni kuruyor, yaşam gücü onu terk ederek Bai Xiaochun’a akın ediyordu. O gücü kemiklerine dolduran Bai Xiaochun ise ürperiyor, bedeninden gümbürtü sesleri yükseliyordu. Ayrıca gözlerinin derinliklerinde altın bir ışıltı görünüyordu. Ölmeyen Kemikleri… Sertleştirilmiş Kemiklerin üçüncü katmanına geçmişti!!

 

İçi ılık, hoş bir hisle dolarken beden gücünün defansif olarak yükseldiğini anında fark etmişti. Ve daha da heyecan verici şekilde, artık Ölmeyen İmparator Yumruğunun minimum gerekliliğini karşılayabiliyordu!

 

Bu esnada ıslık sesleri eşliğinde Gongsun Yi, Xu Shan, ikinci prens ve Chen Manyao peşlerinde yeni seçilmişlerle alana varmak üzereydi.

 

“Durdur onu, Zhou Hong!!”

 

“Kaçmasına izin verme!!”

 

Li Tiansheng’in yakalanışını izleyen ve yaklaşan seçilmişlerin çığlıklarını dinleyen Zhou Hong’un öfkesi daha da alevlenmişti. Başını arkaya atarak kükreyen genç adam, etrafında yeni siyah ışıklar belirtti. Artık kozlarından birine başvuracak derecede öfkeliydi. 

 

Yer ve göğü dolduran gümbürtüler eşliğinde siyah ışıkların hepsi Bai Xiaochun’u hedeflemişti!

 

Bai Xiaochun derin bir nefes alarak yumruklarını sıktı. Ardından gözleri ışıldarken aurası geri çekildi. Bedenindeki tüm yaşam belirtileri silinirmiş gibiydi. Aynı zamanda yumruğunun etrafında da siyah bir anafor oluşmaktaydı.

 

İşte o anaforda herkesi korkudan deliye döndürecek, tarifsiz ürperticilikte dalgalanmalar görünüyordu!

 

Evet, Bai Xiaochun Ölmeyen İmparator Yumruğunun başlangıç pozisyonunu alıyordu!

 

#Vallahi meyveyi alır mıyız, alsak bize bir faydası dokunur mu, kral bize koklatır mı falan bilemiyorum ama buraya gelmemize değdi. Mükemmel bir şans eseri Bai Hao'nun ruhunu bulup cebe attık. Ayrıca kaçırıp 'şemsiyelediğimiz' bir sürü seçilmiş sayesinde kemikleri de giderek geliştiriyoruz. Şimdiden üçüncü katmana ulaşıp yeni yeteneğimizi kullanmaya hazır hale geldik bile. E öyleyse siftahı yapalım arkadaşlar, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr