Bölüm 693 : Civcivleri Yakalayan Kartal...

avatar
3201 33

A Will Eternal - Bölüm 693 : Civcivleri Yakalayan Kartal...


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun harekete geçer geçmez Küçük Tanrıkurtla karşılaştığı yerde yedi sekiz figür belirmişti. Büyü tekniklerinin dalgalanmaları ve kanlar hala havada asılı haldeydi. Bu manzara karşısında surat ifadeleri değişen figürler kısa bir konuşma sonrasında etrafa dağıldı.



Bu esnada Bai Xiaochun sislerin arasında hızla ilerliyor, dudaklarını yalarken gözleri delilikle ışıldıyordu. Küçük Tanrıkurt yakaladığı ilk yetişimci değildi, sekizinciydi.



“Bu sana, bana saldırmadan önce şekil değiştirmek neymiş öğretir!” diye düşünerek soğuk bir şekilde homurdandı. Küçük Tanrıkurt da dahil olmak üzere yakaladığı tüm yetişimcilerin icabına tek bir yumrukla bakmıştı. Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcına ulaştığı günden bu yana insanlarla ilk kez mücadele ediyordu. Ve bu sayede yeni yetişim basamağının harika yönlerini keşfediyordu.

 

“Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcımla diğer tüm ruhun başlangıç tiplerini bastırabiliyorum… Saldırdığım tüm seçilmişlerin yetişim basamakları yok olmanın eşiğine geldi.” Son mücadelelerini gözden geçirmiş, Küçük Tanrıkurdun yetişim basamağının bile istikrarsızlaştığını görerek bu teorisini teyit etmeye karar vermişti.


Hızla ilerlerken ise ansızın ifadesinin titreşişiyle yön değiştirdi. Sağ tarafta kalabalık bir kinci ruh grubu tarafından kovalanan iki Yabaniyi gözüne kestirmişti.



“Siz ikinizle ufak bir test yapacağım.” Kıs kıs gülerek az önce gözüne takılan iki seçilmişe doğru ivmelendi. Seçilmişlerin suratları asılmıştı fakat tam ağızlarını açmak üzerelerken Bai Xiaochun parmağını şaklattı ve onlara doğru bir rüzgar savurdu. İkisi de Ruhun Başlangıcının orta evresindeydi, yani kendilerini savunabilmeleri gerekirdi. Fakat Bai Xiaochun’a denk olmaları ne mümkündü! Onun büyü teknikleri karşısında yetişim basamakları bastırılmış, doğru düzgün kullanmaları zorlaşmıştı.



Ve ikisi de herhangi bir şey yapamadan, ağızlarından kanlar fışkırarak geriye doğru sendelemeye başladı. Bu noktada Bai Xiaochun tekrar harekete geçti, uzandı ve ikiliyi yakaladı.



Onları bir güzel mühürleyip çantasına attıktan sonraysa sırıtmaya başladı. Az önce ikilinin yetişim basamaklarını yakından gözlemlemişti ve an itibarıyla Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcının sahiden de diğer tip ruhun başlangıçları üzerinde ezici bir baskı yaydığına emindi.



“Cennetler! Kim bu kadar güçleneceğimi düşünürdü ki!?!?” Bu heyecanla arkasını dönerek farklı bir yöne yöneldi.



Artık Ruh Büyücüsü İbriğindeki Yabaniler av olmuştu, Bai Xiaochun ise avcı. Tek tek her birini civcivlere çullanan bir kartal misali yakalıyordu.




Kalabalık gruplara denk geldiğindeyse onları pas geçiyor, yalnız avları tercih ediyordu. Bu tip hedeflerde havayı dikkat çekici gümbürtüler dolduruyordu. Fakat mücadeleyi çok hızlı şekilde kazandığı ve tam hızla kaçtığı için hiç kimse ona etrafını saracak kadar bile yaklaşamıyordu.



“Lanet olsun, bu Bai Hao şu siste nasıl böyle rahatça hareket edebiliyor?!?!”

 


“Şimdiden onu aşkın kişi kayboldu…”



“Herkese birlikte ilerlemeleri gerektiğini söyleyin. En az beş kişilik gruplar oluştursunlar!”
Ruh Büyücüsü İbriğindeki hemen hemen tüm yetişimciler Gongsun Yi, Zhou Hong veya Xu Shan’dan emir alıyordu. Dolayısıyla mesajlar gönderilir gönderilmez herkes çok daha temkinli bir hale gelmişti.



Tabii bu durum Bai Xiaochun’u tedirgin etmişti. Beş kişiyi aynı anda kaçırmak mümkün olsa da işler uzayacaktı. An itibarıyla sislerin arasında hızla ilerlemekte ve acaba maskemle görünüşümü değiştirip insanları şaşırtsam mı diye düşünmekteydi. Tam da o an da suratı ışıldadı.



“Başıboş biri!” Uzaklarda tek başına etraftaki kinci ruhları katleden iriyarı bir herif görmüştü. O herif… Zhao Dongshan’ın ta kendisiydi.



“Bayağı uzakta. Ufak çaplı bir ışınlanma kullanmayı denese bile çok uzun süreceği kesin…” Bu düşünceyle çantasından bir yay çıkarttı.



Tabii Bai Xiaochun’un Zhao Dongshan’ı gördüğü saniyede Zhao Dongshan da Bai Xiaochun’u görmüştü.



Zhao Dongshan şoktaydı; pek çok kişinin kaybolduğunu duyunca bazı yoldaşlarına katılmak için yön değiştirmişti. Ama etrafını saran bir ruh grubuyla baş etmek zorunda kalmış ve bu esnada içi engin bir kriz hissiyle dolmuştu. Bu krizin kaynağıysa ilahi hisleri değildi, yetişimini yaptığı özel bir teknikti, yani bedensel tehlike hissi!



Korku dolu bir şekilde Bai Xiaochun’a bakan genç adam, ufak çaplı bir ışınlanma başlatmaktan yana hiç tereddüt etmedi. Ancak daha tamamlayamadan önünde şok edici bir enerji taşıyan bir ok belirdi ve ok bedenine ulaşamadan patladı.



Patlamanın doğurduğu yoğun güç, anında bir kaos ortamı yaratmıştı.

 


“Ruhu güçlendirilmiş bir ok!!” Ağzının kenarlarından kanlar sızan Zhao Dongshan, bu okun en az on kat ruh güçlendirme geçirdiğini fark etmişti. Yalnızca böyle bir ok ışınlanmaları bölecek uzaysal çalkalanmalar yaratabilirdi.



Genç adam gözlerinde beliren bir çaresizlikle geri çekilmeye çalıştı. Fakat o dehşet içerisinde izlerken Bai Xiaochun yayını çekerek her biri inanılmaz bir hızla ilerleyen yedi ok daha gönderdi.



“Bai Hao!!”
diye bağıran Zhao Dongshan ışınlanma şansı olmadığı için bedeni elverdiğince hızla kaçmaya çalıştı.



Önceleri Bai Hao’yu küçük görüyordu. Ama sonrasında onu kuşatmaya çalışanlar arasında ilk darbe yiyen olmuştu ve göğsü o darbenin etkisiyle hala acıyordu. Bu yüzden şu anda onunla bir mücadeleye girmeye niyeti yoktu. Lakin oklar, o daha geri çekilme fırsatı bulamadan patlamaya başlamıştı.



Patlamalar kaosu iyice arttırırken ağzından kanlar fışkıran genç adam tedbiri elden bırakarak tam hızla kaçmaya yeltendi. Ama Bai Xiaochun’a kıyasla fazla yavaştı. Bai Xiaochun çoktan agresif bir tavırla aradaki farkı kapatmaya başlamıştı.



Zhao Dongshan’ın kendisine saldıran ilk kişi olduğunu anımsamak Bai Xiaochun’u çok sinirlendiriyordu. “Kendini çok mu sert sandın, ha? Kahretsin! Ne cüretle Lord Bai’ye saldıran ilk kişi olursun! Lord Bai seni ölümüne dövsün de gör!”



Hiç tereddütsüz yıkıcı bir yumruk savurarak dört bir yanda sağır edici gümbürtüler yankılanmasına yol açtı. Tozlar ortadan kalktığında Zhao Dongshan kaçırılmış, Bai Xiaochun ise hızla yola düşmüştü.



Xiaochun’un kalbi heyecandan küt küt atıyordu. Bu kedi-fare oyunundan kesinlikle çok keyif alıyordu.



“Ne ahmak sürüsü ama! Tek bildikleri insanlara karşı çeteleşmek. Hmmmphh! Hangisi Lord Bai’yle teke tek çarpışmaya cesaret edebilir!?” Gerçekten göklerin altında eşi benzeri olmadığını hissederek parmağını şaklattı ve gururlu bir şekilde ilerlemeyi sürdürdü. Çok geçmeden de kalabalık bir kinci ruh sürüsüne denk geldi, içlerinden çarpışma sesleri yükselmekteydi.



“Bir talih kuşu daha. Kartalın pençesine yeni civcivler takılıyor…”
Dudaklarını yalayarak dikkatlice yaklaşmaya başladı ve kinci ruhlar tarafından çevrelenmiş olan beş Yabaniyi fark etti. An itibarıyla beşli grup açığa çıkmak üzereydi. Dördü Ruhun Başlangıcının orta evresindeydi, biriyse son evrede. Yani güçlerinin birleşimi inanılmazdı ve kinci ruhlardan kurtulmalarına ramak kaldığı ortadaydı.



“Burada kinci ruhları kontrol edemiyor olmam ne kötü. Aksi takdirde işler çok daha kolay olurdu!” Bu düşünceyle iç çekerken aklına on beş renkli ateş yaratmak geldi. Gözleri titreşti, kıs kıs güldü ve yetişim basamağı dalgalanmalarını gizleyerek seçilmiş grubuna yaklaşmaya başladı.


Çok geçmeden yoğun gümbürtüler yükseldi ve gökte kırmızı bulutlar belirdi. Evet, bu bulutlar Bai Xiaochun’un Bai Klanında bulduğu özel ilahi kabiliyetin ta kendisiydi. Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcına ulaşınca bu kabiliyeti yitireceğini düşünmüş ama beklenmedik bir şekilde tam tersi gerçekleşmiş, kullanması çok daha kolay olmuştu. Alev denizinin belirişiyle kinci ruhlar dağıldı. Sonu gelmeyen alevlerin üzerlerine çullanışını gören beş seçilmişinse suratları asıldı. Tabii grup anında kaçmaya yeltendi fakat tam da o anda Bai Xiaochun elinde mızrağıyla karşılarında belirerek tüm gücüyle ateş yağmurunun arasında dans etmeye başladı…



Havayı patlamaların doldurduğu on nefeslik sürenin ardındansa Bai Xiaochun da beş seçilmiş de ortadan kayboldu. Ateş yağmuru ise hala yıkıcı bir güçle yağmaya devam etmekteydi.



Ruh Büyücüsü İbriği boyutu tamamıyla kaosa sürüklenmişti. Yabani Seçilmişler iliklerine dek sarsılmış durumdaydı ve artık herkes, içlerinden yaklaşık otuz kişinin kaybolduğunun bilincindeydi.


Bai Hao haddinden fazla hızlıydı. Hiç kimsenin onu kuşatma şansı olmuyordu ve dahası, şok edici bir şekilde şeytani hayaletler bile onun farkına varamıyordu.



Herkes öfkeli, hayal kırıklığına uğramış ve şaşkındı. An itibarıyla Bai Xiaochun’un intikam planı son derece sorunsuz şekilde işliyordu.


Bu noktada kalan seçilmişler dört ana gruba ayrılmıştı, liderleriyse Gongsun Yi, Zhou Hong, Xu Shan ve ikinci prensti.


Tabii ki bu uzun vadeli bir strateji değildi. Sonuçta Bai Xiaochun’un peşine düşmeleri gerekliydi. Aksi takdirde bu çıkmaz çok uzun sürer ve hiç kimsenin meyveyi alma şansı olmazdı.



En nihayetinde ayrılmaları gerektiğini fark etmişlerdi ama ne yazık ki bir ağ şeklinde yayılmak Ruh Büyücüsü İbriğine pek uygun değildi. Ortamda haddinden fazla şeytani hayalet ve kinci ruh vardı. Bu yüzden arada bir beliren şeytani hayaletlerle çarpışmak için de olsa birlikte kalmaları gerekiyordu.



Dört ana grubun da kendince yöntemleri vardı. Örneğin ikinci prens, Chen Manyao’nun da içlerinde bulunduğu birkaç düzine kişiyle birlikte arayışını sürdürüyordu.



Gongsun Yi, Zhou Hong ve Xu Shan ise genel olarak son derece özgüvenli olmalarına rağmen yanlarında üç dört kişi bulunduruyordu. Geri kalan yetişimciler de aşağı yukarı onar kişilik gruplar halinde ilerliyordu. Bu sayede herkes Bai Xiaochun’a rastladıkları takdirde onu alt edebileceklerinden emin olmuştu.

 

#Siz emin olabilirsiniz ama ben onu alt edebileceğinizden pek emin değilim canlarım, üzgünüm... 'Civcivlerin' durumu pek iyi görünmüyor, gruplara ayrılarak kartalımızı engelleyemezler 
Yine de işimizin biraz zorlaşacağı kesin. Bu arada bir sonraki bölüme göz gezdirdim ve sonunun sürprizli olduğunu söyleyerek size ufak bir spoiler vermek istedim. Hadi siz birazcık merak edin, orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr