Bölüm 687 : Endişelenmeyin, Majesteleri!

avatar
3655 31

A Will Eternal - Bölüm 687 : Endişelenmeyin, Majesteleri!


Çevirmen : Clumsy 

 

Dev Hayalet Kralın ilahi hisleri her gün Dev Hayalet Şehrinin tamamını inceleyebileceği güçte değildi. Hele kendisini planlarına kaptırmışken bunu gerçekleştirmesi iyice zordu. Bu yüzden Bai Xiaochun’u çağırdıktan sonra planını tamamen değiştirmeye koyulmuştu.

 


Hayalet Kral Orkidesinin meyvesi kendisi için çok önemliydi. Önceki hiçbir Dev Hayalet Kral onun kadar ilerlememişti. Şu ana dek dört meyve toplamıştı ve beş element için tek bir meyveye daha ihtiyacı vardı. Seti tamamladığında yetişimini yaptığı tekniğin zayıflıklarını ortadan kaldırabilecekti.

 

Bu yüzden herhangi bir aksaklık ihtimalini kabullenmeye gönlü yoktu. O meyveyi alabileceğinden yüzde yüz emin olmalıydı. Sonuçta meyve bir başkasının eline geçerse pasif pozisyona düşecek ve beklenmedik sonuçlar doğmasının önüne geçemeyecekti.

 

Kendisi için en uygun sonuç, meyveyi kendi imkanlarıyla elde etmek olacaktı.

 

Dev Hayalet Kral bu meselelerle boğuşurken iki gardiyan dönmüş ve Bai Xiaochun’un yarım yıllığına inzivaya çekildiği haberini vermişti…

 

Karşılığında kralın gözleri irileşti ve öfkesi alevlendi. Hızla ayağa sıçradı, ortadan kayboldu ve Bai Xiaochun’un konutunun önünde belirdi. Sonra da Bai Xiaochun’un inziva alanını koruyan büyü formasyonunu tamamen hiçe sayarak içeriye adımını attı.

 

İçeri girer girmez de beti benzi atık, gözlerine perde inmiş şekilde göğsüne bastırarak ağızlar dolusu kan kusan Bai Xiaochun’u gördü… Xiaochun inziva alanında birini gördüğüne şaşırmış gibi görünse de zar zor ayağa kalkmış, kollarını kavuşturarak eğilmişti.

 

“Selamlar, Majesteleri.”

 

Bai Xiaochun’un kustuğu kan miktarını ve inanılmaz güçsüz duruşunu gören Dev Hayalet Kral biraz şaşırmıştı. Onu ilahi hisleriyle tarayıp yetişim basamağındaki istikrarsızlıkları gördüğündeyse yüz ifadesi sertleşti.

 

“Bu nasıl oldu?” diye homurdandı.

 

“Majesteleri…” diyen Bai Xiaochun acı bir gülümsemeyle kafasını salladı. Ardından derin bir nefes aldı, dudaklarındaki kanı sildi ve sesini alçaltarak devam etti. “Mütevazı hizmetkarınız sizin için cehennemden ve soğuk sulardan geçti. Ne yazık ki yetişim basamağım yeterince güçlü değildi ve Ruhun Başlangıcına fazla aceleci geçişim yüzünden bazı hatalar yaptım…”

 

Sesi güçsüz bir şekilde titriyor olsa da gözleri kararlılıkla ışıldıyordu.

 

“Ama endişelenmeyin, Majesteleri, yalnızca yarım yıla ihtiyacım var, sonrasında normale döneceğim!” Çaba sarf eder gibi görünerek sözlerini vurgulamak adına göğsünü tokatladı ve kralı için ölmekten yana hiç tereddüt etmeyen biri görünümü çizdi. Tabii bir yandan da kralı gizliden gizliye süzüyor, ne olursa olsun herhangi bir tehlikeye atılmayacağına dair yeminler ediyordu. Kendisi için en güvenli yerin Dev Hayalet Şehri olduğu kesindi…

 

Dev Hayalet Kral, ifadesi değişerek bu meseleyi düşündü. Ve Bai Xiaochun’u baştan aşağı süzdükten sonra her şeyin fazla tesadüfi olduğunda karar kıldı. Tam da Hayalet Kral Orkidesi açmışken ve tüm seçilmişler ayaklanırken Bai Hao’nun yetişim basamağı ansızın sorun yaşamıştı, öyle mi? Fakat Bai Xiaochun’un sözlerini sorgulamaya vakti yoktu. Bu yüzden elini sallayarak bir tıbbi hap çıkarttı.

 

Bembeyaz, ışıl ışıl bir haptı. İçerisinde bir ejderha imgesi görünen bu hap şok edici bir tıbbi aroma yayıyordu. Bunu gören Bai Xiaochun’un gözleri irileşmiş ve hatta soluğu kesilmişti. Yaban Arazilerde ilk defa bir tıbbi hap görüyordu.

 

Bir büyükusta simyacı olarak bu hapın tedavi maksatlı kutsal bir ilaç olduğunu anında anlamıştı. Tanrısal Eser Haplarının bile ötesinde, tamamen eşsiz bir şeydi!

 

Böyle bir hap, bırakın tıbbi hapların var olmadığı Yaban Arazileri, Cennetkarışı Nehri kesiminde bile nadir görülürdü. Dev Hayalet Krala ait bir hazine olduğu barizdi.

 

“Bu hapın adı Cennetlerin Talih Hapı. Kişi bu haptan ömrü boyunca yalnızca dokuz tane tüketebiliyor, benim zayıflama periyodumun bu kadar kısa sürmesinin sebebi de tek seferde dokuz adet tüketmiş olmam. Bu haptan tüketen kişi tek bir nefeste bütün yaralarından tamamıyla kurtulur.

 

“Bir dakikanı ayırıp düşün. Ağır yaralı olsan bile, istesen de istemesen de bu göreve gideceksin. Eğer hapı almayı reddeder ve görevde başarısız olursan sana sorun yaratmam. Ama hapı alıp tüketirsen görevinde başarılı olmak zorundasın!” Dev Hayalet Kral tartışmaya yer vermeyecek şekilde konuşmuş ve ışıl ışıl gözlerle Bai Xiaochun’a baktıktan sonra parmağını sallayarak hapı ağzına doğru göndermişti.

 

Korkudan ürperen Bai Xiaochun ise uzanarak hapı yakalamayı başardı. Ve ağlamanın eşiğine gelmiş şekilde krala döndü. İçten içe lanetler okusa da seçim şansı olmadığını biliyordu. Dev Hayalet Kral bu kadar kararlıyken sözlerinin doğruluğundan şüphe duyamazdı: bu göreve istese de istemese de gidecekti…  

 

Tüm bu mesele yüzünden haksızlığa uğramış hissetse de bunu suratına yansıtmadı. Bu sırada bedeninden ani çatırdama sesleri yükseldi ve az önce istikrarsız olan yetişim basamağı bir anda normale döndü.

 

“Endişelenmeyin, Majesteleri, bu görevde kesinlikle başarılı olacağım!” dedi yüksek sesle.

 

“İyileştin mi?” diyen Dev Hayalet Kralsa gözlerini kısarak gülümsedi.

 

“Eee? Benden önce fark ettiniz, Majesteleri! Vaay, bu harika! Yetişim basamağı ilerleyişim sizin sayenizdeydi ve şimdi de yine sizin sayenizde iyileştim! İki gelişme de sizinle yüz yüze görüştüğüm için oldu! Majesteleri, kudretiniz tüm yaratımların ötesinde, en yüksek göklerde süzülen bir ejderha gibisiniz. Tek bakışınız kutsal bir iyileşme hapını tüketmeye bedel!” Bai Xiaochun tüm bu iltifatları olabildiğince içten şekilde ve azıcık olsun kızarmadan sıralayıvermişti.

 

Dev Hayalet Kralsa Bai Xiaochun’un ne yaptığını gayet iyi bilerek iç çekti. Ve kurnazlığı konusunda endişelenmeden takındığı ciddi ifadeyle olacaklar hakkında bilgi vermeye başladı.

 

Bai Xiaochun da halinden memnun bir şekilde dikkatini verdi ve açıklamalar sona erdiğinde rahat bir nefes aldı. Sonuçta bu kadar harika biri olarak kendisine hamle etmeye kalkan herkesi ezip geçebilirdi.

 

Yine de dinledikçe gözleri irileşmiş, herkesin Dev Hayalet Krala karşı birlik oluşunu düşündükçe kalp atışları hızlanmıştı.

 

“Burada bir sürü göksel kral varisinden ve Baş İmparator Şehrindeki klanların, asillerin seçilmişlerinden bahsediyoruz! Hepsi Ruhun Başlangıcına deva yaratığı ruhlarıyla ulaşmadı ama içlerinde öyle yapanlar da var… Ayrıca hepsi bana karşı birlik olacak…” Çok geçmeden yeniden suratı asılmıştı. Bu müsabakaya gelen tüm yetişimciler güçlü seçilmişlerdi. Bai Xiaochun kendisinin harika olduğunu biliyordu ama bir kaplan bile koca bir kurt sürüsüyle çarpışamazdı. En ufak bir hatasında zavallı küçük canı tehlikeye girebilirdi…

 

“Lanet olsun, neden sadece Ruhun Başlangıç yetişimcileri gidebiliyor ki?! Çoğu Öz Formasyonda olsa ne iyi olurdu…” Ağlamak istiyor ama gözlerinden yaş gelmiyordu. İşin doğrusu şu anki halinden daha güçlü olsa bile kendine tamamen güvenemezdi. Ama Dev Hayalet Kralın suratındaki inatçı bakış, kabul etmekten başka çaresi olmadığını gösteriyordu.

 

Bu sırada onun dalgınlığını fark eden Dev Hayalet Kral iç çekerek, “Yine de üzerinde fazla baskı hissetme. Güvenilir mızrağım ve birkaç Cennetin Talih Hapıyla güvende olursun. Ayrıca Ruh Büyücüsü İbriğinde her şeyin sorunsuz ilerlemesi için bazı ayarlamalar da yapacağım.” dedi.

 

Fakat bu garantiler bile Bai Xiaochun’un suratındaki hüznü silemedi. O noktada Dev Hayalet Kral sesini alçaltarak, “Bizi bağlayan kısıtlayıcı büyüyü unutma. Gerçekten seni öleceğin bir yere gönderir miyim sanıyorsun?” dedi.

 

Bunu duyan Bai Xiaochun’un keyfi biraz yerine gelmişti. Düşündükçe herhangi birinin kendisine problem çıkaramayacağına daha çok inanıyordu. Ayrıca Dev Hayalet Kralın söylediklerine bakılırsa içeride herhangi bir ihtiyaç halinde kendisine yardım edecek insanlar bulunacaktı.

 

Dev Hayalet Kral birkaç garanti daha verdikten sonra Bai Xiaochun’a içerisinde sekiz adet Cennetin Talih Hapı bulunan bir hap şişesi uzattı! Az öncekiyle birlikte sayıları dokuz etmişti!

 

Tüm bu hapları gören Bai Xiaochun’sa kendisine daha da güvenir olmuştu.

 

Dev Hayalet Kral bu başarıyla birlikte oradan ayrıldı ve giderken de Dük Ölümtellalından Bai Xiaochun’a dev hayalet savaş gemisiyle yapacağı Ruh Büyücüsü İbriği yolculuğunda eşlik etmesini istedi.

 

**


Dev hayalet savaş gemisi, göğü inanılmaz bir hızla delip geçen kocaman bir hava taşıtıydı. Ve üzerindeki dev hayalet heykeli korkutucu bir aurayla birlikte siyah ışıklar yaymaktaydı.

 

An itibarıyla Bai Xiaochun güvertede ilgisizce iç çekmekle meşguldü. Yanındaki Dük Ölümtellalı bu dalgın ifadeyi görüp kıs kıs gülerek, “Bu çatık kaşlar neyin nesi, Vekilharç Bai? Üç deva tarafından kovalandığın günden bu yana suratın böyle asılmamıştı.” dedi.

 

“Ne saçmalık ama…” diye düşündü Bai Xiaochun içten içe. Üç deva tarafından kovalanırken başvuracağı bir sürü gizli silahı vardı. Ayrıca Dev Hayalet Kralın birkaç gün içerisinde toparlanacağını biliyordu ve bu büyük riski almaya bu yüzden razı olmuştu. Şimdiki durumsa bambaşkaydı.

 

Fakat güçsüz veya korkmuş görünecek vakit olmadığını da biliyordu. Bu yüzden dimdik durup göğsüne gururla vurarak, “Size öyle gelmiş, Dük Ölümtellalı, suratım asık değildi, yalnızca düşünüyordum! Ve bu ifade çatık kaş değil, öldürme güdüsü!” dedi.

 

Karşılığında Dük Ölümtellalının ifadesi daha da karmaşıklaştı fakat yeni bir yorumda bulunmadı.

 

Ve ikili yolculuğun geri kalanında pek bir şey konuşmadı. En nihayetinde Bai Xiaochun, altlarındaki zeminde kocaman bir kinci ruh grubunun dolandığını fark etti.

 

Onun baktığı noktayı fark eden Dük Ölümtellalı ise kısa bir açıklama yaptı. “Ruh Büyücüsü İbriği her açılışında bir sürü kinci ruhun ilgisini çeker. İçgüdüsel olarak oraya girmeye çalışıyorlar…”

 

Şaşıran Bai Xiaochun, Ruh Büyücüsü İbriğinin sıra dışı ve tehlikeli bir yer olduğuna iyice ikna olmuştu. Ardından iki saat daha geride kaldı ve bu sürenin sonunda savaş gemisi, ibriğin bulunduğu alana ulaştı.

 

Akşam çökmüş, önceki temiz gökyüzü bulutlarla örtülmüştü. Ayrıca uzaklardaki şok edici Hayalet Kral Orkidesini görmek de mümkündü!

 

Sayısız kinci ruh çiçeğin etrafında dolanıyor, yeri ve göğü doldurarak hiç kimsenin yaklaşmaya cüret edemeyeceği bir ortam doğuruyordu.

 

İşin doğrusu Bai Xiaochun erkenciydi, etrafta başka hiç kimse yoktu. Yani ilk gelen o olmuştu.

 

Fakat bu sayede etrafını incelemek için bolca vakti olacaktı. Çok geçmeden orkidenin altındaki kocaman ibriği de fark edebilir hale gelmişti!

 


Simsiyahtı ve olabildiğince antik bir görünüme sahipti. Ayrıca içerisinden dökülen siyah sis, yukarıdaki devasa, sisli Hayalet Kral Orkidesini oluşturmaktaydı.

 

İşte burası Ruh Büyücüsü İbriğiydi!

 

Bai Xiaochun’un soluğu kesilmiş, içi ürpermişti. Bu ibriğin büyülü bir nesne olduğunu anlaması için tek bir bakış yeterliydi…

 

“Ruh Büyücüsü İbriğinin içerisinde farklı bir yer ve gök var.” diye açıkladı Dük Ölümtellalı. “Kökeni bilinmiyor ama bazı efsaneler göklerin ötesinden geldiğini söylüyor. İlk jenerasyon baş imparatora ait bir hazine olduğunu söyleyenler de var. Bu noktada gerçeği belirlemek gerçekten imkansız. Hayalet Kral Orkidesiyse ibrik dünyasının tam ortasında büyüyor.

 

“İçerisi çok büyük fakat tek yapman gereken mekanın tam ortasına ulaşmak, bu sayede çiçeğin büyüdüğü havzayı bulacaksın… Elimizdeki kayıtlara göre Hayalet Kral Orkidesinin olgunlaşabilmesi için sis çiçeğinin oluşumundan sonra belli bir vakit geçmesi gerekiyor.

 

“Senin tek görevin meyveyi eline geçirmek, bunu yapıp dışarı çıktığında seni koruyacağım. Sana saldırmaya veya meyveyi senden çalmaya kalkan olursa da bizzat kral hazretleri bu durumun icabına bakacaktır.

 

“Fakat ibriğin içerisinde bir başınasın.” diyen Dük Ölümtellalı birkaç uyarı ve tavsiyede daha bulundu.

 

Bai Xiaochun iyice gerilmiş olmasına rağmen kendisine her şeyin yolunda olacağını söyleyip duruyordu.

 

Bir müddet sonraysa uzaklarda ışık huzmeleri görülmeye başladı. Kimileri Baş İmparator Şehrinden geliyordu, kimileriyse üç kral şehrinden. Ve bir kısmı da alandaki ışınlanma portallarından yaklaşıyordu.

 

#Eveet yeni bir maceraya atılmak üzereyiz. Haplar bayağı hayat kurtarıcı olacaktır ama sahiden hepsini kullanmamızı gerektirecek kadar kötü bir duruma düşer miyiz acaba? Eh herkes krala karşı birlik olduğuna göre içerideki herkesin bizimkini öldürmeye çalışması da mümkün. Ama bizimki devalardan, üç klandan kaçmış adam yahu, bu veletlerden mi korkacak deyip kendi kendime vereyim gazı. Hadi okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44311 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr