Bölüm 686 : Yine Mi Beni Görmek İstiyor!?

avatar
3520 36

A Will Eternal - Bölüm 686 : Yine Mi Beni Görmek İstiyor!?


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun kehanet ve tersine mühendislik metotları sayesinde on beş renkli ateş konusunda bir hayli özgüven sahibi olmuştu. Fakat ateşi yaratmak yine de sıkı çalışmasını gerektirecek son derece zor bir işti.

 


Neyse ki elinde bir sürü kinci ruh vardı. Art arda teşebbüslerde bulunuyor, her başarısızlığında yeni bir şey öğreniyordu. Başarısızlığının sebebini teşhis edip sorunlara çözüm getirdikçe de ilerleme kaydediyordu. Zaman geçtikçe ateş yaratma konusunda daha da uzman hale gelmişti.

 


“On sefer daha! Başarmak için yalnızca on sefere ihtiyacım var!” O üzerinde çalışacak yeni kinci ruhlar çıkartırken Hayalet Kral Orkidesinin açışı Baş İmparator Şehrinde büyük bir kargaşa doğurmaktaydı.

 


“Hayalet Kral Orkidesi açıyor!! Orkideyi Ruh Büyücüsü İbriğine bizzat ilk jenerasyon baş imparatorun ektiğini söylüyorlar. O çiçeğin meyvesini yersen yaralı bir ilahi ruhu iyileştirip bedenini saflaştırabiliyor, tüm kirliliklerden arınabiliyormuşsun!”

 


“Bir faydası daha varmış. Yetişim basamağını tamamen sıfırlayıp kullandığın tekniklerin yerine yenilerini getirmene olanak tanıyormuş!”

 


“Hayalet Kral Orkidesi meyvesinin ölü ruhları hayata döndürebildiğini de duymuştum!!”

 

Baş İmparator Şehri kısacık bir sürede bin bir türlü konuşmayla dolmuştu. Şehirdeki asiller ve mühim kişiler heyecan doluydu. Hayalet Kral Orkidesi Dev Hayalet Kral için hayati bir önem taşıyor olsa da başkaları için de son derece faydalı olabilirdi. Şehirdeki hemen hemen tüm lüks konutlar canlanmıştı fakat henüz harekete geçen yoktu. Sonuçta Ruh Büyücüsü İbriği imparatorluk klanına aitti ve çiçeğin kaderinde yazan kişiye gideceği duyurulsa da müsabakanın özel kuralları henüz açıklanmamıştı.

 

Lakin açıklanan imparatorluk kararı bu durumu çabucak değiştirmek üzereydi!

 

İmparatorluk klanına ait sekiz cep evreninden biri olan Ruh Büyücüsü İbriği açılmıştı. Ulu gök efendisinin iradesi doğrultusunda oraya yalnızca Ruhun Başlangıç Aşamasındaki yetişimciler girebilecek ve şansını deneyebilecekti, bu aşamanın altındaki veya üstündekilerin girmesi yasaktı!

 

Ayrıca imparatorluk klanı üyelerinden aristokratik ailelere dek her grup, aleme girmek için yalnızca tek bir kişiyi atayabilecekti!

 


Bu karar açıklanır açıklanmaz ardındaki derin anlam çözülmüş ve gözler Dev Hayalet Şehrine çevrilmişti.

 

Bu kararın baş imparator değil de ulu gök efendisi tarafından alındığı ortadaydı. Zaten bugünlerde Baş İmparator Şehrinde baş imparatordansa ulu gök efendisinin sözleri daha çok ciddiye alınıyordu.

 


Yine de şehirdeki etkin gruplardan bir tepki gelmemişti, bir şey beklermiş gibi bir halleri vardı.



En nihayetinde bu karar uzun boylu, kaslı Dokuz Dingin Kralının kulaklarına da ulaştı. Dokuz Dingin Şehrindeki sarayında oturmakta olan adam yanında kocaman bir savaş baltasıyla yeşim bir kağıda bakmaktaydı. Ve çok geçmeden suratına bir gülümseme yayıldı.


“O Hayalet Kral Orkidesini gerçekten istiyorsun, değil mi Dev Hayalet Kral! Ehh, ben de bu isteğinin gerçekleşmeyeceğinden emin olacağım!” Dev Hayalet Kralla yıllardır araları açıktı fakat bu süreçte bu durumla ilgili bir şey yapma fırsatı doğmamıştı. Dev Hayalet Kralın zayıflama periyodundaysa üç büyük klanın isyanını fırsat bilerek bir darbe indirme inisiyatifi almıştı.

 

Suratında soğuk bir gülümseme beliren Dokuz Dingin Kralı, “Prens Zhou Hong’a hemen gelip beni görmesini söyleyin!” dedi.

 

Ardından elinde beliren kemik kağıtla Dokuz Dingin Şehrindeki etkin grup ve klanlara mesajlarını ileterek çeşitli talimatlarda bulundu.

 

Aynı dakikalarda Savaş Şampiyonu Şehrinde orta yaşlı bir adam, üzerinde yeşil cüppesiyle kollarını ardında kavuşturmuş şekilde dikilmekteydi. Dokuz Dingin Kralı kadar iriyarı değildi fakat tüm yaratımların üzerine çöken bir baskı yayan, göklere yükselirmiş gibi görünen biriydi.

 

İşte bu kişi Savaş Şampiyonu Kralının ta kendisiydi.

 

“İlginç. Hayalet Kral Orkidesi dört kez açmıştı. Zamanında çiçeği daima dev hayalet krallardan biri alırdı. Çiçeğin şu anki Dev Hayalet Kral için de büyük önem taşıdığı kesin. Eğer çiçeği eline geçirirse beş element yapısını tamamlayacak ve tekniği daha da ölümcül olacak. Sonra da asla zayıflama periyoduna girmeyecek!

“Yani çiçeği her kim alırsa karşılığında Dev Hayalet Kraldan en değerli hazineleri talep edebilecek…” Gözleri kısılan Savaş Şampiyonu Kralı, Dev Hayalet Kralın sahip olduğu özel bir tıbbi hap şişesini, yani tüm hapları yüksek kaliteye çevirebilen şişeyi anımsamıştı.


Bir müddet düşündükten sonraysa belli belirsiz bir gülümsemeyle, “Yi’er, hemen beni görmeye gel!” dedi.


Dokuz Dingin Kralı da Savaş Şampiyonu Kralı da bu konuda kendince düşüncelere sahipti. Tabii Ruh Doğuşu Şehrindeki diğer göksel kral olan Ruh Doğuşu Kralı da haberlerden etkilenmişti. Fazlasıyla şişman olan bu adam Büyük Şişman Zhang’ın yıllar önceki halinden bile daha abartılı bir kilodaydı, adeta etten bir dağdı. 


Tabii ki Yaban Arazilerde onun kilosuyla dalga geçecek birini bulmak bir anka kuşu tüyü bulmak kadar zordu. Kraliyet sarayında oturan adamın etrafı hizmetlilerle sarılıydı, ellerinde bir şişe alkol tutuyor ve gözleri kuvvetle ışıldıyordu.


“Dev Hayalet Kralın bu defa zorlanacağı kesin. Eminim herkes onun planlarını bozmak için ellerinden geleni yapacaktır. Ehh, peki ben onun talihsizliğinden faydalanma şansını pas geçebilir miyim hiç?”

 

İçten bir kahkahadan sonra da kafasını çevirerek bağırmaya başladı. “Shanshan, canım kızım, sürekli dövüşecek birilerini arıyordun, değil mi? Ehh, sana bunu yapman için bir fırsat tanıyacağım. Ruh Büyücüsü İbriğine git ve canın kiminle isterse dövüş. Sonra da Hayalet Kral Orkidesinin meyvesini alarak bana getir!”

 

Karşılığında şehrin derinliklerindeki bitişik avludan yoğun bir gümbürtünün işitilişiyle hiddetli ve heybetli bir genç kız açığa çıktı…

 


Üç göksel kralın eylemleri, Baş İmparator şehri güçlerinin neler yapacağını işaret ediyordu. Zincirleme bir reaksiyon başlamıştı.

 


Çok geçmeden etkin grup ve klanların karargahlarından sayısız ses yükselir olmuştu.

 

“Grup başına bir kişi mi? Yani Dev Hayalet Şehrinden yalnızca tek kişi gelecek. Sanırım Dev Hayalet Kralı gücendirme riskini alabiliriz ama dört göksel kral arasındaki mücadeleye girmeye değmez. Zhou Klanı bu defa katılmayacak!”

 

“Dev Hayalet Kral bir yarı tanrı olabilir ama Li Klanımızın Dokuz Dingin Kralıyla ilişkisini düşününce katılmaktan başka şansımız yok. İyi, Li Klanının bir numarasını ünlenmesi için Ruh Büyücüsü İbriğine gönderin!”

“Tüm klanların katılabileceği bir müsabaka gerçekleşmeyeli bayağı olmuştu. Bu Ruhun Başlangıcındaki gençlerin yükselmesi için harika bir fırsat! Dev Hayalet Kralı gücendirebilecek olsak da Savaş Şampiyonu Kralının katılımı sayesinde korkacak bir şeyimiz olmayacak!”

 

Bu tarz manzaralar Yaban Arazilerin pek çok noktasında kendisini tekrar ediyordu. Tabii ki hemen hemen her yerde gözü kulağı olan Dük Ölümtellalı da bunları işitmiş ve son derece kasvetli bir ifadeyle kraliyet sarayına yönelmişti.

 

Saraydan çıkışıylaysa ardından öfke dolu bir kükreyiş yükseldi. Dev Hayalet Kral tahtından fırlamıştı ve gözleri buz soğukluğundaydı. İşin doğrusu Dük Ölümtellalından gizli bir mesaj almasına gerek yoktu; Hayalet Kral Orkidesi açar açmaz büyük bir kargaşa doğacağını çok uzun zamandır biliyordu.

 

Zayıflama periyodu sonlanıp da şehre döndüğü günden bu yana Ruh Büyücüsü İbriğini düşünmeyi bir an olsun bırakmamıştı. Ve Hayalet Kral Orkidesinin yakın zamanda beşinci kez açacağı şeklinde kaba bir tahminde bulunmuştu.


Bu tahmin sonucunda da Dük Ölümtellalını diğer göksel krallara göz kulak olması ve ulu gök efendisiyle konuşarak Dev Hayalet Şehrine özel bir giriş hakkı tanımasını istemesi için göndermişti.  

 

Ulu gök efendisinin bu talebi reddettiği ortadaydı. Kralın ona borçlu olacağını söylemesi bile işe yaramamıştı. Bu çok da büyük bir darbe olmasa da sinirlenmesine yol açmıştı. Fakat yapılacak bir şey yoktu. Ulu gök efendisi imparatorun ve soyluların üzerinde büyük bir etkiye sahipti ve kesinlikle korkulması gereken biriydi.

 

“Herkes Hayalet Kral Orkidesinin benim için ne kadar önemli olduğunu biliyor. O üç piç gerçekten benim olanı çalabileceklerini mi sanıyor!? Üstelik şehirdeki organizasyonları da katılıp beni güçsüzleştirmeleri için kışkırtmaya çalışıyorlar!

 

“Hmph! Diğer üç kralın bana karşı çeteleşmesi ikincil önemde. Asıl önemli olan ulu gök efendisinin tavrı…” Dev Hayalet Kral bu noktada ulu gök efendisinin yarı tanrı ve devaların Ruh Büyücüsü İbriğine girmesini bizzat engellemiş oluşunu düşünerek dişlerini sıktı.


“Gerçekten böyle bir şeye hazırlıklı olmadığımı mı sanıyorlar ki?!” Ardından soğuk bir homurdanmayla aklına belli birini getirdi ve ansızın gülümsemeye başladı. “Zaten o küçük serseriye bir ders vermem lazımdı. Benim kafama patır patır vurmak neymiş görsün!”

 

Düşüncelerinde bu noktaya vararak kararını açıkladı.

 

“Bai Hao’yu bana gönderin. Hemen!”

 

Bu emri verdiğinde Bai Xiaochun inziva odasında on beş renkli ateş üzerinde çalışmakla meşguldü. Onu aşkın başarısızlık yaşamış olsa da gözleri inatçı bir kararlılıkla ışıldamaktaydı. An itibarıyla elindeki ateşe tamamen odaklanmıştı ve onu etraftaki kinci ruhlarla besliyordu.

 

Bir an olsun dinlenmeye cesareti yoktu. Kinci ruhlar ateşe hücum ederken gözleri tamamen kan çanağına dönmüştü. Ardından ateş yayıldı, yeniden avcunda birleşti ve parmaklarını kapatarak avcunu yumruğa çevirdi.

 

Heyecanlı bir nefesin ardından parmaklarını tekrar açtığındaysa elinin ortasında kendisini bekleyen ateşi fark etti. Ve neşe dolu kahkahalar atmaya başladı.

 

“Sonunda işe yaradı!!”

 

Evet, on beş renkli bir ateş yaratmıştı!

 

Bu on beş renkli ateş de onun bir karasal ruh büyücüsü olmaktan çıkıp göksellik rütbesine eriştiğinin göstergesiydi!!  

 

Koca Yaban Arazilerdeki göksel ruh büyücüsü sayısı yüzden azdı, yani son derece azdı. Ama daimi araştırma ve kehanetleri sonucu Bai Xiaochun da aralarına katılmıştı!

 

Tam bu gururun tadını çıkarırkense inziva odasının dışarısından yükselen bir sesi işitti.

 

“Vekilharç, kral hazretleri acilen sizi çağırıyor!”

 

Kralın tam da inzivadan çıkmayı planlarken kendisini neden çağırdığını düşünmek Bai Xiaochun’un gözlerini irileştirmişti…

 

“Kulağa tuhaf geldi. Beni burada görebiliyor olamaz, değil mi?!” Son derece tedirgin bir şekilde etrafına bakarak on beş renkli ateşini ortadan kaldırdı.

 

Ardından odadan çıktı ve kendisini kollarını kavuşturmuş bir şekilde selamlayan iki şehir korumasıyla karşılaştı.

 

“Kral hazretleri beni neden görmek istiyormuş?” diye sordu rahat bir edayla.

 

İki gardiyan tereddüde düştü fakat Bai Xiaochun, gücendirmeyi göze alamayacakları biriydi. Bu yüzden seslerini alçaltarak Hayalet Kral Orkidesi meselesiyle ilgili bilgilerini ve onu ilgilendiren tahminlerini anlattılar.

 

Bu haberleri işitmek Bai Xiaochun’un kalbinin korkuyla çarpmasına yol açmıştı. “Yaban Arazilerin tüm Ruhun Başlangıç Aşaması seçilmişleri gidiyor, öyle mi?” diye düşündü. “Haddinden fazla tehlikeli!”

 

Bu düşünceyle ifadesi ansızın titreşti ve koca bir ağız dolusu kan kustu. Sonra da geriye doğru sendeleyerek sızlanmaya başladı. “Az önce yetişim basamağımda bir aksilik yaşadım. Kral hazretlerine bazı ayarlamalar yapmak için inzivaya dönmem gerektiğini rapor edin…”

 

Ardından aceleyle inziva odasına döndü ve kapıyı şiddetle kapattı.

 

Bu beklenmedik gelişme iki korumayı şaşkına döndürmüştü…

 

#Bu aralar sürekli 'ölü ruhları geri döndürebilen' şeylerden falan bahsediliyor. Acaba Bai Hao'yu geri getirmek mümkün mü? Bir şekilde ölü çırağımızı diriltebilir miyiz? Valla tam bir ateş dehası olduğu için böyle bir şey mümkün olursa sırtımız yere gelmez artık. 
Ve bu arada bizi çok önemli bir mücadelenin beklediği de netleşmiş oldu. Tabii korkak kaplumbağamız hemen kendisine bir bahane yarattı ama kralın bu bahaneye vereceği tepki meçhul. Öyleyse okuyup görelim, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr