Bölüm 674 : Büyük Sansasyon

avatar
3366 32

A Will Eternal - Bölüm 674 : Büyük Sansasyon


Çevirmen : Clumsy 

 

Sarsılanlar Dokuz Dingin Şehri ve Savaş Şampiyonu Şehrindekilerden ibaret değildi. Ruh Doğuşu Şehri de büyük bir kargaşa içerisindeydi fakat orada haddinden fazla veliaht mevcuttu. Hatta kraliyet soyuyla bağlantılı olduğunu iddia eden 10,000i aşkın kişi bulunuyordu. Bu veliahtların bir kısmı seçilmiş sayılsa da hiçbiri Gongsun Yi veya Zhou Hong kadar harika değildi. En ünlüleriyse şehirdeki genç bir kadındı.



Baş İmparator Şehrinde olanlar ve Bai Xiaochun’un ortaya çıkışı Dev Hayalet Şehrinde işitildiğinde orada da büyük bir kargaşa doğmuştu.



Tabii ki Bai Xiaochun tüm bunlardan habersizdi. Başlangıç formundaki ruhu kaplumbağa tavanın içerisinde sersem sersem oturuyordu ve bu yetişim seansından son derece memnundu. Gözleri ışıldıyor, parmağını on bir renkli ateşine doğru sallıyordu.


“Heh heh. Devam edelim bakalım!”
Bu sözlerle birlikte kaplumbağa tava bir kez daha ışıldadı. Fakat bu defa doğan ışık gümüş değil, altın rengiydi. Kısa bir süre sonraysa ruhun üzerindeki on gümüş dizayn silindi ve yerini tek bir altın dizayn aldı!



Ruh ansızın biraz büyümüş, Bai Xiaochun’un nefesi kesilmişti. On kattan sonraki ruh güçlendirmelerde meydana gelen değişimleri anımsamaksa biraz tedirgin olmasına yol açmıştı.



“Ruhum görünüm değiştirmeyecek, değil mi…?” Altın ışığın ortadan kayboluşunu gerile gerile izledikten sonra ruhunu incelemeye başladı. Temel bir değişim olmadığını gördüğündeyse rahat bir nefes aldı.



“Daha da güçlendi… Bu gidişle on dört katlı ruh güçlendirmeyle Ruhun Başlangıcının ilk evresinin zirvesine ulaşacağım. Normal şartlarda inanılmaz bir tekniğim olsa bile bunu başarmam en az yüz yılımı alırdı…” Aklında bu düşünceyle bunun pas geçemeyeceği bir fırsat olduğunu netleştirdi. Ve hiç tereddütsüz on iki kat ruh güçlendirme çalışmalarına başladı!



Gümbürtüler eşliğinde ruhunda ikinci altın dizayn belirdi fakat işi bitmemişti. Çok geçmeden üçüncü ve dördüncü dizaynlar da kendisini gösterdi!!


Dördüncü altın dizaynla birlikte ruhunu patlayıcı bir güç doldurdu. Artık birazcık çabayla ilk evreden orta evreye geçebileceğini hissediyordu!



Fakat şu anda buna yapmaya hazır değildi ve durmaktan başka çaresi yoktu. Bu yüzden gözlerini açarak ruhunun başlangıcını izledi. Şimdikiyle başlangıçtaki hali arasındaki fark dağlar kadardı!



“Limitime ulaştım.” diye mırıldandı. “Ama on beş katlı ruh güçlendirmeyi gerçekleştirir gerçekleştirmez Ruhun Başlangıcının orta evresine geçeceğim!” Bu sırada ruhu tekrar bedenine dönmüştü.




Tabii ruhunda dördüncü altın dizaynın belirişiyle Baş İmparator Şehrindeki Yeraltı İmparatoru Dikilitaşındaki Bai Xiaochun isminin yanında da on dört sayısı belirmişti. Bunu görmek etraftaki ruh yetişimcilerini tamamıyla serseme döndürdü. Hiçbiri Yaban Arazilerin yeraltı imparatoru halefinin Bai Xiaochun çıkabileceğini hayal edemezdi. Akla getirilmeyecek kadar abesti!



Ama şu gidişata bakılınca sonuca yönelik bir şüphe kalmıyordu… Ve tam da yeni sayının belirdiği anda Baş İmparator Şehrinde patlayıcı bir deva aurası yükselmişti.



Yer ve gökte parlak renkli ışıklar oluşmuş ve Dev Hayalet Lejyonundan uçarak gelen kadını görmek bulutlardaki ejderleri afallatmıştı. Kıvrımlı hatlara sahip, güzel bir kadındı lakin olabildiğince ürpertici, öldürücü bir auraya sahipti. Ayrıca gözleri yoğun bir öldürme güdüsü ve delilikle doluydu. İşte bu kadın… Sahibe Al-Topraktan başkası değildi!



Yetişim basamağı toparlanalı çok olmuş ama olup bitenlerden habersiz şekilde inzivada meditasyon yapmayı sürdürmüştü. Ancak Bai Xiaochun’a yönelik düşmanlığından haberdar olan astları ve yüksek rütbeli memurları son gelişmeleri iletmişti.



O lanet olasıca, mide bulandırıcı Bai Xiaochun’un yaptıklarını işitince neredeyse aklını yitirecekti. Yeraltı İmparatoru Dikilitaşına tam gaz uçmuş, 1. sıradaki ismini görünce de tir tir titremeye, öldürücü bir aura yaymaya başlamıştı.



Bu sırada Sahibe Al-Toprağın geldiğini fark edenler başlarını eğmekte, kollarını saygıyla kavuşturmaktaydı. Herkes kadının yakın zamanda kendi neslinin en genç devası olmasına rağmen sıra dışı bir savaş gücüne sahip olduğundan haberdardı!



“Bai Xiaochun… Bai Xiaochun…”
Suratında son derece gaddar bir ifade vardı ve gözleri soğuk ışıklar taşımaktaydı. An itibarıyla biliyordu ki Bai Xiaochun… Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcına ulaşmış olmalıydı. Alev alev bir öfkeyle bir yeşim kağıt çıkartarak astlarıyla memurlarına mesaj gönderdi.



“Bai Xiaochun’u bulmak için ne gerekirse yapın. Onu canlı istiyorum!!”


Karşılığında ordu anında harekete geçti ve askerler ordu kampında sağa sola koşturarak Sahibe Al-Toprağın emirleri doğrultusunda Bai Xiaochun’u yakalamak için hazırlık yapmaya başladı!



Bu sırada Baş İmparator Şehrinin başka bir konumundaki genç bir kadın da geri kalan herkes gibi Yeraltı İmparatoru Dikilitaşı meselesini yakından takip etmekteydi. Fakat onun gözlerinde Sahibe Al-Toprağınkinin aksine buz soğukluğu değil, stres ve endişe yer alıyordu.



Bu genç kadınsa… Nehre Meydan Okuyan Tarikatın Chen Manyao’suydu!



O bir Yabaniydi ve Ustası çok önemli biri olduğu için Baş İmparator Şehrinde eşsiz bir statüye sahipti. Fakat Nehre Meydan Okuyan Tarikat, Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatı veya Cennetkarışı Denizi üzerindeki gemide olanların hiçbirini unutamamıştı…



Yaban Arazilerde geçirdiği yıllar sırasında geçmişten anımsadığı suratları sık sık düşünmüştü, en çok da Bai Xiaochun’u…



Kaybolduğunu ilk işitişinde öldüğünü varsaymış ve teselli edilemez bir keder beslemişti.



Ama şimdi ismini dikilitaşta görmüş ve gözleri ışıl ışıl olmuştu.



“Neredesin, Xiaochun…?”



Bu esnada Baş İmparator Şehri imparatorluk sarayındaki ulu gök efendisinin gözleri de ansızın açılmıştı. Bu adam zamanında baş imparatora inzivaya çekilme emri veren kişinin ta kendisiydi, aynı zamanda baş imparator dışında hanedanın belli görevlilerini kullanabilme gücüne sahip tek kişi de oydu.

 

Adamın gözlerinin açılışıyla şehir göğündeki ejderler titremiş, şehirdeki tüm güçlü uzmanlar ürpererek ulu gök efendisini gücendirecek bir şey yapma korkusuyla ilahi hislerini geri çekmişti.

 

Ulu gök efendisinin açılan gözleriyse tüm yaratımları delip geçerek Yeraltı İmparatoru Dikilitaşına ve oradaki 1. sıraya çevrilmişti!



Bir an sonraysa kafasını çevirerek emrini verdi.



“Bai Xiaochun’u bulun ve bana getirin!”



Bu emir ulu gök efendisinin değil, bizzat Baş İmparatorun talebiydi! Bu yüzden dört göksel kralın bile bu emre uymaktan başka şansı yoktu…



Böylece çok geçmeden Yaban Arazilerdeki herkes Bai Xiaochun’u aramaya koyuldu.



Bu sırada Bai Xiaochun’un gözlerini açışıyla inziva odası şimşeği andıran bir şeyle doldu ve Ruhun Başlangıç Aşamasına ait bir baskı yaymaya başladı.



Derin bir nefesin ardından gözlerinde bir neşeyle çabucak kendisini inceledi. Ruhun Başlangıcının ilk evresinin büyük çemberine ulaşmış ve ruhunun başlangıcına dört altın dizayn işlenmişti. Parmağını şaklatarak oradan çıkarken içerisindeki gururu gizlemesine imkan yoktu. Havalı bir şekilde sallana sallana yürümeye başlamıştı.



Tam biraz gösteriş yapıp insanlara artık Öz Formasyonda olmadığımı göstersem mi diye düşünürkense ilahi hislerini göndererek etrafta kopan hengameyi fark etti.



İnsanların belli bir meseleyi tartışmakta olduğunu duymuş ve bu mesele anında korkudan ürpermesine yol açmıştı. Az önceki havalı tavırlarından eser kalmamış ve tüm neşesinin yerini dehşet almıştı.



“Duydun mu? Bai Xiaochun ortaya çıkmış! Ne, Bai Xiaochun’u tanımıyor musun? Hemen anlatayım…”



“Ruhunun başlangıcına on dört kat ruh güçlendirme gerçekleştirmiş! Tam bir deli! Güçlü bir büyülü hazine kullanmış olmalı!!”



“Baş İmparator Yaban Arazilerdeki herkese onu bulup canlı yakalamaları emrini verdi… Ehh, aksi olamaz zaten. Gerçekten Yeraltı İmparatorunun halefi olması koca bir şakadan farksız.”



İnsanların konuştuklarını işiten Bai Xiaochun’un suratındaki kan çekilmiş ve korkudan yüzüstü yere yığılmasına ramak kalmıştı. Geriye doğru sendelerken de aklına edinmiş olduğu belli bir bilgi gelmişti… Kendi ruhunu güçlendiren herkesin ismi Yeraltı İmparatoru Dikilitaşına yazılacaktı!!



“Bu büyük bir mesele…”
diye düşündü. Başına açtığı büyük felaket yüzünden şimdiden pişman olmuştu… Kalbi küt küt atıyordu, gösteriş yapma planlarınıysa anında bir kenara atmıştı. Artık hiçbir şekilde, hiç kimseye ruhunu göstermemekte kararlıydı. Neyse ki sergilediği tüm o ruh güçlendirmeler sayesinde fazlasıyla güçlenmişti. İnsanlar onun Ruhun Başlangıcında olduğunu sezse de ruhunun detaylarını görmeleri mümkün olmayacaktı.



Maskesi üzerinde biraz ayarlama yaptıktan sonraysa kendisini Ruhun Başlangıcının ilk evresinin büyük çemberi yerine Ruhun Başlangıcına yeni adım atmış gibi gösterdi. Bu sırada devriye görevindeki birkaç koruma kendisine yaklaşarak kollarını kavuşturup eğildi ve bir tanesi, “Kral hazretleri inzivadan çıkmanızı ve bir an önce onu görmenizi emretti, Vekilharç Bai!” dedi.



“Ha?” diye geveleyen Bai Xiaochun titremeye başlamış, kalp atışları hızlanmıştı.

 

#Chen Manyao'nun ne yaptığını merak ediyordum, onu ufacık da görmek iyi geldi. Keşke şu maskeyi veren tarikatla da buluşsak bir an önce...
Peki kral bizimkini neden çağırmış olabilir? Sizce onun Bai Xiaochun olduğunu anlamış olabilir mi? Gerçi öyleyse gelmesi için adamlarını yollamaz, bizzat kendi gelirdi herhalde. 
Neyse bakalım sebep neymiş, okumaya devam!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44332 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr