Çevirmen : Clumsy 

Haber Baş İmparator Şehrinde yayıldıkça işitenler serseme dönüyordu. Pek çok kişinin bu ismin nereden tanıdık geldiğini hatırlamak için düşünmesi gerekmiş, hatta kimileri etrafındakilere sormuş ama en sonunda herkes şoka uğramıştı.

Tabii ki o adı duyar duymaz olanları anımsayanlar da olmuştu.

 
“Şeytan Bai ortaya çıktı!!”

“Demek ölmemiş! Hem Yaban Arazilerdeymiş hem de Ruhun Başlangıç Aşamasına geçmiş!!”

“Lanet olsun! Bu apaçık tahriktir! Düpedüz alay! Şeytan Bai’nin ruhun başlangıcına ruh güçlendirme gerçekleştirmeyi bilmesi mümkün değil. Bunu geldiğini bildiğimizden emin olmak için yaptığı ortada!!”

Baş İmparator Şehri genel olarak sarsılmıştı, bu bilhassa Dev Hayalet Lejyonu için geçerliydi. Pek çok öfke dolu bağırış işitiliyor, insanlar Yeraltı İmparatoru Dikilitaşına akın ediyordu.

Tabii ki Baş İmparator Şehrindeki herkes Bai Xiaochun isminden bu kadar etkilenmemişti. Büyük bir çoğunluk hikayelerin abartı olduğunu, bahsi geçen kişinin bu kadar kargaşa yaratmaya değmeyeceğini düşünüyordu.

“Yok artık! Şu Bai Xiaochun’un bu kadar gösteriş meraklısı olduğuna inanamıyorum! Ne kibir! Ne zorbalık ama!!”

“Hmph! Yalnızca hikayeden ibaret, değil mi? Bai Xiaochun’un insanların söylediği kadar önemli olduğuna inanmıyorum. Beş para etmezin teki!”

“Dev Hayalet Lejyonunun aldıkları mağlubiyete bir kılıf uydurmaya çalıştığı ortada. Diğer üç Büyük Set tarikatının da aynı taktikleri kullanmasıysa bunun Cennetkarışı Adası tarafından ayarlandığının göstergesi.”

Tepkiler farklılaşsa da tüm şehir sarsılmış vaziyetteydi.

Normal şartlarda bu hengame kısa sürede sonlanmalı, işler normale dönmeliydi. Ama hiç kimsenin beklemediği bir şey gerçekleşmek üzereydi!

Herkes Bai Xiaochun’un ismine bakarken ismi son sıradan çıkarak ilk 20nin içerisinde yeniden belirmişti!

İsminin yanındaki sayıysa bir değil, ikiydi!!

Tüm gözler çay tabağı misali irileşmişti. Fakat bir şok nidası işitilemeden Bai Xiaochun ismi bir kez daha silindi. Ve bu defa 15. sıraya yükseldi, yanındaki sayıysa üç oldu!

İşler bununla da sona ermiş değildi. Bai Xiaochun ismi bir kez daha silinirken yeniden belirişi 8. numarada gerçekleşti!!

Bu defa yanındaki sayı dörttü!! Bir müddet sonraysa beş kat ruh güçlendirmeyle 4. sıraya sıçradı!!

Sayısız iç çekiş işitiliyordu. Kalabalık öylesine yoğun bir şok biriktirmişti ki bunu daha fazla içlerinde tutmaları mümkün değildi.

“Cennetler...!”

“Beş… beş kat ruh güçlendirme!!”

“Bai Xiaochun bunu nasıl yapıyor?!?!” 

Herkes tamamen sersemlemiş ve zihinleri tanık oldukları şey karşısında şok dalgalarıyla vurulmuşa dönmüş, bir anda herkes arkadaşlarına ve üstlerine mesaj göndermeye başlamıştı.

Önceleri Bai Xiaochun ismini işitmek pek az kişiyi şaşırtmış, çoğunluk onun saygınlığının abartı olduğuna inanmıştı. Ama kısacık bir sürede beş kat ruh güçlendirmeyle Yeraltı İmparatoru Dikilitaşında 4.lüğe dek yükselmişti. Haliyle duydukları hikayeleri abartı bulanların nefesleri kesilmişti.

“Ne!? Bu kadar çabuk şekilde ruhuna beş kat ruh güçlendirme mi gerçekleştirdi!?!?”

“Bu Şeytan Bai’nin olayı ne? Nasıl bu kadar hızlı olabilir? Bu kadar pervasız olmasına inanamıyorum!! Yaşamaktan yorulmuş falan mı?!”

Baş İmparator Şehrini sarsan şok dalgaları gittikçe yoğunlaşıyordu. Şehirdeki tüm grup ve organizasyonlar bu meseleyi işitmiş, şaşırmayan tek bir topluluk dahi olmamıştı. Aynı zamanda dikilitaşa gelenlerin sayısı giderek artmaktaydı.

Pek çok ilahi his de alanda toplanmıştı.

Bu esnada Bai Xiaochun Dev Hayalet Şehrindeki inziva alanında ruhun başlangıcı formunda bağdaş kurmuş şekilde, kaplumbağa tavanın içerisinde mutlu mesut oturuyordu.

“Hahaha! Bu yetişim şekline bayıldım! İşler böyle ilerlemeli işte!” Ruh halindeki Bai Xiaochun’un gözleri ışıldıyor, aurası heyecanla dolup taşıyordu.

Ruhu hem beş gümüş dizayn sahibi olmuş hem de fark edilir ölçüde güçlenmişti.

“İnzivada tam altmış yıl geçirmiş gibi hissediyorum!” deyip içten bir kahkaha attıktan sonra dudaklarını yalayarak parmağını yakınlardaki altı renkli ateşe doğru salladı.

Ardından ateş kaplumbağa tavaya uçtu ve gümbürtüler eşliğinde yeni bir gümüş dizayn belirdi. Bir ruh güçlendirme daha gerçekleştirmişti!

Altı. Yedi. Sekiz.

Bir an olsun duraksamadan art arda üç ruh güçlendirmeyi tamamladıktan sonra ruhunun üzerinde göz kamaştırıcı sekiz ışık belirmiş ve ruh, uçsuz bucaksız bir güç taşımaya başlamıştı. Ruhun içerisinde çeşitli renkler görünüyor, yer ve gökteki frijit qi ona hiç etki etmiyordu.

“Güçlü. Çok güçlü!” Heyecan dolu şekilde dokuz renkli ateşe doğru parmağını salladı. Bir an sonraysa ruhunda dokuzuncu gümüş dizayn belirdi!

İşler bununla sona ermemişti tabii. Kalbi küt küt atarak onuncu ruh güçlendirmeye geçti. Ve kaplumbağadan çıkan göz alıcı ışıklarla birlikte onuncu dizayn da açığa çıktı!

Bai Xiaochun ruhunun giderek güçlendiğini hissedebiliyor, heyecandan tir tir titriyordu. Çok güçlü olmanın ne kadar harika hissettireceği üzerine sık sık düşünürdü ama böyle bir hissi hiç tecrübe etmemişti. İşte şimdi ‘o kadar’ güçlüydü…

Tabii ki ruh güçlendirme üstüne ruh güçlendirme gerçekleştirişi Baş İmparator Şehri halkının akıllarını oynatmasına yol açıyordu. Adeta beyinlerine yıldırım üzerine yıldırım düşüyordu.

Bai Xiaochun’un isminin 4.lükten 3.lüğe, sonra da 2.liğe geçişini izlemişlerdi. Ve yine hiç duraksamadan 1.liğe ulaşmıştı!

Ruhuna tam sekiz kat ruh güçlendirme uygulamıştı…

Hepsi bununla kalsaydı büyük bir mesele olmayabilirdi. Sonuçta yaptıkları normal sınırlardaydı. Ama hemen ardından isminin yanında sırasıyla dokuz ve on sayıları belirmişti. Ruh yetişimcileri olabildiğince sarsılmış durumdaydı.

Büyülü nesnelere güçlendirme uygulamaktan tamamen farklı bir konsept olarak kendi ruhunu güçlendiriyordu. Bir büyülü nesne yok olduğu takdirde yenisi alınabilirdi. Ama insan kendi ruhunu güçlendirirken başarısız olursa geri dönüşü olmayacak şekilde ölüp giderdi!  

Yeraltı imparatoru ruhu üzerinde güçlendirme gerçekleştirecek bir halef seçme küstahlığı göstermişti. Ama bu eylem sıradan yetişimciler için canını riske atmak demekti!

Tek kat ruh güçlendirme pek çok kişi tarafından kabul edilebilir bir şeydi, iki ve üç için de aynı şey söylenebilirdi. Ama ondan yukarısında başarısızlık oranı fazla tehlikeliydi. Şu anda şahit olunan şeyse bir mucizeydi!

Yaban Arazilerde hiç duyulmadık bir şeydi! Tam bir delilikti…

“Bir kattan on kata dek çıktı! Ve ölmedi!!”

“Lanet olsun, nasıl bir şans bu!?!?”

“Canına falan mı susamış?!”

Etkilenmeyen tek bir kişi dahi yoktu; onlara kalırsa Bai Xiaochun’un canıyla bu şekilde oynaması tam bir delilikti! Daha önce hiç kimse ruhunu bu şekilde güçlendirmeye cesaret edememişti…

Bu esnada Dokuz Dingin Şehrinde, kraliyet sarayı bitişiğindeki ufakça sarayda öfkeli bir kükreme yankılanmaktaydı. Uzun ince genç bir adam sarayın içerisinden çıkmış ve yakışıklı yüzü öfkeden çarpıklaşmış şekilde kükremeye devam etmişti: “Bai Xiaochun! Ben, Zhou Hong, ruhuma altı kat ruh güçlendirme gerçekleştirmek için canımı riske attım. Sen nasıl on kata cüret edebilirsin!? Nasıl oldu da ölmedin?!?!” 

Zhou Hong’un kalbi acıyordu. Esasında tek amacı Gongsun Yi’yi geçmekti ve bunu yapabileceğine emin sayılırdı. En kötü ihtimalle ona denk olurdu.

Ama Bai Xiaochun’un on kat ruh güçlendirme gerçekleştirdiğini görmek hayallerini suya düşürmüştü…

“Bir hileye başvuruyor olmalısın! Aksi takdirde başarmana imkan yoktu! Adamlarım, gidip Yaban Arazileri arayın ve Bai Xiaochun’un nerede olduğunu bulun! Bulun onu!” Zhou Hong’un sözlerinin ardından Dokuz Dingin Şehrinde bir hengame oluştu ve emirleri anında uygulandı. Tabii ki tüm bunların sebebi Zhou Hong’un şehrin veliahtı oluşuydu!

Benzer sahneler Yaban Arazilerin başka alanlarındaki ruh büyücüsü klanlarında ve dikilitaşlara ismini yazdırma umudu taşıyan diğer mekanlarda da tekrar etmişti. Herkes Bai Xiaochun’un nerede olabileceğini merak ediyor, pek çok kişi onu aramaya başlıyordu.

Bu sırada dört kral şehrinden biri olan Savaş Şampiyonu şehrindeki ıssız bir dağda, sazdan yapılı bir kulübede, kılıcı andıran kaşları ve yıldızlar misali parlayan gözleriyle genç bir adam oturmaktaydı. Onu herkes her zamanki kibirli, durgun ifadesiyle tanırdı. Fakat şu anda beti benzi atıktı ve gözlerine bir hayret yerleşmişti.

“Bai Xiaochun...” diye mırıldandı genç adam. Bir an sonraysa ellerindeki kağıda baktı ve gözlerine meydan okuyucu bir ışıltı yerleşti. Bu genç adam, kralların en güçlüsü olan Savaş Şampiyonu Kralının tek oğluydu. Yani Yaban Arazilerde kendi nesli arasında Sahibe Al-Topraktan sonra gelen en güçlü kişi olan Gongsun Yi!

#Bu bölümde hem tüm Yaban Arazileri şok ettik hem de haleflik konusundaki rakiplerimizi tanıdık. Gerçi tek rakibimiz türk hava yolları gördüğünüz üzere  Ee bizimki ne olacak peki listede yenilmez bir hale geldikten sonra bir de imparator halefi falan mı olacak yani? Bu iş nasıl sonlanacak gerçekten çok merak ediyorum. Öyleyse ben çabucak çevirmeye, siz de okumaya devam!