Bölüm 663 : Korktu Ama Dehşete Düşmedi!

avatar
3210 30

A Will Eternal - Bölüm 663 : Korktu Ama Dehşete Düşmedi!


Çevirmen : Clumsy 

 

“Bai Hao! Bai Klanının bir üyesi olduğun için kralı teslim ettiğin takdirde bunu erdemli bir hizmet olarak görecek ve seni klan şefliğine terfi ettireceğim!” Bai Klanı başpapazından gelen yoğun baskı diğer iki başpapazı tamamen geride bırakıyordu.



Cai Klanı başpapazı bu sözlerden pek hoşnut görünmese de bir şey söylememişti. Başpapazların bir nevi anlaşmaya vardığı ortadaydı. Fakat hiç kimse bilmese de Chen Klanı başpapazının Bai Hao’yu öldürme arzusu Cai Klanı başpapazının fazlasıyla ötesindeydi.



Bai Hao’nun şu ana dek başardığı şeyler tüm Yaban Arazileri sarsacak şok edicilikteydi. Sonuç olarak Chen Klanı başpapazı, Bai Hao Bai Klanına döndüğü takdirde eninde sonunda Dev Hayalet Şehri kontrolünün onlarda olacağından emindi.



“Onu canlı bırakamayız.”
diye düşünüyordu. “Etrafta olursa Bai Klanı hiç kimsenin durduramayacağı kadar güçlenecektir!”



Bu sırada Bai Xiaochun gözlerini birkaç kez kırpıştırmış ve kendini gökteki üç başpapazla karşılaşmaya hazırlamıştı. Bai Klanı başpapazının teklifi kulağa harika gelse de onlara hiç ama hiç güvenmiyordu.


İç çekerek ne yapacağına karar vermeye çalışırken kulaklarına birkaç gündür işitmediği bir ses ulaştı. Yani küçük kaplumbağanın ta kendisi!



“Kabul etme, küçük serseri!” dedi kaplumbağa aceleyle. “Lord Kaplumbağa son birkaç gündür cesaret edemediği için açığa çıkmamıştı! Lanet olsun! Bir terslik olduğunu biliyordum. Dev Hayalet Kral… çoktan uyandı! Uyanalı çoook oldu! Lord Kaplumbağa tahminlerinde haklıysa şimdiden tüm gücüne kavuşmuş demektir!!


“Seni kurnaz tilki! Dinle, serseri, sana uzun zamandır yardım ediyorum ama bu defa bu mesajı kralın arkasından göndermek için hazırlık yapmam gerekti. Sonuçta o bir yarı tanrı. Şimdi gitmem lazım, senin yapman gerekense doğaçlama yapmak.”



Bai Xiaochun şaşkına dönmüştü fakat bunu suratına yansıtmadı. Krala bir müddet baktıktan sonra da düşünceli bir şekilde bakışlarını çevirdi. Ardından çelik damarlı haline geçerek ne olursa olsun yolundan dönmeyecek biri imajı çizdi. Kanlı gözlerle, yalnız bir kurt misali kahraman ve yürekli bir poza girdi.



Ardından parmağını şaklatıp kulağa hem kesin hem de sert gelen boğuk bir sesle lafa girdi: “Unut gitsin! Ben, Bai Hao, Bai Klanından ayrıldığım gün bir daha asla o klanın bir parçası olmayacağıma dair yemin ettim! Sen de benim gibi Bai soyadını taşıyor olsan da o soyadının anlamı ikimiz için tamamen farklı!  



“Dev Hayalet Kral bana yeni bir hayat bahşetti ve abim gibi oldu. Ona onu bir aylığına güvende tutacağımın sözünü verdim ve bunu ne olursa olsun yapacağım!



“Dev Hayalet Kralı istiyorsunuz, değil mi? Tabii, onu alabilirsiniz. Ama önce benim cesedimi çiğnemeniz gerekecek!” 



Konuşurken sesi giderek kuvvetlenmiş, bir noktada gözü pek, cesur bir şekilde bağırır olmuştu. Sözlerindeyse kendisini tanımayan herkese dünyanın en adil ve en asil kişisi olduğunu düşündürecek bir kibir mevcuttu.



“Ben, Bai Hao, bu süreçte ölsem bile kardeşim Dev Hayalet Kralı size teslim etmeyeceğim!! Onu Dev Hayalet Şehrinde terk etmedim, burada da terk etmeyeceğim!!” Bu sözleri çınlarken yetişim basamağı gücünü saldı. Kralın sırtında güvende olduğundan emin olunca da ne harika bir konuşma yaptım diye düşünerek kaçmaya başladı. Kralın bu sözleri işitip de etkilenmemesine imkan yoktu.



Aynı zamanda bir hayli tedirgindi, sebepse üç deva değildi, kralın son derece değişken bir karakteri olduğunu bilişiydi…



Adamın kafasına defalarca vuruşunu düşünmeden edemiyordu…



Bu sırada yukarıdaki başpapazların hiçbiri tepki verememişti. Akabinde ansızın Cai Klanı başpapazının temsil ettiği kafa bulanıklaştı ve alnından adamın başlangıç formu çıktı. Bai Xiaochun’a bakarken bir şeyler mırıldanır gibi dudakları kıpırdanıyordu. Sonra da gök gürültüsünü andıran bir ses işitildi ve beliren yıldırımlar Bai Xiaochun’a doğru alçalmaya başladı.



Yıldırımlar havayı yardıkça bir küre şeklinde birleşiyor ve yaydıkları şok edici enerji, havayı biçimsizleştirip alevler doğuruyordu!



Bu sırada Chen Klanı başpapazı da kendisini temsil eden surattan çıkmıştı. Tam 50 kilometrelik alanda yer de gök de ışıl ışıl olmuş ve bir anda devasa bir mühür oluşmuştu!



Karşılığında Bai Xiaochun’un gözleri alabildiğince açıldı. Bu saldırıdan kaçınamayacağını biliyordu, bu yüzden yaklaşmakta olan yıldırım küresine bakarak, “Ölsem bile sana zarar vermelerine izin vermeyeceğim, abim!!” diye kükredi.



Ardından ayağını yere geçirerek kocaman bir krater yarattı. Sonra da kralı oraya yerleştirerek hem onu hem kendisini savunmak adına Ebedi Şemsiyeyi açtı.



Yoğun gümbürtüler yankılanırken yer yarılmış, her tarafa kıvılcımlar yağmış ve şimşek gölü misali bir şey yaratılmıştı. Ebedi Şemsiye eğrilip bükülürken arkasındaki Bai Xiaochun koca bir ağız dolusu kan kustu. Yığılmanın eşiğine gelmiş, kemikleri darbenin etkisiyle kırılmaya başlamıştı. Her şey sonlandıktan sonraysa dişlerini sıkıp kralı kavrayarak yeniden harekete geçti.


Hızla ilerlerken kan kusmayı sürdürüyordu. Suratında çaresizce bir ifade belirmişti ve krala bakarak yalnızca ikisinin işitebileceği bir sesle, “Herkes er ya da geç ölür. Bana gösterdiğin nezaketin yanında, kardeşim… ölüm dediğin nedir ki!?!?” dedi. Bu noktada çaresizlik dolu ifadesi deliliğe çevrilmeye başlamıştı. “Yetişim basamağımın bu kadar düşük olmasından nefret ediyorum. Ve sana verdiğim sözü tutamayacak olmaktan, kardeşim!!” 



Bu sözlerle birlikte başını arkaya atarak hayal kırıklığıyla kükredi. İçten içe bu rolü yeterince sürdürdüğünü düşünüyordu. Böyle devam ederse gerçekten faciayı ayağına çağırmış olacaktı.



Az önceki saldırıdan korunmak için elinden geleni yapmıştı ve hayatta kalmasının tek sebebinin Cai Klanı başpapazının başlangıç formuna geçtiği için normalden çok daha güçsüz saldırabilmesi olduğunu biliyordu. Şu anda Chen veya Bai Klanı başpapazlarından bir saldırıyla karşılaşırsa muhtemelen kaldıramazdı.



“Dev Hayalet Kral bu işi daha ne kadar sürdürmek niyetinde!? Yakın zamanda bir şey yapmazsa ben de öleceğim o da ölecek…”
Bai Xiaochun artık içten içe ağlayıp sızlanma noktasına gelmişti.



Bu sırada yukarıdaki Bai Klanı başpapazı olanlar karşısında pişmanlıkla iç çekmekteydi. Fakat duygusuz biriydi ve Bai Hao fazla inatçı davrandığı için rol yapması gerektiğinin farkındaydı.



“Öyleyse öleceksin!”
diyerek yumruğunu yere geçirdi.



GÜÜMMM!


Ansızın kocaman, illüzyon bir yumruk belirip alçalarak dört bir yana inanılmaz bir baskı çökertti. Göklerin iradesini temsil eden yumruk öylesine güçlüydü ki dokunduğu ne var ne yoksa yok edebilirdi!



Kısacık bir sürede Bai Xiaochun’un üzerine çöken yumruk, zemini şiddetle titretmeye başlamıştı!



Xiaochun’un içerisindeyse yoğun bir ölümcül kriz hissi patlak vermişti. Gayet iyi bildiği üzere… bu defansla atlatamayacağı bir saldırıydı. Vaktinde kaçınması da mümkün değildi. O yumruğu yediği takdirde öleceğine en ufak bir şüphe yoktu!!


“Lanet olsun!” diye bağırdı içinden. “Hadisene, Dev Hayalet Kral, gerçekten ölmek istemiyorsun herhalde?!” Sarsılmış ve dehşete düşmüş olsa da ağzından çıkan sözler içinden geçenlerden farklıydı.



“Sözümü tutmak istemiyor değilim, kardeşim. Gerçekten istiyorum. Sanırım bundan sonra Sarı Baharlarda birlikte yürümekten başka şansımız kalmadı!”



Bakışlarını devasa yumruğa çevirmişti, kalbiyse dehşet ve panikle değil, huzurla doluydu. Titriyor olsa da artık tedirginliği ve korkusundan eser kalmamıştı. Küçük kaplumbağa haklıysa ve kral gerçekten uyanıksa onu terk etmek gibi bir opsiyonu olmadığını biliyordu. Ayrıca olup bitenler gereği bu saatten sonra üç deva başpapazdan kaçabilmesi de mümkün değildi.



“Artık kumar da yok rol de.” diye düşünüyordu. “Kahretsin! Gerçekten canımdan olacaksam bunu dehşete düşmüş görünerek yapmayacağım kesin...” Bu düşünceyle dişlerini sıkarak kralı korumacı bir şekilde arkasına geçirdi.



Fakat tüm dünya yeri göğü sarsıcı bir gümbürtünün etkisindeyken ve yumruk Bai Xiaochun’a ulaşmak üzereyken ayaklarının altında kocaman bir krater açıldı ve yakınlardaki dağlar un ufak, havaysa darmaduman oldu…


Bai Klanı başpapazıysa rahat bir nefes almak yerine titremeye başladı. Ve gözlerine inanamayıp suratı asılarak, “Dev Hayalet Kral!” diye bağırdı.


Bu tepkisinde yalnız değildi. Chen ve Cai Klanı başpapazları da sarsılmış, zihinleri yüz binlerce yıldırım çarpmışa dönmüştü. Tam da bu anda… Bai Xiaochun’un ardında bilinçsizce yatan kişinin ansızın kalkıp yürümeye başlayacağını hayal etmeleri mümkün değildi!



Evet, o kişi… Dev Hayalet Kralın ta kendisiydi!!

 

#Oh beee, tabii ki bizimkinin ölmesine ihtimal vermiyoruz ama yine de durum biraz korkutucuydu. Kralın son anda kendine gelmesi iyi oldu, şimdi devalar düşünsün! 
Bu son oyunculuk da kralın kalbini kazanması için yeterli olmuştur herhalde/inşallah.
Hadi okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr