Bölüm 652 : ***

avatar
3264 26

A Will Eternal - Bölüm 652 : ***


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun’un şok edici sözleri alandakilerin zihinlerinde türlü türlü fikirler doğurmuştu. Rastgele ve anlamsız bir şey söylemiş olsaydı kayda değer bir sonuç yaratmayabilirdi. Ama insanlar sözlerinin ardındaki imayı anında çözmüş, klan şefi bile soluksuz kalmıştı.



Karşılığında alandaki sıradan ruh yetişimcilerinin hepsinin bakışları Bai Klanı başpapazına çevrildi.



Herkes deva başpapazların zeki ve kurnaz olduğunu bilirdi, dolayısıyla Bai Xiaochun’un söylediklerinin doğru olması kimseye şaşırtıcı gelmezdi.



Sonuçta… üç büyük klan bu isyan için canlarını ortaya koymuştu.



Herkes şok etkilerini taşırken Bai Klanı başpapazının ağzı bir gülümsemeyle kıvrıldı. Bai Xiaochun son derece uysal ve itaatkar görünerek önünde tuttuğu Dev Hayalet Kralla başpapaza yavaşça yaklaşıyordu. Hızlıca hareket ederek aradaki mesafeyi yalnızca 30 metreye düşürmüştü…



Bu noktada Bai Klanı başpapazının suratı asıldı. Sonuçta o yer ve gökle bağlantılı, ilahi hisleri sağlam bir devaydı ve tehlike söz konusu olduğunda içgüdüleri harikaydı. O anda kalbinde ölümcül bir kriz hissi yükselmiş, gayriihtiyari gerilemeye başlamıştı. Sebebini bilemese de… Bai Xiaochun gözüne fazlasıyla tehlikeli gelmişti.



Tamamen inanılmaz görünse de hissettiği krizden ötürü bir anda, “Dur orada!” diye bağırdı.



Ve tam geri sıçramak üzereyken Bai Xiaochun’un suratında delice, gaddar bir sırıtış oluştu.



“Öldün sen!!” diye bağıran Xiaochun çantasına vurarak kristal ruh istifleyen pagodasını çıkarttı. Sonra da tüm gücüyle pagodayı başpapaza fırlattı!



Pagoda pek özel görünmüyor olsa da havayı yararak ilerleyişiyle başpapazın kafatasını patlayacak derecede karıncalandırmayı başarmıştı. Yaklaşan felaket hissi öylesine yoğundu ki teni ve kanının her zerresine işlemişti.



“O şey beni öldürebilir! Buradan bir an önce çıkmam lazım!!!”
Başpapazı bir titreme almış ve güçlü bir ışınlanmaya başvurarak anında silinmeye başlamıştı!!



Ne yazık ki her şey çok hızlı gerçekleşmişti. Bai Xiaochun’un pagodayı fırlatışı karşısında tamamen hareketsiz yakalanmıştı. Ve en önemlisi… Bai Xiaochun kendisine fazla yakındı!



Sadece 30 metre varken pagodayı tüm gücüyle fırlatmıştı, işte bu yüzden kısacık bir sürede… pagodanın ulaşmasına yalnızca birkaç metrecik kaldı!!



Ve tam da başpapaz silinmek üzereyken Bai Xiaochun başını arkaya atarak, “PATLA!!” diye kükredi.




Pagodanın içerisindeki kısıtlayıcı büyüye tüm gücüyle bastırdı ve yine tüm hızla gerilemeye başladı!



Ölmeyen Uğursuzluğu kullanırken Dev Hayalet Kralı önünde tutmayı sürdürmüştü. Yine de tüm bunların yeterli olmayacağından endişelenerek ve herkesin pagodaya bakmasını fırsat bilerek kendisiyle kral arasına bir de kaplumbağa tavasını yerleştirdi!



Tüm bunları tarif etmek zaman almış olsa da her şey yalnızca bir kıvılcım çakacak sürede gerçekleşmişti. Ve pagodanın içerisindeki kısıtlayıcı büyünün çöküşüyle bedeninden ayrılan yarı tanrı ruhu uyanmış, bir yıkım aurası patlak vermeye başlamıştı!



Yer ve gök parlak ışıklarla aydınlanıyor, bulutlar kaosa sürükleniyordu. Her taraf tarifsiz bir baskıyla bir anda doluvermişti!


“Yarı tanrı ruh mu!?!?!?”
Bai Klanı başpapazının suratı asılmış, kalbi şokla dolmuştu. Ölümcül kriz hissi tarafından tamamen teslim alınmış haldeydi ve dudaklarından kaçan çığlıkla birlikte ışınlanma sürecini boş vererek kaçmakta karar kıldı. Ne yazık ki artık çok geçti!



Şok edici yarı tanrı aurasının belirişiyle bora misali bir rüzgar belirmişti. Ortalığı hayret ve alarm nidaları doldurmaya başladı.



“Yarı tanrı aurası!!”



“Bu da ne!?!?”



“Cennetler…”



Ardından yeri göğü darmadağın edebilecek güçte bir patlama gerçekleşti ve sağır edici bir ses hızla tüm Dev Hayalet Şehrini etkisi altına alarak her şeyi delice sarstı!



Bir dev koca şehri sarsıyormuş gibi yıkıcı bir patlama söz konusuydu. Gökyüzünün rengi solmuş, rüzgar sesleri eşliğinde şehri kuşatan arazilerde sayısız çatlak açılmıştı!



Bai Klanı başpapazıysa darbeyi alarak yıkıcı gücün etkisi altına tamamıyla girmeden kısa, delice bir çığlık atmayı başarmıştı!



Yakınlardaki binalar ve kaçmakta yavaş davranan pek çok yetişimci de saldırının gücünden nasibini almaktaydı.



BOOM! GÜMMM! PAAAATTT!!



Pek çok yetişimcinin ruhen ve bedenen ölmeden önce çığlık atacak vakti dahi olmuyordu. Buna kendilerini savunmaktan aciz halde küle dönen çokça Bai Klanı kıdemlisi de dahildi…


Klan şefi de Bai Xiaochun’un peşindeydi fakat hayat kurtarıcı bir nesnesi vardı ve onun sayesinde kurtulabilmişti. Yine de ağır şekilde yaralanmıştı. Bacaklarını kaybetmiş, kolları kopmuş, göğsü içeri batmış, saçları yanmış ve yetişim basamağı çatırdamıştı.



“Yo… bu gerçek olamaz!! Bai Hao! Bai Hao!!!”
Dehşet içerisinde yığılıp kalırken gözlerinde kalan nefreti ve çaresizliği görmek mümkündü.


Kocaman bir krater açılmaktaydı… ve mevcut yıkıcı aura uzaklardan bile hissedilebiliyordu.



Bu ses kakofonisi arasında Dev Hayalet Kralın da çaresizlik dolu çığlığı işitilmişti. Adam ağzından fışkıran kanlarla gerilemişti. Bai Xiaochun ise onun ve kaplumbağa tavanın arkasında olmasına rağmen darbeden nasibini almış, koca bir ağız dolusu kan kusmuştu. Bedeni yığılıp kalacakmış gibiydi, iç organları dahi istikrarsızlaşmıştı. Yine de canını kurtarmayı başarmıştı.


Olup bitenler Dev Hayalet Kralı bile sarsmıştı. Böyle bir şeyin olabileceğini ya da tüm bunların altındaki kişinin… Bai Hao çıkabileceğini asla hayal edemezdi!!



Her şey sonlanmıştı ama kratere bakan Bai Xiaochun’un kalbindeki korku hala silinmiş değildi.


“Yarı tanrı ruhun patlamasından gelen güç dudak uçuklatıcıydı… Neredeyse ben bile tarih olacaktım.”
Neyse ki olacaklara hazırlıklıydı. Doğru yer ve zamanı seçmiş, inanılmaz bir hızla geri çekilmişti. Bu sayede minimum oranda etkilenmişti. Bir de Dev Hayalet Kralla kaplumbağa tavanın koruması eklenince canını korumayı başarabilmişti.


Zaten Bai Klanı başpapazının yaklaşmasına izin vermek yerine kendisinin ona yaklaşma inisiyatifi almasının bir sebebi de buydu. Bu sayede gerileyeceği bir alan olmuştu… Söz konusu normal bir dövüş olsa ve yarı tanrı ruhu bir silah olarak çekip kullansaydı kendisinin de patlama ihtimali yüksek olacaktı…



Oradakiler içerisinde pagodaya en yakın kişi Bai Klanı başpapazıydı. Darbenin gücünün ortadan kalkışıyla adamın havada süzülen figürü gözler önüne serilmişti. Saçlarının çoğu yanmıştı ve bedeninin kalanı da korkunç durumdaydı. Bu ömrü boyunca büründüğü en kötü haliydi.



Onun için daha da şok edici olansa artık Bai Xiaocun’a karşılık verme şansının olmayışıydı. Bunu yaparsa öldürüleceği kesindi!


Tir tir titreyen adam kontrolsüzce koca bir ağız dolusu daha kan kustu, sonra da eşsiz bir korku ve inanılmaz bir öldürme güdüsüyle Bai Xiaochun’a baktı. Ancak arkasını dönüp kaçmakta hiç tereddüt etmedi ve elde edebileceği tüm hızla olabildiğince uzaklara ulaştı.



“Ölmedi mi?!?!” diye düşünen Bai Xiaochun şoktaydı. Ama adamı takip etmeye de cesareti yoktu. 



Artık tehlikede olmadığını fark ederek kısacık bir an düşündükten sonraysa bağırarak, “Ben, Bai Hao, bana saldırılmadıkça saldırmam. Dinleyin, millet. Az önce kullandığım ilahi kabiliyeti yüz kez daha kullanabilirim! Saldırdığımda kendimi bile korkuturum! O yüzden beni kışkırtmayı düşünmeyin bile!” dedi.



Ve bu sözlerin ardından hala kan kusmakta olan Dev Hayalet Kralı sımsıkı tutarak kaçmaya başladı.

 

Bölüm 652 : Yarı Tanrı Ruh İnfilakı

#Şu pagodayı kullanmasını uzun zamandır bekliyordum. Acaba kralı teslim edecek mi gerçekten diye de düşünmedim değil açıkçası. Ama deva ruhunu elde edemeden kralı bırakması pek mantıklı olmazdı, zaten Bai Klanına da güvenemezdi. Bu arada klan şefinin paramparça olması biraz içimin yağlarını eritti açıkçası, Bai Hao'ya yaptığı onca şeyden sonra başına böyle bir şey gelmesi lazımdı.
Neyse, bir başpapazı denklemden çıkardık ama iki başpapaz daha var. Ve bizi bekleyen çoookça tehlike!
Öyleyse okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr