Çevirmen : Clumsy 

Bai Xiaochun anın heyecanına fazlasıyla kapılmıştı, bu yüzden Dev Hayalet Kralın tehdit edici sözleri karşısında öfkeyle bağırdı: “Hala mı beni tehdit etmeye çalışıyorsun? Bu ne cüret! Beni zorlama. Ben Şeytan Hapishanesinin bir numaralı karanlık engizitörüyüm. Sinirlendiğimde kendimi bile korkuturum!!”

Ardından elini çantasına atarak bir Afrodizyak Hapı çıkartıp çıkartmamayı düşündü.

Bai Xiaochun’un gözlerindeki öfkeyi görmek kralı şok etmişti. Onun bir karanlık engizitör olduğunu söylediğini anımsayıncaysa kalbinde bir nefret birikmeye başladı. Kendisi görkemli bir yarı tanrıydı, şanlı Dev Hayalet Kraldı. Böyle bir ufaklığın kendisini işkenceyle tehdit edişi dişlerini öfkeyle sıkmasına yol açmıştı. Yine de sakinliğini korumayı başardı.

“Ne istiyorsun, Bai Hao? Söylesene! Dökül hadi! Bai Klanı ihanetinin planlı bir komplo olduğunu söylemeyeceksin herhalde!?!?” Dev Hayalet Kral öfkesini öyle iyi kontrol ediyordu ki sesinde en ufak bir tehdit edicilik dahi kalmamıştı. Ayrıca bir kez daha tokatlanıp tokatlanmayacağını merak eder gibi Bai Xiaochun’un eline bakmadan da edemiyordu.

“Götündür komplo! Dinle beni, Dev Hayalet Kral. Lord Bai’nin isteği--” Fakat o cümlesini bitiremeden D Blok ansızın titredi ve giriş, biri zorla girmeye çalışıyormuşçasına hunharca sarsıldı.

Bai Xiaochun’un bakışları girişe çevrilmiş, suratı asılmıştı. Akabinde kuvvetli bir patlama daha gerçekleşti ve girişin çöküşüyle içeri dalan sayısız figür gözler önüne serildi.

Ardından bastırılamaz bir düşmanlık barındıran öfke dolu bir bağırış işitildi.

“Bai Hao!! Geberme zamanın geldi!”

Bu bağırışın sahibi, etrafı direkt soy yetişimcileriyle çevrili Bai Klanı şefinden başkası değildi.

Bai Xiaochun’un suratı asılırken küçük kaplumbağa bir mesaj iletti.

“Ganimeti alıp kaçalım! Beklediğimizden erken geldiler ve Lord Kaplumbağa büyü formasyonunu tamamen kontrol edemiyor!!”

Bai Xiaochun derin bir nefes alarak sakinliğini geri kazandı. Ve gözlerinde buz gibi ışıklarla hiç tereddütsüz Dev Hayalet Kralı ensesinden yakalayarak koşmaya başladı.

“Bana komuta madalyonunu ver, küçük serseri.” diye bağırdı küçük kaplumbağa. “Lanet olsun! Bu insanların kutsal haracımıza müdahale etmeye kalktığına inanamıyorum! Lord Kaplumbağa tüm hücreleri açacak ve onları mahvedecek!”

“Hayatta olmaz!” diye yanıtladı Bai Xiaochun. “Hücreleri açıp mahkumları serbest bırakırsan… sadece Bai Klanına saldırmazlar, benim de peşime düşerler!” Neticede bir karanlık engizitör olarak hücrelerdeki çokça mahkumu sorgulamış ve yine pek çoğu ona derin bir nefret besler olmuştu…

Küçük kaplumbağa Bai Xiaochun’un bu yanıtı karşısında hiçbir şey söyleyemeyecek derecede sersemlerken Xiaochun başını sallayarak sımsıkı tuttuğu Dev Hayalet Kralla birlikte yeniden harekete geçti.

“Saklanamazsam dövüşürüm!!” diye bağırarak ardışık imgelerle birlikte dört klonunu çağırdı. Aynı zamanda pek çoğu on dört kat ruh güçlendirme geçirmiş türlü türlü büyülü nesne çıkarttı. Bir de yetişim basamağı gücü eklenince enerjisi şok edici seviyelere ulaşmıştı.

Gümbürtüler yankılanırken uzaklardaki Bai Klanı üyeleri Bai Xiaochun’u fark etti ve gözleri kıpkırmızı kesilen klan şefi öfke dolu bir şekilde kükredi. Etrafı her biri Ruhun Başlangıcında olan beş klan kıdemlisi ve yine kalabalık bir Öz Formasyon grubuyla çevriliydi.

“Geberme zamanı, Bai Hao!!” diye bağırarak çabucak Bai Xiaochun’a doğru ivmelenmeye başladı. 

Bai Xiaochun, ölümcül bir kriz anında olduğunu ve uzatmalı bir mücadeleye dahil olamayacağını biliyordu. Bu yüzden frijit qi’sini ve Dağ Sarsan Darbeyi kullanarak şok edici bir güç elde etti.

Küçük kaplumbağa da tehlikeli bir an olduğunu biliyordu. Heyecan dolu bir sesle kafasını kabuğuna gömerek Xiaochun’a ayak uydurdu.

Bai Xiaochun göz açıp kapayıncaya dek Bai Klanı güçlerine yetişmişti.

Klan kıdemlilerinin saldığı ilahi kabiliyetlerin icabına dört klon bakıyordu. Gerçek benliğiyse Ruhun Başlangıcının ilk evresindeki bir kıdemliye çarpmış ve adamı yirmi otuz metre kadar geriletmişti. Ardından durmak yerine hareketini devam ettirdi ve dört klonu yakınlardaki başka bir klan kıdemlisine çeşitli ilahi kabiliyetler eşliğinde saldırdı. Bu esnada gerçek benlik de Boğaz Ezici Kavrayışla yaklaşan yetişimcilerden birinin boğazını ezdi.

Bir kıvılcım çakacak sürede olabilecek en acımasız mücadele patlak vermişti!

Patlamalar ve şok dalgaları dört bir yana yayılıyor, her yere kaos hakim oluyordu!

Bu sırada Bai Xiaochun rengarenk ışıklar eşliğinde Ebedi Şemsiyesini çıkartarak yakınlardaki bir düşmanın göğsüne sapladı. Bai Klanının Öz Formasyon yetişimcilerinden olan adamın kaslı bedeninin kuruyup gitmesi, yaşam gücünün şok edici bir hızla tükenmesi kısacık bir an almıştı!

Bai Xiaochun şok edici hücumuna devam ediyor, etraftakilerden gizlemesinin imkansız olduğu altın dizaynlar her tarafında ışıldıyordu.

Ayrıca dokunduğu her şeyi küle çeviren bir on dört renkli ateş denizi de yaratmıştı. An itibarıyla şok edici bir ivmeyle ilerleyen göksel bir savaşçıdan farksızdı!

Mücadele kısa bir süredir devam ediyordu ve eşsiz bir acılıktaydı. Bai Xiaochun’un saçları karman çorman olmuştu lakin en ufak bir yavaşlama belirtisi göstermiyordu. Klan şefini bir yumrukla sendeletmiş ve diğer klan üyelerini dağıtmıştı. O ve dört klonu tüm güçleriyle savaşırken yollarına çıkan her şey kuru buğdaylar misali ezilip geçilebilirdi.

Pratiği yapılmışçasına rahat bir mücadele yaşanıyor gibi görünse de aslında içlerinde oldukları tehlike büyüktü. Bai Xiaochun’un iki klonu çoktan klan kıdemlileri tarafından yok edilmenin eşiğine gelmiş ve ışık benekleri şeklinde Bai Xiaocun’a dönmeye zorlanmıştı.

Gerçek benliğin ağzından da kanlar sızıyor ama yine de çıkışa doğru ilerlerken en ufak bir yavaşlama belirtisi vermiyordu.

Bu, mahkumları da etraftaki Bai Klanı yetişimcilerini de şok eden bir manzaraydı. Bai Xiaochun’un sergilediği gücü ve gaddarlığı sindirmek zordu. Ancak daha da şok edici bir şey vardı: ekipmanlarının abartılı doğası!  

“Cennetler! O… o nesne on dört kat ruh güçlendirme geçirmiş!!”

“Bu Bai Hao bir çılgın! Deri zırhı bile on dört kat güçlendirilmiş!!!”

“O bir dahi! Bir ruh güçlendirme dahisi!!”

Bu sırada klan şefi, “Hiçbir yere gitmiyorsun!!” diye bağırıp ufak çaplı bir ışınlanma gerçekleştirerek Bai Xiaochun'la arasındaki mesafeyi azalttı. Klan kıdemlileri de benzer şekilde takipteydi.

Bai Xiaochun gerilmeye başlıyordu. Bir yandan düşmandan kurtulmaya çalışıyor, bir yandan da Dev Hayalet Kral ölmesin diye uğraşıyordu. Dev Hayalet Kral onun gözünde bir deva ruhuna bedeldi, yani ölmesine izin veremezdi. Ama iki işi aynı anda yürütmek çok zordu. Hatta Dev Hayalet Krala gelen tüm saldırılara kalkan olması imkansız sayılırdı.

Lakin şu ana dek Dev Hayalet Kralın ağzından tek bir kelime dahi çıkmamıştı. İşin doğrusu kral, Bai Xiaochun’un cesareti ve gaddarlığından etkilenmişti. Çelikten damarları tamamen ortadaydı, adeta bambaşka bir insana dönüşmüştü!

Bai Xiaochun ise kralın bu sessizliğini tuhaf buluyordu. Ayrıca adama ulaşan saldırılar suratını birazcık daha solgunlaştırmaktan öte bir etki etmiyordu. Henüz kan bile kusmamıştı, herhangi bir şekilde yaralanmadığı ortadaydı.

“Bu Dev Hayalet Kral bir yarı tanrı. Sakın bir numarası olmasın?” Bai Xiaochun sersemlemiş olsa da oturup düşünecek vakti yoktu. Dört Bai Klanı kıdemlisi az önce ışınlanmış ve saldıkları ilahi kabiliyet, çığlıklar atan şeytani hayaletlerle dolu siyah bir bulut doğurmuştu. Gözleri kanlanan, ağzı açık kalan Bai Xiaochun çabucak Ebedi Şemsiyeyi açarak göz kamaştırıcı ışıklar eşliğinde hayaletleri engelledi. O noktada küçük kaplumbağa da Bai Klanı kıdemlilerine atıldı.

Ancak dört kıdemliden biri sağ eliyle bir büyü hareketi gerçekleştirerek Bai Xiaochun’a doğru bir avuç imgesi gönderdi.

Bai Xiaochun hiç düşünmeden refleks olarak Dev Hayalet Kralı önüne çekti. Gümbürtüler eşliğinde avuç paramparça olurken Xiaochun geriye doğru sendeledi. Dev Hayalet Kral da küfredecek gibi durmasına rağmen dişlerini sıkarak acıya katlandı.

“Acımadı mı?” diye mırıldandı Bai Xiaochun, şaşkın bir şekilde. Bai Klanı kıdemlisi de benzer şekilde şoktaydı. Bai Xiaochun’un bir ihtiyarı sürüklediğini fark etmiş ama bu duruma pek dikkat kesilmemişti. Fakat şimdi bu adamın sıra dışı olduğu bariz bir şekilde açığa çıkmıştı; Bai Xiaochun’u yaralayabilecek bir Ruhun Başlangıç Aşaması saldırısı yaşlı adamı hiç sarsmamıştı… Hatta bir damla kan dahi dökmemişti.

Bu sırada heyecan dolan Bai Xiaochun bir elinde Ebedi Şemsiye, diğerinde Dev Hayalet Kralla yeniden öne atıldı. An itibarıyla Dev Hayalet Kral onun yoluna çıkan ilahi kabiliyetleri engelleyebileceği canlı bir kalkana dönüşmüştü. Bai Klanı yetişimcileriyse şoktaydı.

Lakin en nihayetinde kral daha fazla dayanamayacak raddeye geldi. Tir tir titriyor, solgun yüzü öfkeyle canlanıyordu. Az önce her biri öldürme niyetiyle işli on Ruhun Başlangıç Aşaması saldırıyı karşılaşmıştı. Ve canlı bir kalkan olarak kullanılmanın yarattığı aşağılanmaya daha fazla katlanamayarak küfürler etmeye başladı!

#Bizimkinin kralı tokat manyağı etmesi yetmedi, bir de adamı kalkan olarak kullanmaya başladı. Vallahi koskoca yarı tanrıya şu yaptıklarından sonra bu işten paçayı nasıl sıyıracak çok merak ediyorum.
Ama söz konusu Bai Xiaochun ise hiçbir şey imkansız değildir, altı yüz küsür bölümde bunun pek çok örneğini gördük 
Hadi bakalım, kaplumbağalar kaçmaya, biz okumaya devam!