Bölüm 637 : Hazine Dolu

avatar
3720 21

A Will Eternal - Bölüm 637 : Hazine Dolu


Çevirmen : Clumsy 

 

D Bloğundan ayrılan Bai Xiaochun 9. takımdan birkaç ruh yetişimcisine denk gelmiş ve onlarla sohbet etmeye vakit ayırmıştı. Sonra da kendi odasına geri döndü.



“9. takımın devriye görevine biraz daha vakit var. Bu fırsatı sahip olduğum her şeye ruh güçlendirme uygulayarak kullanmalıyım.” Bai Xiaochun baştan ayağa on dört katlı ruh güçlendirme geçirmiş nesnelerle kuşanmış harikulade görüntüsünü hayal edebiliyordu. Bir büyülü hazine gibi ışıldayacaktı!


Kuvvetli bir kahkaha patlattıktan sonra fark edilmemek için büyü formasyonları ve farklı önlemler aldı. Sonra da pagodasındaki ruhları kullanarak on dört renkli ateşler yarattı. Son olarak kaplumbağa tavasını çıkarttı ve ruh güçlendirme çalışmalarına başladı.


Güçlendirdiği ilk şey Ebedi Şemsiye oldu. Şemsiye on dört katlı güçlendirme sonunda bir kez daha görünüm değiştirmiş, yüzeyindeki hayalet suratı hem güler hem de ağlarmış gibi muammalı bir surat ifadesine bürünmüştü. Ayrıca alnına uzun bir şey eklenmişti, o şey üçüncü bir göz değil, yeni bir hayalet suratıydı. Ve bu manzara Bai Xiaochun’u bütünüyle sarsmıştı.


“Sırada on beş katlı ruh güçlendirme var. O zaman deva seviyesinde bir büyülü nesne yaratılacak.” Bai Xiaochun ışıl ışıl gözlerle dudaklarını yaladı. Bir nesnenin on beş katlı ruh güçlendirme geçirdiğinde deva benzeri bir aura yaydığını biliyordu. Öyleleri Yaban Arazilerde bile az bulunuyordu.



Sonuçta Yaban Arazilerde bir sürü çok renkli ateş bulunuyor olsa da başarılı bir şekilde ruh güçlendirme şansı Cennetkarışı ile aynıydı. Dolayısıyla düşük kaliteli nesneler daha yaygın olsa da yüksek kalitelilere pek rastlanmazdı.



Bai Xiaochun gerçekten de tamamıyla on dört kat ruh güçlendirme geçirmiş nesnelerle kuşanmayı başardığı takdirde Yaban Arazilerde duyulmamış bir şeye imza atmasa da başarısı bir hayli şok edici olurdu.



Ebedi Şemsiyeyi güçlendirdikten sonra dikkatleri üzerine çekmediğini teyit ederek maskesini çıkarttı ve bu defa da maskeyi büyüleyerek tekrar suratına yerleştirdi. Ardından diğer nesneleri üzerinde çalışmaya koyuldu. Zhou Yixing’in yayını ve topladığı güçlü okları güçlendirdi. Sonra da uçan kılıçlarına ve sahip olduğu diğer önemli büyülü nesnelere geçti.



Bir noktada büyük klanların zenginlerinin giydiği kaliteli kıyafetleri düşündü. Ve onların altında kalmaya razı olmayarak abartılı bir şekilde çantasındaki bazı kıyafetlere bile on dört kat ruh güçlendirme uyguladı…



Bu, duyulduğu takdirde insanları deliye döndürecek bir lüks seviyesiydi. En nihayetinde ruh güçlendirme gerçekleştirecek şeyi kalmadığını fark etti. Artık insanları, ruh güçlendirme uyguladığı nesneleri gördükleri anda deliye döndürecek bir noktaya ulaşmıştı. Tamamıyla on dört kat güçlendirilmiş nesnelerle kuşanmıştı… Kesinlikle tepeden tırnağa silahlanmış denilebilirdi.




“Artık Bai Klanı deva başpapazına rastlarsam gerçekten istediğim takdirde onu öldürebilirim sanırım!” İçten bir kahkaha atarak ruhları inceledi ve stokunun yalnızca yarıdan birazcık fazlasını kullanmış olduğunu fark etti.



“Şu anda yetişim basamağımı yükseltemeyecek olsam da savaş gücüm eskiye nazaran çok arttı. Hele bir de on beş renkli ateşi yaratıp on beş kat güçlendirilmiş nesnelerle kuşanırsam… bana rastlayan devaları şaşkına çeviririm! Evet, en iyisi bu. Onları ölümüne şok ederim! O zaman da savaşmama gerek kalmaz. Hahahahaha...”
Halinden son derece memnun olsa da kişinin zenginliğiyle övünerek başını kolayca derde sokabileceğinden haberdardı. Maskesi genel güç seviyesini bir sır olarak tutmasını sağlasa da nesnelerindeki altın dizaynları silmesi biraz vakit alacaktı.



Bu işi tamamladıktan sonra bağdaş kurarak Bai Hao’nun on beş renkli ateşle ilgili araştırma notlarını okumaya başladı.



Yedi gün çabucak geride kaldığında bu sürenin tamamını on beş renkli ateşe odaklanmış şekilde geçirmişti.



On beş renkli ateş yaratabilmek tüm ruh büyücüsü klanları için son derece önemliydi. Bai Hao’nun notları on beş renkli ateşle ilgili bilgiler içeriyor olsa da henüz tamamlanmamıştı. Ve on beş renkli ateş fazlasıyla zordu, öyle ki yedi günlük araştırma Bai Xiaochun’u serseme çevirmişti.


On dört ve on beş renkli ateşler arasındaki zorluk kıyaslanacak olursa on dörde onuncu seviye, on beşeyse yüzüncü seviye denebilirdi!

 

On beş renkli ateş on kat daha zor olduğu için bu iki ateş arasındaki farkın da dünya ve cennet kadar olması doğaldı. Doğrusu on beş renkli ateş Yaban Arazilerdeki hemen hemen tüm karasal ruh büyücülerinin önünde bir engeldi.  


Bunu başarmak kişiyi göksel ruh büyücüsü kılıyordu ki Yaban Arazilerin bütününde yalnızca birkaç düzine göksel ruh büyücüsü mevcuttu. Tek başına bu bile on beş renkli ateş yaratmanın ne kadar zor olduğunu anlatmaya yeterdi.



Ne yazık ki Bai Xiaochun’un elinden, araştırma ve kehanetlere odaklanmaktan başka bir şey gelmiyordu. En nihayetinde birkaç başlangıç testi gerçekleştirecek özgüvene erişti. Ama geride kalan üç günün sonunda hayal kırıklığı içerisinde saçlarını çekiştirmeye başlamıştı. Artık on beş renkli ateşe harcadığı süre on gün olmuştu ama sahip olduğu tek şey asık bir surattı.



Bu noktada 9. takım kaptanının neşe dolu sesini işitti.



“Buraya gel, Bai Hao. Büyük bir şeyler oluyor!”



Kaşlarını çatan Bai Xiaochun dışarıya çıkarak kaptanın gerçekten de çok mutlu göründüğünü fark etti.



“Ne oluyor, Kaptan?”
dedi esneyerek. “Yeni bir mahkum falan mı geldi?”



“Aynen öyle, yeni bir mahkum geldi. Ama buraya, D Bloğa gönderilmedi. Ayrıca bu yeni mahkumla ilgili seni çağıran kişi müdürün ta kendisi!” Kaptan bu sözlerle birlikte Bai Xiaochun’u tutarak beraberinde sürüklemeye başladı.


“Müdür mü?” Buraya ilk gelişinde hendeğin dışında kendisini karşılayan Li Xu’yu düşünen Bai Xiaochun’un ağzı açık kalmıştı. “Acaba Dev Hayalet Kral bana pek ilgi göstermediği için Cai Klanı veya Bai Klanı bana sorun yaratmaya çalışıyor olabilir mi?” diye düşündü. Ama kaptanın mutluluğuna bakılınca bu pek mümkün görünmüyordu.



Yerinde durarak, “Kaptan, tam olarak neler oluyor?” diye sordu.



“Büyük bir şey! Harika bir şey!”
Kaptan içten bir kahkaha atsa da Bai Xiaochun’un birazcık gerildiğinin farkındaydı. Onu harekete geçirerek detaylı bir açıklamaya girişti.



Çok geçmeden her şey netleşmeye başlamıştı…



Kaptanın söylediğine göre bu yeni mahkum yakın zamanda A Bloğa getirilmişti ve çok ama çok önemliydi. Onu konuşturmaksa öylesine hayati bir meseleydi ki bu meseleyle bizzat müdür ilgilenmekteydi.



Yeni mahkumun ağzı son derece sıkıydı, dört bloğun karanlık engizitörleri bile ondan tek bir kelime alamamıştı. Ruhun Başlangıcında olduğu için de üzerinde ruh arayışı gerçekleştirmek etkili olmazdı, hatta ölümüne yol açmaları mümkündü. Bu yüzden bu yeni mahkum tüm Şeytan Hapishanesinin baş belası olmuştu.  



Bu durumdan ötürü büyük bir baskı altında olan müdür birkaç kez öfke patlamaları yaşamıştı. Ne yazık ki bildikleri tüm metotları kullanmalarına rağmen dört karanlık engizitör hiçbir başarı elde edemiyordu.



Çıkmaz yola girildiği için de D Bloğunun müdür yardımcısı Sun Peng, Bai Hao’nun sorgulama konusunda son derece yetenekli olduğunu öne sürmüş, hatta D Bloğundaki tüm eski mahkumları nasıl konuşturduğunu açıklamıştı.



Normal şartlarda bu kadar önemli bir mesele Bai Xiaochun’a açıklanmazdı. Ama Li Xu’nun başka seçeneği kalmamış ve Sun Peng’in bahsini açışıyla Bai Hao’nun önemli biri olduğunu anımsamıştı. Sonunda da çaresizliğine yenik düşerek Bai Hao’ya bir şans verme kararı almıştı.



“Bai, evladım, bu büyük bir fırsat!” dedi kaptan heyecanla. “Bu mahkumu konuşturabilirsen Şeytan Hapishanesinin bir numaralı karanlık engizitörü olursun!” Kaptanın Bai Xiaochun’a güveni tamdı ve onun varlığında dünyadaki hiç kimsenin ağzını kapalı tutamayacağından emindi.


“Bir numaralı karanlık engizitör olmak resmi bir tanınma sağlamasa da Şeytan Hapishanesi kuralları gereği dört blok da bu konuda hemfikir olursa iş resmileşir. Bir numaralı karanlık engizitör müdürden hemen sonra gelir ve en az müdür yardımcıları kadar güçlüdür!



“Başarılı olursan devasa bir yükseliş yaşarsın! Hatta diğer üç bloktaki eski mahkumların zenginliklerine de erişebilirsin. O zaman D Bloğundaki eski takımını unutma tabii!”
Kaptan heyecanlı bir şekilde konuşa konuşa Bai Xiaochun’u A Bloğuna doğru sürüklüyordu.



Her şeyi anlamış olan Bai Xiaochun en sonunda rahat bir nefes alabilmişti. Bai ve Cai Klanları peşine düşmediği sürece korkacağı hiçbir şey yoktu. Hatta alt tarafı bir sorgulamayla karşı karşıya olduğunu öğrenmek onda hiç endişe bırakmamıştı.



“Ah, bu da bir şey mi! Endişelenme, Kaptan, benim elimden hiçbir sır kurtulamaz.” Çenesini gururla kaldırarak kaptanla yaptıkları A Blok yolculuğunu hızlandırdı.



A Bloğu D Bloğuna bir hayli benziyordu. Fakat çok daha büyük ve uğursuz bir ortamdı. Soğuk, ürpertici bir aurayla doluydu, gardiyanların alanlarıysa güçlü ruh dalgalanmaları barındırıyordu. Burada yetişim yapmanın son derece faydalı olduğu aşikardı.


A Bloğunun ortasında yırtık kıyafetler içerisindeki orta yaşlı bir adamın bulunduğu kocaman bir kafatası yer alıyordu. Kafeste adamı boynundan tutan bir kişi daha bulunuyor ama buna rağmen mahkumun gözlerinde bir küçümseme görünüyordu. Bu mahkum nedense Bai Xiaochun’a tanıdık gelmişti.



Kafesin dışında da kalabalık bir grup toplanmıştı. D Bloktan Sun Peng, etrafını saran uğursuz görünümlü üç yaşlı adamla, yani diğer müdür yardımcılarıyla birlikte oradaydı.



Ayrıca kimi genç kimi yaşlı dört yetişimci daha oradaydı. Fakat istisnasız her biri soğuk, uğursuz auralara sahipti. Ortalarına doğru yürümek yılanlarla dolu bir çukura girmek gibiydi!



Bai Xiaochun dörtlü gruptan birinin D Bloğunun karanlık engizitörü olduğunu fark etmişti. Buna bakarak diğerlerinin de diğer blokların karanlık engizitörleri olduğu rahatlıkla anlaşılıyordu.



Ayrıca kalabalık bir A Bloğu gardiyan grubu da ortamdaydı.



Ve şu ana dek bahsedilenlerin dışında bir kişi daha vardı, yani mahkumun boynunu tutan kişi… Müdür Li Xu!



Gelenleri sezen Li Xu mahkumu tutan elini birazcık gevşeterek bakışlarını Bai Xiaochun’a çevirmişti.



Gözlerindeki bakış bir kurt hiddetinde ve bir kılıç keskinliğindeydi!

 

#Çılgınlar gibi ruh güçlendirme yapan ve gücünü bayağıca arttıran kaplumbağamızı yeni ve zorlu bir sorgu serüveni bekliyor. Gerçi Afrodizyak Hapı olduğu sürece sorgunun altından başarıyla kalkamaması biraz zor. Ama bizzat müdür tarafından çağrılması biraz tedirginlik verici de olabilir. Öyleyse bakalım gözümüze tanıdık gelen bu mahkum kimmiş, ondan ne öğrenilmesi gerekiyormuş ve bizimki bu konuda başarılı olacak mıymış, hadi okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44256 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr