Bölüm 628 : Ganimeti Bölüşme

avatar
3176 18

A Will Eternal - Bölüm 628 : Ganimeti Bölüşme


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun yürüyor, kaptan ve 9. takım gardiyanları saygı ve huşuyla ışıldayan gözlerle arkasından geliyordu.



Yetişim dünyasında güçlü olan daima saygı görürdü. Bu doğanın kanunu gibi bir şeydi. Lakin Şeytan Hapishanesinde ekstra bir kanun daha vardı, o da engizitörlere duyulan saygı üzerineydi!



Engizitörler zenginlik ve statünün nihai temsilcileriydi!



Zhao Feng zamanında 9. takımın engizitörü olarak son derece popülerdi ve kaptandan inanılmaz bir saygı görürdü. Tabii diğer takımların engizitörleri de aynı şekildeydi.



Ama şimdi herkes Bai Xiaochun’un ne kadar harika bir engizitör olduğunu görmüştü; Zhao Feng bile buna ikna olmuş durumdaydı. Bu yüzden insanların şevklerinin yoğunlaşması son derece doğaldı.



“Kardeş Bai tam bir uzman!”



“Hahaha! Önceki yanlış anlaşılmaların kusuruna bakma, Kardeş Bai. Onları unutalım gitsin. Bundan böyle kardeşiz!”



“Kardeş Bai, sen engizitörlükteki bu yeteneğinle Şeytan Hapishanesinin zirvesine yükselebilirsin!”


Zhao Feng’in de önceki düşmanlığı gitmiş, yerini huşu ve saygı almıştı. “9. takım altın madenine rastladı! Yanımızda Kardeş Bai varken bizden iyisi olamaz.” 



Bai Xiaochun sırf Yaşlı Şeytan Zhou’yu konuşturmakla kendisini herkese sevdirebileceğini asla hayal edemezdi. Tamamen üstün bir şahsa dönüşmenin yarattığı farkındalık iç çekmesine yol açıyordu. Nereye giderse gitsin bir hazine gibi parlıyor, bu gerçek de ister istemez gözlerini ışıldatıyordu.


“Fazla mükemmelim.” diye düşünüyordu. “Nasıl bu kadar mükemmel olabildim? Ben bile kendimi övmeden edemiyorum.” Başarının tadını çıkartsa da diğerlerine düzgün davranmayı bilen biriydi. Bu yüzden boğazını temizleyerek kahkahalar atmaya, diğer gardiyanlarla sohbet etmeye başladı.  


Sonra da göğsünü gururla tokatlayarak, “Ah, sorun değil. Bundan böyle 9. takım olarak büyük bir aile olacağız! Hepimiz kardeşiz!” dedi.



O ve 9. takım üyeleri bu konuşmalarla birlikte bloklarına doğru ilerlemeye koyuldu.



Tam da o gün kaptan, bazı gardiyanları Yaşlı Şeytan Zhou’nun hazinesini bulmaları için itiraf ettiği noktaya, Dev Hayalet Şehrinin dışına gönderdi. Gerçekten de orada bir büyü tekniğiyle gizlenmiş bir ölümsüz mağarası bulunmakta, içerisinde de Yaşlı Şeytan Zhou’un ömürlük birikimleri yer almaktaydı. Akabinde o hazineler Şeytan Hapishanesine taşındı.


Çok geçmeden kaptana mahsus alanda yapılan bir toplantıda da ganimet bölüşüldü. En büyük pay Bai Xiaochun’undu ve çokça kinci ruh dolu bir ruh istifleyen pagodayla bini aşkın orta kalite ruh ilacına sahip olmuştu. Bu manzara onun bile soluğunu kesmeye yetmişti.



“Bu Yaşlı Şeytan Zhou da amma zenginmiş!”
diye düşünüyordu. O noktada kaptan parmağını şaklatarak tüm gardiyanlarına likör dolu güğümler gönderdi.


Ve bir kahkaha eşliğinde kendi güğümünü kaldırarak yüksek sesle şöyle dedi: “Her şeyi Kardeş Bai Hao’nun sıkı çabalarına borçluyuz, millet. Hadi, hadi, onun şerefine içeceğiz!” 



Diğer gardiyanlar da gülerek güğümlerini Bai Xiaochun’a doğru kaldırdı. Herkes güzel bir kar elde etmişti ve Xiaochun’a çevrilen gözlerindeki ışıltıya bakılırsa aslında gördükleri şey kendilerini bekleyen sonsuz hazinelerdi.

Bu sırada kollarını sıvayan Bai Xiaochun da kendi güğümünü kaldırdı. “Kardeşlerim, ben Şeytan Hapishanesinde yeniyim ve henüz tüm kuralları bilmiyorum. Bir hatam olduysa affedin lütfen.



“Bu arada benimle ilgili son derece acı verici dedikodular yayılıyor, bunlardan bahsetmemeyi yeğlerim. Her halükârda artık siz benim ailemsiniz ve bundan böyle harika hayatlar yaşamanız için elimden gelen her şeyi yaptığımdan emin olacağım. İzniniz olursa ben de sizin şerefinize içeyim!” diyen Bai Xiaochun kendi ağzından çıkan harikulade sözlerden etkilenerek kocaman bir yudum aldı.



Saf, adil, hatta bir nebze narin görünümü ağzından çıkan cesur sözlerle pek uyuşmuyordu. Ama yine de diğer gardiyanlardan bir tezahürat yükselmesine yol açmış, sonra da her biri kendi güğümlerinden koca yudumlar almıştı.



Güğümlerin dibi görülürken ilişkilerinin büyük bir ilerleme kaydettiğini görmek mümkündü. Artık Bai Xiaochun da içlerinden biriydi ve hepsi birbirine kardeşim şeklinde hitap ederek gürültülü kahkahalar atıyordu. 



Kaptanın bile onlardan farkı yoktu. Bai Xiaochun’un omzunu samimi bir şekilde tutarak konuşmaya başlamıştı: “Önceleri sana değişken davranmamızın sebebi o dedikodulardı. Herkes senin aile sevgisinden yoksun, gaddar biri olduğunu söylüyordu. Ama bu dedikoduların yanlış olduğu ortada. Kardeş Bai Hao, sen tam da bizim gibi birisin. Ayrıca engizitör olarak büyük bir potansiyelin olduğu da ortada. Şeytan Hapishanesine gelmen kesinlikle doğru tercihmiş. Kim takar boktan Bai Klanını? Bundan böyle burada yüzlerini göstermeye cüret ederlerse karşılarında bizi, kardeşlerini bulurlar!”



Herkes içten kahkahalarla karşılık verirken Zhao Feng alkol güğümünü ellerinde tutarak uzunca, içtenlikle eğildi.



Bai Xiaochun çok etkilenmişti. Hatta üzerindeki kıyafetlerden birini çıkartıp bir ayağını alkol güğümlerinden birinin üzerine koyarak kahramanca bir poz verme noktasına bile gelmişti.



Ardından, “Teşekkürler kardeşlerim!” dedi yüksek sesle. “Bundan böyle hepiniz abimsiniz!”



Zhao Feng de alkol güğümünü kaldırarak karşılık verdi: “Kardeş Bai, zamanında sana kötü davranmıştım, müsaadenle şerefine içeyim!” Dedikten sonra alkolünü uzunca yudumladı ve Bai Xiaochun’un önünde bir kez daha eğildi. “Bundan böyle 9. takımın engizitörü olarak devam etmeme imkân yok. Kardeş Bai, lütfen, yalvarırım bu pozisyonu devral!” 



Diğer gardiyanlar da ayağa kalkarak benzer düşüncelerini dile getirmeye başlamıştı.



“Doğru söylüyor, Kardeş Bai Hao. Neden 9. takımın engizitörü olmuyorsun!?”



“Sendeki bu potansiyelle Şeytan Hapishanesinin en ünlü engizitörü olacağın kesin!”



Kaptan bile onlara katılmıştı. Bai Xiaochun’un kalbi popülerliği sayesinde mutlulukla çarpmaktaydı. Bir müddet sonra engizitörlerle ilgili birkaç soru sormakta karar kıldı.


Zhao Feng de gözlerinde ışıldayan övgüyle Bai Xiaochun’a engizitörlüğü tanıtmaya koyuldu. “Şeytan Hapishanesindeki çoğu mahkum üzerinde ruh arayışı gerçekleştirilemiyor. Bu yüzden görevi resmi olarak mahkumları sorgulamak olan engizitörlere sahibiz. Yalnızca sorgulamada inanılmaz yetenekli olanlar engizitörlük yapabiliyor.



“Şeytan Hapishanesindeki dört ana bloğun da müdür yardımcılarından sonra gelen saygıdeğer engizitörleri var. Onlar kalplerini dolduran karanlıktan ötürü karanlık engizitörler olarak biliniyorlar! Ayrıca bu dörtlünün yanı sıra dört bloğun takımlarının her biri de kendine ait engizitörlere sahip.



“Yaşlı Şeytan Zhou D Bloğundaki hiçbir engizitörün kabuğunu açamadığı bir çetin cevizdi. Hatta 1. takımın karanlık engizitörü bile başarılı olamamıştı. Senin bunu başarmış olmansa bir karanlık engizitör olma potansiyeli taşıdığını gösteriyor!” 



Bai Xiaochun Şeytan Hapishanesiyle ilgili edindiği bu yeni bilgi karşısında şaşırmıştı. Aklına Yaşlı Şeytan Zhou ve onun sayesinde kazandığı kinci ruhlar geldiğindeyse kalbi küt küt atmaya başladı.



“Hala o son deva ruhuna ihtiyacım var.” diye düşünüyordu. “Onu elde edene dek yetişimim ilerleyemeyecek. Şimdilik zavallı küçük canımı korumamın en iyi yolu büyülü nesnelerin gücünden faydalanmak… Bu durumda ateş yaratmak benim için çok önemli olacak, bunun için de bir sürü ruh gerekecek…” 



Bai Xiaochun aklında bu düşüncelerle boğazını temizledi, elini salladı ve “Ehh, madem çok ısrar ediyorsunuz, öyleyse engizitörünüz olmayı kabul ediyorum.” dedi.



Karşılığında gardiyanlar tezahüratlara başladı ve bir yandan da alkol güğümleri birbirine tokuşturuldu.


Ardından biri, bugüne dek hazinelerinin konumunu açık etmemiş en ağzı sıkı mahkumların bir kısmını ziyaret etmeyi önerdi.


“Kardeş Bai sayesinde hepimiz zengin olacağız! Kardeş Bai, D Bloğunda hiç konuşmayan yüzü aşkın mahkum olduğunu biliyor muydun!?”



“Aynen öyle! O mahkumların ağzı çok sıkı. Onları konuşturabilirsek muhtemelen hepsinden Yaşlı Şeytan Zhou’nunki gibi bir ganimet elde ederiz!” Konuşma bu seyirde devam ettikçe Bai Xiaochun’a bakan gardiyanların kalp atışları daha da kuvvetleniyordu.



Kaptanın bile heyecanlandığı apaçık ortadaydı. Göğsünü tokatlayan adam, “Kardeş Bai, 10. takımın kaptanıyla konuşup bu seferlik bize devriye sıralarını vermeye ikna edebilirim.” dedi.



Bai Xiaochun bir anda bu kadar önemli hale gelmenin verdiği heyecanla titriyordu. Çenesini kaldırarak, “Peki. Madem öyle istiyorsunuz, kardeşlerim, öyleyse hadi yapalım. O mahkumların ben etraftayken ağızlarını kapalı tutacağına inanmayı reddediyorum!” dedi.



Gardiyanların gözlerindeki heyecan daha açık olamazdı. Kaptansa içten bir kahkahayla çabucak 10. takıma doğru yola koyulmuştu. Ve geri döndüğünde de parmağını şaklatarak dedi ki: “Kabul ettiler! 10. takımın devriye görevi bizde!”

 #Eveeet böylece yeni bir uğraşımız oldu. Bizimki nereye gitse saçma sapan bir şekilde zengin olmayı başarıyor gerçekten. Çoğunu da kasıtlı veya yanlışlıkla ürettiği haplara borçlu. Demek ki bazen hatalar da güzel şeylere sebep olabiliyormuş diye ufak bir iyimserlik sergiledikten sonra sıradaki bölüme geçiyorum, orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44339 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr