Bölüm 622 : Şeytan Hapishanesi

avatar
3535 16

A Will Eternal - Bölüm 622 : Şeytan Hapishanesi


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun kendisi gibi göz kamaştırıcı bir tümgeneralin bu duruma düşmüş olmasının doğurduğu aşağılanma yüzünden iç çekmeden edemiyordu. Ama şartlar gereği ayak uydurması gerektiğini de biliyordu…



“Ah, neyse. Ben, Bai Xiaochun, bu kadar sıra dışı ve harikayken yolum nereye düşerse düşsün yeni bir saygı seviyesi edinmeyi bilirim!” Kendisini gaza getirmeye çalışarak anafordan çıkmış olan adama baktı. Bu noktada Li Xu’nun Şeytan Hapishanesinin lideri ve kendisinin müstakbel patronu olduğunu çözmüştü. Bu adam da Li Xu’nun asistanı gibi bir şey olmalıydı.


“Hadisene,” dedi adam, “harekete geçmezsen bir gün daha dışarıda beklemek zorunda kalacaksın.” 



Bai Xiaochun bu adamdan hoşlanmadığına şimdiden karar vermişti.


İçinden, “Onu gücendirecek hiçbir şey yapmadım ki!” diye şikayet etse de aceleyle kafasını eğip anafora girmekten başka şansı yoktu.



Kaybolan ikili, hendeğin derinliklerine doğru batmaya başlamıştı. Li Xu’nun asistanı olarak bu adamın sıra dışı bir yetişim basamağına sahip olması şaşırtıcı değildi. Ayrıca hafif ışıklar yayarak hem kendisini hem de Bai Xiaochun’u etraflarındaki ölümcül kara hendek sularından koruyan bir komuta madalyonuna sahipti.



Bai Xiaochun bu zifiri karanlıktan ötürü biraz gerilmişti. Hem etrafını göremiyor hem de suya baktığında içerisinde korkunç yaratıklar varmışçasına engin bir tehlike seziyordu.



Aşağıya doğru gerçekleştirdikleri yolculukta gardını bir an olsun indirmiyordu. En nihayetinde siyah suyun ilerilerindeki iki yeşil noktayı görebilir hale geldi.


Bunlar yeraltına ait bir aurayayla yankılanıyor ve gözleri andırıyordu. Bakmak dahi insanın tüylerini diken diken ediyordu.


Fakat kendisine eşlik eden adamda hiçbir tepki doğurmamışlardı, bu yüzden Bai Xiaochun da tamamen temkinli bir şekilde onu takip etmeyi sürdürmekteydi. Yolculuk süregeldikçe yeşil ışıklar büyüyordu.



Yakınlaştıkça işler daha da netleşmiş ve Bai Xiaochun’un kalbi hızla çarpmaya başlamıştı; hendeğin dibinde devasa bir taş heykel bulunmaktaydı!



Heykel uzaysal çarpıklıklar yayan kocaman bir *xuanwu(çin mitolojisinde kara kaplumbağası, tanrı vb anlamları varmış) kaplumbağa tasviriydi. Bai Xiaochun’un az önce fark ettiği yeşil ışıklarsa aslında kaplumbağanın gözleriydi.



Ayrıca büyüyle mühürlenmiş alanlarda yer alan engin öldürücülükte bir aura mevcuttu. O mühürler olmasaydı aura dışarı sızar ve yer ile gökte geniş çaplı dönüşümlere yol açardı.



Bai Xiaochun şimdiden sarsılmıştı fakat fark ettiği üzere, her nedense, kaplumbağa gözüne tanıdık görünmüştü. Bir müddet yakından inceledikten sonraysa gözleri çay tabağı kadar irileşti ve kalbi göğsünde küt küt atmaya başladı.



“Bu heykel küçük kaplumbağaya çok benziyor…” Küçük kaplumbağa çoktandır ortalıkta yoktu. Bai Xiaochun birkaç defa çantasını kurcalamış ama onu bulamamıştı. Yine de içeride bir yerlerde olduğunu hissediyordu.


Bai Xiaochun tüm bunların ne anlama geldiğiyle ilgili tereddütler taşırken adam, onu kaplumbağa heykelinin sol eline yönlendirdi. Her konuda gergin olan Xiaochun ise onu takip ederek göze girişini yaptı.



Yarı saydam bir bariyer siyah suyu dışarıda tutuyordu ve adamın komuta madalyonu bu bariyeri aşmalarına olanak tanımıştı.


Bai Xiaochun çok geçmeden kendisini dişleri andıran çaprazlama sarkıt ve dikitlerle dolu geniş, taş bir mağarada buldu. İçeride dört ruh yetişimcisi beklemekteydi ve Bai Xiaochun’a öncülük eden adamı görünce her biri kollarını kavuşturarak saygıyla eğilmişti.



“Selamlar, Sol Dharma Koruyucusu!”



Sesleri yüksek değildi, tüyler ürpertici soğukluktaydı. Ölümle yaşamın sınırında yaşayan insanlardı ve tek bir bakışları dahi insanların kalbine saplanmaya yeterdi. Onlara bir müddet bakan Bai Xiaochun dördünün de Ruhun Başlangıcında olduğunda karar kıldı.



“Bu Şeytan Hapishanesi sıradan bir hapishane değil!”
diye düşündü. Etrafına bakmayı sürdürürken de dört farklı yöne açılan dört tüneli ve girişte tüneli andıran beşinci bir açıklığı fark etti.


“Sun Peng, bu müdürün D Bloğuna atadığı yeni gardiyanlardan biri. Onun için gerekli ayarlamaları yaparsın.”
Emrini verdikten sonra da kollarını arkasında kavuşturarak beşinci tünele doğru uçmaya başladı.



Kalan dört ruh yetişimcisinden üçü de onun gidişinin ardından koridorlara dağıldı. Yalnızca yaşlı adam geride kalmış, kaşlarını çatıp Bai Xiaochun’a bakarak, “Li Xu seni şahsen Sol Dharma Koruyucusuna teslim ettiyse mantıken benim D Bloğuma değil, A Bloğuna atanmalıydın.” demişti.



Yaşlı adam bu durumda bir tuhaflık bulmuş gibi görünse de Bai Xiaochun’a gülümsemekten geri durmamıştı.



Dostane bir gülümsemeydi, yine de Bai Xiaochun’a korkunç gelmiş, bu gülümsemeye bir de adamın kötücül aurası eklenince ister istemez içi ürpermişti.



“İsmini sorabilir miyim, Yoldaş Daoist?” dedi yaşlı adam.



Bai Xiaochun ise birkaç kez gözlerini kırpıştırdıktan sonra dikkatlice yanıtladı: “Ben Bai Hao.”



“Bai Hao. Bai Hao... Bai...?”
Bir müddet düşünen adamın gözleri irileşmişti. “Bai Klanından Bai Hao mu?”


Adamın tepkisinden memnun kalan Bai Xiaochun gururla karşılık verdi: “Evet öyle. Bai Klanından Bai Hao’nun ta kendisi.”



Yaşlı adamın nefesi kesilmişti. Şimdi neden Li Xu’nun bu kişiyi D Bloğuna atadığını anlıyordu.


“Çetin cevizsin değil mi!” diye düşünüyordu. “Li Xu seni Sol Dharma Koruyucusuna teslim ettiyse emirler yukarıdan gelmiş olmalı. Ve böyle bir emir verebilecek tek kişi Dük Ölümtellalıdır. Ona bu emri verebilecek tek kişiyse göksel kralın ta kendisi.



“Bai Klanı bu çocuğun başına ödül koymuş, göksel kralsa onu buraya yollamış…” Yaşlı adam durumu daha fazla kurcalamaya cesaret edememişti. Bu yeni şahsı gücendirmeyi göze alamayacağını fark ederek iç çekti. Sonuçta söylentilere göre kendi klanına başkaldırmış, hatta öz babasını rehin alma noktasına varmıştı.



Hem inanılmaz bir sabrı vardı hem de tamamen, bütünüyle acımasızdı…


“Şeytan Hapishanesinin D Bloğuna hoş geldin, Yoldaş Daoist Bai Hao. Gel gel, sana etrafı gezdireyim.” Yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştiren adam Bai Xiaochun’u dört tünelden kuzeyde olanına yönlendirmişti. “Şeytan Hapishanesi bir taş kaplumbağa heykelinin içerisinde olsa da bayağı büyüktür. Burada beş eşsiz boyut bulunur, isimleriyse A, B, C, D Blokları ve Yüksek Güvenlikli Blok.



“Yüksek Güvenlikli Bloğu bizzat saygıdeğer müdürümüz yönetir ve orası Şeytan Hapishanesinin merkezidir. Normal şartlarda çağrılmadıkça hiç kimse oraya giremez.



“Diğer hücrelerse mahkumların önemi veya tehlike seviyelerine göre ayrılmıştır. En önemli mahkumlar A Bloğuna gider. Buradaki tüm mahkumlar tehlikeli ve kötü insanlardır ama D Bloğundakiler diğerlerine nazaran çocuk sayılır.



“Her blokta aşağı yukarı yüz gardiyan, on kaptan ve bir müdür yardımcısı bulunur. Ben D bloğun müdür yardımcısıyım.



“Tabii ki Müdür Li Xu da dört müdür yardımcısından sorumlu…”



Sun Peng, Bai Xiaochun’u doğruca D Bloğa getirmiş ve ona etrafı göstermeye başlamıştı. Şimdiden, madem Bai Hao bana teslim edildi ve ondan kurtulamam, öyleyse ona iyi davranayım şeklinde bir karar almıştı. Sonuçta D Bloğunda bu kadar insan varken ekstra bir gardiyandan zarar gelmezdi.



Tabii ki ona gerekenden fazlasını vermeyecekti.



En nihayetinde Bai Xiaochun’u D Bloğunun ortasında, merkezde ışıltılı bir kapı bulunan, ilerledikçe genişleyen bir alana götürdü.



Kapıdan yoğun bir baskı yayılıyor, arada bir de gümbürtüler yükseliyordu.



Etrafında Sun Peng’in açıkladığı üzere on gardiyan takımının kaldığı on kışla bulunuyordu. Işıldayan kapıysa bloğun girişiydi.



Yeşil kireçtaşlarından yapılı on kışla birebir aynıydı lakin renkli bir şekilde döşenmişlerdi. Yine de Şeytan Hapishanesinin ortasında bulundukları için Bai Xiaochun’a uğursuz bir ortam gibi gelmişti.



Canı hala portal yüzünden sıkkın olan Bai Xiaochun iç çekiyor, kendi kendine, “Ai. Gerçekten bir gardiyan olduğuma inanamıyorum.” diye düşünüyordu.

 

#Hapishaneyi tanımaya başladık, bloğumuzu ve müdür yardımcımızı gördük. Şimdi ortama ve karakterlere alışma, çeşitli maceralara atılma, belki birazcık da ortalığı karıştırma vakti 
Ben ne zaman yeni bir ortama girsek mutlu oluyorum, kim bilir bizi neler bekliyor diye heyecanlanıyorum. Acaba siz de öyle misiniz? E öyleyseniz okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr