Bölüm 619 : Göksel Kralın Kararı

avatar
3374 17

A Will Eternal - Bölüm 619 : Göksel Kralın Kararı


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun’un hayat özü ruhunun pençeleri zihin uçuklatıcı ölümcüllükte bir enerjiyle dolup taşıyordu. Dağı andıran kıvrımlı beş pençe tüm yıkıcı gücüyle doğruca anafora ilerlemekteydi!



İki gücün birleşimiyle ortalığı sağır edici bir patlama doldurdu. Gök solgunlaştı ve kuvvetli bir rüzgarın gelişiyle dört bir yanda şok dalgalanmaları savruldu.



Ancak anaforun arkasında bir devanın gücü vardı ve Bai Xiaochun’un Bataklık Krallığı güçlü olsa da şu anki yetişimi gereği gücü sınırlıydı. Pençeler baştaki çarpışmadan hemen sonra kaybolmuş, Bataklık Krallığı silinip gitmişti.



Geriye kalan tek şey yankılanan canavarca çığlıktı. Fakat saldırı tamamen etkisiz olmamıştı. Anafordan çatırdama sesleri yükseliyordu ve içeride beş devasa yırtık belirmişti. Bu yırtıklar giderek genişliyor, yerçekimi kuvvetini kaosa sürüklüyordu. Hatta anafor çökmenin eşiğine gelmişçesine titriyordu.


Bai Xiaochun solgun bir suratla bir ağız dolusu kan kusarken klonları da benzer şekillerde hızlıca gerçek benliğe dönüş yapmıştı. Ardından deva başpapaza gözlerini diken Bai Xiaochun, yavaşça kristal ruh istifleyen pagodasını çıkarttı.



Gözleri delilikle ışıldıyor, aurası istikrarsız bir şekilde titreşiyor ve fiziksel olarak tir tir titriyordu. Ancak oturup ne yapacağını düşünmeye vakti yoktu. Pagodasına hızlıca ilahi hislerini aktardı; tek düşüncesiyle içerideki mührü kırabilir, yarı tanrı ruhun yıkıcı gücünü salabilirdi.



“Beni fazla ileri gitmeye zorlama, yaşlı adam!!” dedi delilik saçan gözleriyle. Bedeninden ayrılmış yarı tanrı ruhun deva başpapazı gerçekten öldürüp öldüremeyeceğinden emin değildi ama öldürürse belki de ihtiyacı olan son deva ruhunu ele geçirebilirdi.



Zihnine dolan bu düşünceyi kafasını sallayarak kovdu. Ölen bir devanın ruhunu nasıl toplayacağını bile bilmiyordu. Muhtemelen böyle bir şeyi yalnızca bir yarı tanrı yetişimci yapabilirdi.


Ayrıca Bai Klanı deva başpapazını öldürememe ihtimali de vardı. Ancak onu hemen toparlanamayacağı kadar ciddi bir şekilde yaralama konusunda kendisine güveniyordu. Ve bu da ona Dev Hayalet Şehri sınırları dışına çıkacak zaman tanıyacak olmalıydı!


Bai Xiaochun’un tuttuğu pagodaya bakan deva başpapazın gözleri kısılmıştı, pagodadan tehlikeli bir his almıyordu. Yeniden Bai Xiaochun’a baktığındaysa gözleri tuhaf ışıklarla parıldamaya başlamıştı.


“Seni gerçekten hafife almışım, evlat. Ehh, sorun değil. Hatta mükemmel. Bu harika seviyeye nasıl ulaştığımı bilmiyorum ama kanından gerçekten de Bai Klanına ait olduğunu sezebiliyorum. Sahiden mükemmel.” Dedikten sonra belli belirsiz bir gülümsemeyle ayağını yeniden kaldırarak bir adım attı. Aynı anda Bai Xiaochun da bağırarak pagodadaki mührü kırmaya hazırlandı.


Ancak tam da o saniyede her şeyi sarsacak bir kükreme ve biri tam hızla yaklaşmaktaymış gibi bir ses işitildi.



“Eline hakim ol, Kardeş Bai! Burada bizzat Dev Hayalet Kralın emriyle bulunuyorum. Kendisi Bai Hao’nun yanına getirilmesini emretti!”



Bai Klanı başpapazının suratı asılmıştı. Kısacık bir kararsızlık anından sonraysa ayağını Bai Xiaochun’un önüne yerleştirdi ve onu kavramak adına uzandı.



Ama Bai Xiaochun buna hazırlıklıydı. Başpapazın ayağının kımıldadığını görür görmez geri doğru atıldı ve pagodasını kullanmak yerine kendisini savunabilmek için dört klonunu çağırdı.



Alanı bir patlama doldururken dört klon kan kusarak yeniden bedenine döndü. Yine de ona Ölmeyen Uğursuzluğu kullanacak vakti yaratmayı başarmışlardı.



Böylece Bai Xiaochun tam da deva başpapazın eli kendisini kavrayacakken ortadan kaybolmuş, başpapazsa gözlerinde soğuk ışıklarla başka bir yöne dönmüştü.


“Yüzünü göster!”



Göğün iradesinin yerini alırmış gibi görünen bu sözler ezici bir baskı doğurarak ağzının kenarlarından kanlar sızan Bai Xiaochun’u açığa çıkarttı. Saçları karman çormandı ve etrafındaki havadan çatırdama sesleri yükselmekteydi. Yer ve gök onun varlığını silmek üzereymiş gibi görünse de gözlerinde algılanamaz bir ışıltı mevcuttu.


Ve bunun sebebi de açığa çıktığı anda havaya atılan altın ışık huzmesiydi. Deva başpapaz alandaki yer ve göğün kontrolünü ele alırken bir ıslık sesi işitilmiş ve Bai Xiaochun’un tam önünde yeşim bir kolye belirmişti!!


Altın ışıklar yayan kolyede göğe doğru kükreyen iki boynuzlu dev hayalet imgesi işliydi. Yeşim kolyenin açığa çıkışıyla Bai Xiaochun’un etrafındaki havanın dağılışı, çatırdayışı sonlanmıştı.



Bai Klanı başpapazının suratı sertleşirken de hava dalgalandı ve yaşlı bir adam açığa çıktı.



Siyah cüppeli adamın suratı tamamıyla ifadesizdi. Ancak yetişim basamağı dalgalanmaları Bai Klanı başpapazınınkinden aşağı kalır değildi. Buz soğukluğunda ve tamamen uğursuz görünen adam, etrafındaki havayı dalgalandırmaktaydı.



İki irade huzmesi çarpışıyormuş gibiydi ve gök gürültüleri yankılanmakta, şimşekler belirmekteydi. Yer bile titriyordu.



Önce yeşim kolyeye, sonra da yaşlı adama bakan Bai Xiaochun’un kalbi küt küt atmaya başlamıştı. Bai Klanından kaçarken diğer klan veya grupların bu durumu fırsat bilmesini, belki de kendisine yardım etmelerini ummuştu.



Bir süre sonraysa bunun gerçekleşeceğinden yana şüphe duymaya başlamıştı. Ama şimdi bu siyah cüppeli adam gelmişti ve işin içinde Dev Hayalet Kralın olduğu barizdi!



Bai Xiaochun’un gözleri kısılmış, kalbi tedirginlikle kasılmaya başlamıştı. Ruh istifleyen pagodasını sımsıkı tutmakta, yarı tanrı ruhunu anında patlatabilmek için hazırda beklemekteydi.

 

Siyah cüppeli adama sert bakışlar atan Bai Klanı başpapazı, buz soğukluğunda bir sesle, “Bu Bai Klanına has bir mesele, Ölümtellalı! Neler oluyor!?” dedi.



“Göksel kralların astlarına has bir mesele olamaz.” diye yanıt verdi Dük Ölümtellalı. Ve soğuk ışıltılar taşıyan gözlerle bir adım öne çıkarak etrafında güçlü bir rüzgâr doğurdu. “Göksel majestelerinin kararına itaatsizlik mi edeceksin, Bai Zishan?”



Deva başpapaz Dük Ölümtellalına attığı sert bakışın ardından elini salladı, bilinçsiz klan şefini ortadan kaldırarak yanında tekrar belirtti.



“Kral majesteleri bu asiyi yanına çağırtmışsa tabii ki müdahale etmeyeceğim.” diyen deva başpapaz içten içe dişlerini sıksa da kollarını kavuşturmuş, yeşim kolyenin önünde eğilmiş ve yeniden siyah cüppeli yaşlı adama bakmıştı. “Fakat bu meselenin özüne inmek için majestelerine bir ziyarette bulunmak zorunda kalacağım!” 



İki deva arasındaki etkileşim süresince başpapaz Bai Xiaochun’a bir an olsun bakmamış, sonra da arkasını dönüp ortadan kaybolmuştu.



O noktada alandaki her şey normale döndü. Gök gürültüsü silindi, şimşekler ortadan kayboldu ve Bai Xiaochun rahat bir nefes alabilir hale geldi. Ruh istifleyen pagodayı sımsıkı tutmayı bıraktıktan sonra da Dük Ölümtellalına döndü.



Dük Ölümtellalı da Bai Klanı başpapazının silindiği noktaya bir süre baktıktan sonra yıldırım misali bakışlarını Bai Xiaochun’a çevirdi.



Kırış kırış ve cılızdı, şahini andıran burnuysa onu daha da uğursuz gösteriyordu. Ayrıca bakışları öylesine keskindi ki Bai Xiaochun’un ta kalbine ve zihnine dek işliyordu.


“Benimle gel. Bundan sonra hayatın benim ellerimde ve kral majesteleri için çalışacaksın.” Diyen adam deva ruhuyla ilgili hiçbir şey söylememişti. Belli ki Bai Klanı meselelerine pek de dahil olmak istemiyordu.

 

#Eveet, Bai Klanını böylece -hiç değilse şimdilik- saf dışı bıraktık. Ama çok daha büyük bir işin içine girmiş durumdayız. Sıradaki hedefimiz Dev Hayalet Kralın yanı. Peki orada başımıza neler gelecek, bu yolculuk bizim için iyi mi kötü mü olacak, beşinci deva ruhunu orada elde edebilir miyiz... Sorular sorular ve sorular...
Öyleyse cevaplar için okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr