Çevirmen : Clumsy 

Bu alan da Dev Hayalet Şehri kontrolündeydi, bu yüzden Dev Hayalet Kralın mülkü sayılırdı. Ve tabii ki Dev Hayalet Kral burada statü bağlamında gökleri aşkındı.

Lakin Bai Xiaochun sınıra ulaşmak üzereydi. Önünde uzanan rüzgarlarla dolu uçsuz bucaksız çölü görebiliyordu.

Bai Hao’nun notlarının verdiği aydınlanmayla gözleri ışıldayarak düşüncelerini toparlamış ve çöle doğru harekete geçmişti.

“İşler sakinleşene dek bir iki ay çölde ilerlerim. Sonra da buraya mı dönsem yoksa diğer kral şehirlerinden birine mi gitsem diye bir düşünürüm. Hepsinde beni eve götürebilecek ışınlanma portalları var… Bu esnada Bai Hao’nun notlarına çalışmaya da vakit ayırabilirim.” Bu noktada on üç renkli ateş konusunda hatırı sayılır bir ilerleme kaydettiğini hissediyor ve başarılı olma konusunda kendisine daha çok güveniyordu.

İşte o sırada ifadesi titreşti ve bakışları havaya çevrildi. Gözbebekleri kısılırken önünde muazzam bir anafor var olmaktaydı.

Tek nefeslik bir süre içerisinde de o anafor, içerisinden şok edici baskılar yayılan 30,000 metre genişlikte bir portala çevrildi.

GÜMM!

Araziler sarsılmış, toprak ansızın tamamen kaskatı kesilmiş, tüm alan kendine has bir uzaysal mülkmüşçesine yer ve gökten bağımsız hale gelmişti.

Bai Xiaochun’un soluğu boğazında kalmıştı, etrafındaki hava dahi katılaşmış gibi hissetmekteydi. Üzerine çöken baskı karşısında kımıldaması neredeyse imkansızdı.

Bu sırada gözleri kocaman açılan klan şefi, “Başpapaz!!” diye bağırdı.

“Bu Bai Klanı başpapazı Sahibe Al-Topraktan da güçlü görünüyor!” Anaforun içerisinde belirerek Bai Xiaochun’a soğuk gözlerini diken kişi deva başpapazdan başkası değildi.

“Göklere meydan okumaya kalkan bir Öz Formasyon yetişimcisi!?” Tamı tamına sekiz kelime kullanmış ve ağzından çıkmalarıyla birlikte ışıl ışıl, göz kamaştırıcı sekiz büyü sembolü Bai Xiaochun’a doğru atılmıştı.

Ve havalanan bu semboller altın zırhlı sekiz adet deve dönüştü.

 
Bai Xiaochun anında sarsıldı. Devanın ağzından çıkan kelimeler her komutunu takip etmeye razı askerlere çevrilivermişti!

Şu anda fark etmişti ki… devaları gerçekten de hafife almıştı. Sahibe Al-Toprak mücadeleleri esnasında bir lanetin etkisindeydi ve en güçlü ilahi kabiliyetlerini kullanamamıştı. Ayrıca o, Bai Klanı başpapazından daha düşük bir seviyedeydi.

Kritik bir tehlike anıydı; sekiz altın zırhlı dev bağıra bağıra üzerine çullanmaktaydı. Hemen etrafında bir değil, tam dört ardışık imge belirtti.

Fakat klonlarını çağırmamıştı. Onların yetişim basamağı, fiziksel beden ve ilahi his güçlerini çekmişti!

Kendini dört kat daha güçlü yapmıştı!!

GÜÜÜÜÜÜÜMMMM!

Az önce onu kuşatan baskı yüzünden yerinde mühürlenmişti ama şimdi etrafındaki havada çatlaklar yayılıyordu. Sekiz devin ortaya çıkışıyla hemen hemen aynı saniyede o da yukarı bakıp kükremiş ve tam hızla uçmaya başlamıştı.

Bir an sonraysa sekiz dev, bir patlama eşliğinde az önce bulunduğu noktaya indi ve sekiz altın zincire çevrilişleriyle alan tamamen mühürlendi.

Klan şefi bu süreçte bir ağız dolusu kan kusarak yan tarafa devrilmiş, bilincini yitirmişti.

“Çok ilginç.” diyen deva başpapazın gözleri şaşkınlıkla titreşmekteydi. Bai Klanındayken yetişim basamağı Yedi Hayat Kilitleyen Mum yüzünden sınırlıydı ve bizzat atağa kalkamamıştı. Bai Xiaochun’un en başta kaçabilme sebebi buydu ve pek de şaşırtıcı değildi. Ama şimdi bizzat buradaydı ve onun hala kendisine problem çıkartabiliyor oluşunu bir hayli ilgi çekici bulmuştu.

Anafordaki koca surat başpapazın kendisini şekillendirecek derecede ufalırken havada süzülen adam, yeri ve göğü ansızın dönüştürebilecek kapasitede bir aura yaymaktaydı.

Üzerinde beyaz bir cüppe, Bai Xiaochun’a dönük suratındaysa buz soğukluğunda bir ifade mevcuttu. Ardından bir adım ilerledi ve o adımıyla gökte devasa bir ayak belirdi!

3,000 metrelik ayak alçaldıkça bulutları dağıtıyor, aşağıdaki arazileri sarsıyordu. Gümbürtüyle Bai Xiaochun’a ilerledikçe hava bile çarpıklaşıyordu.

Ayağın üzerinde doğurduğu inanılmaz baskı, Bai Xiaochun’a göklerin iradesi tarafından eziliyormuş gibi hissettiriyordu!

Doğrusu Sahibe Al-Toprağın mücadeleleri esnasında bu kadar dezavantajlı olmasının birkaç sebebi mevcuttu. Kadın, ikinci nesil baş imparatorun mezarında olmaları ve baş ettiği lanet gereği yer ve göğün gücünden faydalanamamıştı. Buna rağmen Bai Xiaochun canını zor kurtarmıştı.

Şimdiyse Xiaochun devaların ne kadar güçlü olduğunu görebiliyordu… Bai Klanı deva başpapazı kendi şehrinin hemen dışında, son derece aşina olduğu bir noktada dövüşüyor, bir devanın gerçek gücünü gösterebiliyordu!

Bai Xiaochun şoktaydı ve adamın neden Sahibe Al-Topraktan çok daha güçlü göründüğünü anlamıştı. Fakat oturup duruma kafa yoracak vakit yoktu. Ölümcül bir kriz hissinin etkisindeydi ve o ayakla doğrudan çarpışmaya kalktığı takdirde muhtemelen yok olacağını biliyordu!

Zihninde çarklar döner ve ayak kendisine yaklaşırken bir adım geri çekildi. O anda da bedeni silinmeye başladı ve ansızın ortadan kayboldu.

Onun kayboluşuyla ayak indi ve zemine çarparak koskoca bir tozla moloz kitlesini havalandırdı.

“Benden ikinci kez kaçamayacaksın.” dedi başpapaz, soğukkanlı bir şekilde. Ardından elini salladı, havayı gümbürtü sesleriyle doldurarak yeni bir koca anafor belirtti.

Sağ elini kımıldatarak anaforu döndürdü, eşzamanlı olarak gök gürültüsünü andıran yankılar doğurdu. Güçlü bir yerçekimi kuvvetinin doğuşu da zaman yolculuğu gücü yaratarak havayı çarpıklaştırdı!!

Gerçek bir zaman yolculuğu gücü değildi fakat alandaki her şeyi sarıp sarmalamış, kayalar, ağaçlar ve hatta dağlar da dahil olmak üzere etraftaki her şeyi yıkıcı güçlü anafora doğru çekmeye başlamıştı!

Bu esnada biraz uzaklaşmış olan Bai Xiaochun Ölmeyen Uğursuzluğun gücüyle kaçmaktaydı. Fakat deva başpapazın şok edici büyüsünü salışıyla suratı asılmış ve tekniğinin sonu gelmişti.

Yeniden açığa çıkışıyla da o şok edici yerçekimi kuvveti tarafından kavranarak anafora doğru sürüklenmeye başladı.

Bu sırada gözleri ışıldadı, yerinde döndü ve etrafında bulanıklaşan ardışık imgelerle birlikte iki elli bir büyü hareketi gerçekleştirerek ellerini havaya kaldırdı!

“Bataklık… Krallığı!”

Bedenini çevreleyen dört klon da kendi Bataklık Krallığı güçlerini salmıştı. Ansızın bir bataklık açığa çıktı ve içerisinden bir yaratığın şok edici kükreyişi yükseldi. Sonra da sivri uçları andıran dağlar belirmeye başladı.

GÜÜÜÜÜÜMMMMM!

Dağı andıran beş kıvrımlı pençe, gören herkesi şok edecek bir manzaraydı. Açığa çıkışlarıyla gök solgunlaşmış, anafora gerçekleştirdikleri hamle başlamıştı!

“Bu da ne!?” Deva başpapaz şu ana dek tamamıyla soğukkanlı ve ifadesizdi. Ama Bai Xiaochun’un Bataklık Krallığının hayat özü ruhunun açığa çıkışı o ifadesiz suratın asılmasını sağlamıştı!

#Yine en sevdiğimiz gücümüz olan Bataklık Krallığı kendisini gösterdi. Ama şu anki haliyle bu devayı yenmek için yetersiz bir hamle olacaktır. Gerçekten bu sefer neler olacağı konusunda bir teori üretemiyorum. Yazarın beni şaşırtmasını bekleyerek ilerliyorum, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!