Bölüm 607 : Seyirci Önünde Ateş Yaratma

avatar
3362 19

A Will Eternal - Bölüm 607 : Seyirci Önünde Ateş Yaratma


Çevirmen : Clumsy 

 

“Deva ruhu elimde!” Bai Xiaochun daha heyecanlı olamazdı. Artık onun için mümkün olan tek yol Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcıydı ve o yolda yürüyemezse sonsuza dek yaşama Daosu sona erecekti.



Ama artık elinde dört deva ruhu vardı. Tek yapması gereken metal tipi bir deva ruhu bulmaktı… böylece beş elementlik seti tamamlayacaktı. O ruhlarla Altın Özü aşıp… bugüne dek yalnızca Cennetkarışı Adasındaki İlahın şekillendirmeyi başardığı o efsanevi şeyi… Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcını şekillendirebilirdi!!


“Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosu ve Cennet-Daosu Altın Özden sonra ömrüm büyük ölçüde uzadı. Cennet-Daosu Ruhun Başlangıcına ulaşmanın ne kadar zor olduğu düşünülünce ömrüm kesin göklere meydan okuyucu bir şekilde uzayacaktır!!” Toprak tipi deva ruhunu eline geçirir geçirmez kristal ruh istifleyen pagodasına atmıştı!


“Deva ruhunu aldı!”


“Demek Bai Hao deva ruhunun peşindeymiş!!”



“Ne yaptığını sanıyor ki? Bai Qi’yi öldürdü, onun kanıyla kısıtlayıcı büyüyü açtı ve deva ruhunu aldı… Gerçekten tüm bunlardan sonra deva ruhunu klandaki beş elementlik deva yaratığı ruhu setiyle değiştirebileceğini mi düşünüyor?!?!”



Atasal arazinin dışındaki klan üyelerinin kafası karışmıştı. Hepsi Bai Hao’nun yerinde olsam ne yapardım diye düşünüyordu. Bai Qi’yi öldürerek klana ihanet etmiş sayılıyordu, yani deva ruhu elinde olsa bile tüm klanın öfkesiyle yüzleşmek zorundaydı.



“Delirmiş olmalı! Hem klana ihanet etti hem de deva ruhumuzu çalmaya çalışıyor!” Klan kıdemlilerinin yüzlerinde soğuk ifadeler olsa da yan soylardan bir kısmının gözleri ışıldıyordu.


“Öyle olmak zorunda değil. Belki Bai Hao Bai Qi’yi aralarındaki şahsi bir meseleden ötürü öldürmüştür. Deva ruhuysa elde etmeyi başaran her kimse ona ait olacaktı zaten…”



“Doğru söylüyor. Bai Hao atasal araziden çıktıktan sonra ruhu teslim edip beş deva yaratığı ruhu isterse bu onun hain bir kalbe sahip olmadığını kanıtlar…”



Farklı klan üyelerinin zihinlerinde farklı düşünceler dolanıyordu. Fakat Madam Cai’nin tiz çığlıkları yoğunlaşıyor, zehirli nefreti her geçen saniye daha da büyüyordu.



Ayrıca direkt soyun klan üyeleri de öfkelerini dile getiriyordu.


“Ölmeli! Qi’er’imi öldürdü! Mutlaka ölmeli!!”



“Nasıl bir bahanesi olduğunun önemi yok, Bai Hao ölecek. Atasal arazide birini öldürmüş olması bir hain olduğunu kanıtlıyor!”
 



Klan üyeleri yaygara kopartırken klan şefi taş geçitle uğraşmayı ansızın sonlandırmıştı. Ardından yerinde döndü, sert bakışlar ve öldürme güdüsü taşan kudretli bir sesle diğer tüm sesleri ezerek, “Klan şefi olmanın bana verdiği yetkiye dayanarak ilan ediyorum ki Bai Hao klana ihanet etmiştir ve hem bedenen hem de ruhen öldürülecektir!! İsmi de onun adımlarını takip edeceklere bir uyarı mahiyetinde klan kayıtlarından silinecektir!!” dedi.


Gücünü resmi olarak kullanıp Bai Hao’yu hain ilan ederken kullandığı kelimelerdeki buz soğukluğu daha açık olamazdı.


Bu esnada klanın yeraltı mezarlarının gizli odasındaki yaşlı başpapaz hala yeşil alevli mumlarının çemberinde oturmaktaydı. Gözlerinde gizemli bir ışıltı bulunan adam klanda dönen tüm kaosu ve bağırış çağırışı duymazdan geliyor gibi görünüyordu.


Bakışları ekrana kilitlenmişti ve Bai Xiaochun’a dönük gözleri giderek heyecan ve açgözlülükle ışıldamaya başlıyordu.



“O… benim sıradaki vücut bulmuş halim için mükemmel bir tercih…” Pörsümüş göğsü çöken başpapaz ayağa kalkmayı düşünüyordu. Fakat kendisini kuşatan yedi muma baktıktan sonra yerinde kalmakta karar kıldı.



Bu sırada atasal arazideki Bai Xiaochun deva ruhunu kaldırmış ve heyecanını bastırmıştı. Ardından Cennetkarışı Dharma Gözünde bir çatlak açarak atasal arazinin dışarıdan açılışı konusunda ne kadar ilerleme kaydedildiğine baktı.


“Aşağı yukarı yarım tütsülük sürem var… Sonrasında burayı açmış olacaklar.” Gergin olsa da kendisini sakinleştirmek için derin bir nefes aldı, sonra da elini sallayarak bir çanta çıkarttı.



Bu mührü silinmiş, sahipsiz kalmış olan Bai Qi’nin çantasıydı. Bai Xiaochun çabucak ilahi hislerini göndererek içeriyi kurcaladı ve o noktada gözleri ışıldamaya başladı.



Çantada bir kemik kağıt bulunmaktaydı, içindeyse… Bai Hao’nun kulübesinde yazdığı, sonradan silinmiş bulunan araştırma notlarının bütünü yer alıyordu!



“On beş renkli ateş formülü… bir de Bai Hao’nun kehanet tekniği…”
Bai Xiaochun çok keyifliydi, doğru düzgün nefes almakta bile zorlanıyordu. Bu bilgilerin değeri az önce elde ettiği deva ruhundan aşağı kalır değildi. Aslında on beş renkli ateş formülü onun için ikincil önemdeydi. Esas önemli olan ateş yaratmayla ilgili pek çok aydınlanma barındıran kehanet tekniğiydi.



Bai Xiaochun bu kehanet tekniği sayesinde aynı Cennetkarışı Nehri kesiminde edindiği tıbbi bilgi gibi ateş yaratmayla ilgili de çok daha derin bir anlayış elde edebilecek, yeteneğini büyük ölçüde geliştirebilecekti.



Kağıdı kaldırırken gözlerine kararlı ışıltılar yerleşmişti. Artık Bai Klanında yapmayı arzuladığı hemen hemen her şeyi tamamlamıştı. Bir iki şey daha vardı ama onları o anda ve orada yerine getiremezdi.


“Şu an için en önemli şey buradan güvenle ayrılabilmek…”
Bai Xiaochun her zamanki gibi zavallı küçük canının büyük bir tehlike içerisinde olmadığından emin olmak istiyordu. Bundan emin olduktan sonra da o tehlikeyi iyice azaltmaya çalışacaktı.



O noktada Ölmeyen Uğursuzlukla atasal arazi sınırlarını rahatlıkla aşabilirdi. Hatta klanın ulu büyü formasyonunun ötesine bile geçebilirdi. Ama yine de kendini güvende hissetmiyordu. Yerleştirdiği ruh katili dikenlerine rağmen daha sağlam bir plan arayışındaydı.



“Tek bir canım var. En ufak bir aksaklıkta veya kendime fazla güvendiğim anda tam bir felaket doğurabilirim…” Düşüncelerinde bu noktaya ulaştığında birkaç kez gözlerini kırpıştırdı ve sonra da dişlerini sıktı.


“Söz konusu zavallı küçük canım olduğunda yaptığım ekstra hazırlıklara daima değiyor. Atasal araziden çıktıktan sonra klanın tam bir kaosa sürükleneceğinden emin olmalıyım. Hatta deva başpapazın da yerinde kalmasını sağlamam lazım. Böylece çok daha güvende olurum…” Bu noktada gözleri ışıldadı.



“Buldum… giderken Bai Klanına ateş yağmuru yağdırırsam ortalık mutlaka karışır. Deva başpapaz bile klanı korumakla ilgilenmek zorunda kalır!” Bu planla tüm klana harikalığını bir kez daha sergileyecek olmak kalbini heyecanla doldurmuştu.



Bunca zaman dikkat çekmedikten sonra biraz gösteriş yapabilmek heyecan vericiydi.



“Ayrıca Bai Klanına düşmanlığı olan herkes bu olaydan sonra bana alaka duyacaktır…”
Bu düşüncelerle kıs kıs gülerek havalandı.



Onun uçmaya başladığını görmek dağdaki klan üyelerini korkudan titretmişti. Benzer şekilde dışarıdaki klan üyeleri de yakından takipteydi.



An itibariyle Bai Xiaochun sevinçten dört köşeydi. İlgi odağı olma şeklindeki ömürlük arzusu Nehre Meydan Okuyan Tarikatta tam anlamıyla yerine gelememişti ama burada, Yaban Arazilerde, gerçek olmuştu.



Kendiyle son derece gurur duyarak elini salladı ve ruh istifleyen pagodasından çokça kinci ruh çıkarttı.



Tüm klan üyeleri şok içerisinde izlerken de rahat bir kavrama hareketi gerçekleştirdi!



Ansızın eli bir karadeliğe dönüştü ve tüm ruhları avcuna çekmeye başladı. Avcunu yumruk yapıp yeniden açtığındaysa… tek renkli ateş yaratmıştı!



Atasal arazideki sayısız göz şokla irileşmekte, aynı şey klan dışında da yaşanmaktaydı!


“Ateş yaratıyor!!”


“Ne kadar rahat olduğuna baksanıza! Sadece tek renkli ateş olsa da anında başardı!!”



Klan kıdemlilerinin gözleri irileşiyor, Adalet İşleri ulu kıdemlisinin kalbi şokla titriyordu. Sonuçta ulu kıdemli de ateş yaratmakta uzmandı ve Bai Xiaochun’un ateş yaratmadaki rahatlığı ona çok şey anlatıyordu…



Tabii ki Bai Xiaochun’un işi bitmiş değildi. Herkes hayretler içerisinde izlerken tek renkli ateşi yeni kinci ruhlarla besledi… sonra da yumruğunu rahatça kapattı.



Üç renkli ateş!


Beş renkli ateş!


Yedi renkli ateş!


Bai Xiaochun göz açıp kapayıncaya dek yedi renge ulaşmış, dört bir yanı ısıtmıştı. Ayrıca hareketleri de son derece akıcı ve doğaldı!



“Bir usta ruh büyücüsü!!”



“Cennetler! Onun bir usta ruh büyücüsü oluşunu kabullenebilirim ama… ateş yaratmadaki hızıyla hatasızlığı inanılmaz yükseklikte!!”


“Hayal mi görüyorum ben? Tek seferde? Tek seferde yedi renkli ateşe dek hepsini yarattı mı gerçekten?!?!”

 

#Ohooo, bunlar yedi renge şaşırıyor. Bizimki on biri geçince ve üzerlerine ateş yağmaya başlayınca ne yapacaklar acaba 
Of bir an önce şu yağmuru da tamamlayıp kaçabilsek çok iyi olacak. Ama bu kadar sorunsuz bir şekilde kaçıp gidemeyiz gibi geliyor. Neyse okuyup göreceğiz diyor ve devam ediyorum, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr