Bölüm 603 : Lanet Olsun Sana, Bai Hao!

avatar
3505 19

A Will Eternal - Bölüm 603 : Lanet Olsun Sana, Bai Hao!


Çevirmen : Clumsy 

 

Karşılarındaki manzara herkesi tamamıyla sarsmıştı. Sayısız büyülü nesnenin, ruh ilacının ve uçsuz bucaksız ruh bedenlerinin ışıltısı göğe perde çekecek yoğunluktaydı.



Dağdaki yetişimciler ayakta durmakta zorlanıyordu fakat önlerindeki akıl almaz çoklukta nesneyi görünce hepsinin gözleri tutkuyla yanmaya ve ağızlarından kuvvetli bağırışlar yükselmeye başlamıştı. 


“Bu… orta kademe bir ruh ilacı!”



“Sihirbazın İmha Kılıcı! Cennetler! Klanımızın en güçlü büyülü hazinelerinden biri!”



“Bu… bu metal tipli bir deva yaratığı ruhu!!!”
 



Bai Lei aptala dönmüş bir şekilde bakakalırken Bai Xiaochun elini salladı ve havayı dolduran bir sesle birlikte tüm bu nesneleri kendisine doğru ilerletmeye başladı.



Nesnelerle birlikte dağdaki hemen hemen her şey de ayaklanmıştı fakat Bai Xiaochun bunları hiçe sayarak tüm nesneleri beşinci genç leydiye gönderdi.



“Acele et de al bakalım, Beşinci Genç Leydi!”



Beşinci genç leydi tamamen afallamıştı. Bu tarz bir şeye hazırlanmış olsa da önünde yaşanan şey travma yaratacak boyuttaydı. Hele Bai Xiaochun’un tek ayak darbesiyle atasal dağdaki tüm kısıtlayıcı büyüleri ve ışıltılı haleleri yok edişi akıl almazdı.


Daha önce hiç kimsenin, muhterem klan kıdemlilerinin bile böyle bir şey yaptığını işitmemişti.



Boş boş bakarken Bai Xiaochun’un sözleri kulaklarına erişti ve şaşkınlığından sıyrıldı. Gözleri ışıl ışıl bir şekilde çabucak nesnelere değer biçti ve dişlerini sıkarak çantasını açtı.



“Bai Hao klana ihanet etmeyi planlasa bile,”
diye düşünüyordu, “ben tüm bunları alacağım ve hiç kimseye kaptırmayacağım!” Beşinci genç leydi güçsüz görünüyor olsa da son derece hırslıydı ve bu yüzden en ufak bir tereddüdü olmadan yetişim basamağı gücünü çekmiş, her şeyi çantasına tıkmaya başlamıştı.


Bai Xiaochun da kontrol gücüyle ona yardım ediyordu. Büyülü nesneler, ruh ilaçları, ruh bedenleri ve daha bir sürü şey çabucak beşinci genç leydiye doğru uçuyor ve çantasında gözden kayboluyordu.


Dağdaki herkes bu olanları görebiliyordu, sonucunda alarm çığlıkları ve iç çekişler işitilmeye başlanmıştı. Tabii en şaşkın kişi Bai Lei’ydi…



Her şey öyle hızlı değişmişti ki tepki verecek vakti dahi olmamıştı. Bai Hao yönlendireceği aptal bir velet olmaktan çıkmış, nihai bir saygıyı hak eden göz kamaştırıcı, kudretli bir varlığa dönüşmüştü.



Atasal dağdaki tüm hazinelerin beşinci genç leydinin oluşuysa daha da sarsıcıydı. Bai Lei, Bai Xiaochun’dan aldığı inanılmaz baskı yüzünden herhangi bir şey söylemeye cesaret edemiyor, hatta memnun olmadığını belli eden bir surat ifadesi bile sergileyemiyordu. İçgüdüleri ona diyordu ki…



Bai Klanında büyük bir olay yaşanıyordu!!!



Ve içgüdüleri ona doğru şeyi söylüyordu! Doğrusu atasal arazideki hemen hemen herkes aynı şeyi düşünüyordu. Dışarıdan taş geçidin üzerindeki ekranı izleyenlere gelince… yine pek çoğu aynı içgüdünün esiri olmuştu!



Toplanan kalabalık Bai Hao’nun bir anda güçlenip dağın altını üstüne getirişini, tüm hazineleri alışını izlemişti. Sonucunda da zihinleri sonsuz yıldırımla vurulmuşa dönmüştü.


“Bu… bu… cennetler! Neler oluyor?!?!”



“O… Bai Hao mu? İmkânsız! Onu Kuruluş Kadrosunun başlarında sanıyordum!! Ama belli ki ondan ziyade… Ruhun Başlangıcındaymış!!”



“Tam olarak neler dönüyor? Bai Hao... korkunç bir öz kontrole sahip!! Aslında Ruhun Başlangıcı yetişimine sahipmiş ama başından beri sır olarak saklamış!!”



“İmkânsız!!”



“Büyük bir şeyler dönüyor! Şu anda Bai Hao... atasal arazide yenilmez oldu… Cennetler, deva ruhu! Hedefi… deva ruhu!!”



“Bai Qi tehlikede!!”
 



Herkes çığlık atarken klan kıdemlileri dramatik bir şekilde değişen ifadelerle ayaklanmıştı.



Tüm zihinler ve kalpler tamamen sarsılmış vaziyetteydi. Seyirciler arasında Bai Xiaochun’un yetişimini görebilen tek bir kişi dahi olmamış, hepsi onun ruhun başlangıcında olduğunu varsaymıştı. Fakat her biri Ruhun Başlangıcında olan klan kıdemlileri durumun farkındaydı.


“Bai Hao Ruhun Başlangıcı-Benzerinde!!”


“Lanet olsun! Ya o gerçek Bai Hao değil de bir taklitçiyse?!?!?!”



“Sanmıyorum. İçinde Bai Klanı kanı olmasa Ruhun Başlangıcında olsa dahi klanın büyü formasyonunu aşamazdı!”


“Böyle bir yetişimle… eğer gerçekten Bai Hao’ysa klanın baş tacı o olacak demektir!!” 


Bu klan kıdemlilerinin hepsi özünde katı, korkutucu insanlardı ama şu anda gözleri şaşkınlıkla ışıldamaktaydı.



Disiplin Kurulu ve Adalet İşleri ulu kıdemlileri de benzer tepkiler veriyor, bilhassa Adalet İşleri ulu kıdemlisinin gözleri tam bir hayretle ışıldıyordu.



“Ruhun Başlangıcı-Benzeri… bu Bai Hao’nun kader değiştirici bir nesneye sahip olduğu belli ama bunu sır olarak saklamayı başarmış! Öz kontrolü yetişim basamağının üzerinde!! Yalnızca ruh güçlendirmede şok edici bir yeteneğe sahip olmakla kalmıyor, inanılmaz bir yetişime de sahip. Bu tip bir içsel yetenek ancak bin yılda bir görülür!!”



“İşte Bai Klanının baş tacı dediğin böyle olmalı!!”
 


İki ulu kıdemlinin de zihinleri bulanmıştı; Bai Xiaochun’un ani yükselişi tamamıyla beklenmedikti, hiç kimsenin gerçekleşeceğini tahmin edemeyeceği bir şeydi.



Şokla boğuşanlar klan üyelerinden ibaret değildi. Diğer iki büyük klanın temsilcileri ve Dev Hayalet Şehri elçisi de gözleri neredeyse yuvalarından çıkacak derecede şaşkına dönmüştü. Hiçbiri Bai Klanına yaptıkları yolculukta böyle bir şeye tanık olacağını hayal edemezdi!



“Böyle bir içsel yetenek… Bai Klanında hiç görülmemişti… Ayrıca bu Bai Hao’nun kendi klanına garezi olduğu da ortada!”


“Ehh, bu iyi bir gelişme oldu. Bai Hao bu insanların tarafında olsaydı Bai Klanı için yeni bir yükselişe sebep olabilirdi…”


“Bai Hao, ha… İlginç. Bunu majestelerine rapor etmeliyim. Bai Klanında bir bölünme yaşanabilir gibi görünüyor!!”
 



İki temsilci ve elçi, klan kıdemlilerinden de şaşkındı lakin şaşkınlığı herkesinkini aşan biri söz konusuydu.



Madam Cai kelimenin tam anlamıyla sarsılıyordu ve çığlıklar atmaya başlamıştı: “Bai Hao, seni küçük or*spu çocuğu, sen ölmeyi hak ediyorsun! Lanet olsun sana, ölmeyi hak ediyorsun!!! Adamlarım, onu hemen buraya getirip öldürün! Gebertin onu!! Gebertin!!!”



Gözleri tamamıyla kan çanağına dönmüştü ve delirmenin eşiğindeymiş gibi görünüyordu. Saçı başı darmadağın olmuştu ve çılgınca, kulak tırmalayıcı çığlıkları bu durumla baş edemediğini gösteriyordu.  



Gerçekten de başka türlü tepki vermesi mümkün değildi. Kalbi tarifsiz bir dehşet ve hayretle doluydu, Bai Qi’nin Bai Hao’nun suikastçısını öldürmek için dışarıdan yardım alışıyla ilgili teorisinin tamamen yanlış olduğunu anlamıştı. Belli ki… bu işin altından kalkan bizzat Bai Hao’ydu!



Bir de Bai Hao’nun yetişiminin ne kadar güçlü olduğunu fark edince ve önceki suikastlarla Bai Qi’nin alenen onu öldürmek istediğini ilan edişi birleşince… atasal arazide neler olacağı pek merak uyandırıcı olmuyordu. Madam Cai’nin görüşü giderek sönmeye başlamıştı ve dehşet içinde çığlık atmadan edemiyordu.


Bai Qi... büyük bir tehlike içerisindeydi!!!


“Yo, bu yaşanıyor olamaz. Olamaz! Qi’er, çık oradan!!” Ne yazık ki Madam Cai ne kadar güçlü bağırırsa bağırsın sesinin atasal araziye ulaşamadığını unutmuştu. Görgü kurallarını da tamamen unutarak kocasına doğru koşturup kolunu delice sıktı ve “Qi’er Bai Klanının baş tacı! O ölemez!” dedi.


Tabii ki klan şefinin durumun vahametini anlamak için Madam Cai’nin yardımına ihtiyacı yoktu. Madam Cai kolunu kavrar kavramaz başını arkaya atmış, gökleri delebilecek bir keder ve öfkeyle bağırmaya başlamıştı.



“Lanet olsun sana, Bai Hao!!” Klan şefi önceki günün birebir aynısı bir tepki veriyordu. Oğlu Bai Hao’nun yükselişine sevineceği yerde öfkesine kapılıyordu.


“Neden böyle bir içsel yeteneğin var ki? Neden böyle bir yetişimin var? Senin kaderin boyun eğmek! Sen düşüğün de düşüğüsün, bir piç oğulsun! Neden karşılık vermek zorundasın!?!?”
Madam Cai gibi klan şefi de Bai Qi için çaresizce endişeleniyordu, öyle ki bir adım öne çıkıp taş geçide doğru parmağını sallamaya başlamıştı.


Gümbürtüler işitiliyor ve geçit titriyordu; klan şefi atasal araziyi açmak için tüm gücünü kullanmaktaydı. Bunu başardığında da girişten içeri adımını atacak, Bai Xiaochun’u bulacak ve öldürecekti!

 

#Bu adam kendi oğlundan neden bu kadar nefret ediyor acaba? Yalnızca annesi hizmetçi diye mi yani? Vallahi uzun zamandır bu kadar sinirlendiğim insanlar olmamıştı bir an önce şu bölümleri bitirsek de rahat bir nefes alsam 
Neyse çok önemli şeyler oluyor, o yüzden ben susuyorum, sıradaki bölüm konuşuyor. Orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr