Bölüm 591 : Büyülü Ateş Yağmuru

avatar
3442 14

A Will Eternal - Bölüm 591 : Büyülü Ateş Yağmuru


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Klanında her yeri parlak kırmızı ışıklarla aydınlatan bir ateş yağmuru yağmaktaydı. Klanda anında kargaşa kopmuş ve yaklaşan alevlere karşı savunma sağlamak adına büyü formasyonundan güç aktarılmaya başlanmıştı.



Pek çok klan üyesi konutlarından çıkıp göğe bakıyor, gece göğünü şaşkınlık nidaları dolduruyordu.


“Ne… bu da ne?!”


“Yoksa saldırı altında mıyız!?!?”



“Aaahhh! Ateş yağıyor…”



Ateşin ısısı neredeyse on iki renkli ateş seviyesindeydi ve klanın defansif büyü formasyonu çarpıklaşırken gümbürtüler yayılıyordu. Güçlü klan üyeleri tek tek açığa çıkmaya başlamıştı.



“Ne oldu!?!?”
Kalabalığın içerisindeki Bai Qi şaşkın görünüyordu, neler olduğunu görmek için köşkünden çıkan Madam Cai de aynı durumdaydı.


“On iki renkli ateş… o… on iki renkli ateş mi?! Bu nasıl mümkün olabilir! Çok renkli ateş yağıyor?!?!!”
Yan ailelerden pek çok seçilmiş şok ve merak içerisinde olanları görmeye çıkmıştı.



Bai Klanı uzaklardan ateşle yıkanıyor gibi görünüyordu. Bu esnada şehrin dışına ulaşmış olan Bai Xiaochun yaşanan sahneye tam bir şok içerisinde bakıyordu.



“Beni suçlamayın… Kasten yapmadım…” Kafatası korkuyla karıncalanarak dişlerini sıkmış ve klanın içerisinde bulunduğu kaosu fırsat bilerek Ölmeyen Uğursuzlukla yeniden kuzey kesime dönmüştü.



O kulübesine dönerken klanın büyü formasyonu da daha fazla dayanamaz hale gelmiş ve yaylım ateşinin altında istikrarsızlaşmıştı. Lakin tam dağılacakmış gibiyken doğudan öfkeli bağırışlar işitildi ve sekiz gölgemsi figür havaya sıçradı. Şok edici bir şekilde bu figürlerin hepsi Ruhun Başlangıcındaydı.



Bunlar çabucak dağılıp formasyonun kilit noktalarına giden Ruhun Başlangıç uzmanlarıydı. Formasyonu tüm güçleriyle destekliyor ve giderek daha istikrarlı hale getiriyorlardı.



Kuzey kesimde gergin bir şekilde oturup kalkanın dışındaki ateşlere bakan ve ağlamanın eşiğine gelen Bai Xiaochun için şok edici bir manzaraydı.



“Herhangi birinin suçlunun ben olduğumu anladığından şüpheliyim…” Ateş yaratmaya çalışırken korkunç sonuçlar doğabileceğini nereden bilebilirdi ki?



O tedirginliğiyle boğuşurken doğu kesiminde orta yaşlı bir adam belirmişti.



Lüks kıyafetler içerisindeki bu adam öfkelenmediği vakitlerde dahi tehdit edici görünen tiplerdendi. Gaddar bir etkileyiciliği vardı ve Ruhun Başlangıcının orta evresindeydi. Onu görür görmez gözlerine saygı dolu ifadeler yerleşen insanlar kollarını kavuşturup eğilmeye başlamıştı.



“Selamlar, Klan Şefi.”



Bu kişi Bai Hao’nun babasının, yani şu anki Bai Klanı şefinin ta kendisiydi. Formasyon kalkanının ardındaki göğe bakan adamın ifadesi buz gibi ve uğursuzdu. Konuşmak üzereymiş gibi görünüyordu lakin ansızın şehrin derinliklerindeki yeraltı odasından soğuk bir homurdanma yükseldi. Antik, gök gürültüsü gücünde bir sesti ve bulutların hareketlenmesine yol açmıştı. Hatta yer ve gökle kaynaşmış gibi görünüyordu, bu kişi adeta her şeyle bir bütündü. Ya gökler bu kişiyi içeriyordu ya da bu kişi gökleri!



“Dağılın!”
Bu tek kelime kan kırmızı bulutları sayısız parçaya dağıttı. Ve bulutlar görünmez, devasa bir el tarafından savrulmuşçasına gök temizlendi.



Kuzey kesimdeki Bai Xiaochun o kelimenin altındaki inanılmaz güçlü ilahi hissin, göklerin iradesinin yerini alan tüyler ürpertici bir şeyin varlığını sezebilmişti.


“Bir deva!” diye düşündü titreyerek. Aynı zamanda aurasının iyice gizlendiğinden bir kez daha emin oldu.



Bir temeli olmayan ateş yağmuru yavaşça incelmeye başlamıştı. Büyü formasyonunun gücü ve bulutların yok oluşu sayesinde de yağmur dinmiş, Bai Klanı felaketten kurtulmuştu…


Yeraltı odasının derinliklerinden Bai Klanı başpapazının sert ve dominant sesi yükselmekteydi: “Birileri on iki renkli ateşi dönüştürerek Bai Klanımıza namussuzca bir saldırıda bulundu… Hemen araştırın ve bunu kimin yaptığını bulun!”



Klandaki hemen hemen herkes saygılı bir şekilde secde edip onaylayarak karşılık verdi.



Buna Bai Qi, Madam Cai ve diğerleri de dahildi. Klan şefiyse secde etmemesine rağmen kollarını kavuşturup yüzünde saygıdeğer bir ifadeyle eğilmişti. Bu eğilişi tamamladıktan sonra da parmağını şaklatıp tartışmaya mahal vermeyen bir tonla konuşmaya başladı.



“Disiplin Kurulu, Adalet İşleri ve diğer klan üyeleri, emirlerimi dinleyin. Bu gece olanları çözmek için tüm gücünüzü kullanın!!”



O gece klandaki hiç kimse rahat edemedi. Klan kıdemlilerinin liderliği ve Disiplin Kuruluyla Adalet İşleri görevlileri tarafından detaylı bir araştırma başlamıştı.


İlk önce içsel soruşturmalar yapıldı fakat soruşturmanın boyutu eninde sonunda Bai Xiaochun’un çalıştığı kayalara dek genişledi. Vukuatın kayalarda başladığı tespit edilse de geride hiçbir kanıt yoktu. Fakat araştırma daha da yoğunlaşmaktaydı.


Bai Xiaochun son derece gergindi, yeni bir faciaya sebep olduğunun da farkındaydı. Ayrıca burası Nehre Meydan Okuyan Tarikat değildi, çırağının acımasızca muamele gördüğü Bai Klanıydı. Yine de yanlış bir şey yapmadığını düşünüyordu.



“Kasten yapmış değilim ki! Neyi bu kadar büyütüyorlar?” O gece çabucak ilerlese de mesele sona ermiş değildi. Takip eden birkaç gün boyunca insanlar ona sorular sormaya geldi. Fakat soruşturmada hiçbir ilerleme kaydedilemedi ve en nihayetinde mesele, çözülmemiş bir gizem halini aldı…



Bai Xiaochun gergin bir durum olduğunun farkındaydı ve yeni ateş yaratma denemelerine cesareti yoktu. Fakat konu üzerine çalışıp analiz etmeyi sürdürüyor, neden başarısız olduğunu anlamaya gayret ediyordu.



“Ateş yağmuru yağdırdığıma inanamıyorum. Tam olarak ne ters gitmiş olabilir ki...?



“O ateş bayağı güçlüydü ama yalnızca on iki renkliydi. Ya on beş renkli olsaydı? Öyle olsaydı… Bai Klanı… tarihten silinebilirdi.” Bir taraftan ateşin gücü karşısında etkilenmiş, bir taraftan da başarısız olacağıyla ilgili endişeye düşmüştü. Kulübesinde meseleyi analiz ederek beş günü daha geride bıraktı. Bu noktada biraz daha pejmürde ve zayıf hale gelmiş, zihinsel analizlerinin limitine ulaşmıştı.



“Mantıken başarısız olmamalıydım…



“Tüm süreç boyunca her şey sorunsuz ilerlemişti. Sonundaki ani başarısızlık gerçekten şüpheli görünüyor…



“Ayrıca ruh ilacı da şekillendi…



“Tam olarak nerede yanlış yaptım?”
Ellerini yumruğa çevirerek attığı her adımı gözden geçirdi ve detaylı analizini yaptı. En sonunda öğle saatlerindeyse ürperdi ve kafasını kaldırdı, gözleri ışıl ışıldı.



“Yoksa... klonum muydu!?!?” Düşündükçe problemin on iki renkli ateşte klonunun yardımını alışıyla alakalı olduğuna daha çok ikna oluyordu.



“Sebep klonumsa bu her şeyi açıklar. Klonu bir deva ruhuyla yarattım ve ben bile o ruhun içerisinde ne tür ilahi kabiliyetler olduğunu bilmiyorum. Belki de… sebep gerçekten budur.”
Meseleyi bir müddet daha düşündükten sonra klonlarından birini geride bırakarak tek başına karanlığa karıştı.



Klanda işler gergin olsa da haklı olup olmadığını görmek adına test yapmak için yanıp tutuşuyordu.



Bu yüzden hızla Bai Klanı topraklarından çıkarak dağlardan birinde bir mağara buldu ve içeride on iki renkli ateş teşebbüsü için hazırlıklarını başlattı.



Bu defa klon gücünden hiç faydalanmadı. Yalnızca kendi gücünü kullanıp aynı metotları tekrar etti. Zordu ve iki defa kontrolü yitirmenin eşiğine gelmişti. Fakat kendisini ruh alkolüyle destekleyerek yeterli güce sahip olacağını garantilemişti.



Bir süre sonra başı acı dolu bir şekilde ağrımaya başladı. Ateş denizi on iki renkli bir ateşe çevrildiğindeyse kan ter içerisinde kalmış, heyecandan nefesi kesilmişti.



“Hiçbir şeyi geçen seferden daha farklı yapmadım… Tek fark klonumdan yardım almamamdı! Demek ki kesinlikle klonumla alakalıydı! Klonum bir deva ruhundan yapılı. Bu da demek oluyor ki bir klonla ruh büyücüsü ateşi yapmak… öngörülmedik sonuçlar doğurabiliyormuş.”



Önceki başarısızlığının sebebini bulmanın heyecanıyla ayağa kalktığında gözleri ışıl ışıldı.



“Öyleyse sanırım ben… kendi ruh büyücülüğü ilahi kabiliyetimi yarattım! Büyülü ateş yağmuru!”

 

#Bazen felaketlerden de güzel şeyler doğabilir. Bizimki klanda yarattığı yağmur sayesinde kendisine yeni bir kabiliyet buldu. Bundan sonra klonuyla ateş yapıp düşmanlarının üzerine ateşler salabilecek  
Bu arada biraz belirsiz olmuş, on iki renkli ateşi yaratabildi mi yaratamadı mı, yarattıysa neden ona hiç sevinmedi anlayamadım açıkçası. Neyse bir sonraki bölümde netleşir herhalde diyerek devam ediyorum, orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44241 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr