Bölüm 590 : Sonsuz Ateş Yağmuru

avatar
3697 16

A Will Eternal - Bölüm 590 : Sonsuz Ateş Yağmuru


Çevirmen : Clumsy 

 

Zhou Yixing’in tüm ruh katili dikenlerini satın alması biraz vakit almıştı. Neticede toplu alıma uygun bir ürün değildi. Yeterli sayıda bulması için Dev Hayalet Şehrinde biraz vakit harcaması gerekliydi.



O alana hakim olmadığı için de en sonunda Li Feng’in yanına gidip meseleyi ona açmak zorunda kalmıştı. Bunun Büyükusta Bai için bir görev olduğunu bilen Li Feng de ona sorun çıkarmak istememişti. Böylece Zhou Yixing’le iş birliği yapmış, hatta alınacak dikenler bulmak için şahsi bağlantılarına başvurmuştu.


Bu görevdeki birliktelikleri de aralarındaki düşmanlığı azaltmaya başlamıştı.


Bai Xiaochun ise takipçilerinin görevi tamamlamasını beklerken Bai Klanında dikkat çekmemeye çalışmış, kulübesinden nadiren ayrılmış, vaktinin çoğunu Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniği yetişimine harcamıştı.


Ne yazık ki Yaban Arazilerde olduğu için tıbbi hap stokunu tazelemesi imkansızdı. İyi taraftan bakarsak tümgeneral olarak geçirdiği süreçte çokça nesne biriktirmişti. Kötü taraftan bakarsak da bu nesneler onu uzun süre idare etmeyecekti. Ölmeyen Tendonlardaki işinin neredeyse sonuna gelmişti ve tahminlerine göre şu anki tedariki ancak işini tamamlamasına yetebilecekti.


“Atasal araziye gitmeden önce Ölmeyen Tendonlarda uzmanlaşmam lazım. Üçüncü prangayla temas edebilirsem zavallı küçük canım çok daha güvende olur.” Verdiği diğer bir karar da Ebedi Şemsiyesine on bir katlı ruh güçlendirme gerçekleştirmesi gerektiğiydi.



Şemsiye on bir katlı güçlendirme sonrasında farklı bir görünüme kavuşmuştu. Şekli temelde aynı olsa da artık metalden yapılmışı andırıyordu. Simsiyahtı ve yoğun, öldürücü bir aura yayıyordu. Ayrıca yüzeyindeki hayalet suratı daha da tuhaf ve hiddetli bir hal almıştı!



“Ruhlarımın azalması çok kötü oldu…” diye iç çekti. Yeterli ruhu olsaydı kıyafetlerine de on bir katlı ruh güçlendirme uygulayabilirdi. Ne yazık ki öyle bir şansı yoktu.



Neticede on iki renkli ateş için ruh biriktirmesi gerekiyordu ve klonları gizliden gizliye ruh toplasa ve Zhou Yixing ile Li Feng’in yardımını alsa da işi zordu.

 

İhtiyacı olan tüm ruhları satın alacak Cennetkarışı Nehri suyu da kalmamıştı…


Neyse ki Bai Hao’nun on iki renk ateş yaratmakla ilgili notlarının fazlasıyla yardımı dokunmuştu. Hatta son zamanlarda yetişime ayırdığı vakitler dışında neredeyse tamamıyla on iki renkli ateşin formülüne çalışıyordu.


Elinde yeterli ruh olmadığı için deney yapmaya cesaret edemiyordu. Metodu yalnızca zihninde analiz edebiliyor ve kendisini ateşi gerçekten yaratmaya teşebbüs edeceği ana hazırlıyordu.


Vakit böylece geçip gitmiş ve çok geçmeden yarım ay geride kalmıştı. Bai Xiaochun’un Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniği ilerleme gösteriyordu ama on iki renkli ateşe yönelik kehanetleri birazcık tıkanmıştı.



“Sanırım bir deney yapmam gerekiyor.” Derin bir nefes alarak ruh istifleyen pagodayı çıkarttı ve kaç kinci ruha sahip olduğunu saydı. Görünen o ki üç teşebbüs için yeterli ruha sahipti.



Biraz düşündükten sonra kararını verdi. Maskesini kullanarak çok renkli ateş aurasını gizledi ve yaratıma başladı. Kinci ruhlar ardı ardına çıkıyor, avcunda ateşler beliriyordu. En nihayetinde on bir renkli ateşe ulaşmış ve son derece gerilmeye başlamıştı.



Sonuçta başarısız olursa büyük bir kaynak ziyanı olacaktı. Qi’sini ayarlayıp zihnini sakinleştirdikten sonra temkinli bir şekilde on iki renkli ateş yaratımına başladı.



Bir sürü kinci ruh on bir renkli ateşe katılıyor, Bai Xiaochun’un ifadesi son derece ciddileşiyordu. Aynı zamanda ilerleyişini yavaşlatmıştı. Bir noktada kontrolü yitirir gibi oldu ve ateşi titreşmeye başladı. Hiç tereddütsüz klonlarından birini çağırdı ve devam etmeden önce onun yardımıyla ateşi istikrarlı bir hale getirdi.



Klonlarının yardımını alma fikrini planlama aşamasında edinmişti. İki klon kullanmak tek klon kullanmakla pek bir fark doğurmuyordu. Bunu yapınca üzerine daha çok iş bindiği için de tek klon kullanmak daha iyiydi.



Tek klonunun yardımıyla on bir renkli ateş daha istikrarlı bir hal almış ve vakit ilerlemişti. İki saatin sonundaysa sürecin ilk adımı tamamlanmış ve Xiaochun’u çevreleyen ateş denizinin içerisinde on ikinci bir renk görünür olmuştu.



“Bai Hao tamamıyla haklıymış. Ateş başka bir şeyi temsil ediyor ve materyal bir obje değil…” Halinden son derece memnun şekilde derin bir nefes alarak işini tamamlamaya hazırlandı. An itibarıyla ateş denizini iki kısma ayırıp iki orta kalite ruh ilacı yapabilir ya da denizi tek bir çok renkli ateşe dönüştürebilirdi!

 

İlk on iki renkli ateş teşebbüsünde başarılı olacağını hiç hayal edemezdi.



“Hahaha! Görünen o ki Bai Xiaochun gerçek bir dehaymış!”
Bu sözlerle ateş denizini on iki renkli bir ateş şeklinde birleştirmek için elini kapattı.



Fakat tam da o anda beklenmedik bir şey meydana geldi!


Küçülmekte olan ateş denizi tamamen kontrolden çıktı! Bai Xiaochun’un suratı korkuyla asılırken dört bir yanda korkunç bir aura patlak verdi.



On iki renkli ateşin şok edici patlayışı Bai Xiaochun’u öyle korkutmuştu ki ağzından tiz bir çığlık çıkıvermişti. Başka bir ruh büyücüsü olsa, karasal olsa dahi zamanında tepki veremezdi. Fakat Bai Xiaochun patlayan hap fırınlarına dayalı yoğun tecrübesi sayesinde daima temkinli ve böylesi durumlara hazırlıklıydı.


Bu sayede yıldırım hızıyla tepki verdi. Çabucak ellerini rahatlatıp bir büyü hareketiyle frijit qi çıkarttı. Aynı saniyede iki eli de istikrarsız on iki renkli ateşin üzerine kapandı.



Alevler bastırılmış, ateş ölmüş ve iki ışıltılı orta kalite ruh ilacı açığa çıkmıştı.



Yerinde başka biri olsa bu orta kalite ruh ilaçları karşısında keyiften dört köşe olurdu ama Bai Xiaochun ağlamanın eşiğine gelmişti.



“Ben ilaç istememiştim ki.” dedi çaresizlik içerisinde saçlarını çekiştirerek. “Ben ateş istemiştim! Ne oldu...?” Bu süreçte yaşananları düşünüyor ama nerede hata yaptığını bulamıyordu.



Neden çok renkli ateş yerine ilaç yaratmıştı? On iki renkli ateşte sezdiği korkunç gücü düşünmek dahi içini korkuyla titretmeye yetiyordu.


“Ateş yaratmada da ilaç yapımında olduğu tarzda kazalarla karşılaşacağımı söylemeyeceksiniz herhalde?” diye düşünerek ürperdi.



Uzun bir süre sonraysa ruh istifleyen pagodasına baktı ve yeni bir deney gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğine karar vermeye çalıştı. Sonuçta nerede hata yaptığını öğrenmenin tek yolu buydu.



Dişlerini sıkarak yeni kinci ruhlar çıkarttı ve yeni bir on bir renkli ateş yarattı. O noktada tereddüde düştü.



“Burada yapamam…” diye düşündü. Gözleri düşünceli bir hal aldı ve en nihayetinde klonunu ve on bir renkli ateşini ortadan kaldırarak ruh istifleyen pagodasıyla birlikte oradan ayrıldı. Gece karanlığını fırsat bilerek kuzey kesimi terk etti, doğu kesimine yöneldi.



“Bu sayede bir kaza yaşansa bile sorun olmaz…” Boğazını temizleyerek kendisine ortasında bir açıklık olan, iş görebilecek ücra bir kaya formasyonu buldu. Bir büyü formasyonu yerleştirdikten sonra da derin bir nefes alarak on bir renkli ateşi çıkarttı. Ardından klonu belirdi ve on iki renkli ateş yaratımına başladı.



Hala gece saatleriydi ve ateşin yarattığı baskıyı bastırmak için maskenin gücünü kullanmaktaydı. Kayaların dibindeki biri bile ne olduğunu anlayamaz veya içerideki inanılmaz gücün farkına varamazdı…



Bai Xiaochun son derece gergindi, klonu da fark edilir şekilde terliyordu. İkisinin iş birliğiyle işler iki saat boyunca pürüzsüz ilerlemişti. Ardından ateş denizinin içerisinde on ikinci renk belirdi. Artık tek yapılması gereken ateş denizini tek bir ateşe çevirmekti, sonrasında işi bitecekti. Ancak bu noktada duraksadı.



“Bu defa işe yaraması lazım, haksız mıyım...?”
diye düşünüp gözlerini kırpıştırırken on iki renkli ateş küçülmeye başlamıştı.



O anda ateş denizinin içerisinde ani dalgalanmalar patlak verdi. Ve patlayıcı bir güçle birlikte Bai Xiaochun’un içerisinde ölümcül bir kriz hissiyatı yükseldi.



İstemsiz bir çığlık atarak ateşi ayarlayıp patlamayı durdurmaya çalıştı fakat bu defa kuvvet daha da yoğundu. Nasıl bir ayarlama yaparsa yapsın fayda etmemiş, hatta gümbürtülerle birlikte dört bir yana yıkıcı, çılgınca alevler yayılmaya başlamıştı.


Bai Xiaochun çığlıklar atarak geriye doğru uçuyordu, klonunu da beraberinde sürüklemiş ve ortadan kaybolmak için Ölmeyen Uğursuzluğu kullanmıştı. Ateş deniziyse her yere yayılıyor, kayaları yok ediyor ve alanda ne var ne yoksa tüketiyordu. 


Tuhaf bir şekilde ateş denizi oradaki her şeyi tükettikten sonra ortadan kayboldu, gece göğüyse parlak kırmızı bir renk aldı. Kocaman kırmızı bulutlar görünüyor, bu da Bai Klanında bir kaos doğuruyordu. Henüz hiç kimse tepki verememişken de gök gürüldemiş ve herkesi hayretler içerisinde bırakacak bir şey gerçekleşmişti!


Gökten sonsuz bir ateş yağmuru yağmaktaydı!

 

#Felaket şeytanı geri döndü  Galiba bizimkinin ilaç yaparken başlattığı felaketler ateş yaratma seanslarında da yaşanacak. Neyse ki bu klandakilerin neredeyse hepsi pislik. O yüzden ortalığı birazcık yaksa da bir şey olmaz herhalde 
Bakalım ateş yağmurunun sonu ne olacak ve sorunun ne olduğunu öğrenebilecek miyiz, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr