Çevirmen : Clumsy 

Bai Xiaochun Bai Qi’ye sessizce bakmaktaydı. Nedense Bai Hao isminin bu dikilitaştan ve muhtemelen diğer dikilitaşlardan da silinişi karşısında öfkelenmemişti.

Hatta bu mesele üzerine düşünmesine dahi gerek kalmamıştı. Onun sözüm ona hilesiyle ilgili haberlerin çoktan tüm klanı etkisi altına aldığının farkındaydı.

Bai Qi’nin Bai Hao’nun birinciliğini bu meseleyi hiç araştırmadan silmiş olması son derece açıklayıcıydı. Bu kişi Bai Hao’nun abisiydi ve belli ki ona tam da anlatıldığı kadar soğuk davranıyordu.

“Bana bir açıklama şansı bile vermedi…” diye düşünen Bai Xiaochun iç çekti. Öfkelenmemiş, yalnızca Bai Hao adına üzülmüştü.

“Ehh, Madam Cai ve Bai Qi Bai Hao’ya böyle davranıyorsa babasının tavrını da tahmin edebiliyorum…” O sessizce dikilmeyi sürdürürken Bai Qi’nin sesi bir kez daha işitildi.

“Babamın ve benim klandaki statülerimiz gereği çoğu kişi seni azarlamaktan rahatsızlık duyabilir, Bai Hao. Ama ben duymam. Sen bir piçsin ve isminin klanın dikilitaşlarına yazılmasını hak etmiyorsun.

“Abin olarak oldum olası senin ünlenmeni umdum ve aslında buraya seni tebrik etmeye gelmiştim. Ama ne yazık ki büyük bir hayal kırıklığından fazlası olmadığını görüyorum.” dedikten sonra kafasını sallayarak kalabalığa döndü ve kollarını kavuşturdu. “Yoldaş klan üyelerim, Ben, Bai Qi, Bai Hao’nun yaptığı şeyden ötürü hepinizden özür dilemek isterim.” 

Saygıyla eğildikten sonraysa Bai Xiaochun’u hiçe sayıp bir ışık huzmesi şeklinde arkasını dönerek oradan uzaklaştı.

Bai Xiaochun tüm bakışları üzerinde hissederek sessizce kalakalmıştı. Bir dakika sonraysa hafifçe gülümsedi, arkasını döndü ve orayı terk etti.

“Görünen o ki Bai Qi’yi hafife almışım. Kurnazlıktan daha fazlasını yapabiliyormuş.” Kuzey kesimdeki kulübesine döndükten sonra da bağdaş kurarak düşünmeye başladı.

“Ehh, bu bir balıkçılık seferiydi, hepsi bu. Ve oltamı attım. Bai Qi Bai Hao ismini listeden silebilir ama insanlara bu olanları unutturamaz. Muhtemelen şimdi katile hamlesini yapması için bir fırsat tanımalıyım.” Hemen yürüyüşe çıkmayı değerlendirdi ama saate baktıktan sonra şimdilik gözlerini kapatıp Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğine çalışmaya karar kıldı.

Akşam çöktüğündeyse bir klonunu çıkartarak hızlıca klanın dışına gönderdi.

Eşzamanlı olarak gerçek benliği de kendi aurasını gizledi; biri kulübenin kapısını açıp içeri bakmadıkça orada olduğu bilinmeyecekti.

Bai Klanının dışındaki ateş klonu ifadesiz bir suratla ilerliyor, yetişimini Kuruluş Kadrosunda tutmaya dikkat ederek Dev Hayalet Şehrine doğru ilerliyordu.


Henüz çok vakit geçmemişken ifadesi titreşti ve yerinde duraksadı. Arkasını döndüğündeyse son hızla kendisine yaklaşan bir ışık huzmesi gördü.

Bu huzmenin içerisinde öldürücü bir aura taşıyan siyah cüppeli bir adam mevcuttu. Suratında çarpık bir sırıtış, gözlerindeyse öldürme güdüsü bulunan adamın etrafı kinci ruhlardan bir bulutla çevriliydi, ruh dalgalanmalarıysa onun bir ruh büyücüsü olduğunu gösteriyordu.

Bu adam Bai Xiaochun’un klana vardığında pagodada Madam Cai ile konuşurken gördüğü adamın ta kendisiydi.

“Çoktandır seni bekliyordum.” dedi Bai Xiaochun yüksek sesle. “Ortaya çıkma vaktin gelmişti.”

Bai Xiaochun’un kendisini beklermiş gibi durduğunu gören adam şaşırmıştı. İşin doğrusu ne zamandır Bai Hao’ya ulaşma fırsatı bulmak için bekliyordu ama bunu klan sınırlarında yapmaya cesaret edememişti. En sonunda tepesi atan Madam Cai bunu yapması için onu ikna etmiş, hatta güvenliğini garanti etmişti. Fakat adam tam da Bai Hao’ya klanın içerisinde saldıracakken şaşırtıcı bir şekilde klandan çıktığını öğrenmişti.

Başta keyiflenmiş ve hemen peşine takılmıştı. Ama şimdi, gözlerindeki o buz gibi bakışları görüp sözlerini işitince garip bir şekilde şok olmuştu.

“Sen…”

Bai Xiaochun parmağını adama doğru salladı ve etrafında frijit qi birikmesine sebep oldu.

Siyahlı adam daha tepki veremeden qi tarafından tamamıyla kuşatılmış ve suratı asılmıştı. Kaçmak istiyordu ama çabucak fark ettiği üzere yerinde donakalmıştı.

“İmkansız!” diye çığlık atarken hayalet görmüş gibiydi. Zihni uyuşmuş, yoğun bir kriz hissiyle dolmuştu. Dilini ısırıp kanından tükürerek getirdiği ruhları patlatmaya başladı.

Bununla da kalmadı. Hedefi frijit qi’den kurtulmaktı, bu yüzden ruhların patlama gücünün yeterli olacağına güvenmemiş, kendi bedeninde de bir patlama başlatmıştı!

Bu patlamayla bedeninin alt yarısı patladı, üst bedeni hızla geri çekilirken beti benzi atan suratına yoğun bir dehşet kazındı.

“Sen Bai Hao değilsin!!” Tir tir titreyen adam kaçma hazırlığındaydı. Fakat Bai Xiaochun bir adım öne çıkarak doğruca adamın önünde belirdi ve uzanarak elini çığlıklar atmakta olan adamın kafasının üzerine yerleştirdi.

“Yoldaş Daoist, lütfen beni bağı--” Fakat daha cümlesini bitiremeden bedeni kaskatı kesildi, gözleri irileşti. Zihni bulanırken işittiği son şey Bai Xiaochun’un ağzından çıkan iki kelimeydi.

“Ruh arayışı!”

Yetişimcilerin çoğu farklı şekillerde ruh arayışı tekniklerine sahip olurdu. Bu teknikler genellikle ilahi kabiliyet sayılmazdı. Yalnızca ilahi hislerini başkalarının zihnine gönderip anılarını dominant bir şekilde kurcalamaya yarardı. Teknikler arasında belirli numara ve metot farklılıkları olsa da çoğu, hedefin ruhunun bu süreçte zarar görmemesi için bir yol barındırırdı.

Ne yazık ki Bai Xiaochun ne ruh arayışında uzmandı ne de özel bir metoda veya numaraya sahipti. Ayrıca bu ruh arayışını kendisi için değil, Bai Hao için yapıyordu.

Klonu siyahlı adamın ruhunu ararken Bai Klanındaki gerçek benliğe belli sahneler ulaşmaya başlamıştı.

“İsmin Xu Hai.... Ah, demek öyle oldu… Gerçekten de Madam Cai’ymiş… Bai Hao Kuruluş Kadrosuna ulaştığını alenen ilan ettiğinde onun peşine düzinelerce suikastçı takmış. Bai Hao sadece Kuruluş Kadrosu başlarında olsa da aptal değildi. Hazırmış ve peşine takılanlara karşılık vermiş. Hatta çok renkli ateş bile kullanmış… Nihayetinde suikastçıların çoğundan kurtulmuş, bir kısmını öldürmeyi bile başarmış…” Bai Xiaochun siyahlı adamın anılarında gördükleri, bilhassa Bai Hao’nun çok renkli ateşi rahatlıkla kullanışı karşısında sarsılmıştı!

Bai Xiaochun siyah cüppeli adamın da eşit oranda şokta olduğunu sezebiliyordu. Sonuçta o yalnızca bir usta ruh büyücüsüydü, gördüğü şeylere yönelik derin bir anlayış sahibi değildi. Fakat Bai Xiaochun farklıydı.

“Yaptığı şey…” Derin bir nefes alan Bai Xiaochun, Bai Hao’nun ne kadar sıra dışı biri olduğu gerçeği karşısında afallamış, işlerin onun için sona erişi karşısında da derinden üzülmüştü. “Buna rağmen yetişiminin çok güçsüz olması çok yazık. Bu adamın Ruh İzi İmha Edicisiyle vurulmuş ve ışınlanmış, kalbiyle kan damarları mahvolmuş…” 

En sonunda Bai Hao’nun yetişim ilerleyişi değil, ateş yaratmadaki yeteneği yüzünden öldürüldüğüne emin olmuştu.

“Madam Cai, ha. Demek ki Bai Hao’nun araştırma notları onda.” Böylece Bai Xiaochun’un su klonu da çıkışını yaptı ve hiç tereddütsüz kulübeden ayrılıp yetişim basamağı dalgalanmalarını tamamıyla gizli tutarak Bai Xiaochun’un Madam Cai’yi ilk gördüğü pagodaya yöneldi.

Bai Xiaochun’un ilahi hislerinin mevcut durumu sayesinde Ruhun Başlangıcındakiler bile çok sağlam bir çaba harcamadıkça onu tespit edemezdi. Sadece bir deva başpapazı bunu yapabilirdi. Fakat klanın deva başpapazı da sürekli ilahi hisleriyle klanı tarayamaz veya her ufak olaya dikkat kesilemezdi.

Bai Xiaochun’un su klonu pagodaya yaklaşana dek gece karanlığında ilerlemiş, aurasını dikkatlice gizli tutarak ta Madam Cai’nin köşküne dek ulaşmıştı!

Fakat tam Bai Hao’nun notlarını aramaya başlayacakken ifadesi titreşti, yerinde duraksadı ve bakışlarını Madam Cai ile Bai Qi’nin konuşmakta olduğu bir odaya çevirdi!

“Qi’er,” dedi Madam Cai hafiften tedirgin bir sesle, “O piç Bai Hao’nun notlarına çalışmaya daha çok vakit ayırmalısın. On bir renkli ateş yaratmakta uzmanlaştığında başpapaz sana daha da çok değer verecek.

“Yalnızca o zaman senin için atasal arazinin açılmasına müsaade edecektir!

“Bai Klanının tek deva ruhu o atasal arazide. Arazi açıldığında klanın her ferdi girebilecek ve teknik olarak herkesin o deva ruhunu alma şansı olacak… eğer başpapaz gidebileceğini söylerse geri kalan her şey bir formalite olacaktır. Yardımcı ailelerin bu meselede söz hakkı yok, yani deva ruhunu alabileceksin.

“O deva ruhunu alınca da beş elementlik deva yaratığı ruhu setine çevirir ve Ruhun Başlangıcını şekillendirirsin! Klanımız büyük ve pek çok kişinin o deva yaratığı ruhu setinde gözü var! Baban bile onu senin için alamaz!” diyen Madam Cai konuyla ilgili teşviklerini sürdürmeye devam etmekteydi.

#Vallahi tam bir şirret türk dizisi kadını bu Madam Cai yaa. İnşallah şu klandaki işimiz çabucak biter 
Bu arada bir taşla otuz beş kuş vurmaya devam ediyoruz. Şans eseri deva ruhunu nasıl elde edeceğimizi de öğrenmiş bulunuyoruz. İşgüzarları öğrenme kısmı tamam. Şimdi sırada ateş formülü ve deva ruhunu elde etmek var. Bakalım bunları kolaylıkla yapabilecek miyiz, okumaya devam!