Bölüm 582 : Bai Klanı, Doğu Etekleri

avatar
3634 17

A Will Eternal - Bölüm 582 : Bai Klanı, Doğu Etekleri


Çevirmen :  Clumsy 

 

Li Feng gittikçe daha da çok geriliyordu. Sonuçta Büyükusta Bai bir karasal ruh büyücüsü olarak Li Feng’in bugüne dek tanıdığı en güçlü ruh büyücüsüydü.

 

Böyle birinin takipçisi olmanın faydaları saymakla bitmezdi ve Li Feng, bu fırsatı kaçırdığı takdirde ömrü boyunca pişmanlık duyacağını biliyordu. Kendini değerli kılmak için bir şey yapması gerektiği farkındalığıyla çabucak bağırdı: “Beni bekleyin, Büyükusta Bai! Çok işe yarayabilirim. Mesela ruha ihtiyacınız olduğunda gidip sizin için toplayabilirim. Ayrıca--”

 

Bai Xiaochun yürüyüşünü duraksattı. Li Feng’in söylediği şeyler mantıklıydı.

 

Zhou Yixing’in kalp atışları öfkeden hızlanmıştı. Bai Xiaochun’un bir karasal ruh büyücüsü olduğu açığa çıkmadan önce onun takipçisi olmayı bir nevi hakaret olarak görüyordu. Ama artık işler tamamıyla değişmişti; Bai Xiaochun onun gözünde adeta bir devaydı.

 

Zhou Yixing Li Feng’in kovulması için çokça yaltaklanmış ama o, halihazırda kendisinin sorumlu olduğu şeyleri utanmazca teklif etmeye kalkmıştı.

 

“Bunları ben de yapabilirim!” diye bağırdı, Bai Xiaochun’un bu teklifi kabul etmesinden yana endişeleri vardı.

 

Bai Xiaochun ise birkaç kez gözlerini kırpıştırsa da sakinliğini koruyordu. Bu ikilinin birbirine rakip gözüyle baktığının farkındaydı ve işin doğrusu, bu durum onu memnun ediyordu. Bu yüzden hiçbir şey söylemeden yoluna devam etti.

 

Keyfi birazcık yerine gelen Zhou Yixing de Li Feng’e pis bir bakış attı ve yetişim basamağındaki mühür kalktığı anda onu ölümüne ezip geçmenin nasıl olacağını düşünmeye başladı…

 

Tabii Li Feng öylece durup Zhou Yixing’in bu tavırlarına müsaade edecek değildi. Tedirgin bir şekilde Bai Xiaochun’a dönüp sesini yükselterek, “Büyükusta Bai, ben… ben bir sürü ruh toplayabileceğimiz bir yer biliyorum!!” dedi.

 

“Ben de!” diye bağırdı Zhou Yixing çabucak. “Ben de öyle bir sürü yer biliyorum!”

 

“Ben sizin için ruh ilacı üretebilirim, Büyükusta!” dedi Li Feng. “Usta ruh büyücülüğünün zirvesindeyim ve sizi güvende tutacak bir sürü ruh ilacı üretebilirim, majesteleri!!”

 

“Ben de ruh ilacı üretebilirim!” dedi Zhou Yixing sıkılı dişlerinin ardından.

 

“Fazla ileri gidiyorsun, Zhou Yixing! Ben Cennetkarışı Nehri suyu alınabilecek bir yer biliyorum! O şey inanılmaz değerli! Tek bir damlası bile tonlarca ruh ilacı eder! Bununla yarışabilir misin, ha Zhou Yixing?!” diye bağırdı Li Feng.

 

“Ben…” Zhou Yixing evinde olsa bunu kesinlikle yapabilirdi ama burada imkansızdı…

 

Bu noktada Bai Xiaochun’un gözleri ışıldamıştı. Cennetkarışı Nehri suyunun Yaban Arazilerde çok nadir ve değerli olduğunu biliyordu ama tem olarak ne kadar değerli olduğuna hiç kafa yormamıştı…

 

Zhou Yixing’in diyecek bir şey bulamadığını gören Li Feng ise heyecanlanmaya başlamış, çabucak Bai Xiaochun’un dikkatini çekebileceğine inandığı yönleriyle kendisini pazarlamaya başlamıştı.

 

“Deva ruhu elde edebileceğiniz bir yer biliyorum!

 

“Etraftan her türlü bilgiyi toplayabilirim!

 

“Ayrıca--”

 

Gözleri kanlanan Zhou Yixing lafa dalmak üzereyken Bai Xiaochun ansızın duraksadı ve arkasını döndü.

 

Ve kalbi küt küt atan Zhou Yixing, Bai Xiaochun’un gözlerini Li Feng’e dikmiş olduğunu fark etti.

 

“Az önce bir deva ruhunun konumunu bildiğini mi söyledin?”

 

Bai Xiaochun’un tepkisiyle heyecana kapılan Li Feng anında kollarını kavuşturarak saygıyla eğilmişti.

 

“Büyükusta Bai, mütevazı hizmetkarınızın bir deva ruhuyla ilgili bilgisi var. Söylentilere göre Dev Hayalet Kralın elinde bir deva ruhu varmış. Onun yanı sıra Dev Hayalet Şehri topraklarındaki üç büyük ruh büyücü klanlarında da birer deva ruhu bulunuyormuş!”

 

Bai Xiaochun’un kaşları çatılmıştı. Ona kalırsa bu bilgi sahte olabilirdi.

 

Bu sırada Zhou Yixing, Bai Xiaochun’un kaşlarının çatılışı karşısında keyiflenerek karşı saldırıya geçmekte karar kılmıştı. “Hmph. Dev Hayalet Kral bir yarı tanrı. İnsan ondan nasıl deva ruhunu alır ki?! Ve ruh büyücüsü klanlarıyla ilgili söylediklerin de tahminden ibaret!”

 

Li Feng attığı soğuk bakışların ardından gülümsedi ve suratına son derece saygılı bir ifade yerleştirip Bai Xiaochun’a dönerek dedi ki: “Büyükusta Bai’yi aldatacak bir şeyi nasıl söyleyebilirim? Tabii ki saygıdeğer Dev Hayalet Kralın elindeki deva ruhu öyle peşine düşülecek bir şey değil. Ruh büyücüsü klanlarının ikisinde bir deva ruhu olduğunu da garanti edemem. Ama bir tanesinde var ve bunun doğruluğu konusunda canım üzerine yemin edebilirim!

 

“Zamanında o klanın kullarından biriydim ve bir seremoni esnasında o deva ruhunu kendi gözlerimle görme onuruna eriştim. Kumlu bir toprak görünümündeydi ve tüm alana inanılmaz bir baskı çökmesine yol açmıştı!” Li Feng’in tarifini işitmek Bai Xiaochun’un gözlerini anında ışıldatmıştı.

 

Deva ruhları Cennetkarışı arazilerinde olduğu gibi Yaban Arazilerde de kıymetli hazinelerdi. Pek az kişinin görebileceği şeylerdi ve bu yüzden neye benzediklerini bilenlerin sayısı azdı. Lakin Li Feng’in tarifi tamamıyla isabetli olmuştu.

 

“Doğruyu söylüyorsa toprak tipi bir deva ruhu görmüş demektir. Elimde ateş, odun ve su var… Sadece metal ve toprak ruhlarım eksik!” Bai Xiaochun’un kalbi hevesle titremeye başlamıştı.

 

“Hangi klandan bahsediyorsun?” diye soran Bai Xiaochun’un gözleri ışıl ışıldı.

 

Li Feng bir müddet tereddüt etti ama işin ucunda Bai Xiaochun’un takipçisi olma fırsatı olduğu için en sonunda, “Şehrin doğu eteklerindeki Bai Klanı!” dedi.

 

Bai Xiaochun’un gözleri şaşkınlıkla irileşmişti. Li Feng’in bahsettiği klan son derece tanıdıktı ve sebebini fark edince ağzı açık kalmıştı…

 

“Şehrin doğu etekleri…” diye düşünüyordu. “Üç büyük ruh büyücüsü klanı… Bai Klanı… Bai Hao oradan gelmemiş miydi?” Bu düşünceler kalp atışlarını hızlandırmıştı. “Ama o, Dev Hayalet Şehrine bağlı büyük bir klan… yani bir deva başpapazları olmalı!” 

 

Bai Xiaochun dudaklarını yaladı. Fakat tereddütlüydü. Yine de bir deva ruhu elde etmesi gerektiği kesindi ve halihazırda Bai Hao’nun kılığına girdiği için işler kolaylaşabilirdi.

 

O tereddüt etmekle meşgulken gerilen Li Feng, Bai Klanıyla ilgili yeni bilgiler sıralamaya başlamıştı. Onun gözünde Bai Xiaochun’un takipçisi olabildiği takdirde Bai Klanını gücendirmeye bile değerdi.

 

Zamanında Bai Klanının bir kulu olarak hizmet vermiş olsa da o zamanlarda Bai Hao’yu fark etmemişti. Sonuçta Bai Hao sadece Kuruluş Kadrosu başlarındaydı ve klanın göze çarpan bir üyesi sayılmazdı. Bir usta ruh büyücüsü olan Li Feng’in onu fark etmemesi gayet doğaldı.

 

Bai Xiaochun zihni bulanarak meseleyi uzunca bir süre düşünmüştü. En sonunda dişlerini sıkarak aklından, “Sonucunda başarılı olamayabilirim ama yine de denemem lazım. Sonuçta bir yarı tanrı pagodam var… Kimliğim ifşa olsa bile çok büyük bir tehlikeye girmem herhalde.” diye geçirdi.

 

Aynı zamanda Sahibe Al-Toprağa yönelik öfkesi de alevlenmişti. Sonuçta o olmasaydı Ruhun Başlangıcına geçmek için deva ruhu toplamasına gerek kalmayacaktı.

 

“Hepsi o şirret Sahibe Al-Toprağın suçu. Hele bir yeterince harika olayım, ona dersini vereceğim! Aynı şey Chen Hetian için de geçerli!” En sonunda kararını vermişti ve Li Feng’i resmi olarak takipçisi ilan etti. Böylece üçlü grup Bai Klanına doğru yola çıktı.

 

Bai Xiaochun yol boyunca Bai Hao’nun çantasında bulduğu kemik kağıtları gözden geçirmiş ve Bai Hao’nun ölümüyle ilgili koşullar üzerine düşünmüştü. Klana Bai Hao olarak dönerek bir kargaşa doğurma ihtimali yüksekti.

 

“Pekala, Bai Hao. Eğer fırsatım olursa ölümünden sorumlu olan kişiyi bulacak ve intikamını alacağım!”

 

Birkaç gün sonra Bai Klanına bir hayli yaklaşmışlardı. Tabii Li Feng ve Zhou Yixing’i beraberinde götüremezdi, o yüzden belli bir noktada durarak onları çağırdığı anda yardıma koşabilecekleri, bir yandan da yetişimleri üzerinde çalışabilecekleri bir noktaya yerleştirdi.

 

Ardından yetişimini Bai Hao’nunki gibi Kuruluş Kadrosu başlarına indirdi ve biraz daha yavaş uçmaya, Bai Hao gibi görünmek adına her şeyi yapmaya başladı. Hatta suratına da ketum bir ifade yerleştirdi.

 

“Bai Hao piç bir oğuldu, yani muhtemelen klan onunla pek ilgilenmez…” Bai Hao’nun ölümün eşiğine geldikten sonra klana dönerken pek mutlu olmayacağı kesindi.

 

Burası Dev Hayalet Şehrinin eteklerinde bir alandı ve tamamıyla Bai Klanının kontrolündeydi. Bu büyük alan esasında kalabalık bir şehir denilebilecek nüfustaydı.

 

Menekşe rengi şehir, yukarıdan toprağa bastırılmış gibi bir hava taşıyordu. Şehir duvarları ejderyılanı heykelleriyle şekillendirilmiş ve birleşimleri klanın girişi olan dört büyük kapıyı oluşturmuştu!

 

İşler halde bir büyü formasyonu olduğu barizdi ve yaydığı korkunç baskı hem Bai Klanını dolduruyor hem de onu kuşatan arazilerde hüküm sürüyordu.

 

Bai Xiaochun şehrin sınırlarına gelir gelmez tüm gözlerin üzerine çevrildiğini hissetmişti fakat hiç kimse ona uzun bir süre bakmıyordu.

 

Büyü formasyonunun gücüyse kalbini ürpertmişti. “Bai Klanının… bir deva başpapazı olduğu kesin!”

 

#Eveeet, yeni bir kılık değiştirme maceramız başlıyor. İçeride bir deva ruhu var ama onu almak için ilginç olaylara atılabiliriz gibi görünüyor. Sonuçta öldürülen ve güçsüz birinin kılığında gelip çok kıymetli bir şeyi almamız gerekiyor. Öyleyse bakalım bizi neler bekliyormuş, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44331 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr