Çevirmen : Clumsy 

“O kadar da zor değilmiş!” Bai Xiaochun tek renkli ateşe bakarken gururla böyle söylemişti. Ateş üretmekle ilaç yapmak gerçekten de pek çok yönden birbirine benziyordu.

Spesifik teknikler farklı olsa da ortak yön sayısı çoktu. Mesela ateş yaparken önce belirgin ruh tipleri karıştırılıyor, sonra da gerçekleşecek dönüşümlere yönelik ayarlamalar yapılıyordu.

Esas zorluk tüm ayarlamaların tek seferde, ruhların avuçta ezildiği esnada yapılması gerekliliğinde yatıyordu. O noktadaki en ufak bir hata başarısızlık doğurabiliyordu.

Tabii ki süreç yetişim basamağı kullanımı gerektiriyordu. Ruhsal güç de ruh gücü de yer ve göğün enerjisi olarak sayılıyordu ve gerekli elementlerdi.

Bir acemi için tüm bu farklı faktörlere alışmak zaman alırdı. Ama Bai Xiaochun’un başarısızlığının tek sebebi ayarlamaları gerekli anda yapamayışıydı. Sonrasında durumu analiz etmiş, ruhları eşsiz özellikleri olan tıbbi bitkiler, elini hap fırını, ruhsal gücünüyse fırını yakacak ateş olarak düşünmekte karar kılmıştı!

Böylece her şey netleşmiş ve ikinci denemesinde başarılı olmuştu!

Elindeki tek renkli ateşin görüntüsü son derece heyecanlanmasını sağlamıştı, önünde yeni bir yola açılan kocaman bir kapı belirmiş gibiydi.

“Ruh büyücüleri yer ve göğün doğrudan nesli gibi! Ve ben de bir ruh büyücüsüyüm!” diyerek içten bir kahkaha attı, tek renkli ateş yaratma kabiliyetinin onu Yaban Arazilerin bir başlangıç aşaması ruh büyücüsü yaptığının bilincindeydi.

“Sırada iki renkli ateş var…” Gözleri ışıldayarak çantasından yeni ruhlar çıkarttı ve formülü takip etti. Ruhlara tıbbi bitkiler gibi davranarak onları istenen oranda birleştirdi, ruhsal gücünü ayarladı ve elini ruhların üzerine kapatarak bir hap fırını gibi kullandı.

Karmaşık görünüyor olabilirdi ama Bai Xiaochun yıllardır ilaç üretiyordu ve böyle işlere son derece aşinaydı. Gözleri ışıldayarak işine odaklanmıştı ve çok geçmeden tek renkli ateşle çeşitli ruhların birleşimi sayesinde ateşin arasında ikinci bir renk belirdi.

Bu esnada Zhou Yixing oturur pozisyona geçmeden edememiş, Bai Xiaochun’un avcundaki iki renkli ateşe bakarken gözleri daha da irileşmişti. Neredeyse gözlerine inanamayacaktı.

“İmkânsız! Benim iki renkli ateş yaratmam tam üç yılımı almıştı!!” Zhou Yixing hayalet görmüş gibiydi ve kalbindeki hayal kırıklığı oldukça can sıkıcıydı.

“Ehh, o kadar da harika değil. Sadece iki renkli ateş, değil mi? Gerçekten ufak mesele. Bu Bai denen herif bayağı şanslıymış, hepsi bu!!” Zhou Yixing rahatsızlığıyla boğuşurken iki renkli ateş şekillenmeyi tamamlamıştı.

Fakat işler bununla sona ermiş değildi. Bai Xiaochun bu defa aşağı yukarı elli ruh çıkarttı ve onları daha da karmaşık görünen bir metotla iki renkli ateşe ekledi. Yavaş yavaş üçüncü bir renk de kendini gösterdi, artık elinde üç renkli bir ateş vardı!

Bai Xiaochun üç renkli ateşten pek etkilenmiş görünmüyordu. Hiç duraksamadan elini sallayarak birkaç yüz kinci ruh daha çıkarttı. Ardından ışıldayan gözlerle o ruhları kullanarak üç renkli ateşi besledi ve bir ateş denizi kabardı. Ruhları öylece ateşe atıyor gibi görünse de aslında son derece spesifik bir düzen kullanıyor, sürekli ayarlamalar gerçekleştiriyordu. Ancak tüm süreç göz açıp kapayıncaya dek geride kalmıştı.

Ve o anın sonunda ateş denizi ufak bir ateşe çevrildi, bu defa… dört renkliydi!!

“Bu nasıl mümkün olabilir?!?!” Zhou Yixing içten içe isyan ederken dört renkli ateşe çevrili gözleri iyice irileşmişti. Önceleri her şeyi şansa bağlamış olsa da artık kendisini bunun şanstan ibaret olduğuna inandırmaya devam edemeyecekti.

Bai Xiaochun’un neredeyse tek seferde dört renkli ateş üretebilmiş olması Zhou Yixing’in gerçekten de bir kalfa ruh büyücüsüyle uğraştığını gösteriyordu!

Ama her şey öyle hızlı gerçekleşmişti ki acaba klanımdan tanımadığım biriyle mi karşı karşıyayım diye merak etmeye başlamıştı…

Ancak bu fikri çabucak kafasından attı. Bai Xiaochun’a bakarken dişlerini sıkmıştı, gözlerinde titreşen kıskançlığı gizleyemiyordu.

“Bu herifin gerçekten de bu kadar harika olduğuna inanmayı reddediyorum. Alt tarafı beş para etmez dört renkli bir ateş. Zhou Klanı tekniklerini kullanarak beş renkli ateş yaratabilmesine imkân yok. Sonuçta beş renkli ateş yaratırken pek çok kişinin sıkıntı çektiği inanılmaz zor bir--” Fakat o, bu düşüncesinin sonuna erişemeden Bai Xiaochun bini aşkın kinci ruhu çıkarıp birleştirmiş, dört renkli ateşi beslemişti. Ardından ateş çılgınlar gibi dans etti ve tam sönmek üzere gibi görünürken Bai Xiaochun’un elini kapatıp yeniden açışıyla… beşinci renk de kendisini gösterdi!!

Zhou Yixing serseme dönmüş, kafatası delice karıncalanmaya başlamıştı.

“Bu herifin ne kadar harika olduğu umurumda bile değil, asla ama asla dokuz renkli ateş yaratamaz!! Yapamaz! Kendini ne kadar harika veya yetenekli sanırsa sansın ateşi stabilize etmek için zamana ihtiyacı var!”

Tabii Bai Xiaochun Zhou Yixing’in deliye dönmek üzere olduğundan haberdar değildi. Bunu bilseydi çok memnun kalırdı ama an itibariyle beş renkli ateşine tamamen odaklanmış durumdaydı. Yeni ateşler yaratma çabalarına devam etmek yerine ateşin az önce neden sönmenin eşiğine geldiğini çözmek için vakit harcamaktaydı.

Bir müddet sonraysa sonuca ulaştı…

“Ruh malzemeleriyle ilgili bir karışıklık oldu. Formül mükemmel değil! Beş renkli ateş şekillenirken ruhların bir kısmı birbiriyle çarpışıyor. Kargaşa frenlenirse ateş yaratılıyor. Frenlenemezse… başarısızlık oluyor.

“Görünen o ki formüllere cidden güvenemezmişim.” Bir müddet düşündükten sonra altı renkli ateşi denemekte karar kıldı ve tam da formülün söylediği gibi 3,000 ruh çıkarttı.

Normal şartlarda ruhların oranlamasına sadık kalmak son derece önemliydi ve onları doğru zamanda birleştirmek gerekliydi. Pek çok kalfa ruh büyücüsü bu işte bir hayli zorlanırdı ama Bai Xiaochun için bu, 3,000 ruh söz konusuyken bile kolay bir işti.

Çok geçmeden 3,000 ruhu ayarlayıp düzenlemiş, beş renkli ateşe katmış ve altı renkli ateşine kavuşmuştu!

Sırada yedi renkli ateş vardı. Bu noktada Zhou Yixing şaşkınlığının sınırına ulaşmış ve hisleri yoğun bir kıskançlıkla çaresizliğe çevrilmişti.

Klanının ateş formülleriyle yedi renge kadar tek seferde ulaşabilecek kadar yetenekli biri olmasını imkânsız buluyordu.

Bu resmen insanüstü bir durumdu… Daha da şaşırtıcı olansa Zhou Yixing’in ona formülleri anlatmış ama dikkat etmesi gereken önemli kısımlardan bahsetmemiş oluşuydu. Bunun bir örneği beş renkli ateşteki kargaşayı frenlemenin önemiydi. Ama bu özensizliğine rağmen bu Ruh Büyücüsü Bai her şeyi kendi başına çözmüş, Zhou Yixing de dehşete kapılmadan edememişti.

Bai Xiaochun’un avcunda sekiz renkli ateş belirdiğindeyse birazcık sersemlemiş ve hayal görüp görmediğinden emin olamayarak şok içerisinde bakakalmıştı…

Ama bunu takiben yeni gümbürtülerle dokuz renkli ateş de belirdi ve Zhou Yixing istemsizce bir çığlık koyuverdi. Ardından ayağa sıçradı, Bai Xiaochun’u hayalet görmüşçesine bembeyaz bir suratla işaret etti, kalbi neredeyse bayılıp kalmasına yetecek bir hayretle dolmuştu.

“Bu imkânsız!” Zhou Yixing histerik çığlıklar atıyordu. “Buna imkân yok… Tek renkli ateşteki ilk denemende başarısız oldun ama sonrasında dokuz renge kadar her şeyi başardın! Ben… ben bunu yapabileceğini iddia eden tek bir ruh büyücüsü bile tanımıyorum. Sadece karasal ruh büyücüleri böyle bir şeyi başarabilir!! Kimin nesisin sen!?!?” 

Az önce tanık olduğu mucizevi performans inanılmayacak derecedeydi.

İşine müdahale edildiği için kaşlarını çatan Bai Xiaochun, Zhou Yixing’e öfkeli bir bakış attı. Tabii ki aynı zamanda dokuz renkli ateşini ürettiği için halinden son derece memnundu.

“Kapa çeneni!” dedi mükemmel bir kıdemli nesil taklidiyle. Sonra da avcunda dokuz renkli bir ateş olmasının verdiği heyecanı bastırmaya çalışıp kendisini sakinleşmeye zorlayarak 30,000 ruh çıkarttı. Ardından parmaklarını açtı, dokuz renkli ateşi bir ateş denizine çevirdi, 30,000 ruhu dikkatlice ayarladı ve ruhsal gücünü doğru şekilde aktararak ruhlarla ateşi besledi. Bir kısmı tek başına, bir kısmı üç ila beş kişilik gruplar halinde ilerledi. Çok geçmeden tüm ruhlar ateşe ulaşmıştı.

Tabii ki ulaşma hızlarını tarif etmek mümkün değildi. On nefeslik sürede ruhlar ateşle kaynaşmıştı, bu noktada Bai Xiaochun elini uzatarak yumruğunu kapattı.

Güüümmm!

Eli bir karadelik misali tüm ateşi çekti. Ardından parmaklarını açtığında gördüğü şeyse… on renkli ateşti!!

#Açıkçası ateş yaratma tekniklerini öğrenmek için bir klana karışır, biraz vakit geçirir diye düşünmüştüm en başta. Ama geçen bölüm başlangıcı yapışıyla hah dedim, kesin şimdi deliler gibi ilerler. Yanılmamışım. Tabii kaç renkli ateşe kadar gidebilir kısmı büyük bir soru. 
Valla on renkte kalsa bile on kat ruh güçlendirmeyle eşyalarını çılgın seviyelere getirir. Bizimki buradan çok gelişmiş bir şekilde ayrılacak, orası kesin. Hadi okumaya devam!