Bölüm 559 : Öldürmeyecek Dayak

avatar
3711 16

A Will Eternal - Bölüm 559 : Öldürmeyecek Dayak


Çevirmen : Clumsy 

 

Sahibe Al-Toprağın dikilitaşı yok ettiği saniyede görünmez bir kısıtlama büyüsü aktive oldu. Silinmekte olan altın ışık ejderi bir anda gözlerini açtı ve duvardaki deliklerden çıkan ışık bir anda yön değiştirerek yıkılmakta olan mezar odasına hızla yayıldı.

 

Altın ışığın silinişiyle birlikte, kaşla göz arasında tüm oda ışıl ışıl, rengarenk ışıklarla dolmuştu. Pek çoğu da Sahibe Al-Toprağın üzerine iniyor, suratının asılmasına yol açıyordu.

 

Işıkta yıpratıcı bir güç vardı ve kadının kıyafetleri anında dağılmış, süt beyazı teni açığa çıkmıştı. Ardından vücudunda parlak kırmızı noktalar belirdi ve onlar da tenini tüketerek kendisini yetişim basamağı gücüyle savunmak zorunda bıraktı. Büyülü nesneler fayda etmiyordu, bu yüzden kadın, ışıkları yayan delikleri yok etme teşebbüsüyle elini salladı. Ancak bu da fayda etmeyince ışığın dokunuşundan kaçmayı denemek zorunda kaldı.

 

Bai Xiaochun tüm bunlar karşısında şok olmuş olsa da Sahibe Al-Toprağın kıvrak bedenine arzu dolu bakışlar atacak halde değildi. Etkileri oldukça ılıman olsa da odadaki ışıkların bir kısmı ona da değmeye başlamıştı…

 

“Lanet. Lanetin etkisi… Ben tek satır silmiştim ama Sahibe Al-Toprak benden çok daha suçluydu! Hah, demek Baş İmparatorda biraz zekâ varmış!” Bai Xiaochun kendisiyle gurur duyuyordu. Fakat böbürlenmeye vakit bulamadan Sahibe Al-Toprağın etrafında kırmızı bir sis belirdi ve üzerine yeni kıyafetler geçiren kadın Xiaochun’a doğru hızla ilerlemeye başladı.

 

Sis ışıklar tarafından hızla tüketiliyor olsa da Sahibe Al-Toprağın Bai Xiaochun’u öldürmeye yetecek kadar vakti olduğunu düşündüğü ortadaydı!

 

Gözleri irileşen Bai Xiaochun dehşet dolu bir çığlık attı.

 

“Lanetin işe yaramıyor, ikinci nesil Baş İmparator…” Bu sözlerle yeni bir hız patlaması elde ederek ardışık imgeler halinde Sahibe Al-Topraktan kaçmaya başladı.

 

Fakat Sahibe Al-Toprak bir devaydı ve Bai Xiaochun gibi Altın Özün büyük çemberindeki birini en ufak bir çabasıyla bile savunmasız bırakabilirdi.

 

Bir patlamayla birlikte Bai Xiaochun’un ağzından kanlar fışkırdı. Gözlerini çaresizlik kaplamıştı; çıkışı bulamazsa öldürüleceğine hiç şüphe yoktu!

 

“Çok yavaşsın.” dedi Sahibe Al-Toprak soğuk bir ses tonuyla. Ardından etrafındaki havayı ufaltarak bir adım öne çıktı, hemen sonrasında Bai Xiaochun’un önünde belireceği ortadaydı.

 

Bai Xiaochun tüyleri diken diken olarak, yeni bir çığlık eşliğinde geriledi. Ama o esnada mezar odası daha da şiddetli bir şekilde sarsılmaya başladı. Duvardaki tüm heykeller paramparça olmaktaydı.

 

Ayrıca bir ışınlanma gücü ortaya çıkmıştı. Belli ki… bir büyü formasyonu aktive oluyordu!

 

Etkileri mezar odasıyla da sınırlı değildi. Sınav aleminde ve labirentin tünellerinde de o ışınlanma gücü yapılanmaktaydı. Belli ki ışınlanmanın gerçekleşmesine ramak kalmıştı.

 

Gerçekleştiği anda herkes dışarı ışınlanacaktı…

 

Yani şu anda… bir çıkış belirmekteydi!!

 

Bu, geri kalan herkes için bir kurtulma fırsatı demekti. Ama aynı şey Bai Xiaochun için geçerli değildi. Sahibe Al-Toprağın saldırısına bakılırsa ışınlanma formasyonu aktive olana dek hayatta kalamayabilirdi!

 

Neyse ki ışınlanma gücü Sahibe Al-Toprağın tekniğini engellemiş, onu az önceki konumunda tutmuştu. Işınlanmaya ramak kaldığının farkında olan kadın gözlerinde ışıldayan kararlılıkla tekrar Bai Xiaochun’a ilerlemeye başladı.

 

Tenindeki kırmızı noktalar acı verse de o acıyı yetişim basamağıyla bastırıyor, ışık huzmeleri ona pek zarar veriyor gibi görünmüyordu. Başka bir seçeneği olmayan kadın yeni bir kırmızı sis bulutu çağırarak bir kez daha Bai Xiaochun’a saldırma kararı almıştı.

 

Bai Xiaochun kapana kısılmış bir hayvan gibiydi. Sahibe Al-Toprağın geciktirildiği anı fırsat bilerek ağzına bir Tanrısal Eser Hapı atmış, sonra da geri çekilmeye devam etmişti. Fakat Sahibe Al-Toprağın tek bir adım atması yeterliydi, Xiaochun’un hızı onun karşısında fayda etmezdi. Kadın kaşla göz arasında Bai Xiaochun’un tam önünde belirmiş, o noktada sağ elinin işaret parmağını ona doğru sallamıştı.

 

Parmağı havada öylece sallanıyor olsa da çılgınca bir yıkıcı güç barındırıyordu. Üzerine çöken derin ölümcül kriz hissi Bai Xiaochun’un kanlı gözlerini irileştirmişti. Başka bir şansı kalmadığı için de tedbiri elden bırakarak varıyla yoğuyla saldırmaya karar verdi!

 

Tek şansının ışınlanma formasyonu aktive olana dek zaman kazanmak olduğunu biliyordu.

 

“Hadi bu işi bitirelim!” diye kükreyerek Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğinin tüm potansiyelini saldı. Ölmeyen Altın Ten, Ölmeyen Cennetsel Kral ve Ölmeyen Tendonlarla Sahibe Al-Toprağa doğru uzanarak parmaklarını birleştirdi!

 

Kullandığı şey Boğaz Ezici Kavrayıştı!

 

Fakat bir patlama yankılandı ve buna Bai Xiaochun’un çığlığı eşlik etti, çünkü Sahibe Al-Toprak elini rahatlıkla kavramıştı! Sonra da gözlerinde bir küçümsemeyle birlikte Xiaochun’u bir kenara fırlattı.

 

Bai Xiaochun, kırılan parmaklarından yükselen sesler eşliğinde devasa bir kuvvetle uçurulmuştu. Neyse ki yetişim basamağı ve Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniği onu fazlasıyla dayanıklı kılıyordu. Ölmese de yerde defalarca sekmiş, kemikleri kırılmış, her yana kanları sıçramıştı! Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğiyse tamamen bozguna uğramıştı!

 

Kısacık bir anda ağır şekilde yaralanmıştı.

 

Sahibe Al-Toprak kıs kıs gülerek, “Dayanıklılığına ne oldu? Kullanacak başka bir şeyin kaldı mı?” dedi.

 

Ardından Bai Xiaochun’un son yaşam gücü kırıntılarını silmek için harekete geçti. Bai Xiaochun ne kadar kötü yaralandığını ve yaşam alevlerinin sönmek üzere olduğunu hissedebiliyordu. Homurdanarak ağzına tüm Tanrısal Eser Haplarını tıktı ve yalnızca bir tanesini yuttu.

 

Bedenini yıkayan ısı dalgalarıyla birlikte inanılmaz bir hızla iyileşti. Fakat bu sırada Sahibe Al-Toprak da ona yetişmişti.

 

Kanlı gözlerle yetişim basamağı gücünü salarak pervasız bir şekilde frijit qi’sini kullandı. Hatta ruhsal gücüne bile başvurdu, azıcık olsun esirgemedi. Kaşla göz arasında tüm mezar odası çatırdama sesleriyle dolmuş, buzdan bir dünyaya dönmüştü.

 

Düşünecek veya plan yapacak vakit yoktu. Bai Xiaochun çabucak arkasını dönerek kaçmaya başladı.

 

Tüm bunları tarif etmek zaman almış olsa da her şey yalnızca bir kıvılcım çakacak sürede gerçekleşmişti. Sahibe Al-Toprağın gözleri küçümsemeyle titreşmekteydi; Bai Xiaochun’un zaman kazanmaya çalıştığının farkındaydı ve buna rağmen onu öldürebileceğinden emindi.

 

Üzerine çöken frijit qi’yi elini sallayışıyla un ufak ederek dağıttı. Ardından parmağını uzatarak havayı delip geçti ve dosdoğru Bai Xiaochun’un önünde belirdi.

 

Bai Xiaochun’un hayatını sonlandırmayı düşünüyordu ama bunu yapamadan önce ışık huzmeleri kırmızı sisini dağıttı ve onu yeni bir sis çağırmak zorunda bıraktı. Sisi çağıramadan önce de teni kırmızı noktalar tarafından iyice tahrip edildi ve yetişim basamağını bu uğurda biraz daha harcamaya mecbur kaldı. Tüm bu dikkat dağıtıcı unsurlar yüzünden gücünün yalnızca yüzde otuz ila kırkını Bai Xiaochun karşısında kullanabiliyordu.

 

Bai Xiaochun kan revan içindeydi ama kadından kaçınmak için yapabileceği hiçbir şey yoktu. Öfke dolu bir bağırışla Dağ Sarsan Darbeye başvurdu!

 

Çıkan patlamayla birlikte, acınası bir bağırışla kenara uçurularak dağılmakta olan bir duvara tosladı. Bedenindeki hemen hemen tüm kemikler kırılmış, yaşam alevi bir kez daha tükenmenin eşiğine gelmişti. Fakat hiç vakit kaybetmeden ağzındaki Tanrısal Eser Haplarından birini daha yuttu. Ilıklığı tarafından yıkanırken bir kez daha iyileşmeye başlamıştı.

 

Sahibe Al-Toprak yaklaşırken Bai Xiaochun canlı bir şekilde kenara kayarak kadının kaşlarının çatılmasına sebep oldu. Ve soğuk bir şekilde homurdanan kadın, tenindeki veya kırmızı sisin üzerindeki noktalar hakkında endişelenmeyi bırakarak Bai Xiaochun’a güçlü bir saldırı gerçekleştirdi.

 

“Gerçek bir öldürücü darbeden kaçınabileceğine inanmayı reddediyorum!”

 

Devasa bir illüzyon el imgesi Bai Xiaochun’a yaklaşıyor, etrafındaki hava çarpıklaşıyor ve dört bir yana patlayıcı bir enerji yayılıyordu.

 

“Lord Bai öyle gönlünce öldürebileceğin biri değildir, Al-Toprak Nine!” diyen Bai Xiaochun, devasa el üzerine yaklaşırken Ebedi Şemsiyesini çıkarttı. Dokuz gümüş dizaynla parıldayan şemsiye açıldı ve üzerindeki tuhaf surat kendisini gösterdi.

 

 #Beklediğim lanet geldi ama pek de etkili olmadı. Yine de devayı meşgul ederek gücünün tamamını bizimki karşısında kullanmasını engelliyor. Çok şükür ışınlanma gücü de açığa çıkıyor, yani kaplumbağamız biraz direnebildiği takdirde kaçabilecek. Öyleyse bakalım biraz direnebilecek miymiş ve şemsiye ne kadar işe yarayacakmış, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr