Bölüm 531 : Kendimi Görür Gibiyim

avatar
3993 15

A Will Eternal - Bölüm 531 : Kendimi Görür Gibiyim


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun Tanrıtanımaza bakarak şöyle dedi: “Adamlarımdan birini öldürmeye çalışarak ne amaçlıyorsun?”

 

Altın bir zırh kuşandığı için en hafif tabirle son derece etkileyiciydi.

 

Bai Xiaochun’a bakan Tanrıtanımazın gözbebekleri kısılmıştı. İçten içe şok dalgalarıyla dövülüyordu, sebepse yalnızca Xiaochun’un arkasındaki 5,000 adam değildi, sergilediği inanılmaz hızın ve kozunu rahatlıkla dağıtışının da payı vardı.

 

Neredeyse gördüklerine inanamayacaktı. Neticede Tanrıtanımaz Yıldızlı Gök Dao Polarite Süperstarlarının 2. sırasında, Bai Xiaochun ise yalnızca 10. sırasındaydı. Birkaç yılda böyle bir değişim geçirmesi insanı iliklerine dek sarsacak bir şeydi.

 

Tanrıtanımaz birkaç nefeslik sürenin ardından dişlerini sıkarak, “O ruhu benden çaldı!” dedi.

 

“Saçmalık!” diye karşılık verdi Usta Tanrı-Kahin. “Asıl sen benden çalmaya çalışıyorsun! İkincil Başpapaz, ruhu önce ben gördüm ve onu sana bir hediye olarak getirmeyi planlıyordum!” Bu sözlerle bayrağın içerisinden bir ruh çıkartıp kalbindeki acıyı bastırarak Bai Xiaochun’a teslim etti.

 

“Sen!” diye bağıran Tanrıtanımazın gözleri soğuk ışıklarla parlıyordu.

 

Bai Xiaochun ise başının ağrımaya başladığını hissetmişti. Doğal olarak ruhu kimin kimden çaldığını tespit etmesi imkansızdı. Ayrıca Ruhun Başlangıcındaki bir ruh için kavga ediyor oluşlarını izleyince ah etmeden de geçememişti.

 

“Cidden böyle bir ruh uğruna savaşmanıza değer mi?” deyip başını sallayarak çantasından 100 adet Ruhun Başlangıcında ruh çıkarttı…

 

Usta Tanrı-Kahin ve Tanrıtanımaz bu manzara karşısında ürpermiş, şok içerisinde nefesleri kesilmişti.

 

“Ne… ne çok…”

 

“Cennetler…” 

 

Bai Xiaochun bu tepkiden son derece memnun kalmıştı. Belli belirsiz bir gülümseme eşliğinde ve ayıplayıcı bir ses tonuyla, “İkiniz de aynı tarikatın çıraklarısınız! Kavga etmenin ne anlamı var ki? Alt tarafı bir ruh, değil mi? Alın, bu yüz ruhu aranızda bölüşün.” dedi.

 

Usta Tanrı-Kahin bir çığlık eşliğinde uzanarak ruhları toplamaya başladı. Tek bir ruhla dahi deliye dönebilecek kadar muhtaç durumdayken önünde bir sürü ruh uçuşuyordu. Yarısını yakaladıktan sonra geri kalanlara da açgözlüce baktı fakat onlara dokunmaya cüret edemedi. Ve aceleyle Bai Xiaochun’un yanına gidip sızlanarak, “Seni en sonunda bulduğuma inanamıyorum, İkincil Başpapaz.” dedi. “Ayrıldığımızdan bu yana başıma neler geldiğine dair hiçbir fikrin yok…”

 

Görünüşe bakılırsa bundan böyle ne olursa olsun Bai Xiaochun’un yanında kalmaya kararlıydı.

 

Bu sırada Bai Xiaochun’un 5,000 adamı etraflarını sarmaya başlamıştı.

 

“Tamamdır, bu kadar yeter.” dedi Xiaochun hafifçe kaşlarını çatarak. “Beni bırakırken suratında böyle bir ifade görmemiştim. Neyse, sanırım inanılmaz cömert bir adam olarak takipçim olmana izin vereceğim.” Bu sözler eşliğinde oradan uzaklaşmak adına arkasını döndü.

 

Derinden etkilenen Usta Tanrı-Kahin de hemen peşine takıldı. Bu noktada Bai Xiaochun’a olan hayranlığı güçlü bir nehre dönmüştü. Gök Şehrindeyken Bai Xiaochun’un yükselişinin şans eseri olduğunu düşünmüştü. Ama burada, Yaban Arazilerde tümgeneral oluşu onu derinden sarsmıştı. Hatta ömrü boyunca onu asla terk etmeyeceğine dair kendi kendine bir yemin bile etmişti.

 

Song Que’nin Bai Xiaochun’un adamları arasında olduğunu görünce daha da etkilenmişti. Gök Şehrinde Bai Xiaochun’u takip eden ilk kişi olmanın çok ekmeğini yemişti. Şimdi ikinci olmaksa Song Que’yi büyük bir rakip olarak görmesine yol açmıştı.

 

Bu sırada artık hiç kimsenin kendisine dikkat etmediğini gören Tanrıtanımaz ürpermiş, önünde uçuşan ruhlar karşısında iyice kötüleşmişti. Bu özsaygısına büyük bir darbe indirmişti. Neticede yumruklarını sıkıp ruhları hiçe sayarak Bai Xiaochun’a döndü.

 

Ve “Bai Xiaochun!!” diye kükredi.

 

Ansızın Bai Xiaochun’un 5,000 adamının soğuk bakışları da kendisine çevrildi. Bedeni katılaşsa da dişlerini sıkarak devam etti: “Büyük Setin bir askeri olmak istiyorum!”

 

Tanrıtanımazın gözlerindeki kararlılığı gören Bai Xiaochun’un aklına Bai Lin’in Büyük Set Şehrinin yan kapısından çıkmak üzereyken kendisiyle yaptığı ciddi konuşma geldi.

 

O zamanlar o da kendini tarikatı için kan dökmeye adamış ve bunu düşünmek iç çekmesine yol açmıştı.

 

“Demek ki,” diye düşündü kendi kendine, “bu Tanrıtanımazla birbirimize benziyoruz. İkimiz de adalet ve dürüstlük uğruna şahsi kayıplara göz yumuyoruz.” Kalbi yumuşamaya başlamış olsa da bakışları keskinliğini arttırıyordu.

 

Bai Lin’in o günkü bakışını düşünerek çenesini kaldırdı, kollarını arkasında kavuşturdu. Ve zırhında altın ışıltılar, gözlerinde de bir parlaklıkla Tanrıtanımaza yakından baktı.

 

“Gerçekten Deri Yüzücülere katılmak istiyor musun?” derken sesi tamı tamına Bai Lin’in zamanında kullandığı gibi çıkmıştı. Hem ciddi hem de itaatsizlik etmeyi imkânsız kılan ağırlıkta bir sesti. Bunu işiten herkes içten içe sarsılırdı.

 

Tanrıtanımaz anında yüksek sesle cevap vermeye koyuldu: “Ben--” 

 

Fakat o cümlesinin devamını getiremeden Bai Xiaochun'un gözlerindeki ışıltı kuvvetlendi.

 

“Dile getirmeden önce yanıtını iyice düşün istersen.” derken soğukkanlı bir ses tonu kullanmış, yine de sözleri gök gürültüsü misali yankılanmıştı.

 

Bir nebze nefesi kesilen Tanrıtanımaz dişlerini sıkarak yanıtladı: “Katılmayı gerçekten istiyorum!”

 

“Bana eski günlerimi hatırlatıyorsun. Peki, neyse ne. Deri Yüzücüler 3. Kıta Tümgenerali olarak istediğim kişiyi askere alma otoritesine sahibim. Bu yüzden artık sen de benim askerlerimden birisin!!” Bu sözlerle parmağını şaklattı. “Beş yıllığına hizmet vereceksin. Her yıl maaşın Yıldızlı Gök Dao Polarite Tarikatında alacağının iki katı olacak! Diğer ödülleriyse savaş kredisi aracılığıyla kazanabileceksin!

 

“Ayrıca bir tümgeneral olacak kadar savaş kredisi kazandığın takdirde senin de istediğin herkesi bir Deri Yüzücü yapabileceğinin sözünü verebilirim!” Bu sözlerle Tanrıtanımaza anlamlı bir bakış attı ve benim askere alındığım zamanki halime ne kadar da benziyor diye düşündü.

 

“Ben de tıpatıp böyle görünüyor olmalıyım.” diye düşündü. “Ne tutkulu. Ne şevkli. Ne eşsiz. Ne mükemmel bir seçilmiş.” Mest edici hatıralarla birlikte boğazını temizleyerek 3. Kıta yoluna düştü.

 

Ordu, hızını Dünya Şehri yolundakinden de yüksek bir noktaya çıkartmıştı. Neticede Bai Lin olabildiğince hızlı gelinmesini istemişti. Bu yüzden sadece birkaç gün içerisinde Büyük Set Şehri görünür hale geldi ve duvarın öteki tarafında genç bir kadın suratı şekli alan şok edici, kan rengi bir bulut göze çarptı.

 

Çok güzel ama fazlasıyla ciddi görünümlü bir surattı, kendisini tüm canlıların üzerinde görür gibi bir hali vardı. Adeta göklerin bir parçasıydı ve bir devanın şok edici baskısını taşıyordu.

 

Bu genç kadın Büyük Set İnfaz Listesinin ilk sırasını tutuyordu. O, Sahibe Al-Topraktı!

 

Onunla çarpışan kişiyse üç gözlü Chen Hetian’dan başkası değildi. Mücadeleleri sayısız patlama ve gümbürtü yankılanmasına yol açıyordu. Bu esnada çılgınca kitleler halinde vahşi devin yerde kükrediği görünüyor, onlara ruh yetişimcileri ve ruh büyücüleri eşlik ediyordu!

 

Büyük Seti koruyan bir büyü formasyonu kalkanı olsa da savaşın gümbürdemeleri duvarın ötesine belli belirsiz şekilde taşıyordu. Dışarıda şok edici bir mücadele gerçekleştiği barizdi.

 

Kalkan dalgalanırken beş lejyon yetişimcileri formasyonlar şeklinde gruplanmış halde karşı saldırılar salıyordu. Savaş arabaları ve büyülü güllelerden ışık huzmeleri çıkıyor, her biri yıkım doğuruyordu.

 

Koca göz de mücadelenin bir parçasıydı. Ne zaman Yabani kuvvetleri gruplaşıp büyük bir hücum gerçekleştirmeyi başarsa daha Büyük Sete ulaşamadan bozguna uğratılıyorlardı.

 

Duvardan uzaktaysa içleri sayısız vahşi devle dolu üç muazzam anafor görünüyordu!

 

Fakat hiç kinci ruh yoktu!

 

Belli ki Yabaniler hala Ruh Yaklaştırma Haplarının etkisini bertaraf edecek bir metot bulamamış, bu yüzden vahşi dev ordusuna bel bağlamaya karar verilmişti.

 

Bai Xiaochun olanları görür görmez derin bir nefes aldı. Bir tümgeneral olarak düşman korkusuyla sinemezdi, bu yüzden dişlerini sıkarak, “3. Kıta, bir an önce Büyük Sete ilerleyin!” dedi.

 

Bai Xiaochun kükrer ve 3. Kıtaya liderlik ederken Usta Tanrı-Kahin ve Tanrıtanımaz da şok içerisinde peşlerine takılmıştı. Usta Tanrı-Kahinin gözleri çay tabağı gibi irileşmişti, dizleri titriyordu. Buranın ne kadar tehlikeli olduğunu görür görmez Bai Xiaochun’u takip etme yemininden pişman olmuştu. Fakat Bai Xiaochun’un kendisini istese de bırakmayacağından emindi, bu yüzden acı bir şekilde iç çekti.

 

Tanrıtanımazsa soluk soluğaydı, gözleri tutkuyla yanıyor, bu mücadelenin bir parçası olabileceğini bilmek kanını kaynatıyordu.

 

Bai Xiaochun’un adamlarını yan kapıya götürmesi çok sürmemişti. Ve Büyük Set Şehrine giren kalabalığın hedefi setti.

 

Savaşta nadir görülen bir durum söz konusuydu; Yabanilerin kinci ruh kullanmayışı Ruh Yaklaştırma Haplarını nispeten faydasız kılmıştı. Ayrıca patlayan hap fırınlarının da kullanım limiti vardı ve bu mücadele pek fayda gösteremeyecekleri kadar büyük ölçekliydi.

 

Ancak yine de Bai Xiaochun’un Büyük Set Şehrindeki gücünün temelini oluşturacak devasa hap fırınları vardı. Xiaochun önceleri ruh toplamakla son derece meşgul olsa da hap fırınları üzerine çalışmayı bırakmamıştı. Bu yüzden savaşta mühürlü fırınların bir kısmını görmek şaşırtıcı değildi.

 

Patlamalara acınası çığlıklar eşlik ediyordu. Ne yazık ki fırın sayısının sınırlı oluşu da çabucak tükeneceklerini gösteriyordu.

 

Yabaniler bu saldırıya iyi hazırlanmıştı. Üç anaforun içerisinden dökülen vahşi sayısı, işin içinde en az 100 kabile olduğunu kanıtlıyordu.

 

Dövüşen dev sayısı kesinlikle 1,000,000un altında değildi ve pek çoğu da formasyon kalkanının aşılması niyetiyle hiç tereddüt etmeden kendilerini patlatıyordu.

 

#Evet Xiaochuncum, gerçekten aynı sen. Sen de böyle hiç korkmadan, göğsünü gere gere askere yazılmak için yalvarmıştın. Hı hı, çok haklısın... 
Şaka maka ciddi bir savaş söz konusu. Bu defa ruhlar olmadığı için hapların da pek anlamı yok. Bakalım bizi neler bekleyecek, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44346 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr