Bölüm 284 : ***

avatar
5542 22

A Will Eternal - Bölüm 284 : ***


Çevirmen : Clumsy 

 

Bai Xiaochun ancak tüm tehdit edici yöntemlerini sergiledikten sonra herkesi ağzından çıkanları dinlemek zorunda bırakabilmişti.

 

Ruh Akımı Tarikatı için kuzey yakanın tüm savaş yaratıklarını kontrol edebilen bir Cennet-Daosu uzmanı, bir miras kesimi adayıydı. Bu yüzden tarikat onu hafife almaz, alamazdı. Herkesi yetişim basamaklarından bağımsız bir şekilde bastırdığını söylemek mümkündü. Eninde sonunda tüm tarikatın bel kemiği olma potansiyeline sahipti.

 

Kan Lordu güçlerini ifşa ettiği andaysa Kan Akımı Tarikatının en önemli ferdi haline gelmişti.

 

Tek bir düşüncesiyle Kan Akımı Tarikatının savaş gücünü yüzde otuz yükseltebilir veya yüzde elli düşürebilirdi.

 

Bai Xiaochun’a bakan Kan Akımı Tarikatı nihai başpapazı, Cennetkarışı Nehrinin altında yatan şok edici Kan Atasını düşünmeden edemiyordu.

 

“Acaba Kan Lordu sahiden Kan Atasının bedenini kontrol edebiliyor mu?” diye düşünüyordu. Kalbi tereddüt doluydu; Kan Lordunu bastırmaya çalışıp gereksiz bir risk almaya cesareti yoktu. En ufak bir hatasıyla tüm Kan Akımı Tarikatını yıkıma sürükleyebilirdi!

 

“Yeni bir tarikat oluşturursak karargahlar nerede olacak?” dedi Ruh Akımı Tarikatı Başpapazı Demirodun.

 

Bai Xiaochun’un fikri zihninde iyice netleşmiş, gözleri bir arzuyla ışıldamaya başlamıştı!! “Yeni bir tarikat oluşturursak karargahlar eski konumlarımızda olmayacak. Gök Nehir Kortunun yerleşik olduğu nehir kenarını kullanacağız!”

 

Bai Xiaochun ve Karamahzen kimliklerinin birleşimi sayesinde herkes onu farklı bir şekilde görmeye başlamıştı!

 

“Kan Lordu güçlerimle Kan Akımı Tarikatının gücünü yüzde otuz arttırabilirim. Savaş yaratıkları üzerindeki kontrolümle de Ruh Akımı Tarikatı güçlerini daha hatırı sayılır şekle getirebilirim!

 

“İki tarikatımızın birleşimiyle sonsuz keskinlikte kılıçlara döneceğiz! Engin Akım ve Hap Akım Tarikatlarını çekip daha da güçleneceğiz! Sonra da Gök Nehir Kortuna hüküm sürecek ve Orta Sahalara geçeceğiz!!

 

“Orta Sahalar bizlere yabancı gelecek ama köklerimizi yerleştirebildiğimiz sürece birbirimize daima güvenebileceğiz!” Bai Xiaochun konuştukça başpapazlar iç çekiyor, düşünceli ifadelerle dinlemeyi sürdürüyordu.

 

An itibariyle savaşmanın bir opsiyon olmadığını biliyorlardı. Bai Xiaochun iki tarikat için de fazla önemliydi. Yalnızca onun gibi biri iki tarikat arasındaki bağlantıyı oluşturabilir ve onları gerçek anlamda birleştirebilirdi.

 

Sonuçta hem Kan Akımı Tarikatı Bai Xiaochun’a tamamıyla güveniyordu hem de Ruh Akımı Tarikatı.

 

Sayısız birey düşüncelere dalmıştı ve sessizlik hüküm sürüyordu. Bunu hafif fısıltılarla tartışmalar takip etmeye başladı. Az önce kılıçlar çekilmiş olsa da bu hava giderek silinmekteydi.

 

Bai Xiaochun da en sonunda rahatlamaya başlıyordu.

 

Ama sonra…

 

Kan Akımı Tarikatının sekiz başpapazından biri olan ve ulu liçi çağırma töreninde bulunan Başpapaz Kurakateş, Bai Xiaochun’a derin bir öldürme güdüsü titreşen gözlerle baktı.

 

Ve buz soğukluğunda bir sesle, “Tam bir saçmalık!” dedi. “Belli ki Karamahzeni öldürmüş ve yerini almışsın! Hepimizi kandırmaya çalışıyorsun. Ölmeye hazır ol!”

 

Bu sözler çınlarken inanılmaz bir hızla Bai Xiaochun’a atıldı ve sağ elini uzatarak yok edici bir kuvvet saçan Ruhun Başlangıç Aşaması yetişimini canlandırdı. Her şey sarsılmaya başlamış, muazzam bir anafor belirmişti.

 

Anafor döndükçe devasa ve ölümcül bir aura patlak veriyor, dönüştüğü kılıç qi’si Bai Xiaochun’a ilerliyordu. Bai Xiaochun ise mücadele dahi edemeyecek şekilde yerinde kaskatı kalmış haldeydi. Aynı zamanda içerisinde eşsiz bir ölümcül kriz hissi yükselmekteydi.

 

Daha önce hiç ölüme bu kadar yaklaştığını hissetmemişti. Ruhun Başlangıç Aşamasındaki bir başpapaz tarafından saldırıya uğrarken kendisi yalnızca Kuruluş Kadrosu ortasındaydı…

 

Aralarındaki fark okyanus ve su birikintisi kadardı!

 

Fakat öldürücü hamle henüz salınmamıştı. O, Başpapaz Kurakateşin uzattığı avcundan gelecekti.

 

O avuç etraftaki her şeyi şiddetle sarsıyor, yoğun ateşler doğuruyor ve alevli koca bir el şekli alırken her şeyi kavuruyordu. Yaydığı imha gücü her şeyi bedenen ve ruhen yok edebilecek kapasitedeydi!

 

Başpapaz Kurakateşin saldırısı uyarısız gelmişti. Ne Ruh Akımı Tarikatı yetişimcileri ne de Kan Akımı Tarikatı başpapazları buna hazırlıklıydı ve suratlar anında düşmüştü.

 

“Kurakateş, eline hakim ol!!” diye bağıran Kan Akımı Tarikatı nihai başpapazının sesi telaş ve öfke doluydu. Hemen Kurakateşi durdurmak adına kendi sağ elini uzattı.

 

Fakat yetişim basamağı bastırılmıştı ve Başpapaz Kurakateşe ulaşabilse dahi onu durduramaz, yalnızca yavaşlatmayı başarabilirdi.

 

Nihai başpapazın gözleri soğuk ışıklarla titreşmekteydi; Bai Xiaochun fazla önemliydi. O ölürse iki tarikatın savaşa zorlanacağı kesindi!! Çatışmalarını yumuşatabilecek hiçbir şeyleri kalmazdı!

 

Yeni oluşan bağlantıları anında kopardı!

 

Song Klanı başpapazının da gözleri irileşmiş, öldürme güdüsü patlak vermişti. Her şeyden öte Bai Xiaochun onun evlatlık oğluydu ve birinin onu alenen öldürmeye yeltenmesine müsaade edemezdi. Bu yüzden sağ elini bir büyü hareketiyle parlatarak doğurduğu kılıç qi’sini hemen Kurakateşe gönderdi.

 

Ne yazık ki onun yetişim basamağı da yarıya düşürülmüş, kılıç qi’si çabucak çökmüştü. Başpapaz Kurakateşin alevli eliyse hafiften sönükleşmesine rağmen Bai Xiaochun’a ilerlemeye devam etmekteydi.

 

Bu sırada Ruh Akımı Tarikatı kurucu başpapazı da öfke dolu bir kükreme eşliğinde sağ eliyle bir büyü gerçekleştirdi. Ansızın doğurduğu muazzam demir kelepçe 300 metreye erişerek Kurakateşin saldırısını engellemeye gönderildi.

 

Alevli ele verdiği hasar nihai başpapazın ve Song Klanı başpapazının verdiğinden çok daha fazlaydı, eli yarı yarıya çökertmişti. Ama Başpapaz Kurakateş çok hızlı saldırdığı ve inisiyatifi aldığı için bu başarılı müdahalelere rağmen tamamen durdurulamamıştı!

 

Yarı yarıya yok edilmiş olan alevli el, iki tarafın alarm ve öfke çığlıkları eşliğinde Bai Xiaochun’a yaklaşmaktaydı.

 

“Xiaochun!!”

 

“Karamahzen!!”

 

Yaklaşan ateşi izleyen Bai Xiaochun’un yüzündeki kan çekilmişti. Yaklaşan ölüm hissiyatıyla yeri göğü sarsabilecek bir kükreme koyuverdi.

 

Başında mavi damarlar kabarıyor, etrafı çatlama sesleriyle kuşatılıyordu. Kemiklerinin, üzerine binen yoğun baskı yüzünden her an kırılabileceğini hissediyordu. Hayatta kalma şansının çok ama çok küçük olduğundan emindi!

 

Fakat bu kadere teslim olmaya razı değildi. Gözlerini kırmızı ışıklarla titreştirip kükreyerek iki elli bir büyü hareketi gerçekleştirmeyi başardı ve ellerinde belirttiği menekşe lambayı alevlere doğru çevirdi.

 

GÜÜÜÜÜÜMMMMMMMMMMM!

 

Lambadan çıkan menekşe alevler her yöne yayılıp koca bir surat şekli alarak alevlerle buluştu. Bu lamba, Song Klanı başpapazının hediyesiydi. Fakat ne kadar güçlü olursa olsun Başpapaz Kurakateşe rakip olamamıştı!

 

Yaklaşan alevli avuç, menekşe lambanın alev deniziyle çarpışmış ve biraz daha güçsüzleşmesine rağmen Bai Xiaochun’a yaklaşmaya devam etmişti!

 

Bu saldırı yüzünden ağzından kanlar sızmaya başlayan Xiaochun geriye doğru sendelemekteydi. Kan kusuyor, dişlerini sıkıyor ve yutkunuyordu. Ardından sağ elini uzatıp dört renkli yeşim bir kolye çıkarttı ve yaydığı ışıklarla dört katmanlı bir kalkan doğurdu.

 

O anda alevli el kalkanla çarpıştı ve sayısız çatırdama sesi eşliğinde dört katmanlı kalkan da yok edildi.

 

Tabii her katmanla birlikte elin gücü de azalmış fakat yine de tamamen durdurulamamış, göz açıp kapayıncaya dek kalkanlardan eser kalmamıştı. Buna karşılık iki tarikatın başpapazları ve Bai Xiaochun’un sayısız dostu bağırmaya başlamıştı.

 

Alevli el yoluna çıkan her şeyi tereyağını kesen sıcak bıçak misali kesip geçmişti. Fakat tam temas etmek üzereyken Bai Xiaochun’un elinde son bir kağıt tılsım belirdi.

 

Bu tılsım…

 

Usta Tanrı-Kahinden aldığı Tanrı Güçlü Tılsımdı!

 

Tılsımı göğsüne bastıran Xiaochun her yönde yankılanacak şekilde kükredi. Saçları Ölmeden Sonsuza Dek Yaşama Tekniğinin patlak verişiyle deliler gibi uçuşmaktaydı. Yeri göğü inleten sesler çıkıyor ve arkasında iki koca cennetsel şeytan beliriyordu. Şeytanlar başlarını arkaya atarak kükremiş ve Tanrı Güçlü Tılsımın gücü sayesinde Bai Xiaochun’un beden gücü eskisinden en az iki kat daha iyi hale gelmişti!!

 

İşte tam da o anda çoğunlukla yok edilen alevli el, bedeniyle buluştu.

 

Bu manzara bir resme dökülseydi gören herkesin soluğunu kesecek tipte bir resim olurdu. Bai Xiaochun alevlerin arasında görünmez hale gelmişti; görünen tek şey iki inanılmaz cennetsel şeytandı!!

 

BOOOOOOOOOMMM!

 

Yoğun sesler havayı kaplıyordu ve defalarca zayıflatılan alevli el sonunda patlamıştı. Alevler dört bir yana yayılmış, Bai Xiaochun’un cennetsel şeytanları dağılmaya başlamıştı. Bir an sonra ikisi de parçalara ayrıldı.

 

Bai Xiaochun ise bir meteor misali yere çakıldı ve çıkarttığı yoğun patlama sesiyle birlikte 30 metre genişlikte bir kraterin açılmasına sebep oldu!

 

Kraterin dibinde ölü gibi solgun bir suratla yatıyor, ağzının kenarlarından kanlar sızıyordu. Darbenin gücü bilincini kaybetmesine yol açmıştı. Hiç kimsenin göremediği bir detay da vardı; sağ elinde yavaşça silinen siyah bir ışık bulunuyordu.

 

Bai Xiaochun’un bilincini yitirişiyle Kan Akımı Tarikatı güçlerinin üzerindeki baskı anında ortadan kalkmıştı!

 

Aslında hiç kimsenin fark etmediği bir şey daha söz konusuydu. Kurakateş Bai Xiaochun’a saldırırken Luochen Dağlarındaki bir maymunun gözleri  keskin ışıklarla parlamış, yine Kan Akımı Tarikatı bulutlarında bir çift parlak kırmızı göz titreşmişti.

 

Bölüm 284 : Kurakateş Saldırıyor!

 #Beklenmedik bir saldırı oldu, herhangi birinin böyle ansızın bizimkine saldıracağını hiç düşünmemiştim. Bu arada neden tüm Kan Akımı tarafının yetişimi düşmüşken bu adam böylesine güçlü, o da merak uyandırıcı bir durum. 
Peki bizimkinin durumu nasıl, Kan Akımı tarafı gücünü geri kazanmışken savaşmayı seçecek mi, insanların Kurakateşe tepkisi ne olacak... Tüm soruların cevabı için okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr