Bölüm 267 : Beni Kesin Özlemişsinizdir

avatar
5347 22

A Will Eternal - Bölüm 267 : Beni Kesin Özlemişsinizdir


Çevirmen : Clumsy 

 

"Ruh Akımı Tarikatı kardeşlerim, Bai Xiaochun geri döndü!”

 

Bai Xiaochun’un sesi Ruh Akımı Tarikatı güney yakasında gök gürültüsü misali yankılanmış, hatta kuzey yakaya bile ulaşmıştı…

 

Bir dakika önce cıvıl cıvıl ve gürültülü olan tarikat bir anda tamamen sessizliğe boğulmuştu. Havadaki anka kuşları bile ürpererek uçmayı unutur hale gelmişti.

 

Li Qinghou inzivada olduğu için Kokulu Bulut Tepesi lordluğunu Yaşlı Zhou üstlenmişti. Ve meditasyonunu bölen sesler karşısında gözleri irileşip ağzı açık kalmıştı.

 

Dao Tohumu Dağında yetişim yapan ve seansını tamamlayıp çıkmak üzere olan Zhou Xinqi yankılanan sesler karşısında keyifsizleşmişti.

 

Yeşil Sorguç Tepesine gidip elde ettiği yeni bilgilerin havasını atmak üzere olan Xu Baocai’nin gözleri bir anda patlak veren ses karşısında irileşmişti.

 

Büyük Şişman Zhang ise kendisini azarlayan Xu Meixiang’ın önünde acınası bir şekilde dikilmekteydi. Sesin duyuluşuyla ikisinin de bakışları yukarı kaymıştı.

 

Bai Xiaochun’un muamelelerine maruz kalan tüm güney yaka yetişimci ve çıraklarının işittikleri şey karşısında dilleri tutulmuştu… 

 

Kokulu Bulut Tepesinde çıraklarına yetişim dersi vermekte olan bir kıdemlinin de Bai Xiaochun’un sesi karşısında yüzü düşmüştü. Çıraklar ise şaşkın değil, etkilenmiş görünüyordu.

 

Dao Tohumu Dağındaki Zheng Yuandong elindeki yeşim kâğıdı kasvetli bir ifadeyle okumakla meşguldü. Kağıttaki haberler hiç iyi değildi ve tam bu sebeple önemli bir görevi duyurmak adına Görev Ofisine gidecekken düşünceleri yükselen sesle bölünmüş, ansızın adımlarını duraklatan adamın ifadesi titreşmişti.

 

Dao Tohumu Dağındaki iki baş kıdemlinin de suratları düşmüştü. O kıdemliler Bai Xiaochun’un yerçekimsel tepki incisi yüzünden kıyafetleri parçalanan bahtsızlardandı.

 

Bu sırada Bai Xiaochun güney yakanın sessizliğine, kuşların uçamayışına, ilerlemekte olan yetişimcilerin ansızın duraklayışına bakakalmış ve bariz şekilde etkilenmişti.

 

“Hala hatırlanıyor muyum? Beni kesin özlemişsinizdir. Ben yokken yetişim çok ama çok sıkıcı olmuş olmalı…” İç çekerek bakışlarını Chen Fei ve diğer üç yetişimciye çevirdi. “Sence de öyle değil mi, Chen Fei?”

 

Chen Fei başta ne söyleyeceğini bilememişti. Fakat bir müddet sonra kendisini cesaretlendirerek biraz iltifat sıralamakta karar kıldı.

 

“Tarikat Amcası Bai, sen eşsiz bir büyü gücüne sahipsin. Tamamen ve olabildiğince ünlüsün. Dönüşün ve tek bir bağırışınla Ruh Akımı Tarikatının içindeki ve dışındaki herkesi canlandırdın!” Chen Fei’nin yoldaşları bu sözler karşısında şoka uğramıştı. Halihazırda Bai Xiaochun’un sözlerinin doğurduğu tepki karşısında şaşkınken bir de daima soğuk ve mesafeli olan Büyük Kardeş Chen Fei’nin ansızın böyle pohpohlayıcı konuşması soluklarını kesmişti.

 

Bu üçü Bai Xiaochun’un ünlendiği zamanlarda ortalıkta değildi. Tarikata sonrasında katılmış ve olanların yalnızca hikayesini işitmişlerdi. Haliyle şu anda birbirlerine tuhaf bakışlar atıyorlardı.

 

Bai Xiaochun uzunca bir kahkahayla karşılık verdi: “Hahaha! Haklısın tabii ki. Herkes beni ölümüne özlemiştir. Baksana, tek bağırışımla herkesi suskuna çevirdim.

 

“Merak etmeyin millet, döndüm. Ve bir daha asla gitmeyeceğim…” İç çeken Bai Xiaochun avazı çıktığınca bağırmaya devam edecekken güney yakanın üç tepesinden yeri göğü sarsacak çığlıklar yükselmeye başladı.

 

“Cennetlerin gözleri yokmuş! Bai Xiaochun geri döndü!!”

 

“Lanet olsun! Tecrübe edinmeye gitmemiş miydi? Daha sadece birkaç yıl oldu, nasıl bu kadar erken dönebilir?!?!”

 

“Bu hiç iyi olmadı! Ruh kuyruklu tavuk nüfusu daha yeni normale dönmeye başlamıştı…”

 

“Simya Canavarı geri döndü!”

 

Bu bağırışlar yankılanırken anka kuşları da acınası çığlıklarla çabucak kaçışmaya başlamış, havada duraksayan yetişimcilerin nefesi kesilmişti. Doğal olarak uçabilenlerin çoğu Kuruluş Kadrosundaydı. Bai Xiaochun’un herkesin kıyafetlerini parçaladığı ve onları anadan doğma bıraktığı günü anımsamak kafataslarını korkuyla uyuşturup kaçmalarına yol açmaktaydı.

 

Geçmişteki tüm o acınası manzaraları anımsayan sıradan çırakların kalpleriyse keder ve öfkeyle dolmaktaydı.

 

Zhou Xinqi dişlerini sıkmış, az önce işittiği sözlere duyduğu nefretle öfkelenmişti. Soğuk bir homurdanmayla inzivada daha fazla yetişim yapmakta karar kıldı…  

 

Xu Baocai ağlamak üzereydi, dışarı çıkmaya dair tüm isteğini yitirmişti. Fakat Bai Xiaochun’un tarikattaki statüsünü düşününce onu karşılamaya gitmeyi seçti.

 

Bai Xiaochun ise tüm bu çığlıklar karşısında gözlerini kırpıştırmakla meşguldü. Ardından kuru bir şekilde öksürüp burnunu ovuşturarak Chen Fei ve yoldaşlarına baktı.

 

“Hahaha! Ne tutkulu bir grup, değil mi?”

 

Alnından terler dökülen Chen Fei beynini ne kadar zorlarsa zorlasın diyecek bir şey bulamıyordu. Üç yoldaşıysa Bai Xiaochun’a bir tanrıymışçasına saygıyla bakıyordu. Birinin tek cümlesiyle tüm güney yakayı yıkılmanın eşiğine getirmesini akılları almıyordu…  

 

Bai Xiaochun biraz tuhaf hissetmeye, hatta rahatsız olmaya başlamıştı. Kan Akımı Tarikatındayken bir kan efendisi olarak gittiği her noktada nihai bir saygıyla karşılanmıştı. Tek kelimesi veya bakışıyla herkesi korkudan titretmeye alışmıştı.

 

Durumun ne kadar da adaletsiz olduğu hakkında içten içe homurdanırken Menekşe Kazanı Tepesinden gelen bir ışık huzmesiyle karşılaştı. Bu huzme başını arkaya atıp uzunca bağıran Büyük Şişman Zhang’tan başkası değildi.

 

Hou Xiaomei de inzivadaydı fakat anında heyecan saçarak yollara düşmüştü…

 

Bir de Üçüncü Şişman Hei ve Hou Yunfei vardı. Bai Xiaochun’la bağlantısı olanların hisleri diğerlerinden farklıydı, her biri keyifle harekete geçmişti.

 

Bu sırada Zheng Yuandong boğazını temizledi. Ortaya çıkmamak gibi bir seçeneği yoktu. Dao Tohumu Dağında dikilip Bai Xiaochun’a doğru bakarken geçmişte sebep olduğu tüm arsızlıkları düşünmüş, kendi kendine gülmeye başlamıştı.

 

İşte o anda kuzey yakadan keyif dolu bir kükreyiş yükseldi. Tam otuz metrelik boyuyla küçük bir dağı andıran Karayağız havalanmıştı. Yeri göğü sarsıcı çığlığıysa kuzey yakadaki sayısız yaratığın avazı çıktığınca bağırmasına yol açmaktaydı.

 

Yaratıkların kükreyişleri tüm kuzey yakayı şoka sokarak suskunlaştırmıştı. Pek çok çıraksa olanları anlayamadan havalanmış haldeydi. Fakat Bai Xiaochun’u görmek ağızlarını açık bıraktı. Ardından iç çekişler ve şaşkınlık nidaları yükselmeye başladı.

 

“Bai Xiaochun!!”

 

“Dönmüş!!”

 

Pek çok kuzey yaka çırağı çığlıklar atarak gerilemekteydi; sözler ağızdan ağıza yayılıyor, tüm kuzey yaka kaosa sürükleniyordu…

 

Bai Xiaochun içten bir kahkaha eşliğinde Karayağızla buluşmak adına öne çıkmıştı. Gelip önünde duran Karayağızınsa gözleri irileşmiş, yüzü neşeyle dolup taşmıştı. Ardından hiç tereddüt etmeden kendisini doğduğu boyuta indirgedi ve dişlerini Bai Xiaochun’un pantolonuna geçirdi; görünen o ki Bai Xiaochun’un yeniden kendisini bırakıp maceralara atılabileceğinden korkuyordu.

 

Neşe saçan Bai Xiaochun uzanarak Karayağızı kollarına aldı. Sonra da kendisiyle konuşmak adına yanıp tutuşur gibi görünen Büyük Şişman Zhang’a sarılmaya yeltendi. Fakat bunu yapamadan önce Hou Xiaomei ışıl ışıl gözlerle alana vardı ve Büyük Şişman Zhang hemen kenara çekildi.

 

Bai Xiaochun yeni bir neşeli kahkahayla Hou Xiaomei’ye döndü. Artık o geçmişteki cahil çocuk değildi, Kan Akımı Tarikatında yaşadıkları onu olgunlaştırmıştı. Ansızın eğilip Hou Xiaomei’yi kucaklama dürtüsüyle doldu.

 

Hou Xiaomei ise kıpkırmızı kesilen bir suratla ve neşeli bir edayla onu itekleyerek karşılık verdi.

 

Çok geçmeden Hou Yunfei ve Xu Baocai de alana vardı. Ayrıca Düşmüş Kılıç Dünyasında Bai Xiaochun’dan yardım alan pek çok çırak da toplanmış, yüzü aşkın kişi neşe dolu bir şekilde Xiaochun’u çevrelemişti. Bir müddet sonra topluluk sohbet ve kahkahalar eşliğinde, son yıllarda gerçekleşen her şeyi anlatarak Dao Tohumu Dağına doğru ilerlemeye koyuldu.

 

Bai Xiaochun’un sorduğu ilk şeylerden biriyse Li Qinghou oldu. Hiç kimse detaylı bilgi sahibi değildi ama kötü bir haber işitmemek Bai Xiaochun’u mutlu etmişti.

 

Bai Xiaochun’u karşılayan böyle kalabalık bir grup olmasıysa pek çok kişi için şok ediciydi. Bilhassa onun ellerinden bolca çile çekmiş olanlar gördükleri manzarayı tam bir saçmalık olarak yorumluyordu.

 

Tarikattaki onlarca kişinin tepesini attıran böyle birinin kendisini gerçekten seven bu kadar dostu olabileceğini akılları almıyordu.

 

Chen Fei’nin üç yoldaşı da kendi aralarında mırıldanmaya başlamıştı.

 

“Tarikat Amcası Bai hakkında pek çok hikaye işittim…”

 

“Nasıl biri ki o?”

 

“Nedense Tarikat Amcası Bai’nin dönüşüyle Ruh Akımı Tarikatı bir başka görünüyor. Eskiden işler yoğundu ve savaşın yaklaşışının verdiği baskı tepemizdeydi. Ama şimdi… o baskı birazcık kalkmış gibi değil mi?”

 

Chen Fei Bai Xiaochun ve grubunu takip etmemiş, onların gidişini izlerken biraz aklı karışmıştı. Yoldaşlarının cümlelerini işittikten sonraysa anlık bir sessizliğin ardından şöyle dedi: “O Bai Xiaochun. Miras kesimi adayı. Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosu uzmanı. Hiç kimse onunla kıyaslanamaz. Onun yaydığı ışık herkesi gölgede bırakır. Pek çok kişi ona sevgi-nefret karışımı şeyler beslese de ona inanmayan yoktur! İşte Bai Xiaochun böyle biri!”

 

Üç yoldaş başka bir şey söylememiş fakat gözleri anlayışla titreşmiş, Bai Xiaochun’un uzaklaşışını izlerken ifadelerine daha da yoğun bir saygı yerleşmişti.

 

Tüm Ruh Akımı Tarikatı Bai Xiaochun’un dönüşüyle sarsılırken Süsen Yaprağı Tepesinin bir ferdi de mağarasından çıkmıştı.

 

Bu kişi genç bir kadındı, güney yakaya bakarken saçları rüzgarlarla havalanıyor, açık, hassas teni gözler önüne seriliyordu. Gözleri derin sular misali ışıldıyor ve usturuplu kıyafeti bile çekici, kıvrımlı bedenini gizlemekte başarılı olamıyordu. Çekici bakışlarıysa ona yaklaşan herkesin kalbindeki arzuları kabartabilecek düzeydeydi… 

 

Gülümsemesini eliyle kapatan kız melodik bir sesle şöyle demekteydi: “Demek sonunda döndün şekerim…”

 

#Kaplumbağamız sonunda yuvasına ve sevdiklerine kavuştu. Acaba Kan Akımı Tarikatına gittiğini ve Karamahzen olduğunu söyleyecek mi ve söylerse inanacaklar mı? 
Ayrıca son anda 'şekerim' kelimesi de yine kendisini gösterdi. Pek sevimli hayalet kardeşimiz bizimkine neler yapacak çok merak ediyorum doğrusu. Bir de savaşın ne zaman başlayacağı, neler olacağı soruları var...
Okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr