Bölüm 221 : Evrendeki Tüm Bitkilerin Daosu

avatar
5926 21

A Will Eternal - Bölüm 221 : Evrendeki Tüm Bitkilerin Daosu


Çevirmen : Clumsy 

 

Göğe yükselen yeşil ışık sütunu herkesi titretmiş, alandaki kan qi’sinin bile patlama yapmasına yol açmıştı. Tüm Kan Akımı Tarikatı sarsılmış vaziyetteydi.

 

Meditasyon halindeki Orta Tepe Ulu Kıdemlisi Song Junwan’ın gözleriyse ansızın açılmıştı. Şaşakalan kadın mağarasından bir hışımla çıkarak ışığa bakmış ve kaynağın Kutsal Hap Duvarı olduğunu çabucak idrak etmişti.

 

“Karamahzen aydınlanma arayışı için oraya gitmişti. Yoksa...” Kalbi bu düşünceyle ürpererek havalandı. Bu konuda yalnız değildi; farklı tepelerden sayısız ışık huzmesi Kutsal Hap Duvarına yönelmişti.

 

Ata Tepesinden gelen ilahi hisler de mevcuttu. Herkes derin trans halindeki, boş ifadeli Bai Xiaochun’u görmüştü. Kendinden geçmiş bir hali vardı. Ona bakan kim olsa duvar parçası sayesinde aydınlanma yaşamakta olduğunu söyleyebilirdi!

 

“Her birkaç yüz yılda bir kimilerinin aydınlanma kazandığı görülür. Ama bugüne dek kimse duvardan yeşil bir ışık çıkmasına sebep olmamıştı!”

 

“Antik kayıtlarda Daoist Kan Bilgesinin 8,000 yıl önce yaşadığı aydınlanmayı okuduğumu anımsıyorum. O zaman da yeşil ışık belirmiş... Acaba aynı tür bir aydınlanma mı söz konusu?”

 

“Karamahzenin ilaçların Daosunda bu kadar şanslı olduğuna inanamıyorum!”

 

“Onu birkaç kez ilaç yaparken görmüştüm. Eğer duvardan aydınlanma kazanabilirse ileride Kan Akımı Tarikatının yeni bir büyükusta simyacısı olabilir!!”

 

Olanları dikkate alanlar baş kıdemlilerden ibaret değildi. İki çift göz de Bai Xiaochun’un üzerinde yıldırım misali parlamaktaydı.

 

Bu gözlerin bir çifti Başpapaz Limitsize, diğeriyse Song Klanı başpapazına aitti!

 

Bu gözler garip ışıklarla dolmuştu, etkilenmiş görünüyorlardı. Çok geçmeden duvarın etrafında sayısız figür toplanmış ve Song Klanı başpapazı çabucak lafa girmişti: “Song Junwan, Karamahzen için Dharma koruyuculuğu yap. Müdahale etmeye çalışan olursa anında öldür!”

 

Song Klanı başpapazının buz soğukluğundaki sesi herkesin kulaklarına ulaşmış, Bai Xiaochun’un yakınlarındaki yetişimciler kalpleri korkuyla küt küt atarak gerilemeye başlamıştı. Az önce müdahale etmeyi aklından geçirenlerse bu düşünceleri çoktan bir kenara atmıştı.

 

Song Junwan derin bir nefes aldı. Ardından ellerini saygıyla kavuşturup birkaç adım öne çıkarak Bai Xiaochun’un önünde bağdaş kurdu ve onun Dharma koruyucusu olarak hizmet vermeye başladı.

 

Song Junwan’ın şahsi komutası altındaki yetişimciler de geniş bir düzene yayılıp bağdaş kurarak etraftaki yetişimcilere soğuk bakışlar yönlendirdi.

 

Song Junwan’ın Dharma koruyuculuğu ve başpapazın uyarısı kalabalığı dağıtmış, çok geçmeden alana sessizlik çökmüştü.

 

Karamahzenin duvardan aydınlanma kazandığı haberiyse yayılmaktaydı. Yetişimciler önlerindeki ayı, günü gününe yaşananları takip ederek geçirmişti. Song Junwan ise giderek kanlanan gözlerle ve sersemlemiş bir vaziyette oturmayı sürdürüyordu; onun için önem atfeden şeyler Bai Xiaochun ve duvardan ibaret gibiydi.

 

“Karamahzen Ters Kan Atasal Uyanışını gerçekleştirdi,” diye düşünüyordu, “kehanette de inanılmaz bir yeteneğe sahip. Şimdi bir de ilaçların Daosundaki dahiliği çıktı. Bu duvarla çalışan çok çırak oldu ama başarabilen çok azdı, duvardan tepki alabilenlerse daha da az! Acaba Karamahzen nasıl bir ilaç Daosu aydınlanması kazandı?” Gözleri giderek daha yoğun parıldıyor ve bir kez daha Karamahzenle ilgili tahminlerinde haksız çıktığını fark ediyordu.

 

Karamahzen anlamak için tek bakışın yeteceği sadelikte biri gibi görünüyordu. Fakat Song Junwan, onun hakkında görüp bildiklerinin yalnızca buzdağının görünen kısmı olduğunu itiraf etmek zorundaydı.

 

“Böyle biri Qi Yoğunlaşma aşamasını hiç fark edilmeden nasıl aşabilir? Gerçekten tüm vaktini gelişip hazırlanmaya mı harcamış?” Bu meseleyi ne kadar irdelerse irdelesin yanıt bulamıyordu. Bu esnada Bai Xiaochun’a dönük bakışlarındaki parıltı da giderek derinleşiyordu.

 

Vakit geçmiş, bir ay daha geride kalmış ve Bai Xiaochun kendisini iyiden iyiye unutmuştu. Tamamen simyacıya ve onun ilaç yapım sürecine odaklanmıştı.

 

Onu defalarca izlemiş, her izleyip inceleyişinde figür daha da netleşmişti. En sonunda imge farklı bir insana dönmüş ve çok geçmeden yaratım metodu da farklılaşmıştı.

 

Genel olarak ilaçların Daosu konusundaki teoriler aynıydı. Fakat konu bitkisel haplara ve hap yapım metotlarına geldiğinde kişiden kişiye değişiklik yaşanırdı. İnsan değiştikçe metot da değişir lakin temel baki kalırdı.

 

İlaç yapan farklı figürleri art arda gören Bai Xiaochun titremekteydi. Her figür aynı temel prensiplerle tamı tamına ihtiyacı olan tıbbi kuvveti doğurabiliyordu.

 

Bai Xiaochun’un zihninde koca bir kapı açılmış gibiydi. Bir noktada duvarda gördüklerini taklit edercesine bilinçsizce ellerini de uzatıp kıpırdatmaya başlamıştı.

 

Elleri hareket ettikçe etrafı yeşil bir ışık katmanıyla çevreleniyor, bu da duvardaki yeşil ışığı etkiliyordu. Çok geçmeden iki katman bağlantı kurmuştu.

 

Bai Xiaochun’un zihni gümbürdeme sesleriyle dolup taşarken ilaçların Daosuna yönelik sayısız bilgi de ışık aracılığıyla kendisine akıyordu.

 

Ata Tepesi grubu sarsılmıştı, yetişimleri gereğince olup bitenleri sezebiliyorlardı.

 

“Bir miras!”

 

“Hap Akımı Tarikatının bu duvar parçasını almak için o kadar uğraşmasına şaşmamalı. Eğer Daoist Kan Bilgesi ölmeden önce duvarı sonsuza dek muhafaza etmemizi söylemiş olmasaydı çoktan geri göndermiş olabilirdik.”

 

“Yani bu duvar Hap Akımı Tarikatının ilaçların Daosuna yönelik mirasını içeriyor. Şimdi düşündüm de, Hap Akımı Tarikatında da bir duvar parçası yok muydu?” Kan Akımı Tarikatı başpapazları bu noktada birbirine bakmıştı, her biri diğerinin ne kadar etkilendiğini görebiliyordu.

 

Bai Xiaochun’un zihniyse kabul ettiği miras yüzünden acı içerisindeydi. Tir tir titriyor, gözleri tamamen kanlanırken avazı çıktığınca bağırıyordu.

 

Fakat pes etmeye gönlü yoktu. İlaçların Daosuna yönelik ufacık bir bilgi bile tamamen şok edici olabilirdi.

 

“Hap fırını olarak cenneti ve dünyayı kullan. Evreni bitkilerin yap. Ruh tohumlarını vasiyet et. Talih ilaçları yarat!”

 

Bai Xiaochun’un zihni yükselen şok dalgalarıyla allak bullak oluyordu. Aklı ansızın öldürmüş olduğu Hap Akımı Tarikatı çırağı Fang Lin’e kaymıştı. Onun kullandığı Cennet-Dünya Kazanı duvar mirasının ilk cümlesine tekabül ediyor olsa gerekti!

 

Ayrıca Fang Lin öldüğünde genç adamın yüzünde beliren yin-yang sembolünü de anımsamıştı. Fang Lin’in bilinçsizce bir ruh tohumundan etkilendiği barizdi!

 

Anın sıcaklığıyla ying-yang suratlı genç adamı hiçe saymıştı. Ancak bu mevzuyu unutmuş değildi ve bu konudaki şüphelerini de silmemişti. Artık gördüğü şeyin bir Ruh Tohumu Vasiyeti ilanı olduğunu anlayabiliyordu!

 

Şu anda almakta olduğu miras da Evrendeki Tüm Bitkiler tekniğiydi!

 

Cennet-Dünya Kazanı, Evrendeki Tüm Bitkiler, Ruh Tohumu Vasiyeti! Bu üç ilahi kabiliyet Hap Akımı Tarikatının temeli olarak hizmet veren Daolardı.

 

Ne yazık ki Kan Akımı Tarikatı duvarlarının yarısını çalmıştı. Hap Akımı Tarikatının çoktandır yaşadığı kademeli düşüşün sebebi de Evrendeki Tüm Bitkiler tekniğinin eksikliği olabilirdi.

 

“Evreni bitki olarak kullanarak bitki dönüşümü gerçekleştirmek her tip tıbbi etki için iş görebilir! Böyle bir ilaç Daosu akıl almaz!” Bai Xiaochun soluk soluğaydı. Aydınlanır gibi yaparken bir miras elde edeceğini hayal dahi edemezdi.

 

Mirasın geçişiyle duvardan yayılan ışık giderek güçsüzleşmeye, Xiaochun’un etrafındaki yeşil ışıltıysa güçlenmeye başlamıştı. Birkaç günün sonunda duvarın ışığı tamamen silinmiş ve Bai Xiaochun’un gözleri açılmıştı. Bu noktada etrafındaki yoğun yeşil ışık gök gürültüsü misali bir gümbürdeme doğurdu ve sayısız bitki imgesi art arda dönerek birbiriyle kaynaşmaya, mütemadiyen dönüşmeye başladı.

 

Kan Akımı Tarikatı çıraklarının gördüğü esrarengiz işaretler şok ediciydi. Karamahzen isminin ertesi gün Kan Akımı Tarikatını yıkıp geçeceği belliydi. Diğer tarikatlar bile olanları duyabilir, Karamahzen Aşağı Sahalarda iyice ünlenebilirdi.

 

“Karamahzen...” diye mırıldanan Song Junwan ayağa kalkmıştı, Bai Xiaochun’a bakan gözlerinde bir endişe belirtisi görmek mümkündü. Karamahzen eskisinden çok daha zayıftı, yüzü çökmüş, et ve kemikten ibaret bir hal almıştı. Fakat gözleri buna rağmen ışıl ışıldı.

 

Song Junwan’a bakan Bai Xiaochun başıyla onay verdi ve kadın ağzını açamadan, “Biraz ilaç üretmeliyim!” dedi.

 

Zihninde batmakta olan bilgileri almalı ve bir an önce ilaç yapımında kullanarak Evrendeki Tüm Bitkiler tekniğinin hissiyatını kalbinde sabitlemeliydi. Bu düşünceyle herkesin bakışları altında Orta Tepeye havalandı. Ata Tepenin başpapazları bile onun gidişini izlerken beklenti dolu suratlara kavuşmuştu.

 

Mağarasına dönen Xiaochun hemen inzivaya çekildi. Elinde pek bitki yoktu fakat hiç tereddüt etmeden hap fırınını çıkartarak üretime başladı. Ruh ilacı değil, bitki hapları üretecekti.

 

Üretim sürecinde bitkileri manipüle ederek belli tıbbi kuvvetler doğurma konusunda çok daha özgüvenli bir hal almıştı. Zihnindeki miras giderek derinleşmekteydi. Öylesine odaklanmıştı ki uyumak veya yemek yemek gibi şeyleri tamamen bir kenara atmıştı. Tarikatta doğurmayı umduğu etki de gerçek olmuştu. Song Klanı başpapazı hazırlattığı bolca bitkiyi kan alevi taşlarından bir yığınla birlikte mağarasına göndermişti.

 

Kan Akımı Tarikatının tüm kaynakları Bai Xiaochun’un elde ettiği mirasta çabucak uzmanlaşması adına önüne serilmişti. Verilen tıbbi bitkilerin pek çoğu son derece nadirdi ve dışarıda elde etmek için ya fahiş fiyatlar gerekirdi ya da zorlu mücadeleler.

 

Ama tarikat, bunları ona vermek konusunda en ufak bir tereddüt etmemişti.

 

Hatta bir simyacı gönderilmiş ve o kişi de saygılı bir şekilde şöyle demişti: “Büyükusta, başpapaz bunun yalnızca malzemelerin ilk postası olduğunu açıklamam adına beni gönderdi. Bitkilerin devamı da yolda!”

 

Bai Xiaochun düzenli bitki akışı sayesinde miras konusundaki uzmanlığında hiçbir gecikme yaşamıyordu. Ürettiği bitki hapları arttıkça gözlerinin ışıltısı da yoğunlaşıyordu. Aynı zamanda ilaç Daosundaki yeteneği de çığır atlamaktaydı.

 

Ayrıca Frijit Okulu Tıbbi El Kitabında anlam veremediği bazı alanların netleşişi şeklinde hoş bir sürpriz de yaşamıştı. Hatta ilk sayfanın koca bir kısmı onun için tamamen anlam kazanmıştı!

 

“Sonunda 4. kademe tıbbi hapları üretebileceğimi hissediyorum! Hatta belki 5. kademeleri de!”

 

Ve 4. kademe tıbbi haplar kalfa simyacılıkla usta simyacılık arasındaki belirleyici ayrımdı!

 

#Böylece kaplumbağamız Hap Akımı Tarikatının üç mirasından birini almış oldu. Rol yapayım derken böyle bir kazanç elde etmesi muazzam. 
Şimdi de o mirası özümseme sürecinde ve Kan Akımı Tarikatı önüne ne var ne yoksa seriyor. Bu olay sayesinde iyice ünlenip hedeflerine bir adım daha yaklaşması da başka bir mesele. Bakalım bizi şimdi ne bekliyor, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr