Bölüm 183 : Yakında Döneceğim...

avatar
6269 28

A Will Eternal - Bölüm 183 : Yakında Döneceğim...


Çevirmen : Clumsy 

 

Zheng Yuandong göz açıp kapayıncaya dek elini sallayarak yeni bir cüppe yarattı. Ancak o cüppe de daha üzerine yerleşemeden parçalara ayrıldı.

 

Bai Xiaochun ise tiz çığlıklar atarak kaçmaya yeltendi. Yarattığı felaketi düşünüp döktüğü soğuk terlerle sırılsıklam olmuştu. Sadece Büyük Kardeşi Tarikat Liderinin kıyafetlerini parçalasaydı hadi neyse… Sonuçta onun Küçük Kardeşiydi. Ama baş kıdemliler de bu durumdan nasibini almıştı.

 

Baş kıdemlilerin gözlerindeki boş bakışlar Bai Xiaochun’un kafatasının patlamak üzereymişçesine karıncalanmasına yol açıyordu.

 

“Bai. Xiao. CHUN!!” diye kükreyen Zheng Yuandong, üzerine yeni bir kıyafet daha geçirdi. Onun sesi gök gürültüsü misali patlak verirken gözleri öfkeyle yanıp tutuşan baş kıdemlilerin yetişim basamakları da volkan misali patlama yapmaktaydı.

 

Hepsi Bai Xiaochun’a doğru ilerlemeye başlamıştı.

 

Çığlıklar atan Bai Xiaochun ise tam gaz kaçmaya hazırdı.

 

“Bilerek olmadı...”

 

“Kapa çeneni!” diye kükreyen baş kıdemlilerin sesleri sağır edici yükseklikteydi.

 

“Beni öldürmeye çalışıyorlar! Beni öldürmeye çalışıyorlar!!” Bai Xiaochun bu defa gerçekten korkmuştu. Hemen Protomanyetik Kanatlarını saldı, Altın Karga Kılıcını çıkardı ve Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosu yetişiminin tüm gücünü kullanarak sıvıştı.

 

Bu sırada tüm Kuruluş Kadrosu yetişimcilerinin dengesi bozulmuştu. Bai Xiaochun’un işkenceleri sayesinde çoktandır biriktirdikleri öfkeleri, baş kıdemlilerin onu kovalayışını gördükleri anda sesli kahkahalara dönüşmüştü.  

 

Bu özellikle de Shangguan Tianyou için geçerliydi. “Tarikat sonunda Bai Xiaochun’un ne mal olduğunu gördü! Bu yürüyen felaket tarikatta kalmaya devam ederse hepimizin sonu yıkımdır!”

 

Kalabalığın içerisindeki Hou Yunfei ise iç çekip acı bir şekilde gülümsemekle yetinmişti.

 

Bai Xiaochun korkudan aklı çıkmış bir şekilde kaçmakta ve gözlerinde yaşlar birikmekteydi. Bu defa yanlış anlaşıldığını düşünmüyordu; büyük bir felakete mahal verdiğinin farkındaydı ve kaçmaktan başka şansı yoktu. Göz açıp kapayıncaya dek kuzey yakaya yönelmişti, baş kıdemlilerse ensesindeydi. Oraya vardığı anda tüm kuzey yaka çıraklarının kulaklarına acınası bir çığlık erişti. Olanları görmek için havalananların yüzlerinde gülümsemeler doğuyordu.

 

Ancak havalanıp Bai Xiaochun’a yaklaştıkları anda kıyafetleri parçalanıyordu.

 

İlk tepkileri şoktu, sonrakiyse yükselen çığlıklar…

 

Bai Xiaochun’un ağlayıp sızlanmasına ramak kalmıştı. “Baş kıdemliler, özür dilerim. Lütfen beni öldürmeyin! Ben bir Prestij çırağıyım, Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosu yetişimcisiyim, miras kesimi adayıyım!!”

 

Baş kıdemlilerse hem uyuşuklaşacak derecede delirmek hem de Bai Xiaochun’un hızı karşısında hayrete düşmekle meşguldü.

 

Kuzey yakaya anında kaos hakim olmuştu. Bai Xiaochun nereye gitse otuz metre menzilindekilerin kıyafetlerini şok edici bir şekilde yok ediyordu.

 

Bu sıralarda ortalıkta dolanmakta olan Karayağız, başını kaldırıp son derece tedirgin bir hal aldı. Ardından kafasını arkaya atarak kükredi, sesine bakılırsa dokuz veya onuncu Qi Yoğunlaşma seviyesine eşdeğer bir güç taşımaktaydı. Kuzey yakadaki sayısız savaş yaratığı da bu kükreyişe benzer şekillerde karşılık vermeye başlamıştı.

 

Efendileri tarafından durdurulmaya çalışan yaratıkların her biri Karayağız tarafından etkilenmiş görünüyordu. Tüm grup havalanmak ve Bai Xiaochun’u baş kıdemlilerden korumak ister gibiydi.

 

Ancak Karayağız bir isyan başlatamadan önce havadan atılan menekşe bir ip, çığlıklar atan Bai Xiaochun’u sarmaladı. Ansızın bağlanınca da baş kıdemlilerden biri tarafından kolayca yakalandı.

 

Başka bir baş kıdemli inciyi dikkatli bir şekilde uzaklaştırıp bu süreçte her nasılsa kıyafetlerini de bütün tutmayı başardı. Sonra da Bai Xiaochun’a sağlam bir tekme geçirdi.

 

“Ben bu tarikat için kanımı döktüm!” diye bağırdı Bai Xiaochun. “Takdire şayan hizmetler gerçekleştirdim...”

 

“Ne cüretle karşılık verirsin seni küçük velet!” Baş kıdemlinin ifadesi safi öfke yansıtsa da Bai Xiaochun’un dehşete düşmüş hali yüzünden neredeyse kahkahalara boğulacaktı.

 

Bai Xiaochun ağlamak üzere gibi görünüyordu. Ancak acınası çığlıklar savunurken bakışlarını aşağı indirip gaza gelen Karayağıza karışmaması için işaret vermeyi de ihmal etmedi.

 

Karayağız ise şaşırmış ama o gözlerdeki imayı anlayarak başını eğmişti.

 

Bunu fark eden baş kıdemliler de bir hayli şaşırmıştı. Ardından başpapazların bile bu savaş yaratığını nasıl da sevdiğini hatırlamak, gözlerinin efendisini korumaya çalışan yaratık karşısında takdirle parlamasına yol açtı.

 

“İşte Ruh Akımı Tarikatı savaş yaratığı dediğin böyle olur!” diyen baş kıdemliler Bai Xiaochun’a bir iki tekme daha atarak sızlana sızlana Dao Tohumu Dağına dönmesine yardımcı olmaktaydı.

 

Onların gidişiyle kuzey yaka önce sessizleşti, sonra da tezahüratlarla doldu. Ancak Bai Xiaochun’un tarikattaki statüsünün hatırlanması, bu tezahüratların kısa kesilmesine yol açtı. Ceza alsa bile bunun pek sert olmayacağını biliyor ve ileride ne olacağını merak ediyorlardı. Bai Xiaochun gelişip önemini arttırdıkça yaşanabilecek korkunç şeyleri hayal etmekse imkânsızdı.

 

“Bai Xiaochun ne zaman olgunlaşacak?”

 

“Ai. Ne baş belası ama!!”

 

Çok geçmeden Bai Xiaochun’un cezası açıklandı: Üç ay boyunca her gün Dao Tohumu Dağının yollarını süpürecekti. Bu süreçte dağı temiz tutmak adına süpürgesiyle gezerken bol bol görünür olmuştu.

 

Onun için bu, tam bir işkenceydi...

 

“Hey, bu bir dağ! Üstünde toz toprak olması lazım zaten! Onu nasıl temiz tutabilirim ki!?” Ağlamak üzere bir halde sızlanıp durarak üç ayı geçirmiş, sonra da mağarasına dönüp gölün yanına oturup tamamen acınası bir şekilde göğü izlemeye başlamıştı.

 

“Bilerek yapmamıştım ki! Ben bir Prestij çırağıyım. Miras kesimi adayıyım. Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosu uzmanıyım! Tarikat Liderinin Küçük Kardeşiyim! Tarikat için takdire şayan hizmetler gerçekleştirdim! Kanımı akıttım...

 

“Bu çok saçma! Bir de incimi alıp geri vermediler...” Bu düşüncelerle iç çekerek çantasına vurdu ve dişlerini sıktı.

 

“Amaaan, neyse ne. Bu sıralar Ruh Akımı Tarikatında kalamam. Kan Akımı Tarikatına gidip ebedi dayanıklılık kalıntısını almaya çalışsam iyi olur aslında. Hem Kan Akımı Tarikatı Ruh Akımı Tarikatının düşmanı, yani orada rahatlıkla hap yapıp İnsan Kontrolü Ulu Büyüm üzerinde çalışabilirim!” Aklına yatan bu fikirle birlikte ertesi sabah ilk iş olarak Zheng Yuandong’la konuşmaya gitti.

 

Bai Xiaochun’un geldiğini gören Zheng Yuandong’un yüzü çökmüştü. Ancak tarikattan ayrılıp tecrübe edinmekle ilgili sözlerini işittiği anda gözlerinin kuşkuyla irileşmesi çok sürmedi.

 

“Az önce tecrübe edinmek için bir süreliğine tarikattan ayrılacağım mı dedin?”

 

“Yeah! Doğru duymuşsun Büyük Kardeş Tarikat Lideri. Belki bir ölümsüz çelik parçasıyımdır ama gerekli işlemi görmeden ölümsüz bir kılıca dönüşemem. Bu yüzden biraz düşündüm ve dışarı çıkıp tecrübe edinmeye karar verdim!” Bai Xiaochun bu noktada sözlerini vurgulamak adına gururlu bir şekilde göğsüne vurmayı da ihmal etmemişti. “Büyük Kardeşim, gitmemi istemediğini biliyorum ama lütfen beni kalmam için ikna etmeye çalışma. Ben, Bai Xiaochun, kararımı çoktan--”

 

Daha cümlesi bitmeden önce öne çıkan Zheng Yuandong tarafından omuzlarından kavrandı. “Harika bir fikir!” dedi Zheng Yuandong heyecanla. “Seninle çok gurur duyuyorum Küçük Kardeşim. Gidip tecrübe edinmen konusunda benim onayımı aldın!! Hemen gidiyor musun?”

 

“Ha?” diyen Bai Xiaochun biraz afallamıştı. “Şey, henüz pek hazır sayılmam, ihtiyaçlarım--”

 

“Neye ihtiyacın var, Xiaochun?” diye araya giren Zheng Yuandong son derece ciddiydi. “Söylemen yeter! Ruh taşı? Tıbbi hap? Hayat kurtaran büyülü nesneler? Sen bir Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosu yetişimcisi ve bir miras kesimi adayısın. Senin için bir istisna gerçekleştirip hazine depolarını açabilir ve ne istersen verebilirim!

 

“Ama unutma, Doğu Korusu Kıtasını terk edemezsin. Tabii ki Doğu Korusu Kıtası çok büyük bir alan, yani gidebileceğin tonlarca yer var!” Bu sözler sonrasında kararlı bir şekilde Bai Xiaochun’u aldı ve hayat kurtarıcı büyülü nesneler seçmesi adına hazine depolarına götürdü.

 

Sonra da çantasını bolca ruh taşı ve tıbbi hapla doldurdu. Aynı zamanda bu meseleyi hevesli bir şekilde tarikatın kalanına aktarmayı da ihmal etmedi…

 

Bai Xiaochun o günün akşamüzeri vakitlerinde ana kapının dışarısında bir nebze sersemlemiş şekilde dikilmekteydi. Daha tecrübe edinme isteğini açalı yarım gün bile geçmemişti. Ama Zheng Yuandong ve diğerleri tüm hazırlıkları ve gerekli formaliteleri çoktan halletmişti.

 

An itibariyle etrafı Tarikat Lideri, altı tepe lordu ve bolca İç-Dış Kesim çırağıyla doluydu. Bayağı büyük bir mesele olmuştu. Kuzey yaka da güney yaka da Bai Xiaochun’un gideceği anı tedirginlikle beklemekteydi.

 

Bai Xiaochun birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. Nedense bu durum tanıdık gelmişti. Hiç düşünmeden lafa girdi: “Baylar bayanlar, Küçük Kardeşlerim, Tarikat Yeğenlerim, hepinizi özleyeceğim...”

 

Birbirine bakan kalabalığın gözlerine çabucak kederli ifadeler yerleşti. Bai Xiaochun’dan ayrılmak istemiyor gibi bir halleri vardı.

 

Zheng Yuandong, kibar bir surat ifadesiyle öne çıkarak şöyle dedi: “Xiaochun, sen Ruh Akımı Tarikatının en sıra dışı çırağısın. Önünde uzun yollar var! Yürümeye devam et. Geleceğine adım at. Cennetkarışı Deniziyle ilgili söylediklerimi unutmadın herhalde? Sonsuza dek yaşama yolunu da, değil mi?!

 

“Biz yetişimciler iradesiz olamayız. Gidip tecrübe edinmeye karar vermişken kararından dönemezsin. Xiaochun, Büyük Kardeşin seni daima destekleyecek!” Bu sözlerle Bai Xiaochun’un omzunu cesaretlendirircesine sıvazladı.

 

Çok geçmeden yeni sesler de işitildi.

 

“Yeah, çok haklı. Küçük Kardeş Bai, tecrübe edinmek hayatın bir parçasıdır! Denemeye devam et ve asla ardına bakma!”

 

“Büyük Kardeş Bai, yetişimcilerin cennetlere dahi direnme sebebi kalplerinin tüm arazileri barındıracak büyüklükte olmasıdır. Buradan çıkar çıkmaz dünyayı kendi gözlerinle görme şansın olacak. Tüm arazileri barındıracak koca bir kalp geliştirmeden olur mu hiç? Eminim senin kalbin tüm dünyayı bile içine alabilecektir!”

 

“Gerçekten sonsuza dek yaşayacağım...” diye düşünen Bai Xiaochun ise titremeye başlamıştı. Kararlı gözlerle herkese tek tek bakarak başıyla onay verdi. Sonra da arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı.

 

O ufuk çizgisinde yitip giderken, kalabalığın gözlerindeki kederin yerini neşe almaya başlamıştı. Zheng Yuandong heyecandan tir tir titriyordu.

 

“Bu defa cidden gitti. Sadece güney yakadan kuzey yakaya geçmedi, resmen tarikatı terk etti. Cennetlerin gözleri var! Tecrübe kazanacağım diye gitti işte!!”

 

“O şeytan gerçekten gitti mi? İnanamıyorum! Gerçek mi bu?!?!”

 

“Hahaha! Her gün bu mucize uğruna dua ediyordum, sonunda gerçek oldu. Kuzey yaka sonunda barışçıl ve huzurlu bir hal alacak!!”

 

“Güney yaka artık korku dolu bir hayat tatmayacak!”

 

“Yeni bir çağ başladı!!” Neşeli ifadeler çoğalırken güney yakanın bazı fertleri davullar çıkartıp gürültüyle çalmaya başlamıştı.

 

Tabii altta kalmak istemeyen kuzey yaka çırakları da çok geçmeden aynı şeye başladı. Tüm Ruh Akımı Tarikatı için mutluluk ve birlik beraberlik günüydü…

 

Bu sırada biraz uzaklaşmış olan Bai Xiaochun, davul seslerini işiterek kuru bir şekilde öksürdü. Sonra da özlem dolu bir ifade takınarak çenesini kaldırdı, kollarını sıvadı. Ve hiç olmadığı kadar melankolik görünerek şöyle dedi: “Beni şimdiden özlediniz ha? Üzülmeyin yoldaş Daoistlerim, yakında döneceğim!” Ardından derin bir nefes aldı ve gözlerindeki kararlılık iyice yoğunlaştı.

 

“Kan Akımı Tarikatı, üzülerek söylüyorum ki Bai Xiaochun geliyor ve bir casus olarak aranıza sızacak!” Bu cümleyle birlikte hızla uzaklaştı.

 

#Okurken çok eğlendiğim bir bölüm oldu. Bu hüzünlü veda ve arkasından gelen davul zurnalı şenlikler de gerçekten 'tanıdık geliyor'. 
Sizler adına çok üzgünüm Kan Akımı Tarikatı. Bakalım başınıza neler gelecek...
Ve bu bölümle birlikte 'Ben Bai Xiaochun' adındaki ilk kitabın sonuna gelip 'Karamahzen Efsanesi' isimli ikinci kitaba geçmiş bulunmaktayız. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr