Çevirmen : Clumsy 

Sonunda yeniden canlanmış olan Bai Xiaochun, Kokulu Bulut Tepesinden Dao Tohumu Dağına yönelmişti. Tarikat kuralları gereğince Kuruluş Kadrosuna eriştiği için çırak olmaktan çıkmış, bir kıdemli haline gelmişti.

Kıdemliler, tarikat tarafından özel sorumluluklar yüklenen sıra dışı içsel yetenekli bireylerdi. Yedi tepe lordu bu kişilere sık sık önemli görevler verirdi. Bai Xiaochun İç Kesimdeyken, Yaşlı Zhou da Kokulu Bulut Tepesinin Kuruluş Kadrosu kıdemlilerindendi.

Böyle kişiler özünde Seçilmiş olur ve Miras Kesimine erişmeyi hedeflerdi. Bunlar hafife alınamayacak insanlardı. Genel olarak yaşadıkları alanlar da sıradan dağ tepeleri değil, Dao Tohumu Dağı olurdu.

Arada bir Miras Kesimine ulaşanlar görülürdü ama genellikle yüz küsür yılın sonunda Altın Öze erişemeyenler tepe lordu olarak devam ederdi. Altın Öze erişip iki altmış yıllık döngüyü tamamlayamayanlarsa baş kıdemli hali alırdı.

Tabii Li Qinghou gibi erkenden tepe lordluğuna terfi ettirilen sıra dışı bireyler de söz konusuydu. Onlar hem yetişime hem de tepelerinin yönetimine birlikte zaman ayırırdı. Bu kişiler bir noktada, iki altmış yıllık döngü sonlanmadan Altın Öze ulaşma arzusuyla inzivaya çekilirdi.

Ruh Akım Tarikatı yüzeysel olarak yüzün birazcık üzerinde Kuruluş Kadrosu yetişimcisine sahipmiş gibi görünse de Dao Tohumu Dağındakilerin sayısı bundan çok daha fazlaydı.

Kuruluş Kadrosuna erişen kişi Dao Tohumu Dağında bir ölümsüz mağarası elde etme şansı edinirdi ki bu da bu insanların gücünün bir sembolüydü.

Ölümsüz mağaralarının çoğu dağın aşağı yarısında yer alıyor olsa da o kısımlar bile yedi tepede bulunandan daha yoğun ruhsal enerjiye sahipti.

Dağın yukarı yarısındaki ölümsüz mağaraları ise baş kıdemliler ve tarikat liderine hizmet vermekteydi.

Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosuna ulaşan Bai Xiaochun neredeyse başpapaza yakın bir pozisyon sahibi olmuştu. Onun ölümsüz mağarası yüksek rütbeli Kuruluş Kadrosu yetişimcileriyle birlikte dağın ortasında yer almaktaydı.

Bu durum kimilerini mutsuz etmiş olsa da ellerinden gelecek bir şey yoktu. Bai Xiaochun Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosuna erişerek tarikatın yükselen yıldızı, tüm ilginin de merkezi olmuştu.

Dao Tohumu Dağı kocamandı. Zamanında tarikat liderinin Küçük Kardeşi ve bir İç Kesim çırağı olarak burayı ziyaret etmişliği vardı ama çoğu kısım ona yasaktı. Bu yüzden burası gözüne uçsuz bucaksız ve görkemli bir yer gibi görünürdü.

Artık bir Kuruluş Kadrosu uzmanıydı ve yedi tepenin arasında yükselen Dao Tohumu Dağı, ona bir grup çocuğun arasındaki yetişkini andırmaktaydı.

Yolculuğu esnasında denk geldiği Ruh Akımı Tarikatı çırakları ona hürmetle yaklaşıyor ve selamlarını sunuyordu. Başta bir an önce havalanıp gitmeyi düşünmüş olsa da bu durum onun yavaşlamasına yol açmıştı. Hemen kollarını arkasında kavuşturup Kıdemli jenerasyonun bir üyesi edasıyla başını sallamaya ve gözlerine bir gurur yerleştirmeye başladı.

Tabii çırakların yüzlerinde de garip ifadeler belirdi ve pek çoğunun aklı eski olaylara gitti.

Bu esnada Yeşil Sorguç Tepesindeki bir kıdemli, etrafındaki birkaç düzine Dış Kesim çırağını kılıç tekniklerinde eğitmekteydi. Başını kaldırıp Bai Xiaochun’u gördüğünde iç çekerek şöyle dedi: “Herkes yukarı baksın. Altın ışıklarla çevrili şu yetişimciyi görüyor musunuz? İşte o, size daha önce bahsettiğim kişi, Ruh Akımı Tarikatının en harika Seçilmişi, Bai Xiaochun!”

Etraftaki Dış Kesim çırakları başlarını kaldırmış, gözleri hayranlık ve şevkle parlamaya başlamıştı.

“Tarikat Amcası Bai o mu?!”

“Tarikat Amcası Bai görkemli bir savaşçı ve bir Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosu uzmanı. Kendi neslindeki tüm çırakları gölgede bıraktığını duymuştum!”

“Tarikat Amcası Bai’nin neslindeki herkes bir harika. Tarikat Amcası Hayalet Diş, Tarikat Teyzesi Zhou Xinqi, Tarikat Amcası Shangguan Tianyou ve Tarikat Amcası Beihan Lie’nin muazzam yetenekli Seçilmişler olduğunu işittim. Tarikat Amcası Bai’yle aynı nesilde olmaları pek üzücü.”

Bu Dış Kesim çırakları tarikata yeni katılmıştı ve yetişimleri üç ila beş Qi Yoğunlaşmadaydı. Bai Xiaochun’la ilgili pek çok hikaye dinlemişlerdi; mesela asit yağmuru, tarikata düşen yıldırımlar, 10,000 Yılan Vadisi faciası… Tabii ki bu hikayelerin abartı olduğunu düşünmüşlerdi. Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosuna ulaşmış olduğunun haberleriyse çok daha inanılasıydı.

Uçmayı sürdüren Bai Xiaochun Yeşil Sorguç Tepesindeki çırakların tepkilerini ve kendisine yönelik alevli bakışları fark etmişti. Hemen etkilendi ve bu genç çıraklara mesafeli davranamayacağına, burnu havada görünemeyeceğine karar verdi.

Böylece hafifçe öksürdü ve yön değiştirerek Dış Kesim çırak grubuna doğru alçalmaya başladı.

Yeşil Sorguç Tepesi kıdemlisi ise çabucak ayaklanıp ellerini kavuşturdu. Etraftaki Dış Kesim çırakları da son derece heyecanlı bir şekilde aynı şeyi gerçekleştirmişti.

“Selamlar, Tarikat Amcası Bai!”

“Tarikat Amcası Bai, sen benim en büyük rol modelimsin!”

“Seni seviyorum, Tarikat Amcası Bai!” Kadın çıraklar özellikle abayı yakmış gibiydi, hepsinin yanakları kızarmış, gözleri heyecanla yanıp tutuşmaya başlamıştı.

İyice etkilenen Bai Xiaochun, tarikat uğruna yaptığı her şeye değdiğini düşünmeden edememişti. Gençlerin hayranlık dolu bakışları da büyük bir motivasyon sağlamıştı. Hemen samimi bir gülümseme takınarak onları cesaretlendirmeye girişti.

“Yetişiminize iyi odaklanın.”

“Sıkı çalışmayı sürdürün, sizler bir harikasınız!”

“Tarikat Amcanız Bai’yi seviyor musunuz? Ahem. O zaman sıkı çalışın ve unutmayın, her şey mümkündür.”

Bai Xiaochun sabırla orada dikilip çıraklarla konuşmayı sürdürdü. Karşısındakilerin heyecanı yüzünden biraz daha tavsiye verip giderek etkilenmeyi de ihmal etmedi.

Tavsiyelerini onuncu baskıya ulaştırdıktan ve sürekli kendisini tekrar ettikten sonraysa Dış Kesim çıraklarının gözleri boş bakmaya başlamıştı. Hepsi en az onlarca kez Tarikat Amcası Bai demiş ve artık tam olarak neler döndüğünü merak eder olmuştu.

Kıdemli ise gülse mi ağlasa mı bilemiyor, acaba İç Kesime terfi edildiğinde kendisine Tarikat Amcası Bai dedirtmek için zorladığı insanlar neler çekti diye düşünmeden edemiyordu. 

Öğle vakitlerinde en sonunda tatmin olan Bai Xiaochun Dao Tohumu Dağı yerine Menekşe Kazanı ve Kokulu Bulut Tepelerine yöneldi ve büyük bir şevkle karşılandı. Sonra da hiç olmadığı kadar heyecanlanarak kuzeyin dört tepesine geçti.

En nihayetinde, gecenin geç saatlerine ulaşıldığında, Ruh Akımı Tarikatının Dış Kesim çırakları Bai Xiaochun hakkında garip fikirlere kapılmaya başlamıştı. Bai Xiaochun da bu noktada önemli bir şeyi anımsamışçasına boğazını temizleyerek Dao Tohumu Dağına yöneldi.

Dao Tohumu Dağındaki ölümsüz mağarası çok büyüktü, büyü formasyonu ve dekor bağlamında Qi Yoğunlaşmada kullandığı ölümsüz mağarasını fazlasıyla geride bırakıyordu. Tabii içerisindeki ruhsal enerji de şok edici bir güçteydi.

Bu defa kaplıca yoktu. Ancak tüm mekânı adeta bir cennet kılan sislerle kaplı bir göl barındırmaktaydı.

Mağaranın dışı ise şarkı söyleyen kuşlar ve mis kokulu çiçeklerle kaplıydı. İsterse bir Dış Kesimi çırağını kapısında bekletebilir, mağarasına yönelik işleri hallettirebilirdi. Mekânın içi de dışı da kendisine aitti, özel mülküydü. An itibariyle gölün kıyısına son derece tatminkâr bir şekilde yerleşmişti.

“Sonunda Kuruluş Kadrosuna eriştim!” Bir yandan da yeşim kâğıttaki bilgileri düşünmekteydi. Statüsü gereği bir çırak kabul edebilirdi ve bu da pek eğlenceli olacağa benziyordu.

Dao Tohumu Dağına varışının haberi çok geçmeden yayılmış ve mağara, selamlarını sunmak ve Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosunun nasıl olduğunu görmek isteyen Kuruluş Kadrosu yetişimcileriyle dolup taşmıştı.

Tabii ki hiç kimse eli boş gelmiyordu. Her defasında şaşkına dönen Bai Xiaochun’un elleri kabul ettiği onca hediye yüzünden sızlamaya başlamıştı. Ancak yüzündeki gülümseme hiç silinmedi ve gelen her ziyaretçiyle sohbet etmeye zaman ayırdı.

Bilhassa Düşmüş Kılıç Uçurumunda onun sayesinde Kuruluş Kadrosuna erişenler son derece saygılıydı.

Yarım ayın sonunda işler yatışmaya başlamış ve ziyaretlerin sona erdiğini gören Bai Xiaochun da boşa zaman harcamaya bir son vermeye karar vermişti. Büyük Kardeşi Tarikat Lideri Zheng Yuandong’un sözlerini ve Cennetkarışı Nehrinin ortasındaki adayı düşünmeden edemiyordu. O ada sayesinde cennete adım atmak ve sonsuza dek yaşamak mümkündü!

“Cennetkarışı Denizine gitmek istiyorsam güçlü bir yetişimim olması gerektiği kesin. Yani çok sıkı çalışmam lazım!” Böylece sabah erkenden kalktı, derin bir nefes aldı ve kararlılık dolu gözlerle Kuruluş Kadrosunda yetişimini yapacağı tekniği seçmek üzere Atasal Karatünele yöneldi.

Atasal Karatünel, Dao Tohumu Dağının ortasındaki uzun bir tüneldi. Tünele giren kişi farklı yönlere yayılan yüzün üzerinde yol bulabilirdi ki her bir yol başka bir mirası temsil etmekteydi.

Genel olarak tünele girilen kimlik tanımlama cihazının aktive edilişiyle miras yollarının bir kısmı aydınlanırdı.

Bu mucizevi bir şeydi ve özünde yetişimciler miras seçse de bazen de bir mirasın bir yetişimciyi seçtiği söylenirdi!

Tabii ki bu çok nadir görülen bir durumdu. Bai Xiaochun Xu Baocai’nin Hayalet Diş hakkında söylediklerini anımsıyordu, onun girişiyle yirminin üzerinde yol, onu seçmek için aydınlanmıştı.

Bai Xiaochun bundan pek etkilenmemişti. “Bunun nesi o kadar harika ki? Ne olmuş yirmi miras onu seçtiyse? Ben Cennet-Daosu Kuruluş Kadrosuna eriştim bir kere!”

Tarikat kurallarına göre yalnızca kimlik tanımlama cihazı olan kişiler Atasal Karatünele girebilirdi. Bu cihaza sahip olmayıp girmeyi deneyenlerse içerideki formasyon tarafından anında öldürülürdü.

Bu yüzden mekânı koruyan bir kişi bulunmuyordu. Tünele varan Bai Xiaochun etrafta hiç kimsenin olmadığını görmüş ve bir anlık tereddütten sonra mağaramsı girişe adımını atmıştı. Bir an sonra yüzün üzerinde tünelimsi yolla kaplı güzel bir tünel girişindeki yerini almıştı.

Yollar pek özel görünmüyor olsa da Bai Xiaochun’un bildiği üzere cihazını aktive ettiği anda hiç değilse bir yol aydınlanacak ve içeri girebileceğini ifade edecekti.

Bir müddet etrafına bakıp cihazı aktive etmek üzereyken, yolların birinden gelen genç bir kadınla karşılaştı.

Gelen kişi Kuruluş Kadrosu tekniğini edinmeye gelen Zhou Xinqi idi. Ortaya çıkar çıkmaz Bai Xiaochun’u fark etmişti.

“Eee? Tarikat Yeğeni Xinqi!” dedi gözlerini kırpıştırarak.

Zhou Xinqi ise kaşlarını çatarak derin bir nefes aldı ve Bai Xiaochun’a anlamlı bir bakış atarak karşılık verdi.

“Selamlar Büyük Kardeş Bai. Lütfen terbiyeni takın.”

“Ha?” diyen Bai Xiaochun şaşkınlık dolu bir bakış atmıştı. Ancak hemen ardından ikisinin de Kuruluş Kadrosunda olduğunu ve kıdemliliklerinin eşitlendiğini anımsadı ve çok önemli bir şeyini yitirmiş hissine kapıldı. Sonuçta geçen onca yılda ona Tarikat Amcası dedirtmeyi neredeyse hiç başaramamıştı…  

Son derece hayal kırıklığına uğramış bir şekilde parmağını cihazına bastırdı ve etraftaki yollar aydınlanmaya başladı!

#Miras seçme zamanı! Cihazın aktive edilişiyle bir veya birden fazla yol aydınlanacak ve bizimki seçimini yapacak. Tabii ki söz konusu Bai Xiaochun olduğu için ilginç bir şeyler beklemeliyiz diye düşünüyorum.
Okumaya devam!